Makale

Yeni Bir yılda Daha İyiye Doğru

Merhaba

Yeni Bir yılda Daha İyiye Doğru

Harun ÖZDEMİRCİ
Dini Yayınlar Dairesi Başkanı

İnsan, hayatı boyunca yaşanabilir, anlamlı, doyumlu bir ömür sürmenin gayreti içerisinde olmuştur her zaman, insanın yaratılışında var olan bir özelliktir bu. Kişiler gibi aileler, kurumlar, milletler de kendilerine ait değerler sistemi içerisinde geleceklerini şekillendirme doğrultusunda çalışmalarda bulunuyorlar, hayaller kuruyorlar, za- manlannı bu önceliklere göre kullanıyorlar. Eger bir kişinin, ailenin, kurumun ya da milletin değerleri evrensel ilkeler denilen kabul görmüş evrensel doğrular üzerine kurulmuşsa, onların hayatlarında bütünlük, denge meydana geliyor; kullanılan zaman, özlemlerin gerçekleştiği güçlü bir gelecek meydana getiriyor.
Aslında hem kişi hem de toplum ölçüsünde bir analiz yapıldığında geleceğin yaşanan günde var olduğu farkedilir. Gelecek bugünle o kadar bağlantılıdır ki, bu bağlantı, düşünceleri ister istemez bir değerlendirme yapmaya sevk ediyor. Gelecek bu günde saklıdır çünkü, yarına ait yapılması gerekenlerin temellerinin atıldığı bir başlangıçtır bugün; geleceğini görmek isteyenin bugüne bakması kafi.
Bu kişiler için de, kurumlar için de milletler için de böyle.
Temel ihtiyaçlarının farkında olan bir insan ister istemez hayatında bir vizyonun olması gerektiğini hissediyor. Bu his onu öz eleştiri diyebileceğimiz bir takım düşünce ekzersizlerine götürüyor; “Neden yaratıldım, hayatımın anlamı ne, kendime, aileme, çevreme, ülkeme katkım ne olacak?” gibi sorular söz ve hareketlerine yön vermeye başlıyor, işte o zaman kişi "Ben” olmaktan çıkıp, “Biz” olmanın şuurunu ve hazzını tadıyor.
Bu, bir vizyon sahibi olmanın ve gelecekle ilgili fikirler, çözümler, projeler üretmenin bir sonucu, bir başarısı olarak ön plana çıkıyor.
Birçok sosyoloğun ve tarihçinin ortaya koyduğu bir gerçek var ki o da: bir milletin başarısının temel kaynağının, o milletin mensuplarının paylaştığı ve inandığı milli bir vizyonun olduğudur. Kişiler belirledikleri vizyon yoluyla geleceklerini planlayabiliyorlar. Kişiler önce vizyonlarını ifade ediyorlar ve bu vizyon onların gelecekle ilgili verilmiş sözü yerine geçiyor. Bu noktadan sonra kişi verdiği sözle bir bütünlük içerisinde yaşayarak hayatı nı oluşturuyor. Kişiler için olduğu gibi bu durum kurumlar için de, milletler için de aynı geçerliliğe sahip.
Diyanet İşleri Başkanlığının geçmiş yıllardaki faaliyetleri bir değerlendirmeye alındığında, kapsam itibariyle oldukça geniş tutabileceğimiz “başarı”, “vizyon" kelimeleriyle özetlenebilecek bir çok hizmetin gerçekleştiği görülür. Yapılan bu hizmetler aynı zamanda daha iyiye doğru yol almanın da açık bir ifadesidir. Bu ifadede Başkanlığımızın süreli yayınları da ayrı bir özellik arzeder. Dergilerimizde göze çarpan özellik “Nasıl daha iyi bir yayın, nasıl daha iyi bir gündem, nasıl daha iyi bir hizmet?” arayışının özeti olarak belirginleşir. Eksiğiyle, fazlasıyla bir arayıştır bu; sürekli olarak günün şartları gözetilerek yenilenme isteğinin, daha verimli olma yönünde sar’fedilen çalışmaların bir delili, bir göstergesidir.
İlk günlerini yaşadığımız yeni yılda bu gayret ve azim daha da belirginleşecek ve neticelerini daha farkedilebilir bir düzeyde gösterecektir.
Yaşadığımız iyi ve kötü günleriyle birlikte bir yıl daha geride kaldı. Bir nefes alıp verecek kadar kısa bir süre geçirdik sanki. Aramızdan ayrılıp ahirete irtihal edenler hüzünlendirdi bizi; insanlığın yaşadığı acılar acımız oldu, göz yaşlan göz yaşımız.
Neşenin yanında hüznü de yaşadık, kahkahanın yanında acıyı da.
Ve insan olmanın gereğiydi bu yaşadıklarımız.
Mümin olmanın gereği olarak da bizlere düşen geleceğin imarı için çok çalışmak, başarıya ulaşmak açısından da sabretmek ve tevekkül etmek.
Bir sonraki sayıda buluşmak üzere hoşça kalınız.