Makale

Çağdaş din eğitimi modelleri

Çağdaş din eğitimi modelleri

Prof. Dr. Recep Kaymakcan
Sakarya Üniv. İlahiyat Fak.

Din eğitimi günlük hayatta kullanılan kavramlardan biridir. Din eğitimi denildiği zaman bu kavram kullanma bağlamına göre farklı anlamlara gelmektedir. Bu çerçevede din eğitimi ana hatlarıyla iki şekilde anlaşılmaktadır. İlk anlamı, bir dinin öğretilmesi ve/veya benimsetilmesine yönelik faaliyetlerin tamamıdır. Bu anlamda din eğitimi dinler tarihi kadar eskidir. Bir din tebliğ edilmeye başlanılmasından itibaren peygamberlerin aldıkları ilahi mesajı insanlara aktarmaları gerekmektedir. Bu ise bir din eğitimi faaliyetidir. Bir dinin mensuplarının o dini kendinden sonra gelen nesillere veya o dini bilmeyen diğer insanlara anlatıp sunmaları süreci de din eğitimi olarak değerlendirilebilir. Günlük dilde din eğitimi denildiğinde daha çok bu anlam kastedilmektedir. Diğer bir ifade ile din eğitimi, bir dine ait bilgi, duygu ve davranışların eğitim ve öğretimidir. Din eğitimi kavramının diğer anlamı ise, din eğitimi faaliyetlerinin ne olduğu, nasıl olması gerektiği ve farklı ortamlarda nasıl öğretilebileceği gibi konularla bilimsel olarak uğraşan disiplini ifade etmektedir. Bu anlamda din eğitimi oldukça yenidir. Bazıları bu anlam kastedildiği zaman “Din Eğitimi Bilimi” ifadesini kullanmaktadır. Bu bağlamda din eğitimi model, yaklaşım ve metotları üzerinde bilimsel açıdan inceleme ve değerlendirmelerde bulunan disiplin din eğitimi bilimidir. Din eğitimi ile ilgili bu genel açıklamadan sonra din eğitimi modellerini ana hatlarıyla değerlendirmeye çalışalım.
Din eğitimi modelleri (yaklaşımları)
Din eğitimi modelleri seçilen kritere göre farklı şekilde tasnif edilmektedir. Bu sınıflandırma içerisindeki kategorilerin sayıları farklı olsa da, okullarda din eğitiminde uzun yıllar boyunca uygulanan model bir kategoriyi oluştururken, diğer kategoriyi son yıllardaki modern din eğitimi uygulamaları oluşturmaktadır. Bu ikili sınıflandırmayı kendi içerisinde alt bölümlere ayırmak mümkündür. Çoğunlukla Batı ülkelerinde oluşan bu din eğitimi modelleri sınıflandırmalarının bazıları şöyledir: 1. a) Confessional (savunmacı/taraflı) din eğitimi, b) Non-confessional (belli bir dini benimsetme amacı gütmeyen) din eğitimi; 2. a) Dini öğrenme, b) Din hakkında öğrenme, c) Dinden öğrenme. Adlandırılması farklı olsa da içerik olarak bu modeller ana hatlarıyla birbirleriyle benzerlik arz etmektedir. Bu yazıda, daha anlaşılabilir ve kapsayıcı olduğu düşünüldüğü için okullarda din eğitimi modelini sınıflandırırken geleneksel ve modern din eğitimi kavramları tercih edilecektir. Bu ikili sınıflandırmayı kendi içerisinde alt gruplara ayırmak da mümkündür.
Geleneksel din eğitimi
Geleneksel din eğitiminin temel özelliği, bir dini açık veya örtük olarak benimsetmeyi hedefleyecek şekilde okullarda öğretim konusu yapmasıdır. Genelde derste benimsetilmeye çalışılan dinin mensuplarının olduğu varsayılmaktadır. Birden fazla dinin öğretimine yer verildiği takdirde de çoğunluk perspektifinden diğer dinler öğretim konusu yapılmaktadır. Öğretmenlerin de dine inananlar olması beklenmektedir. Bu din eğitimi yaklaşımına “dini öğrenme” ve “savunmacı din eğitimi” de denilmektedir. Dünyada, uzun yıllar okullarda din eğitiminde bu yaklaşım etkin olmuştur. Bu model aslında yaygın din eğitimi kapsamında değerlendirebileceğimiz cami, kilise vb. dinî kurumlarda verilen din eğitiminin bir anlamda okul ortamına taşınmasını öngören bir modeldir. İslam dini öğretimindeki ilmihal merkezli din eğitimi modeli, Katolik eğitimindeki “kateşizm” modeli bu çerçevede değerlendirilebilir. Günümüzde de bazı Batı ülkeleri ve Müslüman dünyasında farklı uygulama şekilleriyle bu modelin yaygın olduğu söylenebilir. Ancak günümüzde dinî çoğulculuk, seküler eğitim anlayışı vb. nedenlere bağlı olarak bu yaklaşımla okullarda din eğitimi vermek gittikçe sorgulanır hale gelmiştir. Okullarda geleneksel din eğitimine yer verilmesi, birbirinden çok farklı iki şekilde gerçekleşmektedir.
