Makale

ÂSIM KIRÂETİ ve HAFS RİVÂYETİ

ÂSIM KIRÂETİ ve HAFS RİVÂYETİ

H. FİKRİ AKSOY
Mushafları İnceleme Kurulu Başkanı

Mâlûm olduğu üzere, Kurân-ı Kerîm’in okunuşunda on büyük “Kırâet imâmı” kabûl edilmiştir. Asırlardanberi bu on kırâet imânımın okuyuşuna “KIRÂET-İ AŞERE” denir. Bunlardan birisi “İMAM ÂSIM”dır. Bizim kırâatimiz; Âsım’ın kırâetini nakl ve rivâyet eden ve onun talebesi olan “HAFS”ın rivâyetidir. “Hafs Rivâyeti” yüz milyonlarca Müslüman tarafından dünyânın dört bucağında yayılarak okunagelmiştir. Bunun başlıca sebebi: “Asım Kırâeti ve Hafs Rivâyeti”, diğer kırâet ve lügatlerin en fasihi ve kolayı olduğundandır. Yeryüzünde yazılan ve basılan Mushafların pekçoğu, bu kırâete göredir. Daha başlangıçta ilk Mushâf-ı Şeriflerin âyetlerine hareke, nokta, medde, şedde ve şâir işâretler konurken “Âsım Kırâeti” gözönünde tutulmuştur. Diğer dokuz imâmın kırâeti ve onlardan gelen rivâyetlerin hepsi de hak ve gerçektir.

Zamânımıza kadar gelen “Asım Kırâeti”nin kısa tarihçesi ve Rasûlullah (S.A.S.) Efendimiz’e kadar varan kaynak silsilesinin mübârek kolları ve isimleri şöylecedir:

1 — “İlâhî Kaynak ve Mukaddes Menba”dan Cebrâîl Aleyhi’s-selâm’ın Kur’ân âyetlerini Rasûlullah (S.A.S.) Efendimiz Hazretleri’ne getirişidir. Kur’ân’ın kırâetini, her türlü elfâz ve mânâsıyla birlikte Peygamber’e Allâhü Teâlâ Hazretleri tarafından ta’lîm buyurulması ve Cibril’in her kırâeti birlikte tebliğ etmesidir.

2 — “Sahâbe ve Hulefâ-i Râşidîn” hazerâtına bizzat “Fahr-i Kâinat” Efendimiz tarafından ta’lîm olunmasıdır. Kur’ân’ın yüce “Muallimi” olan “Nebiyy-i Ekrem” Efendimiz’den Kur’ân ve Kırâet ilimlerini öğrenip başkalarına da öğreten en meş­hur zevât-ı kirâm şunlardır:

Hz. Osman İbn-i Affan, Hz. Ali İbn-i Ebî Tâlib, Hz. Übey İbn-i Kâ’b, Hz. Zeyd İbn-i Sâbit, Hz. Abdullah İbn-i Mes’ûd (Radıyallâhü Anhüm).

3 — Tabiîn Devri: Yâni; Ashâb-ı Kirâm’dan Kur’ân ve Kırâet ilimlerini öğre­nip nakledenler. Meşhurları: Ebû Abdurrahman es-Süllemî ve Zırr İbn-i Hureyş.

4 — Tebe-i Tâbiîn Devri: Yâni, Tâbiin’den okuyup nakledenlerin zamanı ki, ikinci Hicret asrıdır. Küfe imamlarından olan ve 128 târihinde vefat eden “Asım İbn-i Ebinnecûd” ismindeki zat da, zamanının Kırâet imâmı ve üstâzlarından olmuş­tur. İmam Asım, yukarıda zikredilen Tâbiîn’den “Ebû Abdurrahmânı’s-Süllemî” ile “Zirr Ibn-i Hubeyş”den ahzederek öğrendiği Kur’ân ilim ve kırâetini, zamanımıza kadar ulaşan iki büyük râvî ve talebesine aynen öğretmiştir.

5 — “Hafs Rivayeti”: Lâkabı “Hafs İbn-i Süleyman İbn-i Muğîrati’l-Esedi’l-Kûfî”dir. İmam Âsım ikinci asrın başlarında, Ebû Abdurrahman’dan aldığı kırâet ilmini “Hafs”a öğretmiştir. Zirr İbn-i Hubeyş’ten aldığını da ikinci talebesine öğ­retmiştir. Bu iki zâtın, yâni “Hafs” ile diğer arkadaşının rivâyetleri birleşince “Kırâet-i Âsim” olur. Çünkü hocaları Âsim, üstatlarından aldığı az farklı iki kırâeti, aynı farklarla iki talebesine öğrettiği için bu böyledir. İki râvî bir âyette aynı oku­nuşta birleştiklerinde hocaları Âsım’ın kırâeti olunca, birleşmeyip de az farklarla ayrıldıklarında kendi rivâyetleri olur. Meselâ medlerde üç-dört elif’e kadar uzattığı­mız zaman her iki rivâyeti (Âsim Kırâetini) icrâ etmiş oluruz. Çünkü Âsim diğer râvîsi olan “Şu’be”ye medlerde üç-dört elif’ten aşağı çekilmeyi ta’lim etmemiştir. Diğer imamlar ve kırâetlerinde de usûl buna benzer. Mamafih bizim kırâetimize umûmî olarak “Âsım Kırâeti” denir.

6 — “Hafs Rivâyeti”; tabloda görüleceği gibi, bize kadar “Ubeyd bin Sabbalı”, “Ebu’l-Hasani’l-Hâşimî”, “Ebu’l-Abbâsi’l-Eşnânî”, “Ebu’l-Hasen bin Galbûn” ve “Ebû Amr-ı Dânî” tarîkıyla gelmiştir. “Ebû Amr-ı Dâni” Hicretin 445. senesinde vefat etmiş, pek büyük Kur’ân ve kırâet ilimleri âlimidir. Sayısız eserler yazmıştır. Bil­hassa “Teysîr” adlı eseriyle kırâet ilmi genişletilerek dünyâya yayılmıştır. (Mevzûumuz “İlm-i Kırâet” olmadığından diğer büyük zevat ve eserlerinden burada bahsolunamamaktadır.)