Makale

FETVA EMİNLERİ

FETVA EMİNLERİ

M, Vâmık Şükrü ALTINBAŞ

— 16 —

FETVA EMİNİ , MÜVEZZİ ZADE AHMED EFENDİ

Abdü’l-Cebbar Efendinin oğludur, 1059 ve 1062’de iki defa Şeyhülislâm olan Bahayî Efendi zamanında Fetva Emini ve ahiren Diyarbekir Mollası olmuş, 1089’da rahmet-i Hakka intikal etmiştir. Âlim, fâzıl bir zât idi. Rahmetu’llahi aleyh.

—17 —

FETVA EMİNİ
ŞEYH-ZÂDE MEHMED EFENDİ

Vardar’lıdır. 1032’de vefat eden Şeyh Sinan Efendi’nin oğludur. Asrı ulemâsından okuyup yetişmiş ve usul üzere medreseler devretmiş idi. Şeyhülislâm Yahya Efendi kendisini Fetvâ Emînliği’ne tâyin etmiş ve medresesini bina edince müderrisliğini ona vermiş ve «Revan» seferine beraber götürmüştür (Hülâsatü’1-Eser, cilt 3, sahife 474).
Behâyî Efendi 1059 senesi Receb’inin 8rinde Şeyhülislâm olunca Şam’dan mâzul olan müşârün-ileyhi yine Fetvâ Emîni tâyin etmiştir (Naîmâ, cilt 4, sahife 427), Bir sene bir ay fetvâ emânetinde kaldıktan sonra 1060 senesi Şâban’mm 14’ünde Edirne pâyesiyle Galata Kadısı oldu (Naîmâ, cilt 5, sahife 19).
1061 senesi Gümâde’l-ûlasında Behâyî Efendi Şeyhülislâmlıktan azledilince o da Fetvâ Eminliği’nden kaldırıldı. Demek ki, fetvâ emâneti uhdesinde iken Galata Kadısı olmuştu. Behâyî Efendi, 1062 senesi Ramazân’ında ikinci defa Şeyhülislâm; olduğunda o da Fetvâ Eminliğine iâde olundu.
Müşârün-ileyh Selanik mevleviyetinde ve diğer mevleviyetlerde bulunduğu gibi İÖ63 senösi Şavval’inde de İstanbul Kadısı oldu. Fakat üç gün sonra ailölündüğundan Behâyî Efendi aleyhinde attı tuttu. Söyledikleri Behâyî Efendi’nin kulağına gitti; onu Fetvâ Emânetinden de azledip (Sekbâ- niye) müderrisi olan mukabelecisi (Sarı Abdullah Çelebi) yi Fetvâ Emîni nasbettL (Naîmâ cilt 5, sahife 344-346). Bundan da anlaşılıyor ki, bu defa da İstanbul Kadılığına tâyininde Fetvâ Eminliği uhdesinden nez’ edilmemişti.
Müşârün-ileyh Kazaskerlik payesini ihrâz etmişti. 1068 Şavval’inde vefat eyledi. Mimar Sinan Mescidinde medfundur. Rahmetu’llâhi aleyh.
Müşârün-ileyhin Türkî, Fârisî şiirleri vardır. Şiiri metindir. Şu iki beyit müşârün-ileyhindir.

Nedir bu resin-i dilârâ nedir bu nakş u nigâr ..
Ki tarhetti çemenzâre nakş-bend-i bahâr
Midâd-ı sebz ile yazdı sahife-i çemene:
Debîr-i sun-ı Hudâ «Fa’nzurû ilâ âsar».