Makale

Uyuşturucu-Alkol ve Sigara

“Uyuşturucu, Alkol ve Sigara”

Abdulbaki İŞCAN

Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin Raporundan Bir Bölüm

Bugün insanlığı nükler silahlardan sonra tehdit eden en önemli unsurun uyuşurucu olduğu kabul edilen bir gerçektir. Ülkelerin yöneticileri vatandaşlarını bu illetten uzak tutma, koruma, bağımlılarını en iyi şekilde tedavi etme yönünde büyük çaba sarfetmektedirler.

Yeşilay’ın Onurlu Mücadelesi
Ülkemizde uyuşturucu başta olmak üzere içki, kumar, sigara gibi kötü alışkanlıklara karşı yapılan mücadelede Türkiye Yeşilay Cemiyetinin ayrı bir yeri vardır.
Her yıl düzenledikleri Yeşilay Haftası münasebeti ile ve zaman zaman da yayınladıkları raporlar ile halkımıza bu konuda aydınlatıcı bilgiler vermekte, uyarılar yapmakta, öneriler sunmaktadırlar.
Yine de eskiden bu konularda daha duyarlı olduğumuzu söylesek pek yanılmış olmayız herhalde.
Mesela eskiden Yeşilay Haftası sanki milli bir gün olarak milletçe, devletçe ele alınırdı. Hemen her platformda alkolün, uyuşturucunun, sigaranın, kumarın, insanlara zararları anlatılır, toplum üzerinde tahbiratı sıkça vurgulanırdı. Neticede insanlar bu "kötü alışkanlıklara karşı biraz daha duyarlı hale gelir, akrabasını, komşusunu, kendi aile bireyleriymiş gibi kontrol altına alma ihtiyacı hisseder, bunu da bir görev kabul ederdi.
Günümüzde bu ruhu taşıyan insanların ve kuruluşların varlığı en büyük tesellimiz. Türkiye Yeşilay Cemiyeti de bu kuruluşlarımızın başında geliyor. 76 yıl önce Mazhar Osman’ın öncülüğünde başlatılan bu onurlu mücadeleyi, bugün Selahattin KAPTANAĞASI aynı heyecan içerisinde devam ettirmekte.
Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Selahattin KAPTANAĞASI tarafından yayınlanan ve "insanlığı her yönü ile mahveden bu afetlere karşı neler yapılmalı? Gençliğimizi, ailemizi, toplumumuzu, kısacası insanlığı nasıl korumalı? Ülkemizde ve dünyada alkol - sigara, uyuşturucu tüketimi ne düzeyde, ne gibi önlemler alınmalı? " gibi sorulara cevap verilen rapor, oldukça acı gerçeklerle ve isabetli teşhislerle dolu.
Rapordan bazı bölümler sunuyoruz:

Türkiyede içki ve Sigara Tüketimi
Bilindiği gibi Türkiyemiz her geçen gün alkollü içki, sigara ve diğerlerinin büyük sıçramalar yaptığı ülkelerin başında gelmektedir.
1994 yılında ülkemizde, resmi rakamlara göre 90 milyon kg. tütün mamülü tüketilmiş ve halkımız bu tüketime 61 trilyon TL. ödemiştir. Sıfır yaştan itibaren insan başına 1,5 kg. tütün mamülü düşmektedir. 91 yılında 101 milyon kg. olan bu tüketim, normal seyri ile 1994’te 135-140 milyon kg. olması gerekirken, 87’ye düşmesinin bilinen sebebi: fiyatı yükselen, kalitesi düşen yerli üretime karşı, düşük fiyatlarla karaborsayı işgal eden yabancı sigaranın halkımızca, bilhassa gençlerimizce tercih edilmesidir.
Şu anda ülkemizde sigaradan yılda 160.000 tiryaki, 30-40 bini pasif içici olmak üzere, 200 bin civarında ölüm söz konusu. Ve tütün tüketiminde dünya dördüncüsüyüz.

