Makale

Gece

Gece

İlyas DİLBAZ
Çankırı Müftü Yardımcısı

Beyaz sayfaları, karanlık ifade eden kelimeyle karartmanın doğru olmadığını biliyorum. Amacım, karanlık gecede şafağın atışını net göremeyen gözleri, uyuyan gönülleri, seherin rüzgarıyla uyandırmaktır.
Âlemde vuku bulan önemli olayların pek çoğu ya gece meydana gelmiş veya gece planlanmıştır. Yüce Allah’ın insanlığa gönderdiği son peygamber bir gece sabaha karşı dünyayı şereflendirmiş, yine onunla insanlığa olan son mesajı bir gece (Kadir) başlamıştır.’(1) Peygamberimizin manevi aleme seyahati geceleyin gerçekleşmiştir.(2) Allah Rasulünün hicreti yine bir gece başlamış, sefer müddetince hep gece yol alınmıştır. Fani dünyadan ayrılışı öğlen saatlerine doğru olmuşsa da mescidinden ve Ashabından ayrılışı bir gece sonunda Ebû Bekrin arkasında, kıldığı sabah namazı ile olmuştur. Fatih, bir gece 70 gemiyi karadan yürütüp Haliç’e indirerek fethin yollarını açtı. Kurtuluş savaşında büyük taarruz bir gece sabaha karşı başladı. Mehmetçik bir gece sabaha karşı Kıbrıs’a çıktı. Aşıklar, şairler, mehtaplı geceden ilham aldı.
Allah-u Teala Kur’an-ı Kerim’de gündüzü geçim (Çalışma) vakti, geceyi örtü (istirahat) kıldık buyurmakta(3)’, Geceye yemin etmekte(4). Gecenin şerrinden Allah’a sığınmanın gerektiğini bildirmekte’(5)’. Gecenin bir bölümünde kalkıp namaz kılmayı tavsiye etmekte,’(6) Gece kalkıp namaz kılanlara verilecek mükafat ve nimetleri kimsenin bilemeyeceğini haber vermektedir’(7)’.
Peygamber Efendimiz, gecelerin fezaili hakkında “Ey İnsanlar selâmlaşınız, yemek yediriniz, insanlar uyurken geceleyin namaz kılınız, selametle cennete girersiniz”’(8)’, “Gecede duanın kabul olacağı bir saat vardır ki herhangi bir müslüman ona rastlar da dünya ve ahirete dair Allah’tan hayır dilerse, muhakkak Allah dilediğini yerine getirir. Bu hal her gecede vardır.”(9) buyurmaktadır.
İslami hayatamızda, kültür ve edebiyatımızda gece, önemli bir yer tutar. Ahmet Haşim “Merdiven” adlı şiirinde gecenin fiziki yönünü gözlemliyerek melankolik bir tablo çizmiş, Yahya Kemal “Koca Mustafa paşa” şiirinde gecenin manevi yönünü şöyle dile getirmiştir."10’

Gece, şiiriyle sararken Koca Mustafapaşa’yı
Seyredenler görür Allah’a yakın dünyayı,
Yolda tek tük görünenler çekilir evlerine,
Gece sessizliği semtin yayılır her yerine.
Gece her yerdeki efsunlu sükûnundan iyi,
Avutur gamlıyı, teskin eder endişeliyi,
Ne ledünni gecedir! Ta ağaran vakte kadar,
Bir mücevher gibi Sünbül Sinanın ruhu yanar.

