Makale

Cumhurbaşkanlığı Köşkünde Bir İftar Akşamı

Cumhurbaşkanlığı Köşkü ’nde Bir İftar Akşamı

Gaffar TETİK

Ramazan Ayı!... Mü’min gönüllerin kaynaştığı, düşman kalplerin barıştığı; hırçın, alevli, harlı sözlerin yerini sevgiye, kindar düşüncelerin yerini saygıya bıraktığı bir mübarek ay.
Onda indirilmiş insanlığın, medeniyetin, adaletin, huzurun, yanılmazlığın, şaşmazlığın kaynağı Kur’an.
Onda saklanmış bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi. Onda şahlanır kardeşlik, acıma, yardım, görüp-gözetme duyguları...
Televizyonların renkli camlarında görüp dinliyor, basının renkli sayfalarında okuyoruz; “Ramazan Ayı’nda trafik kazaları, öldürme, yaralama, hırsızlık vb. gibi suç oranlarında büyük düşüş kaydedildi” diye, üç-beş sene önce Ramazan günü çıktığımız Ankara’nın en işlek meydanı Kızılay’da yüzlerce kişinin banklarda, caddelerde yiyip içtiğini veya içtiği sigaranın dumanını (galiba çalım olsun diye) insanların yüzüne doğru üflediklerini görüyorken, bu Ramazanda bir yayıncı gözüyle objektiften yaptığım gözlemlerimde bu sayının bina içlerinde çok düşük olduğunu gördüm. Dışarıda ise ağzında sigara, iki eli cebinde hem yürüyüp hem de içtiği sigaranın dumanını ağzından burnundan çıkarıp yanındaki iki arkadaşına üfleyen bir tek gence, baş parmağı ile şehadet parmağı arasında tuttuğu sigarasını avucunun içinde saklayarak arasıra bir suçlu edasıyla bir nefes çeken iki orta yaşlı kişiye rastladım. Demek, ülkemiz insanı gün geçtikçe daha saygılı oluyor birbirine karşı. Tutan tutmayanı, tutmayan tutanırahatsız etmiyor. Kimsenin kimseye bir zorlaması yok. Kavga yok, dövüş yok; kin yok, nefret yok...
İşte böyle bir ortama zemin hazırlayan mübarek Ramazan Ayı’nın 3’üncü, yani 23.01.1996 Salı gününün iftar akşamında, iki yıldan beri olduğu gibi bu yıl da bir araya geldi Diyanet İşleri Başkanlığı mensupları Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde. Başkanlık merkez ve taşra teşkilatlarından iftara davetli olan 200 kişi, önce köşkün büyük salonunda toplandılar. Eski Devlet Bakanı Ekrem CEYHUN, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet SEÇKİNÖZ, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri YILMAZ ve Başkanlığın her kademesinden 200 kişi... Kendi aralarında tatlı bir sohbete başladılar.
Çok geçmeden iftar salonunun kapıları açıldı. Sayın Cumhurbaşkanımız Süleyman DEMİ- REL güler yüzle ve babacan bir tavırla gelip, geniş giriş kapısının iç kısmında ayakta durdu. Yanında Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri YILMAZ var. Bütün davetlilerin tek tek elini sıktı ve “Hoşgeldiniz” dedi. Herkes geçip yuvarlak masaların etrafında oturdu. Devlet Bakanı Necmettin CEVHERİ daha sonra katıldı bu iftar davetine.
Salonda derin bir sessizlik hakim. Herkesin yüzünde Allah’a teslimiyetin huzuru. Sayın Cumhurbaşkanı başını hafifçe yana doğru eğmiş ve gözleri yerde. Fazla geçmeden ayağa kalktı ve şu veciz konuşmasını yaptı: “Ramazan, ellerimizin her zamankinden daha çok Cenab-ı Allah’a açıldığı mübarek bir aydır. Bu mübarek Ramazan Ayı’nın bu iftar yemeğine hepiniz hoş geldiniz.
Sizler din adamısınız, dualarınız kabul olur. Hepinizin duasına muhtacım. Devletimiz için, Devletimizin bölünmezliği için, Milletimizin birliği için, beraberliği için dua ediniz. Bu Ramazanda olduğu gibi inşaallah gelecek seneki Ramazanda da Cenab-ı Allah bizleri yine burada birleştirir.
Cenab-ı Allah Devletimizi ve Milletimizi güçlü kılsın. Hepinize daha nice Ramazanlar, nice Bayramlar diliyorum.”
Aminler döküldü dudaklardan ve hemen akabinde Koca- tepe Camii İmamı Kadir TEMEL, Kur’an-ı Kerim’den Bakara Suresi 183-185’inci ayet-i celileleri ile Kadr Süresi’ni okudu. Okunan Kur’an-ı büyük bir vecd içinde dinleyen Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL, “Biz O’nu (Kur’an- ı) Kadir Gecesi’nde indirdik...” manasını muhtevi Kadr Suresi okunurken dikkat ettim, hafif dudak hareketleriyle onu takip ediyordu. Tam inanmışlık, tam teslimiyet. Kur’an okunmasının bitiminde, eller yüzlere sürüldü, okunan akşam ezanından sonra Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL’in “Afiyet olsun, Allah kabul etsin” temennisiyle Besmeleler çekildi ve iftara başlandı.
İftar sonrasında Diyanet Vakfı Mütevelli Heyet Üyesi Kemal GÜRAN bir dua yaptı: “Yüce Allah Devletimizi ve Milletimizi birlik ve beraberlik içinde kıyamete kadar payidar kılsın”
Yine gönüllerden coşan “amin” ler dillerden döküldü ve girişte olduğu gibi çıkışta da aynı yerde ayakta durdu Sayın Cumhurbaşkanı ve yine tek tek herkesin elini sıkarak “Teşekkür ederim, güle güle” dedi.
Bizler de Zat-ı Devletlerine çok teşekkürler ediyoruz Sayın Cumhurbaşkanımız. “Yüce Allah birlik ve beraberlik, dirlik ve düzenlik içinde Devletimizi daim, Milletimizi kaim eylesin.”