Makale

Görüntü Kirliliği

Dr. Aydın Yıldırım
Çevre Yönetimi Gen. Md. Yrd.

görüntü
kirliliği

Görüntü kirliliği, dış dünyada görmek istemediğimiz ya da insanın göz zevkini bozan unsurların ve bunlara bağlı olarak gelişen olumsuz süreçlerin toplamıdır.
Görüntü kirliliği esas itibariyle çarpık kentleşmeyle başlamış, tüketim kalıplarının hızla değiştiği âdeta bir tüketim patlamasının yaşandığı günümüzde ise devasa boyutlara ulaşmış bir çevre kirliliğidir.
Başta, özellikle kentsel bilgilendirme enstrümanları olarak gelişen tabelalar olmak üzere, tüm görsel tanıtım ve pazarlama materyallerinin, toplumsal taleplerin boyutlarına bakılmaksızın hemen her mekân ve zamanda dayatılmasıdır. Öyle ki, günümüz insanı bu görüntü kirliliğinden âdeta yakasını kurtaramaz duruma gelmiştir. Ana yollar, cadde ve sokaklar, binalar, bahçe duvarlarına asılan irili ufaklı tabelalar, hatta yol zeminlerine yazılan gereksiz yazılar da insanları bunaltmış durumdadır.
Olay sadece bunlarla sınırlı değil. Ülkemizde, başta kaldırımlar ve yaya geçitleri olmak üzere rasgele park edilen otomobiller, anıt ağaçlar da dahil olmak üzere, ağaçlara asılan hatta çivilenen tabelalar da çirkin örneklerdendir. Toplumsal ihtiyaçları karşılamak üzere hizmete sunulan kent mobilyalarının tahribi, amaç dışı kullanımı, park yasağı vb. amaçlara dönük olarak yol ve kaldırımlara konulan standart ve kural dışı ilkel tabelalar da görüntü kirliliğinin diğer boyutlarını oluşturmaktadır.
Cadde, sokak ve işyerlerinde kullanılan süpürge, faraş vb. temizlik gereçlerinin bunlar için ayrılmış kısımlarda bulundurulması yerine, herkesin görebileceği yerlerde estetikten yoksun bir anlayışla sergilenmesi hem iş kazalarına hem de hijyen şartlarına uymamaktadır.
Temizlik hizmetlerinin verilmesi sırasında da estetik unsurlara azami riayet edilerek, görüntü kirliliğine neden olunmaması gerekmektedir.
Peki bu konuda gelişmiş ülkelerle, gelişmekte olan ülkeler arasında bir fark var mı? Fark şu; sivil toplum ve gönüllü kuruluşların etkin lobiler oluşturduğu ülkelerde, özellikle yerel yönetimler üzerinde baskı ve şikâyetlerin yoğunlaşması sonucu bir çok önlem alınabiliyor.
İçinde bulunduğumuz yüz yılı tüm çirkinliği ile karşılayan küresel bir sorun olarak maalesef görüntü kirliliği gündemdeki olumsuzluğunu sürdürmektedir. Binlerce kilometre ötedeki ülkelerin duvarlarında hemen aynı çirkin yazı ve sloganlarla karşılaşılması bir vakıa olarak görülmektedir. Esasen çevre kirliliğini bütün boyutlarıyla bir bütün olarak kabul etmek gerekir. Buna yaşantımızın çirkin bir parçası hâline gelen televizyon yayınlarındaki görüntü kirliliğini de eklemek gerekir. Bunlar da hafızalarımızı ve göz zevkimizi anlamsız binlerce kareyle karalamaktadır.
Öte yandan geçmişten günümüze görüntü konusu esasen bir medeniyet önceliği olarak algılana gelmiştir. Bizim medeniyet tarihimizde de çevresel öncelikler ve görüntü konusu daha rafine bir anlayışla estetik yaklaşımıyla ele alınmıştır. İnanç sistemimiz de görüntü, zarafet ve estetiğe büyük önem vermiş, her türlü çirkinliği yasaklamıştır. Bizim mimarî ve kentleşme anlayışımızda görüntü ve estetik mükemmeliyeti vazgeçilmez bir hayat tarzı olarak kabul edilmiştir.
Günümüz insanı ve özellikle yerel yönetimler başta kentlerimizi ve tüm yerleşim ünitelerinde sürdürülebilirliği sağlamak için öncelikle görüntü kirliliği ile mücadele etmek durumundadırlar. Başarılı insanlar ve mutlu bir toplum için kentlerimizi görüntü kirliliğinden arındırmak zorundayız.