a) Tek dinli model: Ülke nüfusunun büyük çoğunluğunun belirli bir din veya mezhebe bağlı olduğu yerlerde uygulanan bir modeldir. Tek dinli modelde tek bir din kabul edilir ve eğitim sistemine yansıtılır. Örneğin, İtalya’da devletin Vatikan ile yaptığı anlaşma gereği devlet okullarında yalnızca Katolik mezhebine yer verilmekte, diğer Hristiyan mezhepleri ve farklı dinler dışlanmaktadır. Tek dinli model, başka din ve mezheplerin mensuplarının ihtiyacını karşılamada yetersiz kaldığı ve demokratik olmadığı için eleştirilmektedir.
b) Paralel tek dinli/mezhepli model: Bu model, öğrencilerin sadece tek bir dini veya mezhebi (kendi din ve mezheplerini) öğrenmelerini esas alır. Bütün olarak okul sistemi ise pek çok dini ihtiva eder, fakat her bir öğrenci bunlardan sadece birini alır. Örneğin, Almanya bu modele en iyi örnektir. Ülke genelinde Protestan ve Katolik mezhebi mensupları birbirine yakın orandadır. Din dersi devlet okullarında genelde bu mezheplere göre verilir. Öğrenciler kendilerinin mensup olduğu mezhep veya dine göre verilen din dersini takip eder. Almanya’da bölgelere göre farklı yönelişler olmakla birlikte devlet okullarındaki din öğretiminde dini cemaatler (Protestan, Katolik, Ortodoks, Müslüman, Yahudi) sorumludur. Devlet denetim görevini üstlenmiştir; dersin pedagojik yönden iyi hazırlanıp hazırlanmadığını ve verilen dini öğretimin içeriğinin ülkenin demokratik düzenine uygun olup olmadığını inceler.
Din eğitiminde paralel programın taraftarları böyle bir düzenlemenin çeşitli inanç gruplarına çocukları için dinî eğitim imkânı verdiğini ifade ederler. Bu modelde çocukların kendi dinî geleneklerini almaları önemsenir. Ancak bu modelin din dersinde uygulaması da pratik açıdan zorluklar içermektedir.
Modern din eğitimi modelleri
Modern din eğitimi yaklaşımları, geleneksel din eğitimi yaklaşımlarının çoğulcu, seküler ve demokratik eğitim anlayışına göre şekillenen okullarda yetersizliği ve kabul edilebilirliği konusundaki tartışmalara cevap olarak ortaya çıkmıştır. Modern din eğitimi yaklaşımı genel bir kavramdır. Temel çıkış noktalarından birisini, okulun özellikle de devlet okullarının herkesin okulu olduğu ve okulda öğretilen derslerin modern eğitim felsefesine yardımcı olması gerektiği beklentisi oluşturmaktadır. Bu nedenle bir dinin mensubu yapmayı veya inancı güçlendirmeyi amaçlayan geleneksel din eğitimi okullarda kabul görmemektedir. Onun yerine ferdin kendi hayatını anlamlandırması ve sosyal bazı meselelere dini açıdan eleştirel olarak bakabilme yetisinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Öğrencinin ilgileri temel alınmaktadır. Birden fazla dine veya bir din içerisindeki farklı mezhep ve yorumlara yer verilmesi ve farklı dinlerin yargılanmadan anlamaya çalışılması beklenmektedir.
Modern din eğitimi anlayışının ortaya çıkışında çok faktörlü bir süreç etkili görünmektedir. Bu olgunun din eğitimi sahasındaki uygulaması, bütün dinlerin daha çok birbirlerine yakın konularının öne çıkarılarak birlikte verilebileceği çağdaş bir din eğitimi anlayışı şeklinde olmuştur. Din dersi daha çok eğitimsel gayelerle okul programlarında yer verilen bir ders olması şeklinde kendisini göstermektedir. Fenomonolojik ve Yorumlayıcı Din Eğitimi Yaklaşımları modern din eğitimi modeli içerisinde değerlendirilebilir.
