Makale

Ölüm Tuzağı Uyuşturucuya Kesinlikle hayır

Ölüm Tuzağı Uyuşturucuya Kesinlikle Hayır

Seyfettin YAZICI
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi

Geleceğimizin teminatı olan gençliğimiz bugün yeni bir tuzak ile karşı karşıyadır. Aslında gençliğimiz üzerinde yoğunlaşan bu tehlikenin bütün insanlığı tehdit ettiği ve dünyanın bu beladan kurtulmak için çeşitli yöntemlerle mücadele ettiği fakat istenen başarıyı elde edemediği de bir gerçek olarak ortada durmaktadır.
Evet, beyaz zehir olarak da adlandırılan esrar, eroin, kokain ve benzeri uyuşturucu maddelerden söz ediyoruz.
Bilindiği gibi dinimiz insan sağlığına büyük önem vermiş, beden ve ruh sağlığımıza zarar veren şeylerin içilmesini, hangi yoldan olursa olsun kullanılmasını haram kılmış, kesinlikle yasaklamıştır.
Hal böyle iken yüzde doksan dokuzu müslüman olan ülkemizde uyuşturucu kullanımının artması ve bu zehiri kullananların gün geçtikçe çoğalması özellikle bu belanın gençlerimize yönelmesi hepimizi ciddi olarak düşündürmelidir.
İslam Dini’nin yasakladığı alkollü içkilerin ve sarhoşluk veren bütün maddelerin ne kadar tahripkar olduğu peygamberimizin, “Bütün kötülüklerin anası olan içkiden sakı- nın.”(1) ve “İçkiden sakının çünkü o, bütün kötülüklerin anahtarı- dır.”(2) uyarıları ile en veciz şekilde ifade edilmiştir.
Gerçekten de alkollü içkiler ve uyuşturucu maddeler, insan vücudunun idare merkezi olan beyinde olumsuz etkiler yapmak suretiyle akıl ve düşünce faaliyetlerini durdurarak insanı kendinden haberi olmayacak şekilde bazan gülünç, bazan da acınacak durumlara düşürmekle kalmaz, vücudu tahrip ederek çeşitli hastalıklara da yol açar.
İnsanın, Yüce Yaratıcı tarafından kendisine emanet edilen ve sağlıklı olarak çalışan vücut makinesini kendi eliyle bile bile tahrip etmesi, özellikle insanı diğer canlılardan ayıran ve seçkin bir konuma getiren düşünme cihazını çalışamaz duruma sokması, ne söylediğini ve ne yaptığını kontrol edemez bir hale düşmesi ne kadar acıdır.
Samimi dost olarak masaya oturanları birbirine silah çeker hale getirip kimini mezara kimini de hapishaneye yollayan, pek çok trafik kazası sonucu nice insanların beklenmedik bir zamanda ölümüne sebep olan hep o alkollü içkiler değil midir?
Yüce Allah “o halde bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz."(3) buyurarak, içki ve kumarı yasaklamış hemde kurtuluşun bunlardan uzaklaşmakta olduğunu bildirmiştir. Peygamber efendimiz de: “Sarhoşluk veren her içki haramdır.’’^) “Çoğu sarhoşluk verenin azı da haramdır.”© hadis-i şerifleri ile müslümanların bu kötü alışkanlıktan kurtulması için bütün kapıları kapatıp içki problemini kökünden halletmiştir.
İnsanın akli dengesini, sinir sistemini bozan, vücudunu tahrip ederek mutlak bir ölüme götüren narko- tik’ler yani uyuşturucu maddeler üzerinde ise özellikle ve önemle durmamız gerekiyor. İslam Di- ni’nin, kullanılmasını ve alınıp satılmasını yasakladığı bu zehir hakkında herkesin ve bilhassa gençlerimizin ciddiyetle uyarılması gerekmektedir. Gençlerin, uyuşturucu tacirlerinin ve kötü arkadaşların tuzağına düşmemesi için, anne-babalara, öğretmenlere ve yöneticilere önemli görevler düşmektedir.
