Makale

FETVA EMİNLERİ

FETVA EMİNLERİ

— 13 —
FETVA EMÎNİ ESÎRÎ MEHMET EFENDİ

M. Vâmık Şükrü ALTINBAŞ

Müşârün-ileyhin meşîhati Köprülü Mehmed Paşanın sadâreti zamânında idi. Paşanın vefatından sonra sadârete geçen oğlu Fâzıl Ahmed Paşa mühim bir işin müzâkeresi için müşârün-ileyh ile birlikte Dördüncü Sultan Mehmed’in huzûrunda bulundukları sırada Köprülü Mehmed Paşa’dan bahsedildi. Şeyhülislâm Efendi «Çok kan dökmüştür, ölümü âleme rahmet oldu» dedi. Bu söz Fâzıl Ahmed Paşa’ya pek ağır geldi. Onu müteessir etti. «Mev- lânâ! Onun katlettiklerine siz fetvâ vermez miydiniz?» diye sordu. Şeyhülislâm Efendi «Şerrinden korkar idim» dedi. Paşa «Ya Allâh’m gazabından korkmaz mıydınız?» deyince Efendi mebhût oldu. Bu muhâvere Mehmed Efendiyi Pâdişâh’m nazarında küçük düşürdüğünden Meşihatten azliyle nefyine sebep olmuştur. Tarihler bu vak’ayı böyle yazarlar. El-uhdetü aleyhim. Fakat malûmdur ki, Müftü müsteftînin söylediğine göre fetvâ verir, yâni kavl-i meşhur üzere, fetvâ, anlatışa göre verilir. Şer’an katli mucip sebep göstererek ve isim tasrih etmiyerek «Zeyd veya Amr şöyle yapsa, böyle etse katli vâcib olur mu?» deyince Müftü «Zeyd veya Amr kimdir? Bu fiili yaptığı muhâkemeten sâbit olmuş mudur?» diye sormaz, sormak vazifesi değildir. Binâenaleyh dermeyân edilen sebepler şer’an katli icap edince Müftü «katli vâcib olur» diye fetvâ vermekte tereddüt etmez ve bundan dolayı dünya ve âhirette mes’ûl olmaz. Şeyhülislâm Efendi Fâzıl Ahmed Paşa’nm, «Onun katlettiklerine siz fetvâ vermez miydiniz?» demesine «şerrinden korkardım» cevabiyle mukabele edeceğine dediğimiz tarzda cevap verseydi hakîkata daha uygun olurdu. Bununla beraber müşârün-ileyh meşihat inde selefi Bolovî Mustafa Efendi gibi tecellüt gösterememişti. Köprülü’ye mutî ve munkat olmuş idi. Bolovî Mustafa Efendi gibi Köprülü Mehmed Paşanın şevkiyle 1067’de Şeyhülislâm olmuş iken Girit serdârı deli Hüseyin Paşa’nm katli için istediği fetvâyı vermediği gibi diğer husûsatta da ona muhâlefet ederdi. Bunun içindir ki, iki seneyi doldurmadan 1069’da azlolunarak Mısır’a nefyedildi. 1086’da orada yâni Ümmü Dünyâ’nm âğûş-ı vefâsmda can verip sîne-i türabında defnolundu. Esîri Mehmed Efendi böyle yapmadı. Köprülü nün fermâmna esir oldu. İstediği fetvâları verdi. Fakat sonra ne oldu? Yine selefinin akıbetine uğradı! İbrete şâyan değil midir? Müşârün-ileyh 1082’de menfasından ıtlak olunarak Hacc etmiş ve 1092 Sefer’inin 22’sinde Bursa’da vefat eylemiştir. ’Orada inşâ ettiği mescit hazîresinde medfundur. Rahmetu’llâhi aleyh.
Fıkıhdan (Camiü’d-deâvî ve’l-beyyinât), Fetâvâdan (El-Hulâsateyn) nâmlariyle iki eseri vardır. ; , .