Din dersi içerisinde bir din dışında farklı dinlere yer verilebilir. Dinler dıştan bakış (outsider) açısına göre öğretilmeye çalışılır. Bu çeşit din eğitimi, “karşılaştırmalı din eğitimi” olarak da adlandırılabilmektedir. Betimsel, objektif, tarihî ve eleştirel özelliklerinden dolayı “din hakkında öğrenme” olarak adlandırılan bu yaklaşım herhangi bir dine üstünlük sağlamayı hedeflemez. Dinlerin objektif olarak içeriklerine güdülenme eğilimi taşıması eğitimsel yönden zayıf yönünü oluşturmaktadır. Bu ise öğrencilerin derse olan ilgilerini azaltmaktadır. Bu tür din eğitim yaklaşımı dini hoşgörüye olumlu katkı sağlamasına rağmen öğrencilerin dünyası ve ilgilerini göz önüne almadığından onların ahlaki ve manevi değer arayışlarına katkısı açısından son derece sınırlıdır.
Modern din eğitimi modeli içerisinde değerlendirilecek diğer bir yaklaşım “Dinden Öğrenme”dir. Eğitimsel değeri oldukça fazla olan ve öğrencinin ihtiyaçlarını merkeze alan bir din eğitimi yaklaşımıdır. Dini öğrenme ile dinden öğrenme arasındaki temel fark ilkinde öğrenciden, öğretilen dinin inanç ve uygulamalarına katılması istenmektedir. Dinden öğrenmede ise öğrenci ile dini içerik arasındaki mesafe korunur. Dinî içerik yerine öğrencilerin hayatı ve dünyası eğitim programını şekillendirmede belirgin unsurdur. Temel soru şudur: Çocuklar ve gençler ne ölçüde ve hangi yollarla din eğitiminden fayda sağlayacaklardır? Başlıca amacı insancıllaştırmak olan dinden öğrenme yaklaşımı öğrencilerin ahlaki ve manevi gelişimine önemli katkılar sağlayacaktır. Dini öğrenme ve din hakkında öğrenme yaklaşımlarında din, ya çocukların çağrılıp benimsetilecek bir inanç objesi ya da eleştirel çalışmaya uygun bir konu olarak öğretilmektedir. Dinden öğrenme yaklaşımında ise din çocuklar ve öğretmenlere odaklanır ve onlar için öğretilir. Dinin kendisi insancıllaşma sürecine yardımcı olmaktadır. Bu yaklaşımda ana hedef çocuğun eğitimine katkıda bulunmaktır. Bu sebeple bu yaklaşım “eğitimsel din eğitimi” olarak da adlandırılmaktadır.
Geleneksel ve modern din eğitimi modelleri genel olarak sosyal hayat, din devlet ilişkilerindeki değişim, eğitim alanındaki gelişmeler gibi farklı nedenlere bağlı olarak gelişen yaklaşımlardır. Bir modelin her durumda diğerinden daha iyi olduğu söylenemez. Burada önemli olan hangi din eğitimi modelinin hangi bağlamda fonksiyonel olduğudur.
Cami, Kur’an kursu vb. Diyanet İşleri Başkanlığının hizmet alanlarında hedef kitlenin din eğitimi yolu ile İslami bilgi, duygu ve davranışlarının pekiştirilmesi ve geliştirilmesini esas alan din eğitimi modellerinin geliştirilmesi ve yeterliliğinin bilimsel olarak test edilmesi gerekmektedir. Yukarıda ifade edilen din eğitimi yaklaşımları büyük ölçüde okulda dinin eğitim ve öğretim konusu yapılması çerçevesinde tasarlanmıştır. Oysaki ülkemizde etkin bir İslami eğitim için yaygın din eğitimi alanında işlevsel din eğitimi modellerinin ortaya konulmasına ihtiyaç vardır. Bu ise konu ile ilgili kurumların ve bilim insanlarının özel gayret göstermesini zorunlu kılmaktadır. Okullarda din eğitimi modeli geliştirilmesinde bilişsel boyuta üst düzeyde öncelik vermek makul olsa da cami için geliştirilecek din eğitimi modelinde aynı ölçüde bilişsel boyuta önem verilmesi gerekmeyecektir. Onun yerine duyusal boyutun öncelenmesi isabetli olacaktır.