Halkımızı dini konularda aydınlatma görevini üstlenmiş olan her seviyedeki din görevlilerinin gerekli uyarıları yapmalarının lüzumunu bir defa daha hatırlatmakta yarar görüyoruz.
Bu mücadelede medyaya da büyük görevler düştüğünü önemle belirtmeliyiz.
“Bir kere kullanmakla bir şey olmaz” düşüncesiyle uyuşturucu kullanmaya başlayanların bir daha ondan kurtulması çok zordur. Çünkü bu, zehiri denemek demektir. Zehir ancak bir defa tecrübe edilir, ikinci tecrübesi yoktur. Zira ilk tecrübe ölümle sonuçlanır. Uyuşturucu da böyledir, tecrübe etmeye gelmez. Uyuşturucu kullanmaya başlayan artık geriye dönüşü olmayan tehlikeli bir yola girmiştir. Yolun sonunda ise sefil bir ölüm vardır.
Ya tımarhane köşelerinde...
Ya bir yol kenarında...
Ya bir köprü altında...
Vaya izbe bir yerde...
Herkes Üzerine Düşen Görevi Yapmalı
Yukarıda belirttiğimiz tehlikelerden dolayı bütün ilgililere yeniden seslenme ihtiyacı duyuyoruz:
Ey, anne ve babalar!
Çocuklarınıza sahip olun, onların kimlerle arkadaşlık ettiğini, kimlerle oturup kalktığını ve nerelerde gezip dolaştıklarını takip edin. Sizi ömür boyu evlat acısı ile kıvrandı- racak olan bu felaketten çocuklarınızı mutlaka koruyun, “Benim çocuğum böyle şeyleri yapmaz” demeyin, çocuğunuz çok iyi olabilir, ona çok da güvenebilirsiniz. Bunlara bir diyeceğimiz yok. Ancak çocuğunuza kurulan tuzaklardan haberiniz olmayabilir. Biricik yavrularımızın şer odaklarının sinsi ve hain tuzaklarından etkilenmeyeceğini temin edebilir misiniz? Temin edemiyece- ğinize göre bu konuda çok dikkatli ve duyarlı olun.
Ey, gençlerimizi geleceğe hazırlayan ilim ve irfan ordusunun mensupları değerli öğretmenler!
Aile ocağından sonra ikinci yuvası okul olan gençler günün belirli saatlerinde size emanet edilmiştir, ders saatleri dışında da elinizden geldiğince kendileri ile ilgilenin, gözlerinizi onlardan ayırmayın, şefkat ve merhamet kanatlarınızla onları bu ihanet tuzaklarından korumaya çalışın.
Anne ve babaların, iyi bir insan olarak yetiştirilmek için seve seve ve güven duyguları ile sizlere emanet ettikleri evlatlarını bu hain ve acımasız uyuşturucu tuzağına karşı uyarın.
Ey halkımızı dini konularda aydınlatmakla yükümlü olan din görevlileri!
Uyuşturucu kullanmanın maddi ve manevi zararlarını, bunları kullananların dünyalarını nasıl kararttığını, ahirette kendilerini nasıl acıklı ve dayanılmaz bir azabın beklediğini, mutluluğun bu zehirden uzaklaşmakta olduğunu iyice milletimize anlatın.
Bunları kullanan gençlerin anne ve babaları için nasıl bir ızdırap kaynağı olacağını ısrarla vurgulayın. Pırıl pırıl, tertemiz gençlerin anne ve babalara birer ilahi emanet olarak teslim edildiğini ve onları en iyi şekilde terbiye etmelerinin dini bir görev olduğunu hatırlatın.
Etkili Tedbirlerin Alınması Gerekir
Uyuşturucu kullanmak dini inançlarımızla bağdaşmadığı gibi tarihi boyunca ahlak ve fazilette dünyaya örnek olmuş bir milletin torunlarına hiç mi hiç yakışmamak- tadır.
Bunun, gençlerimizi uyuşturarak ve uyutarak menfur emellerine ulaşmak isteyen, gençlerimizi çürüterek milletimizi içerden çökertmek ve böylece geleceğin büyük ve güçlü Türkiyesini genç ve dinamik insan gücünden, yeni fikirler üreten, yeni yeni buşlar ortaya koyan genç dimağlardan mahrum etmek isteyen çok sinsi ve acımasız bu ihanet tuzağına karşı bir an önce köklü ve kalıcı tedbirler almak hayati önem taşımaktadır.
