Makale

İbrahim Bedrettin ELMALI'nın Ardından

ANI

Diyanet İşleri Eski Başkanlarından İBRAHİM BEDRETTİN ELMALI HAKK’IN RAHMETİNE KAVUŞTU...
Diyanet işleri eski Başkanlarından İbrahim Bedrettin ELMALI, 5.12.1994 tarihinde Hakk’ın rahmetine kavuştu. Merhumun cenazesi, Finike Merkez Camii’nde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazından sonra toprağa verildi.

Elmalı Hocamızın Ardından...

Saraç Ali oğullarından Ali oğlu İbrahim Bedrettin Elmalı, Antalya ili Elmalı İlçesi Karyağdı mahallesi 5 nolu evde 1319 (Miladi 1903) yılında dünyaya gelmiştir.
İlk öğrenimini o vakit Elmalı’da bulunan üç sınıflı ilkokulda bitirip şahadetnamesini alarak Rüşdiye Okuluna kaydı yapılmış, birinci sınıfa devam etmekte iken Rüşdiye Okulu lağvedilerek altı sınıflı ilkokula çevrilince 5. ve 6. sınıfları Elmalı’da bitirerek mezun olmuştur.
Orta tahsilini Elmalı’da açılmış olan Darül Hilafe Medresesi’nde bitirerek dayısı Elmalılı M. Hamdı YAZIR’ ın da teşvikiyle tahsile devam etmek üzere İstanbul’a gitmiştir. Darül Hilafe Medresesi Teşkilatının Yüksek kısmına kaydolmuştur. Okula devam etmekte iken medreselerin kapatılması ile o zamanki Darülfünun’da açılmış olan İlahiyat Fakültesi’ne devam ederek 1928 yılında mezun olmuş, Darülfünun Edebiyat Fakültesi Felsefe şubesine devam etmiş, hastalanması sebebiyle mezuniyet imtihanlarına girememiştir.
Yüksek tahsile devam ederken bir müddet müezzinlik yapmış, sonra Avusturya Senjorj Lisesi nde ve Beyoğlu Bulgar Okulu’nda kültür dersleri öğretmenliği yapmış, nihayet İstanbul Müftülüğü katipliğine atanarak devlet memuriyetine girmiş, birkaç yıl hizmetten sonra sıra ile Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlar mümeyyizliğine; sonra Başvekalet İstanbul arşiv memurluğunda hizmet etmiş; istifa ile ayrıldıktan sonra yeni kurulmuş bulunan Çalışma Bakanlığı nda mümeyyizliğe atanarak yedi-sekiz yıl kadar çalışmış, daha sonra da Diyanet İşleri Başkanlığınca Üsküdar Müftülüğü ne atanmıştır. 1953 yılından 1962 yılına kadar bu görevi başarı ile ifa eden İbrahim ELMALI, terfien İstanbul İl Müftülüğü ‘ne tayin edilmiştir. 1965 yılı Ekim ayında Diyanet İşleri Başkanlığı Personel Dairesi Başkanlığı na atanan Elmalı, 17 Aralık 1965’te de Diyanet İşleri Başkanlığına atandı. Bir yıl kadar bu görevi yürüttükten sonra, Diyanet İşleri Başkanlığımdan emekliye ayrılmıştır.
1969 - 1977 döneminde önce Millet Partisi İstanbul Milletvekili olarak Parlementoya giren Elmalı, sonraki seçimlerde Demokratik Parti Afyonkarahisâr Milletvekili olarak Meclisteki görevini sürdürmüştür.
T.B.M.M.’nde iki dönem milletvekilliği görevini de tamamlayan İbrahim Bedrettin ELMALI, yeşille mavinin birbirine karıştığı, ılık ve yağışlı iklimiyle gönülleri okşayan güzide beldelerimizden Finike’ye yerleşmiştir. Hayatı boyunca hiç evlenmeyen, son derece sade bir hayat süren, maaşını yeğenlerinin tahsili için vakfeden Elmalı, 04.12.1994 gecesi adet üzere kalktığı teheccüd namazından sonra istiharat için uzandığı kanepesinde Mevla’ya ruhunu teslim etmiştir.
Merhum hocamız İbrahim Bedrettin ELMALI, hem ilim, hem de irfan sahibi idi. Doksan yaşının üzerinde olmasına rağmen ihtiyarlıktan şikayetçi olmazdı. Sadece, merdivenlerden iner veya çıkarken hafif bir tebessümle; "Evladım, beni mazur görün. Şu merdivenleri yavaş inip çıkıyorum işte." demenin dışında kendisinden hiç bir za’fıyet ifadesi duymadık.
