Makale

MANEVİ MEVSİM

BAŞYAZI

MANEVİ MEVSİM


Mehmet Nuri Yılmaz
Diyanet İşleri Başkanı

Dini literatürümüzde "üç aylar" olarak bilinen Recep, Şaban ve Ramazan aylarının müslümanlar için değeri büyüktür.
Hiç şüphesiz bu değer, Sevgili Peygamberimizin üç aylara verdiği önemden kaynaklanmaktadır. Bu aylar, "Allahım, Recep ve Şaban’ı hakkımızda hayırlı ve mübarek kıl, bizi Ramazan’a ulaştır" şeklinde Allah Rasûlünün dilinde İfadesini bulmuştur.
Bu aylarda iyilikler artıp fenalıklar azalmakta, fakirler, yetimler daha çok sevindirilmekte, insanlarımız arasında dayanışma, kaynaşma, milli birlik ve beraberlik pekişmekte, hissedilen manevi hazlar doruk noktasına ulaşmaktadır.
Üç aylar, Regaib, Mîrac, Berat ve Kadir Gecelerinin de içlerinde bulunmasıyla ayn bir değer ve önem kazanmaktadır. O geceler ki, yaratılışımızın gayesini hatırlatan ikaz levhalan, kararan gönüllerimizi aydınlatan manevî kandillerdir.
Hiç şüphesiz bu ayların en feyizlisi ve bereketlisi Ramazan ayıdır. Cenab-ı
Hakk, Yüce Kitabımızın bu ayda indirilmeye başlandığını, bu ay içerisinde bulunan Kadir Gecesinin bin aydan daha hayırlı olduğunu beyan etmektedir. Peygamber Efendimizin ifadesiyle "Bu ayın başlangıcı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise ateşten kurtuluştur." İslamın beş esasından birisi olan ve mükâfaatının Allah tarafından takdir edileceği belirtilen Oruç da bu ayda tutulmaktadır.
Her müminin Recep, Şaban ve Ramazan aylarını gereği gibi değerlendirmesinin önemi ortadadır.
Her ne kadar insan, mahlukâtın en şereflisi ve Yüce Yaratıcının yeryüzündeki temsilcisi olarak yaratılmış dahi olsa, zaman zaman dünya ve ahiret dengesini iyi ayarlamamakta ve sanki amaçsız yaratılmış gibi hareket edebilmektedir.
Gerçekte o, bir gayeye hizmet için yaratılmıştır. Bu gaye "Sadece Allah’a kulluk yapmaktır." Allah’a kulluk ise, ibadetlerimizi İfa etmenin yanında, O’nun emretmiş olduğu bütün iyi amelleri yerine getirmek ve yasaklamış olduğu her türlü kötülükten sakınmakla mümkün olacaktır. Zaten iyi bir evlat, iyi bir eş ve iyi bir vatandaş olmanın, her iki dünyada mutluluğu bulmanın başka yolu da yoktur
İşte, idrak ettiğimiz kandiller geçidi olan bu manevî mevsim; daha evvel müptelâ olduğumuz bir kısım kötü alışkanlıkların terkedilmesi, iyiliklerle, güzel ahlâkla bezenilmesi ve zikrettiğimiz bu vasıflara sahip olunması için eşsiz bir fırsattır.
Öyle ise bu fırsattan istifade edilebilmesi İçin kötülüklerden, fenalıklardan arınmış olarak bu mevsime girmeli, üç aylar süresince de irademize hâkim olup, güzel huylar ve alışkanlıklar edinmeğe gayret etmeliyiz.
Bu fazilet mevsiminin; gönlümüze ve ruhumuza arzu ettiğimiz canlılığı getirmesini, milletimiz ve tüm İslâm âlemi için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz edelim.