HER YER TERBİYENİN OKULUDUR
Nevzat AKALTIN
Ekmek, su ve havadan soma insan oğluna en fazla lâzım olan şey terbiyedir. Beşikten mezara kadar terbiye okulunun kapıları açıktır. Tâlim ve Terbiye beşikten mezara kadar devam eder.
Güzel ahlâk ve terbiyenin muhitleri her yer olmakla berâber, belli başlı yerleri, âile, okul ve cemiyettir. Şimdiye kadar terbiyenin yalnız okulda öğrenileceğini zannedenler yanılmışlardır. Bu hususta yalnız okulun kâfi, gelmiyeceğini bildiğim için bu konuyu ele aldım. Aile ve cemiyetin de birer terbiye okulu olduğunu hiç bir zaman unutmayalım. Bence terbiye ve ahlâk seviyemizin ıslahı ailenin ıslahına bağlıdır.
Aile, dershaneleri gece gündüz açık bulunan bir okuldur. Çocuk okulda en fazla 6 saat kalır. Evde ise onsekiz saat kalır. Aile ocağı dünyânın, en hür okuludur. Dünyâda terbiyesi en üstün, en mükemmel olan memleketlerde âile terbiyesinin yüksek olduğunu görürüz. Ana kucağı terbiye ocağıdır.
Eğer dile büyükleri gece yanlarına kadar evlerine gelmez, çocuklariyle meşgul olmazlarsa, o çocuğa öğretmen ne yapsın ve onu nasıl terbiye etsin? Aile üç beş çocuğu terbiye edemezse Öğretmen okulda kırk elli çocuğu nasıl terbiye etsin? Çocuk doğduğunda tertemiz, pırlanta gibidir. Onu iyi yapan da âile ve muhitidir, kötü yapan da... Psikoloji âlimlerinin bâzıları çocuğu fotoğraf makinesine benzetirler. Nasıl ki makinenin karşısına ne Çıkarsa aynen resmini alır, çocuk da öyle... Büyüğünden ne görürse onu yapar. Demek oluyor ki, çocuğun kötülüğü de iyi ve terbiyeli olması da, âile ve cemiyettendir.
Okul nasıl bir terbiye ocağı ise, âile ve cemiyet de birer terbiye okuludur. Bizim bedenen, fikren, hissen, irâdeten terakki ve temennilerimizde Öğretmenlerimiz kadar ailemizin, cemiyetimizin, sokak ve kahvehanelerimizin, ve şâir toplantı yerlerimizin de mes’ûliyeti pek büyüktür. Terbiye ve ahlâk yalnız okumak ve nâsîhatla elde edilmez, görmek, işitmek, anlamak, yapmak, konuşmak, yaşamak, arkadaşlık ile de teşekkül eder. Babalar ve analar çok dikkat etmelidirler. Çocukların karşısında kat’iyyen yalan söylememeleri ve kötülük yapmamaları îcab eder. Bir kimse insan olarak yanılıp da kötülük yapacağı zaman, kendisini zehirlediği gibi başkasını da zehirlememek için, şeytanla yapacağı arkadaşlığını hiç olmazsa gizli yapmalıdır ki, çocuğunu da zehirleyip kötü îtiyâdlar ve alışkanlıklara alıştırmasın.
Akşama evine dönünce çocuktan o gün ne yaptıklarını sorunuz. Dersine çalışıp çalışmadığını, kiminle gezip dolaştığını öğreniniz. Kötü huylar nezle ve müzmin hastalıklar gibidir. Bir defâ bulaştı mı bir daha kolay kolay kurtaramazsınız. Başınız derde girmeden tedbir gerek. Şair der ki:
Edeb bir taçdır. Nûr-ı Hüdâ’dan. Giydir onu başına, kurtul belâdan.