Makale

MEDYA KRİTİK

Bahattin Akbaş
Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı

Yağmur Duası
Son zamanlarda bütün dünyayı etkileyen kuraklık ve yağış azlığı ülkemizde hem kırsal hem de büyük şehirlerimizde insanlarımızı derinden etkilemektedir. Nimet içinde iken onun değerini iyi idrak edemeyebiliriz. Ancak o nimetin yokluğunda kadir ve kıymetini çok daha iyi anlarız. Bu bakımdan sahip olduğumuz nimetlerin, güzelliklerin değerini iyi idrak ederek israf etmemek ve ölçülü kullanmak durumundayız. Dünya ve nimetlerinin bize atalarımızdan miras değil; çocuklarımızdan ödünç olduğu noktasında bilinçlenmemiz önem arzediyor. Bu anlamda bütün insanlığa dünyayı imar ve islah görevi düşmektedir. Yeşili korumak, ağaçlandırmak, yer altı ve yer üstü kaynaklarını korumak, hele hele su gibi hayati bir nimeti heder etmemek zaruret halini almıştır. Su kaynaklarının çoğaltılmasına ve verimli kullanılmasına ihtiyaç vardır. Bugün dünyada her yıl milyonlarca çocuk ve yetişkin susuzluk veya temiz su bulamamaktan dolayı hayatını yitirmektedir. Kuraklık ve çölleşme, insanımızı günden güne tehdit eder hale gelmektedir. Göllerimiz çekilmekte, küçülmekte, yer altı suları kaybolmaya doğru gitmektedir.

İnsanımızı susuzluk ve kuraklık bunaltmaktadır. Su sorununun çözümü için gereken tedbirlerin alınması bir gerekliliktir. Dinimiz de insanın evvel emirde üzerine düşen tedbirleri almasını, geleneksel deyişiyle esbaba tevessülü öngörmektedir. Bu tedbirlerin alınmasından, insanların elinden geleni yapmalarından sonraki kısımda ise Allah’a tevekkül, dua ve O’na sığınma gelir.

Susuzluğun ve yağmursuzluğun bunalttığı insanlarımız geçtiğimiz günlerde yurdun muhtelif bölgelerinde Hz. Peygamber’in sünnetinde yer alan ve önemli bir dini geleneğimiz olan yağmur duasına çıkmışlardır. Halkımızın nimetleri var eden, istediğini istediği anda istediğine veren ve alan Yüce Yaratan’a gönülden tazarru ve yakarışlarını arzettikleri, gözyaşlarıyla rahmet talebinde bulundukları bu yağmur duaları medyada geniş yankı buldu. Bazı yorumlarda yağmur duasıyla birlikte yağan yağmur için ‘Duaya Jet Yanıt’; ‘Bu Cemaat Tüm Türkiye’yi Gezsin’, ‘İşimiz Duaya Kaldı’, ‘Yağmur Büyüsü’, ‘Yağdır Mevlâm Su’, ‘Suda Dua Dönemi’ gibi başlıklar yer aldı. Medyadaki konuyla ilgili birtakım yazı ve yorumlarda yağmur duasına ve duaya çıkanların inançlarına saygı göz ardı edildi. Her şey bir yana, bu bir inanç meselesiyse herkesin buna saygı duyması gerekir. Dinî inançlara katılmıyorsanız en azından kişisel özgürlüğe ve inanca saygılı olmanız iktiza eder. Bir gazeteci-yazar da köşesinde bütün Kur’an’ı incelediğini, neredeyse hatim ettiğini ancak Kur’an’da yağmur duası diye bir ayet, surelerden birinde toplu yağmur duası yapılmasına ilişkin bir buyruk, yakarış sırasında avuç içlerinin yere bakmasını öngören bir ibadet şekli bulunmadığını tespit etmiş! (Deniz Som, Cumhuriyet, 08.08.2007) Yağmur duasını ilk çağlara dayanan bir yağmur büyüsüne ve bir şaman geleneğine dayandırmış! Sayın yazar biraz daha gayret edip hadis kaynaklarına baksaydı dinde yağmur duasının bizzat Hz. Peygamber’in uygulamasına dayanan bir sünnet olduğunu görürdü.