Makale

VİZYON SAHİBİ OLMANIN HAYATÎ DEĞERİ

VİZYON SAHİBİ OLMANIN HAYATÎ DEĞERİ

Azize Aydın
Ankara Üniv. İlahiyat Fakültesi

Yaşam benim için bundan mı ibaret kalacak? Ben sadece bu muyum? Sahip olduğum olacağım şeyler sadece bunlar mı? Gelebileceğim en son nokta bu mu? Ve ben daha iyi neler başarabilirim? Bu ve benzeri soruların altında yatan temel ihtiyaç değişmek, gelişmek güdüsüdür.
Değişerek ve gelişerek denenmemişleri deneyecek ve başarılmamışlar! başarabileceğiz. Böylesi bir gelişim sürecinin rotasını da kendimizce oluşturduğumuz vizyonumuz* belirleyecektir. Vizyon, vizyonumuz, "en sonunda ne elde etmek istiyoruz"a işaret ederek şimdiki sınırlarımızı aşmamızı sağlar. Öyle ki, vizyonu olmayan bir kişi, geçmişin etkisi altında ’şim- di’yi kullanır ve geçmişinin aynısı olan bir gelecek oluşturur.
Geleceğimizin, şikayetlendiğimiz bugünümüzden farklı olması için vizyonumuzu nasıl edineceğiz? Hayat vizyonumuzu oluştururken iç dünyamıza bir yolculuğa çıkmamız gerek. Gönlümüzü coşturan, bizi biz yapan hayatî bir görev, bir hizmet bulmalı, nasıl bir birey olduğumuzun ’farkına vararak’ yolumuzu çizmeli- yiz. "Vazifemiz uzaktaki belirsiz şeyleri görmek değil, elimizde olanı kullanmaktır". Bu anlamda şu anki öykümüzün, gözlüğümüzün kısaca şu an sahip olduklarımızın ne kadar ’farkındayız’? Bunların içinde boğulup kalmış, gelişimden nasiplenememiş şanssızların arasında mıyız? Vizyonumuzun olması, hayata dair bir vizyona sahip olmamız bu bağlamda önemli. İç dünyamıza bir yolculuğa çıkamıyor, duygu, düşünce ve davranışlarımızın altında yatan temel sistemlerin farkına varamıyor ve kendimize uygun hedefler belirleyemiyorsak hiçbir yeni adım atamayacağız demektir. Zira bütün bunların olamaması, kendimize yeni, gelişime açık bir yol çizemememiz ve eski yolumuza devam etmemiz anlamına gelir. Kısaca, vizyonu olmayan, gelişime ve değişime kapalı bireyler olarak kalırız.
Hep, "sorunumuz bilmemek değil yapmamak" diye yakınırız. Aslında sorunumuz sadece ’yapmamak’ mı? Biliyor muyuz? Kendimizi, duygularımızı, düşüncelerimizi, neyi nasıl yaptığımızı, yapamadığımızı, neyi nasıl yapabileceğimizi, kısa ve uzun vadeli beklentilerimizi... Basit bir şekilde, şu ana kadar ki öykümüzün, dünyaya bakarken taktığımız gözlüğün/gözlüklerin ve temel düşünsel sistemlerimizin ne ölçüde farkındayız? Unutmayalım ki biz yolcuyuz. Bu yolculuk müddetince önümüze sürekli keşfetme, anlama fırsatları çıkıyor. Ve tesadüfi olmayan bu yolculukta görevimiz öğrenmek. Nasıl daha başarılı, nasıl daha güçlü, nasıl daha mutlu bireyler oluruz? Bütün bunları öğrenmek, gerçekleştirmek ve değişime, geli şime açık bir birey olarak başta kendimiz olmak üzere en yakın çevremize bunun farkını yaşatmalıyız. Dün yaptığımız şey, dün gittiğimiz yol, dün soluduğumuz hava bir gün sonra bizi tatmin etmemeli. "Akıllı bir insan için her gün yeni bir gündür." İşte, vizyon, vizyon sahibi olma bize bunu kazandırır. Her sabah kalktığımızda değişim ve gelişim heveslisi olmak ’bu gün yeni bir hayattır’ dedirtir bize. Başlangıçta sorduğumuz soruları bir hatırlayalım; Yaşam benim için bundan mı ibaret kalacak? Ben sadece bu muyum? Sahip olduğum, olacağım şeyler sadece bunlar mı? Şimdi bu sorular yazının başındaki kadar can acıtıcı geliyor mu? Hayır. Çünkü her günü gelişim için yeni bir fırsat olarak gören bir vizyonla, bakış açısıyla artık değil. Şimdiki sınırlarımızı aşmamıza yardım eden bir vizyona sahip olmalıyız. " iki günü bir olan zarardadır" kutlu sözü yolumuzu hep aydınlatmalı..
* Zihinsel anlamda kavrama, iç görü netliği ya da gelecek görüşü.