Makale

KUR’AN-I KERİM ABDESTSİZ TUTULUR MU?

Lütfi ŞENTÜRK/ Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi

KUR’AN-I KERİM ABDESTSİZ TUTULUR MU?

Son zamanlarda Medya’da tartışılan bir konu var: Kur’an-ı Kerim’i tutmak için temiz olmak yani abdestli bulunmak sart mıdır?
Aslında bu, yeni bir konu değildir. Geçmişte İslâm âlimleri arasında tartışılmıştır. Kur’an-ı Kerim’i tutmak için abdestli olmanın gerekli olduğunu söyleyen çoğunluğun yanında, sayıları az da olsa abdest- siz tutulabileceğini söyleyenler de olmuştur.
Bunun sebebi, konu ile ilgili âyet-i kerimeyi farklı yorumlamaları ve bu husustaki hadis-i şerifin sıhhatinde ve bu manayı ifade etmesinde tereddüt etmeleridir.
Konu ile ilgili Vakfa sûresinde söyle buyuruluyor: “O, elbette şerefli bir Kur’an’dır. Korunmuş bir kitaptadır. Ona temizlenenlerden başkası el süremez.”(1)
Ayet-i Kerime’de geçen “temizlenenler” kimlerdir, melekler mi insanlar mı?
Ayrıca, “ona el süremez” ifadesi haber mi yoksa, nehiy anlamında mı?
İslâm âlimlerinden, Ayet-i Kerime’de geçen “temizlenenler” insanlardır, haber de nehiy anlamındadır diyenlere göre Ayet-i Kerime’nin anlamı Şöyledir: “Temiz olmayan kirli eller ona dokunmasın, ancak maddi ve manevi pisliklerden ve necasetten temizlenmiş imanlı ve abdestli kimseler ona dokunsun.” Ayet-i Kerime’ye bu anlamı verenlere göre Kur’an-ı Kerim’e abdestsiz dokunmak câiz olmaz. Nitekim ashabtan Selman-i Fârisî, Ayet-i Kerime’yi böyle anlamıştır. Abdurrahman b. Yezîd (r.a.) diyor ki, “biz Selman-ı Fârisî ile beraber olduğumuz sırada, o, tuvalet için dışarı çıktı. İçeri girdiğinde biz kendisine, "Keşke abdest alsaydın biz sana bazı âyetlerle ilgili soracaktık”, dedik, o, “sorun, ben Kur’an-ı Kerim’i tutacak değilim. Çünkü “Ona ancak temizlenenler dokunabilir.” Ayeti Kerime’sini hatırlattı, sonra da bize sorduğumuz âyetleri okudu.’’(2)’
Ayette geçen haberin kendi anlamında ve “temizlenenler” den maksat da meleklerdir diyen âlimlere göre Ayet-i kerime’nin anlamı söyledir: “O elbette şerefli bir Kur’an’dır. Korunmuş bir kitaptadır. Ona temizlenen meleklerden başkası dokunamaz.” Ayet-i Kerime’yi böyle anlayanlara göre de insanlardan abdesti olmayan kimselerin Kur’an-ı Ke- rim’e el sürmelerinde bir sakınca yoktur.
Bu görüşte olan Zâhirilerin ileri gelen âlimlerinden İbn Hazm (M. 994-1063] söyle diyor: “O’na temizlenenlerden başkası el süremez.” Ayet-i Kerimesi, abdestsiz olarak Kur’an-ı Kerim’in tutulamıyacağına delil olmaz. Çünkü bu, emir değil, bir haberdir. Kaldı ki Said ibn Cübeyr (r.a.)’den rivayet’e göre âyetteki (temizlenenler) den maksat da gökteki meleklerdir.”(3)
Görülüyor ki Ayet-i Kerime İslâm âlimleri tarafından farklı yorumlandığı için, Kur’an-ı Kerim’in abdestsiz tutulamayacağına kesin olarak delâlet etmiyor. Bununla beraber, büyük âlim Semsu’ddin es-Serahsî, “Mebsût” adlı meşhur eserinde bu Ayet-i Kerime ile ilgili olarak: “Her ne kadar âyet “o ancak değerli yazıcılar elleri ile indirilmiştir” seklinde yorumlanmış ise de âyetin zâhiri, temiz olmayan kimsenin Kur’an-ı Kerim’e el süremiyeceğini ifade eder.” Demiştir4.
Konu ile ilgili hadis-i şerife gelince, o da Peygamberimizin Amr b. Hazm ile Yemen halkına gönderdiği mektuptur. Bu mektupta Peygamberimiz “Kur’an’a ancak temiz olan kimse dokunsun.” buyurmuştur5.
Bu hadis-i şerifin sened yönünden zayıf olduğunu ve bu konuda delil olamıyacağını söyleyenler var ise de bu mektubun sahih olduğu görüşünde olanlar da vardır.
Sevkânî Neylü’l-Evtar’da hadisi zayıf görenlerle sahih olduğunu söyleyenlerin görüşlerini nakleder ve Hâkim’in, Ömer b. Abdülaziz ile Zuhrînin bu mektubun sahih olduğuna şahitlik ettiklerini kaydeder (6). Büyük hadis âlimi İbn Abdü’l-Berr bu hadisin (H. 368-468) insanlar tarafından gördüğü kabul sebebiyle tevatüre benzediğini söyler.(7)
Buhârî akranından olan Yakub b. Süfyan (H. 277) da Amr b. Hazm’ın rivayet ettiği bu mektuptan daha sahih bir mektup bilmiyorum. Peygamberimizin ashabı ve Tabiin hep bu mektuba müracaaat etmişler ve bu mektuba güvendikleri için kendi içtihadlarını bırakmışlardır." demiştir(8).
İbn Arâbî "Ahkamu’l Kuran" da ve Kurtubî "el-Cami li ahkamil-Kur’an’da, Peygamberimizin Amr İbn Hazm ile gönderdiği bu mektubun, Kur’an-ı Kerim’in abdestsiz tutulamayacağına en kuvvetli delil olduğunu, söylüyor.(9)
Bu sebepledir ki, âlimler Kur’an-ı Kerim’in abdestsiz tutulup tutulamayacağı konusunda ihtilaf etmişlerdir.
Alimlerin çoğunluğu Amr b. Hazm hadisini delil göstererek abdestsiz Kur’an-ı Kerim’i tutmanın caiz olmadığını söylemiştir. Hz. Ali, İbn Mes’ut, Sa’d b. ebi Vakkas, Said b. Zeyd, Ata, Zuhri, Nehai ve Hammad (Allah hepsinden razı olsun)’ın görüsü de budur(10).
Ayrıca Hanefî, Şafii, Maliki ve Hanbelîler de bu görüştedir. Yani onlara göre de Kur’an-ı Kerim’i tutmak için abdestli olmak gereklidir(11). Ancak İmam Malik, yükümlü olmadıkları için çocukların abdestsiz Kur’an-ı Kerim’i tutmalarında sakınca olmadığını söylemiştir.(12)
Kur’an-ı Kerim’i abdestsiz tutmanın caiz olup-olmadığı sorusuna Şeyhu’İslâm Takıyyü’d-Din Ahmed b. Teymiyye (661-728) şu cevabı vermiş:
"Dört mezhebin imamları, Kur’an’a ancak temiz olan kimseler dokunabilir. Nitekim Peygamberimiz Amr b.Hazm ile Yemen halkına gönderdiği mektupta: "Kur’an’a ancak temiz olan dokunsun" buyurmuştur.
Bu, aynı zamanda Selman-ı Farisi ile Abdullah İbn Ömer (r.a.)’in ve diğerlerinin görüşüdür. Ashabtan bu görüşe muhalif olan bilinmemektedir(13).
Sonuç olarak; bilindiği üzere Kur’an-ı Kerim, insan sözü değildir. O, Allah tarafından Cebrail aleyhi’s-selâm vasıtasıyla Peygamberimize indirilmiş son semavi kitaptır, yanı Allah sözüdür.
Bunun için her kitaptan daha çok saygı gösterilmeye layıktır ve esasen indiği
Andan itibaren günümüze kadar da müslümanlar tarafından lâyık olduğu saygıyı görmüştür.
Yukarıda belirtildiği üzere gerek Vakı’a suresinin 79’uncu Ayet-i Kerime’sinin zahiri ve gerekse Amr b Hazm hadisi dikkate alınarak-zahiriler hariç-dört mezhep imamları Kur’an-ı Kerim’i abdestsiz tutmanın caiz olmadığı görüşünü benimsemişler, ashabtan itibaren de müslümanlar tarafından bu şekilde uygulanagelmiştir. Bu aynı zamanda Kur’an-ı Kerim’e saygının da bir ifadesidir.

