Makale

OSMANLI ŞEYHÜLİSLÂMLARININ TERÂCİM-I AHVÂLİ

OSMANLI ŞEYHÜLİSLÂMLARININ TERÂCİM-I AHVÂLİ

“Şeyhül-İslâm ve Müfti’l-Enâm”

— 30 —

MUÎD AHMED EFENDİ

Ahmed REFİK

Kazâbâd’lıdır. Gençliğinde İstanbul’a gelmiş, iktisâb-ı ma’rifet eyle­miştir. Ahmed Kendi İstanbul’da tahsil etti. Murâd-ı Râbi‘ zamanında mühim me’mûriyetlerde bulundu. (1305) de Şam, onu müteâkip Mısır (1039), Edirne (1043) Kadılıklarına nâil oldu. Edirne’den azlinden sonra (1045) İstanbul Kadılığım, Anadolu Kazaskerliğini (1047) ihraz etti. Ah­med Efendi gayet sert idi. Ahvâl-i zamaneyi, hatır ve nezâketi nazar-ı i’tibâra almazdı. Doğruluğu olduğu gibi icrâ ederdi. İcâbında Pâdişah’ın bi­le irâdesini tanımazdı. Murâd-ı Rabi’in Bağdad seferinde idi. Ahmed Efen­di, esnâ-yı imtihanda Ebu’s-Suûd Zade’yi kızdırmış diye bir hocayı döğ- dü. Mes’ele Murâd-ı Râbi’a aksetti. Bir daha bu sûretle hareket etmemesi için Ahmed Efendi’ye haber gönderildi. Ahmed Efendi Murâd-ı Râbi’in bu nasihatine ehemmiyet vermediği gibi hâtır-ı Pâdişâhî’yi kıracak söz­ler de sarfetti. Hattâ Murâd-ı Râbi’in gönderdiği kimseyi de tekdir etti. Sultan Murad Ahmed Efendi hakkında Şeyhülislâm’dan ma’lûmat aldı, ve derhal Hocanın nefyini irâde eyledi. Ahmed Efendi Belgrad’a nefyedildi, Az bir zaman sonra affedildi. Yine kat’-ı merâtip ederek Anadolu Kazaskeri oldu (1052). İki sene sonra (3054) Rumeli Sadrına nâil olan Ahmed Efendi bir müddet sonra azledildi. (1055) ’de Makaam-ı Meşihat’i ihraz etti. Müddet-i fetvâsı iki sene sürdü, 1057’de vefât etti. Kabri, Kadıçeşmesi’nde binâ ettirdiği medrese civarındadır. “Gitti âh Ahmed Efen­di o reis-i ulemâ 1057.” vefâtına târîhdir.

Muîd Ahmed Efendi fukarâyı himâye eder, adi ve istikametten ay­rılmazdı. Ahkâm-ı şerîati harfi harfine tatbik eder, hukuk-ı ibâdı sıyânet husûsunda her türlü tehlikeleri göze alırdı. Muîd Ahmed Efendi Murâd-ı Râbi’ zamanında ta’kîb eylediği mesleği Sultan İbrahim zamanında da terk etmemiştir. Bilhassa cinci hocaların nüfuzu, Kösem Sultan’ın idaresi Ahmed Efendi’nin tatbîk-ı adalet husûsundaki azmine de hiçbir te’sîr ic­râ edememiştir.

(Devam edecek)