Makale

Destanlar

Destanlar

Göktürk Mehmet Uytun

Destanlar; bir milletin kahramanlığını, tarihini, dinî inançlarını, örf ve adetlerini dile getiren belgelerdir. Bu belgeler, Orta Asya’dan zamanımıza kadar gelmiştir. Sözlü ve yazılı olarak Türk Edebiyatını renklendiren bu vesikalar, bizce çok önem taşımaktadır.
Aslında, Türk Edebiyatının, doğuşunu incelediğimiz zaman, zengin bir destan edebiyatı üzerine kurulmuş olduğunu görürüz...
Destanlar; millî benliklerinden uzaklaşan ve büyüklük vasfını kaybeden milletleri, yeniden millî benliklerine kavuşturmaya yardımcı olmuşlardır. Onun içindir ki, bir milletin hayatında destanların yeri ve önemi çok büyüktür...
Destanların oluşmasında; tarih, mekan, duygu ve düşünce başta gelmektedir. Türk Milleti, tarihin her devrinde destanlaşan zaferler kazanmıştır. Türk tarihi ise, destanlarla kucaklaşmış ve zaferden zafere ulaşmıştır...
Dünyada; Türk Milleti kadar büyük ve güçlü bir millet yoktur. Milletimizin büyüklüğü, tarihimizin zenginliğinden ve İslamiyet’i severek, isteyerek kabul edişinden kaynaklanmaktadır. Bin yıllık şerefli mazimize baktığımız zaman, onaltı büyük imparatorluğun dışında sayısız devletler kurduğumuzu görüyoruz. Allah’ın halifesi olarak, insana değer veren, hak, hukuk ve adalet prensipleri üzerinde kurulan bu devletlerin elbetteki destanları da büyük olmuştur. Tarihî bir değeri olan ve edebiyatımıza ışık tutan bu destanlarımızı biz, İslamiyet’ten önce ve İslamiyet’ten sonra olmak üzere başlıca iki ana bölüm altında inceliyoruz...
Kurtuluş Savaşımızın her bölümü bir mucize, her bölümü bir destan niteliğini taşımaktadır... İmanlı ve inançlı bir avuç Müslüman-Türk ordusu yedi düvelle savaşarak neticede zaferden zafere ulaşmıştır... Seddülbahir, Arıburnu, Conk bayırı, Anafartalar ve nihayet 18 Mart 1915 Çanakkale...
Çanakkale içinde aynalı
çarşı,
Anne ben gidiyom
düşmana karşı.
Yüce dinimiz, aziz vatanımız ve büyük milletimiz için kanlarını bir sebil gibi akıtan ölümsüz şehitlerimizi şükranla anıyor, kahraman gazilerimize sağlıklar diliyorum...