Makale

TÜRK İSLÂM DÜNYASI "GÜNDEM'DE

BAŞYAZI
Mehmet Nuri YILMAZ
Diyanet İşleri Başkan V.

TÜRK İSLÂM DÜNYASI "GÜNDEM’DE

Son zamanlarda, pek çok insanın dile getirdiği bir gerçeğin ortak ifadesi gündemde: Dünyada, çok çeşitli alanlarda, çok hızlı değişimler gözlenmektedir... Gerçekten, hızlı değişimler, yeni gelişmelere yol açmaktadır. Yirminci asrın şu son yıllarında, beklenmedik bir hızla bloklar yıkılmış, sistemler çökmüştür. Demirperde ülkelerinde gözlenen değişim ve gelişim bu gerçeğin en güzel örneğidir. Sovyetler Birliği’nin dağılması ile yeni bağımsız devletler ortaya çıkmıştır.
Bu devletlerin bağımsızlıklarını kansız kavgasız kazanmış olmaları, dünyanın geleceğe yönelik barış çabaları açısından ümit verici ve sevindiricidir. Yeni bağımsız devletlerden bir kısmının halkı, ağırlıklı olarak Türk asıllı Müslümanlardır. Bilindiği gibi bu ülkeler Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan «e Türkmenistan’dır. Ayrıca Kafkasya’da, Kı-rım’da ve Rusya içlerinde de Türk asıllı Müslüman topluluklar yaşamaktadır.
Yetmiş seneyi aşkın bir süreden beri, başta "din ve vicdan hürriyeti" olmak üzere, temel insan hak ve hürriyetlerinden mahrum kalarak zulüm altında yaşayan bu ülkelerdeki Müslümanların dinî bilgi ve kültürleri zayıflamış, dinî müesseseleri ile din adamları yok denecek kadar azalmış, fakat buna karşılık bu insanların, dinî duyguları ve dine duydukları ihtiyaç o nisbette bilenmiştir. Bu husus; her yerde, her zaman ve her türlü şartlar altında insanoğlunun "din"e ilgi gösterdiği, ona ihtiyaç duyduğu gerçeğinin en yeni göstergesidir.
Türkiye, pek çok alanda olduğu gibi, dinî hayat alanında da bu ülkelere örnek ve model olabilecek birikim ve tecrübeye sahiptir. Esasen soydaşlarımız, Türkiye’nin sahip olduğu bu alandaki birikimin farkındadır. Bu nedenle soydaş ülkeler, dinî ihtiyaçlarını karşılamak, müesseselerini yeniden kurarak geliştirmek konusunda ülkemizle işbirliği ve dayanışmaya girme istek ve arzusundadır. Bunun böyle olması tabiîdir. Zira, bu ülkelerde yaşayan insanların çoğu bizim hem soydaşımız, hem de dindaşımızdır.
Başkanlığımız, imkânları ölçüsünde, soydaşlarımızla işbirliğine girmeye, onların dinî ihtiyaçlarını karşılamaya hazırdır. Üzerine düşeni daha şimdiden yapmaya başlamıştır. Nitekim, Başkanlığımız bugüne kadar, Balkan Ülkelerindeki soydaşlarımız dahil, soydaş ülkelerden 200’ü aşkın öğrenciyi ülkemize getirmiş ve bu ülkelerde kısa vadede din görevlisi ihtiyacını karşılamak üzere, bunları özel din eğitimi programlarına tabi tutmaya başlamış, Kur’an-ı Kerîm de dahil, 200 bini aşkın dinî yayını soydaşlarımıza göndermiş, Ramazan ayı münasebetiyle 58 din görevlisini bu ülkelerde görevlendirmiştir.
Ayrıca, altı soydaş ülkenin acil dinî ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, Başkanlığımızca açılan yardım kampanyasında, hayırsever halkımız tarafından 15 milyar TL bağışta bulunulmuştur. Bu meblağ ile, anılan ülkelerden her birinde, Osmanlı mimarîsi tarzında birer Cami ve Külliye’nin (Dinî Kültür Merkezi) inşasına başlanacaktır. Moskova’da Din Hizmetleri Müşavirliği, Bakü’de Din Hizmetleri Ataşeliği açılmıştır. Gerekli atamalar kısa sürede yapılacaktır. Diğer soydaş Cumhuriyetlerinde de birer Din Hizmetleri Ataşeliği açılması çalışmaları sürdürülmektedir. Soydaşlarımıza destek olma gayretlerimiz bundan böyle de devam edecektir.
Gerek Türkiye, gerekse soydaş ülkeler, 1992 yılının şu ilk aylarında önemli sınavlardan geçmektedir. Soydaş ülkeler, tam bağımsızlıklarını elde etmek, ekonomik sıkıntılarını aşmak gibi ciddî mücadeleler içerisinde bulunmaktadır. Dağlık Yukarı Karabağ’da, Azerî soydaşlarımıza karşı Ermenilerin giriştiği hunharca zulüm Türk-lslâm dünyasının kanayan yarasıdır.
Ülkemizde ise, sırasıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da çığ felâketi, Zonguldak’ta grizu patlaması, Erzincan’da deprem âfeti yüzlerce vatandaşımızın şehadetine, milyonlarca insanın gözyaşına ve millî servetin hebasına yol açmıştır. Terörizm ve anarşi belâsı, Milletçe yaşadığımız bu acılara, açılan yaralara tuz-biber olmaktadır.
Böylesine büyük sıkıntı ve acıları, böylesine sınavları başarıyla geçmenin bir tek çaresi vardır: Birbirimizin değerini bilerek; birlik ve dayanışmamızı pekiştirmek... Ve çok çalışmak...
Dergimizin bu sayısında bu konular işlenecektir.
Acılarımızın dinmesini, bir daha tekrarlanmamasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ederken, bütün vatandaş ve soydaşlarımızın Ramazan Bayramlarını tebrik ediyorum. Bayramın, islâm âleminin dirliğine, insanlığın hidayet ve barışına vesile olmasını diliyorum.