Menfur emellerine ulaşmak isteyenler, son zamanlarda ilim ve irfan yuvaları olan okullarımıza yönelmişler ve kurban olarak da kolaylıkla kandırabileceklerini sandıkları gençlerimizi seçmişlerdir.
Gençleri zehirleyerek, ruhen ve bedenen malul bir nesil ile geleceğimizi karartmak isteyen düşman oyunlarına karşı milletçe çok uyanık olmak, gençliğimizin çevresinde örülmekte olan bu ihanet tuzağına karşı ilgililer tarafından alınacak çeşitli tedbirler yanında, bu tehlikenin vahim sonuçları hakkında gençlerimizi aydınlatmayı, kalblerine Allah korkusunu ve sorumluluk duygusunu iyice yerleştirerek onları bu ve benzeri tehlikelere karşı uyanık ve bilinçli hale getirmeyi ihmal etmemeliyiz.
Çok acil ve etkili tedbirler alınmazsa ülkemiz ciddi bir tehlike ile gençlerimiz de sinsi ve korkunç bir tuzakla karşı karşıya kalmış demektir. Henüz kıvılcım halinde olan bu yangını söndürmek için önüne geçilmez boyutlara ulaşmadan çok acil ve köklü tedbirlerin alınması gerekmektedir. İnanıyoruz ki milletimizin sağlam inancı, sağduyusu ihanet odaklarının ve şer güçlerin meş’um ve mel’un planlarını boşa çıkaracak, millet düşmanlarının hevesleri kursaklarında kalacaktır.
Gençliğe Sesleniş
Kendilerinin bu tuzağa düşmeyeceğine güvenmekle beraber yine de geleceğimizin ümidi olan gençlerimize seslenmek istiyoruz.
Sevgili gençler!
“Bir kere kullanmaktan bir şey olmaz” demeyin, kim olursa olsun size uuşturucu kullanmayı teklif edenlere sakın aldanmayın.
"Acaba nasıl bir şeydir" düşüncesiyle uyuşturucu denemeye sakın kalkışmayın. Çünkü bu, zehiri denemektir. Zehiri denemek ise ölümü tecrübe etmek demektir. Ne kadar samimi dostunuz, ne kadar yakın arkadaşınız olursa olsun sizi zehirlemek isteyenler artık dostunuz değil, size ölüm davetiyesi veren kişilerdir.
Bu sebeple oturup kalktığınız yerlere dikkat edin, arkadaşlık yaptığınız kimseleri iyi seçin.
Uyuşturucu kullanmak, kendini göre göre uçurumdan aşağıya bırakmak, bile bile ölüme gitmektir. Uyuşturucu öyle bir tuzaktır ki ona yakalananın bir daha kurtulması çok zordur, hemen hemen imkansızdır.
İçlerinde refah seviyesi en yüksek olan ülkeler de dahil, bütün dünyanın mücadele ettiği bu tuzağa düşmeyin, bu konuda son derece uyanık ve dikkatli olun.
Kendinizi düşünün.
Geleceğinizi düşünün.
Bir gül goncası gibi açmadan solmayın.
Önünüzde güzel bir gelecek var.
Hayatınızın baharında kendinize yazık etmeyin.
Sizden hiç bir fedakarlığı esirgemeyen ailenizi düşünün.
Sizden büyük hizmetler bekleyen ülkenizi düşünün.
Ölümden sonraki ikinci ve sonsuz hayatı düşünün.
Dünyayı ve ahireti kendinize zindan etmeyin.
Bu tuzağa düşerek düşmanlarımızı sevindirmeyin.
Sizden çok şey bekleyen milletimizi üzmeyin.
Sizi çok seven, sizi bir sineğin bile ısırmasına gönlü razı olmayan, daima iyiliğinizi düşünen bu sese kulak verin.
Uyuşturucunun her çeşidine kesinlikle hayır deyin. En iyi tedbir, bu korkunç tuzağa yaklaşmamak, bu acımasız canavarın pençesine düşmemektir. Bu beladan kurtulmanın tek ve kesin çaresi, onu hiç kullanmamaktır. bunu sakın unutmayın.
Şu sloganı hep birlikte haykıralım:

“Ölüm tuzağı uyuşturucuya kesinlikle hayır.”


(1) Keşfü’l-Hafa, C.l, S.382
(2) Camiu’s-SaQir
(3) Maide: 90
(4) Buhari, Eşribe
(5) Nesei. Eşribe