Makale

İSRAF SEFALET, İKTİSAT SAADETTİR

İSRAF SEFALET, İKTİSAT SAADETTİR

DAZKIRI MÜFTÜSÜ
HÜSEYİN ERDEN

İsraf, tasarruf ve iktisadın zıddıdır. özet olarak İfade et-mek icabederse. İsraf sefaleti, tasarruf ve İktisat ise seadeti celbeder.
Kur’an-ı Kerîm’de, "Yeylnİz, İçiniz, israf etmeyiniz. Şüphe-siz ki Allah, müsrifleri sev-mez," buyurulmaktadır. (1)
Allah’ın buyruklarını yerine getiren İnsanlar, iktisada ria-yet etmeyi hiç unutmazlar. Hatta, karıncanın, arının yez-dan kıç için hazırlık yaptık-larına bakarlar da fertlerin ve cemiyetlerin kalkınmasının an-cak tasarruf ve iktisatla müm-kün olabileceğini anlar ve ha-yatlarını ona göre düzenlerler. Muhakkak ki israf, cehalet-ten, hesapsızlıktan ve işin so-nunu düşünmemezlikten doğar Her göreneğe kapılmak, moda-ya uymak ve ihtiyaçtan sayıl-mayan şeylere para vermek Israf kapılarının ardına kadar açılmasına sebep olur ki. ne-ticede bu kapıdan geçip hayat yolculuğuna devam edenler çe-şitli felaketlerle karşı karsıya kalırlar.
İsraf etmiyelim, dediğimiz zaman, cimri olalım, pintilik yapalım demek istemiyoruz. Zi-ra Cenâb-ı Hak’ın en çok sev-mediği pintiliktir. Pintilik İslâm Dininin asla kabul etmediği ve her zaman takbih ettiği fena huylardandır.

İsraf edenlerin sonu felâket ve sefalettir. Sefalet ise, insanı rüsvayy eden, itibardan düşüren ve hiçe indiren çok çirkin bir akibettir.
İnsan, mert ve cömert olmak-la, güzel ahlâk ve faziletten ayrılmamakla, Cenab-ı Hak’kın emirlerim unutmamakla mes’ut olur.
İsraf, zamanda, yemede İç-mede, yatıp kalkmada, giyinip kuşanmada. sözde, yazıda ve hülâsa insanın her türlü hare-ketinde olabilir.
Hayatına kastetmek İsteyen akrepten, yılandan kaçar gibi. İsrafın da her çeşidinden kaçın-mak olgun müslüman için. şuur-lu insan İçin bir vazifedir. İşi bırakıp kahveye-tenbeller ocağı-na- gitmek, boş vakit geçirmek. kağıt, tavla ve sayısız isimlerle icad edilmiş kumar oyunlarını oynamak, sâdece haram değil. aynı zamanda millî bünyemize ihanet etmek demektir.
İslâm dininde, her hareket ve her sözün bir muhasebesi olduğu gibi zamanın da muhase-besi vardır. "Vakit nakittlr". ata sözü çok yerinde bir söz-dür. Zira, insan elde ettiği ser-veti kaybetse, tekrar çalışıp ça-balamak suretiyle yerine koy-ması mümkündür. Fakat, zaman kaybedilince, bütün kudretler bir araya gelseler, kaybolan zamanı geri getirmeye İmkan yoktur, öyleyse, zamanı boşa geçirmemek, beşka bir deyimle. Cenab-ı Hak’kın verdiği zaman-ları iyi değerlendirmek, her müslüman Türk için hem dini ve hem de millî bir vazifedir.

Hele 20 ncl asrın İkinci ya-rısında. Milletlerin atomu par-çaladığı nükleer silahlarla mü-cehhez bulunduğu, yerde değil. Gökte-Ay’da hayat aradığı bu zamanda hâl3 zamanımızı gaf-letle geçirmemiz bizim için bü-yük bir kayıptır.
Münasebet düşmüşken, vak-tin kıymetini İfade eden bîr olayı burada zikretmeyi (İbret alınması bakımından) (aideIi bu-luyorum.
Dünyanın isim yapmış en bü-yük iktisatçılarından Profesör Gaston. bir gün Amerika’da bir fabrikayı gezmek, görmek is-ter. Fabrika Müdürüne başvu-rur. Fabrika Müdürü profesörün isteğini memnunlukla kabul eder, Fakat Fabrîka müdürü vaktin kıymetini müdrik olduğu için profesöre İşçilerin faaliyet-te bulunmadıkları bir zamanda ancak fabrikayı gezdirebileoeğl-nl söyler. Profesör, müdürün teklifini kabul edemlyeceğlnl. fabrikayı İşçilerin çalıştığı bir anda görmek ve gezmek istedi-ğini söyleyince .fabrika müdürü, "Siz dünyaca tanınmış bir ikti-sat profesörüsünüz. Bu İtibarla vaktin kıymetini daha iyi takdir edersiniz. Benim fabrikamda, binlerce işçi çalışmaktadır. On-ların çoğu sizi tanımazlar. Bu-nun İçin her bin yüzünüze bak-mak için birer saniye ayırsa saatlerce vakit harcamış oluruz. Bu İse fabrikanın zarannadır. Bunun İçin arzunuzu yerine ge-tiremiyeceğimden üzgünüm." diyerek profesörün istediğini reddeder.

Batıl bir dinin saliki bulunan Avrupalılar saniyeleri hesap eierken. Ebedi mürşidimiz Haz-ret’ Muhammed (A.S.) de :
"Kimln iki günü eşit olursa o kimse aldanmıştır." buyururlar-ken: hala Allah’ın yasak ettiği haram olan İşlerle zamanlarımı-zı öldürmemiz gafletimizin ap açık delili değil midir? Bizi fe-laket ve sefalete sürükleyen her şeyin İsrafından kaçınıp va-kitlerin nakit olduğunu bilmeli. boş oturmamalıyız.
Tenbelliğe ve modaya Özen-memeliyiz. Her şeyde iktisatlı olmanın seadet getireceğini unutmamalıyız.

(1) Araf Suresi, âyet 31