Makale

21. Yüzyılda doktorlar reçetelerine Namazı yazacaklar

Prof. Dr. Alpaslan ÖZYAZICI
Yeşilay Derneği Ankara Şb. Başkanı Hacettepe Ü. Öğretim Üyesi

"21. Yüzyılda doktorlar reçetelerine Namazı yazacaklar."

Yeşilay’ın, dolayısı ile zararlı alışkanlıklarla mücadelenin içensinde olduğumuzu bilenler genellikle soruyorlar: ’Bu maddelerin bu kadar zararı var. Niçin insanlar bunu kullanmaya devam ediyorlar?"

Yani kullanan insan içki olsun, sigara olsun, uyuşturucu madde olsun onun zararını kullanmayan adamdan çok daha iyi biliyor. Çünkü anlatan insan ne de olsa işin teoriğinde Ama kullanan bunun zararını pratik olarak biliyor. Buna rağmen kullanmaya devam ediyor. Mahiyeti nedir? Onun üzerinde durmak lâzım. Dolayısıyla zararlı alışkanlıkların stresle olan alakası da ortaya çıkmış oluyor.

Yaşadığımız asır insana modem hayat ve bir takım şeyler kazandırmış ama, bir takım problemleri de beraberinde getirmiştir. Meselâ radyo, tv. gibi haberleşme vasıtalan dünyayı sanki bir şehir, bir köy hükmüne getirmiştir.

Demek ki dünyanın her yerinde olan üzücü, sıkıcı hadiselerden haberdar oluyoruz. Bunlar bize sıkıntı verebilir. Bir de günlük hadiseler, münakaşalar insanın canını sıkıyor. Onu huzursuz edebiliyor.

Ne olacağım, nereye gideceğim gibi yok olma ve çürüme endişesi, her insanın en önemli meselesidir. Yakınlarının akrabalarının vefat etmesi, istese de. istemese de onun bu endişesini tazeliyor.

İşte bu endişeler, ruh da bir sıkınaya yol açıyor, eleme sebebiyet veriyor.

İnançlı olan, ibadetini yapan insan, bir bela ve musibete uğradığı zaman kaderle adeta teselli bulur. Ama bunun yanında inana zayıf olan bir kişi, o yönden teselli bulamayacağı için kendi kendine acaba niye bu başıma geldi diyerek kendini sıkıntıya sokar. O sıkıntı vücuduna da tesir ediyor hatta midede asit fazlalığına sebep oluyor. Mide şikayetlerine yol agyor.

Ölüm inanan insan için ebedi bir âlemin başlangıcıdır. Cennet, dünyadan daha lezzetli bir yerdir, mekândır. İnanan insan, ibadet eden insan oraya gidecek ve o rahatlığı hissedecektir. Yani ölüm, çürüme, yok olma değil, güzel bir alana geçiş vasıtasıdır. Tebdili mekan gibi düşünüyor, inanç yönünden zayıf insan. Yine de kendini rahatsız eden duygulardan kurtarmak için, gerçeklerden kaçmak için, içkiye başvurur. İçki sahte bir unutma vasıtasıdır. Uyuşturucu maddeler de böyledir. Yani insanoğlunun meselesi anlaşılmadıkça, ölüm hadisesi halledil-mediği müddetçe, insanlık bu tip şeylere baş vuracaktır. İçki olmasa başka birşey olacaktır. Yani aklının sıkıntısından kurtulmak için aklını alan maddelere başvuracaktır. Zararlı maddelere yönelmenin en önemli sebebi budur. Onda âdeta sahte bir iyilik buluyor insan. Günlük meselelerini unutuyor, aklı alınmış oluyor. Bu da meseleleri halletmiyor. Bir müddet sonra gene karşı karşıya kalıyor sıkınalarla, meselelerle.

Bir yabancı ilim adamı "21. yüzyılda, doktorlar reçetelerine namaz’ı yazacaklar" diye yazmış. Onda hiç bir şüphem yok. Günlük hadiseler canınızı sıktığında, belli saatlerde ibadete baş vurduğunuz an o ibadetin sonunda önceki sıkıntının nisbeten hafiflediğini hissedersiniz. İbadet eden insan ruh gerginliğinden uzaklaşır, rahatlar. Bence en önemli şey de İslâm’ın emir-lerine layıkıyla uyma.
A.B.İ.