Makale

OSMANLI ŞEYHÜLİSLAMLARININ TERÂCİM-İ AHVÂLİ OSMANLI ŞEYHÜLİSLAMLARI

OSMANLI ŞEYHÜLİSLAMLARININ TERÂCİM-İ AHVÂLİ OSMANLI ŞEYHÜLİSLAMLARI

İKİNCİ SULTAN BÂYEZİD HAN DEVRİ:

«Şeyhülislâm ve Müfti’l-Enâm»

7

EFDAL-ZÂDE HAMİDÜ’D-DİN EFENDİ

Hamîdü’d-Din Efendi tab’ı metine mâlik müfitlerden idî; Pederi ülemâdan idi. Gençliğinde ulûm-i iptidâiyyeyi pederinden tahsil etti. Bir müddet Molla Yegâna mülâzemet eyledikten sonra Bursada Kaplıca, İstanbul’da Murad Gazi Medresesine müderris oldu. Payitahtda tâun zuhur etmesi üze­rine evlâd ü iyâli ile birlikte İstanbul hâricinde bir karyeye iltica etti; ma­mafih buradan yine derslerine devam etmekten hali kalmadı. Bâyezid-i Sânî zamânında şan ve şöhreti bir kat daha aitti. Uhdesine İstanbul Kadılı­ğı tefviz olundu. Nihayet Müftilik mansıbına nâil oldu (901). Müddet-î fetvâsı yedi senedir. Vefâtı 908’dedir. Ebû Eyyûbü’l-Ensâtî civânna defnolunmuştur, Edirnekapısı civarında bir mescidi Şekerciler hanı kurbunda bir medresesi vardır.

YAVUZ SULTAN SEIİM HAN DEVRİ:

« Şeyhülislâm ve Müfii’l-Enâm»

8

ZENBİLLİ ALi EFENDİ

Zenbilli Alâü’d-Dîn Ali el-Cemâlî Efendi, Osmanlı Müftilerinin büyük­lerindendir. «Zenbilli Müfti» diye meşhurdur. Zenbilli Ali Efendi an-asl Karamanlı’dır. Gençliğinde Karamanlı Mevlânâ Hamza’dan tahsîl-i ma’rifet etti.

İstanbul’a geldiği zaman Molla Hüsrev’in halka-i tedrisine dâhil oldu. Bilâhara Bursa’da Mevlânâ Hüsam-Zâde’den ulûm-ı şer’iyye tahsil eyledi. Mevlâna Muslihü’d-Dîn Efendi’ye intisabı, kerîmesini tezevvüçle neticelendi. Ali Efendi ilm ü irfanı sâyesinde Edirne’de Ali Bey Medresesine tâyin olun­du. Karamanlı Mehmet Paşa ile aralarında mevcut bürûdet Zenbilli Ali Efendi’nin bu medresede uzun müddet kalmasına mâni’ oldu. Ali Efendi izzet-i nefsini muhafaza etmeyi müreccah gördü. Şeyh Muslihü’d-Dîn’in hiz­metine dâhil oldu. Bâyezîd-i Sânî’nin cülusunda nâm-ı bülendi bütün Osmanlı mülküne intişâr etti. Bâyezîd-i Sâni kendisiyle görüşmek arzu ettiği halde Zenbilli Ali Efendi dâ’vete icabet etmedi. Bununla beraber otuz akça vazife ile Kaplıca Medresesine, daha sonra Amasya Medresesine nefyolundu. Ali Efendi Anadolu medreselerini kısmen dolaştı, iznik ve Bursa’da Murad Gazi medreselerinde müderrislik etti. Bir müddet kadar da Amasya’da Bayezîd-i Sâni Medresesinde neşr-i ulûm ile meşgul oldu. Hacc-ı şerif için Mekke-i Mükerreme’ye gideceği sırada Arabistan isyanları bu arzusuna mâni’ oldu. Bu sırada Şeyhülislâm Efda’1-Zâde Hamîdü’d-Dîn Efendi vefat etti, yerine Zenbilli Ali Efendi Müfti tâyin olundu (908).

Yavuz Sultan Selîm’in cülusu üzerine Zenbilli Ali Efendinin kevkeb-i ikbâli parlamaya başladı. Padişah’ın ilm ü kemâle meclûbiyeti Müftinin kıymet ve nüfuzunu arttırdı. Ali Efendi hak-perverliği ve fazileti ile Yavuz Sultan Selîm’i bile nüfuzu altında bulundurdu. Hilm ü sükûneti, hakka riâyeti ile Padişah’m şiddetli ef’âlini teskine muvaffak oldu. Ali Efendi evinin penceresinden bir zenbil sarkıtır, müşkili olanlar müşkillerini bir kâğıda yazarlar, zenbilin içine atarlardı. Bu sebebden kendisine «Zenbilli Müfti» unvanı verilmişti. Zamanında Müftilik makamı. Kazaskerlere ve Vüzerâya tekaddüm etmiştir. Vefatına târih «Vefât-ı âlim-i Rabbânî-i mâ, 932» dir. Müddet-î fetvası yirmi altı senedir. Zenbilli Ali Efendi Osmanlı Müftileri içinde istikaameti ve salâbet-i dîniyesiyle şöhret-şiârdır. «Devhatü’l-Meşâyıh» ın kavlince: «Zühd ü takvada ferîd ve ulûm-ı şer’iyye-i diniyyede fi’1-misil cebel-i râsih ve tûr-ı şânüh ber merd-i vahîd idi».