(1) Vakı’a Sûresi, 75/77-79 (2) Beyhakî, es-Sünenül-Kübrâ. C.1.
S. 88.
(3) el-Muballa, Beyrut. 1988, C.1 S. 97-98.
(4) Mebsût. C3. S. 152,
(5) Beyhaki, es-Sünenül-Kübra C.1 S. 88. Hadis-i Şerifi ayrıca Hâkim "Müstedrek’te ve Taberânî de ri-vayet: etmişlerdir. Ancak hadisin; isnadında zayıf olan Süveyd b. ebî Hatim vardır. (Neylül-Evtar, C.1) S. 243).
(6) Bak; Şevkanî, Neylü’l-Evtar, C.1,
S.243.
(7) Neylü’l-Evtâr. C. 1. S. 234 (8) Neylü’l-Evtâr, C. 1. S. 234.
(9) İbn Arabi, Ahkâmü’l-Kur’an, C.4. S. 1739; Kurtubî, el-Cami li ahka-mi’l-Kur’an, C.17, S. 227
(10) Kurtubi, el-Cami li ahkâmi’l-Kur’an, Kahire. 1967 C. 17. S. 226.
(11) Bidayetü’l-Muctehîd, Beyrut, 1978. C.1. S. 41; İbn Kudâme el-Muğni, Riyad 1981, C. 1. S. 147; el-Müdevvenetü’l-Kübrâ. C.
1. S.107.
(12) Bidâyetü’l-Müctehid. C. 1, S. 42.
(13) Mecmuu Fetava, Kahire, 1404, C. 21, S. 266