Makale

Bayrağımız

Bayrağımız

Prof. Dr. M. Kemal ATİK
E. Üniv. ilahiyat Fakültesi Öğr. Üyesi


Varlığımıza hayat veren, milli bütünlüğümüze, milli bünyemize varlık kazandıran, geçmişimizin ve geleceğimizin biricik sembolü olan Bayrağımıza hangi eller, hangi nedenlerle saldırabilir- ler?
Anadolu, bu mukaddes vatan toprağında bin yıldan beri, hiç dinlenmeden, yorulmadan dalgalanan, bin yıldan beri üstüne kapanıp secde ettiğimiz, imanımızın şahidi, vatanımızın bekçisi, hür ve bağımsızlığımızın sembolü, tarihimizin, şerefimizin, maddi ve manevi hayatımızın garantisi Bayrağımıza hangi nankörler, hangi soysuzlar el uzatabilirler?
Anadolu’da ebedi oluşumun, ebedi yaşamın, mutlak hayrın, mutlak güzelliğin ve barışın simgesidir Bayrağımız. Bu milletin ezilmemesi, kaybolmaması için, bütün geçmişi ve geleceği ile, bütün gerçeği, ideali ve yaşam felsefesini temsil eden milli bir semboldür Bayrağımız.
Yurdumuzda, vatanımızda, şöhretimizi, öz kimliğimizi. öz sıfatımızı, öz anamızı, öz varlığımızı Allah’a giden yolda her kudretin mayasını, vatan namına ölmeyi, sevmeyi, sevilmeyi Bayrağımızla bulduk.
Millet realitisini var yapan, millet varlığını yaratan, önceden sade bir kütle olan kalabalığı millet yapan, yalnız bir meclisin sesi değil, bir zümrenin heyecanı değil, bir ulusun kalbi olmuştur Bayrak. İşte o ulus bizim ulusumuz, o Bayrak bizim Bayrağımızdır. Bunun içindir ki Bayrağımız milletimiz için ebedi hayat kaynağı olmuştur. Milletimizin ruhunu Bayrak ve Ezan yaşatıyor. Mukadderatımızın devamını Ezan ve Bayrak sağlıyor. Onun içindir ki milletimizin ebedi bekçisidir Bayrağımız.
Milletimizi, kültürümüzü, ırkımızı, tarihimizi mezceden, dinimizin ruhuyle yoğrulan bu vatan topraklarını ezan ve bayrağımızla beslemeye mecburuz. Buna mani olmak isteyen güçler olabilir. Nerede olurlarsa olsunlar bu güçler, özgürlük şerefini tatmamış, böyle bir duyguya sahip olamayan vatansızlardır. Bunlar coğrafyaya bağlı vicdanı olmayan ve tarih şuuru tanımayan millet soysuzlarıdırlar. Bunlar hiçbir sorumluluk taşımayan ve bu yüzden içeriği ve yüceliği ne olursa olsun, yaptıkları işle vicdanlarının rabıtası bulunmayan zavallılardır.
Ülkelerin bayrağını, dilini, dinini ortadan kaldırarak herşeyi tek tipe irca ederek insanları köleleştiren komünistler, uyguladıkları zorbalıkla yetmiş yıl bayraksız, ezansız bıraktıkları ülkelerden biri olan Azerbaycan’a 1992 yılında gittiğimde bayrak aşkı ile yanan bir Azeri’ye hiç ezan duydun mu diye sorduğumda: “Kemal muallim” dedi, "Hiç bayraksız ezan olar mı? Bayraksız kıble olar mı? Bayraksız namus olar mı? Bayraksız Millet olar mı? Bayraklı geçen bir ömrü, bayraksız geçen on ömre, yüz ömre, bin ömre değişmem, Bayraklı geçen gün var, bin aya değer. İnsanı düşüncesiz ve iradesiz kılan, sevgililerinden koparan, şu makinalı vahşet sisteminin zulmünde can vererek şu kabirde yatan binlerce yoldaşlarımız, kandaşlarımız, dindaşlarımız bayraklarını görmeden can verdiler’’ dedi ve ilave etti: Bayraksız milletler, kıyametlerini gözleriyle görürler. Sen kendinin değilsin; Bayrak, Vatan, senin değilse." ♦