Hocamız yaşlı ama, dakik ve titiz idi. Bizleri onurlandırmak üzere, davet olunduğu her türlü panel, konferans vs. toplantılara memnuniyetle iştirak eder, proğramı, gözünü dahi kırpmadan sonuna kadar büyük bir dikkatle izlerdi.
Dairemize gelerek bizleri sık sık şereflendirirdi. Her gelişinde, ülkemizde ve dünyada meydana gelen ve müslümanları ilgilendiren olayları dile getirip, bundan duyduğu elem ve endişeleri ifade etmeden edemezdi. Ülkemizin birliği ve dirliğinin korunması açısından, dış güçlerin planlarına ve oyunlarına dikkat çekerdi. Bosna zulmünden, Azerbaycan’dan, Filistin’den vs. söz açılınca, oturduğu yerden doğrulur ve celallenerek "Müslümanlar bu olanlara seyirci kalamazlar. Nedir bu zulüm ya hu!" diye söze başlar ve konuyu aynı heyecanla sonuna kadar anlatırdı.
Bir gün daire müdürü ve diğer arkadaşlarla Müftülükte otururken, Merhum Hocamız Müftülüğümüze teşrif ettiler. Teberrüken kendilerini makam koltuğuna buyur ettim. Buna karşılık hocamız, nezih bir eda ile; "Bizler o vazifeleri eda ettik ve o makamları sizlere emanet ettik. Siz orada oturun ki, bizler de burada rahat oturabilelim yavrum." sözleri, bizleri sadece duygulandırmakla kalmayıp, yaşlı hocamızın vatan, millet sevgisi ve hizmet aşkı ile gönlünde kaynayan volkanı ve işgal ettiğimiz makamdaki sorumluluğun ağırlığını da o anda hep beraber hissettik.
Yine geçtiğimiz Kasım ayında, Müftülüğümüzde bulunan münhal kadrolar için sınav yapmak üzere komisyon olarak toplanmıştık. Bu arada değerli hocamız da dairemize gelerek bizleri şereflendirmişti. Zatı âlîlerinden müsade alarak sözlü sınava başladık. Müracaat edenlerden bir kişi sınava katılmamıştı. Belki gelir diye bir saat kadar onu bekledik. Nihayet imtihan tutanaklarını imzalayarak sınavı bitirdik. Aradan 15-20 dakika geçmişti ki, sınava katılmayan kişi gelerek "Köyünün ana yola 5 km. kadar uzakta olduğunu, ana yola çıkmak için araba bulamadığını, bunun için geç kaldığını, mazeretinin kabul edilerek imtihana alınmasını" talebediyordu. Merhum Hocamız hemen yerinden doğrularak, ciddi ve sert bir eda ile, "Siz bu imtihanın olacağını önceden bilmiyor mu idiniz? İnsan 5 km. yolu bir saatte yürür. Sen isteseydin sabah namazından sonra yola çıkıp, daha imtihana bir saat kala burada olabilirdin. Böyle ciddiyetsizlik ve lakayıdlık göstererek imamlık yapılmaz. Şimdi daha fazla konuşup da Müftü Efendiyi rahatsız etme." dedi. Bana da dönerek, mahçup bir eda ile; "Kusura bakma yavrum, ihtiyarlık işte Bir anda sabredemeyiveriyorum. Beni mazur görün." demesi, Hocamızın din hizmetine ve dînî müesseselere karşı ne derece hassas olduğunu ve olmamız gerektiğini bizlere anlatmaya yetip artmıştı.
Her fani gibi o da, Hakkın rahmetine kavuştu. Diyanet İşleri Başkanlığından Başkan Yardımcısı ve beraberinde bulunan seçkin zevatı, Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyet Üyeleri ve beraberindeki kıymetli zevatı, çevre il ve ilçe müftüleri ile beraberlerindeki muhterem cemaatı merhum hocamızın cenaze merasiminde aramızda görmek bizlerin kederini bir nebze olsun hafifletti.
Makamı Cennet olsun.
Ahmet Onay
Finike Müftüsü