Kültürümüzde sıkıntılı, ızdıraplı zamanlar ve günler, gece ile ifade edilmiştir. Mehmet Akif;
Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı!
Mahşerde mi bîçarelerin yoksa felahı?
diyerek I. Dünya Savaşı öncesi toplumumuzun bunalımlı günlerini uğursuz gece olarak vasıflamıştır.
İslami hayatımızda gece, ayet ve hadislerin ışığında adeta fotoğraf stüdyosundaki karanlık oda gibidir. Gün ışığında çekilen negatif filimler orada fotoğrafa dönüştürüldüğü gibi, gündüz işlenen ameller, davranışlar ve günahlar, gece karanlığında gizli pişmanlık, tevbe, dua ve gözyaşları ile yıkanır, temizlenir, güzel ameller belgelenir, kötü ameller silinir, sabaha tertemiz çıkılır. Gündüzlerini kötü amellerle dolduranlar, gecelerini gaflet ve nis- yanla geçirip tevbe edemeyenlerin amelleri kötü belgesel olarak kendileri için arşivlenecek ve kıyamet gününde önlerine konacaktır.
Manevi hayatımızda gecenin yeri bambaşkadır. Hz. Musa ile ilgili olarak “Bana ibadet etmesi için Musa’ya otuz gece vade verdik ve ona on gece daha ilave ettik, böylece Rab- binin tayin ettiği vakit kırk geceyi buldu.” buyurmaktadır. Peygamberimiz için “Geceleyin uyanıp, yalnız sana mahsus olarak fazladan namaz kıl. Belkide Rabbin seni övülecek bir makama yükseltir.”"(11) Müzemmil Suresi 5. ayetin devamında ise gecenin ibadete hem fiziki hem ruhi bakımdan daha müsait olduğunu, gündüzün ise İslam’ı tebliğ görevi yanında dünyevi meşguliyetlerin bulunduğunu haber vermektedir.
Gece; Muhasebe ve murakabe vaktidir. Hz. Ömer’e atfedilen “Bugün Allah için ne yaptın?” sözünün düşünüleceği vakit gecedir. Gün boyunca yapılan işler, akşamdan sonra incelemeye alınır, yanlış işler için tevbe edilir, sonraki gün yapmamaya azmedilir. Mübarek gecelerdeki af ve mağfiret, güneş doğuncaya kadar devam eder. Nafile ibadetlerin gece yapılması daha faziletlidir. Çünkü riya ve gösterişten uzak olup huzur ve huşu doruk noktasına ulaşır. Tasavvuf erbabı ve Evliyaullah, zikir ve evradı gece yapmış ve tavsiye etmişlerdir. Felak Suresindeki “Gecenin karanlığından Allah’a sığınırım” ifadesi gecenin karanlığında insanlara dokunabilecek her türlü zararlara işaret etmektedir. Konu ile ilgili hadislerde Peygamberimiz yatsı namazından sonra tek başına ışıksız ve gereksiz dışarı çıkılmamasını, evlerin kapılarının kapatılmasını, evdeki ateşin söndürülmesini, yiyecek kaplarının örtülmesini tavsiye etmişlerdir.
Çağımızda gece ile gündüz arasında kesin bir çizgi kalmamıştır. Gece, gündüz gibi çalışma programına alınmış durumdadır. İnsanlar fıtrat kanunlarını çiğnemeden çağımızın imkanları ile geceyi en güzel şekilde değerlendirmelidirler. Gece geç saatlere kadar boş ve lüzumsuz yere televizyon başında zaman israf edenler, geceden nasip almadıkları gibi, bu menfi durum gündüz kazançlarını da etkilemektedir. Gecenin bir bölümünde uyku uyumak en doğal harekettir. Hayatını İslam’a göre tanzim edenlerin geceleri ve uykuları değer kazanmaktadır. Peygamberimiz pek çok hadisinde yatsı namazı ile sabah namazını cemaatle kılanların bütün geceyi ibadetle geçirmiş gibi(,12) sevap alacaklarını bildirmektedir.
Toplumlar İslamın aydınlık yolundan ayrıldıkları zaman, karanlık ve fırtınalı gecede dalgalı bir denizde rotasını bilmeyen gemi tayfası gibidirler. Onlar için tek kurtuluş deniz feneri olup, rotasını ona ayarlayanlar karaya çıkar ve kurtulur. İslam yolunu şaşıran bunalımlı toplumların deniz feneridir. Ona doğru, yol alanların uğursuz geceden kurtuluşu, mahşere kalmadan gerçekleşir.
Karanlık gecelerde, isra (gece yürüyüşü) ile seher tüneline doğru yol alarak şafağın ve sabahın aydınlığını sey- redebilenlere ne mutlu! ♦

1- Kur’an-ı Kerim 97/1-5.
2- Kur’an-ı Kerim 17/1.
3- Kur’an-ı Kerim 78/10-11.
4- Kur’an-ı Kerim 92/1.
5- Kur’an-ı Kerim 113/3.
6- Kur’an-ı Kerim 73/1-4.
7- Kur’an-ı Kerim 32/15-16-17.
8- Riyazüs Salihln 2/452.
9- Riyazüs Salihln 2/458.
10- Kendi Gökkubbemiz S. 51.
11- Kur’an-ı Kerim 17/79.
12- Riyazüs Salihin 3/392.