Alkollü İçki
1994 yılında 900 milyon Lt. alkollü içki tüketilmiş, tüketici buna 19 trilyon TL. ödemiştir. Ülkemizde 4 milyon alkolik ve 13 milyon alkolle dostluk kuran insan var.
Sıfır yaştan itibaren kişi başına 15 Lt. alkollü içki düşmektedir.
Ve ülkemizde genel suçların % 66’sı, trafik kazalarının % 61’i, cinayetlerin % 85’i, boşanmaların % 80 i, akıl hastalıklarının % 50 si alkolden kaynaklanmaktadır.
Genç Kuşağın Bu Tüketimdeki Payı:
Türkiye de genç kuşak dediğimiz (12-35 yaş arası) gençlerin sayısı 28 milyondur.
Bunun % 52’sl (14.2 milyonu) sigara kullanıyor.
% 43.4’ü çoğunlukla medyadan oluşan özenti,
% 28’i arkadaş şevkiyle,
% 17’si ihtiyaç gibi görüyor,
% 12’si ortama uymak için başlamışlar ve devam ediyorlar.

Alkol
WHO ile iş birliği yapan ülkelerde alkol bağımlılarının tüm nüfusa oranla % 4 ila % 10 arasında bulunduğu ifade edilmiştir.
Gerek sigara, gerek alkol kullanımında çoğunluk genç kuşakda olup, genel ifade ile sigara kullanan gençlerin % 64’ü alkol ile de tanışmış durumda olunca en az 9 milyon gencimiz alkol ile dostluk yapıyor demektir. Ve bunların yine en az 2 milyonu bağımlı...
1930’larda kişi başına 1 litre olarak düşen alkollü içki tüketimi, 1994 yılında kişi başına 15 litreye ulaşarak, o günden bu güne ülke nüfusu 4 kat artarken, alkollü içki tüketimi 67 kat artmış bulunmaktadır.

Yapılması Gerekenlerin Bir Kısmı
* Ciddi çalışmalar, mutlaka bir plana ve ciddi bir organizasyona ihtiyaç gösterir. Anayasamızın kesin hükümleri gereği olarak bu çalışmanın ilk sorumlusu devlettir. Devlet bu konudaki sorumluluğuna sahip çıkmalı, yapılan perakende çalışmaları ve daha neler gerekiyorsa hepsini bir plana bağlı olarak yürütmelidir.
* Alkol ve uyuşturucuya atılan ilk adımlardan biri olarak nitelenen çay, eğlence ve yaş günü partileri, masum gençlerimizi türlü hile ve aldatmacalarla fuhuş dahil, her türlü çirkin ve zararlı alışkanlıklara iten hiyanet tuzaklardır.
* Uyuşturucu afetinden toplumu, hususiyle gençlerimizi korumayı düşünüyorsak, bu afet girdabına açılan kapıları bütünüyle kapatmak, ciddi tedbirler getirmek zorundayız.

Yeşilay’ın Bu Konudaki
Çalışmaları
Yeşilay Cemiyeti tatbikata konulması samimi ve ciddi gayretleri gerektiren birtakım önlemleri de sıralamaktadır.
Bunları özetlersek:
‘Anayasa’daki maddeler işletilmeli...
*Bu işlemleri yürütebilecek bir merci (Başbakanlığa bağlı bir müsteşarlık veya bir Devlet Bakanlığı gibi) ihdas edilmeli ve bu makam bütün devlet birimlerini, özel kurumlan bu mücadele için organize etmelidir. Keza, bu konuda gereken mevzuat da ortaya konmalıdır.
’Birayı alkollü içki statüsüne sokan 3023 nolu kanunun eksikleri tamamlanarak, gerekli müeyyideler artırılarak, uygulanmasına ciddiyetle devam edilmelidir.
•Tiryakilerin kapalı yerlerde ve nakil araçlarında verdiği zarardan milyonlarca insanımızı önemli ölçüde korumaya alacak olan sigara kanununun, yeterli ve caydırıcı müeyyidelerle takviye edilerek çıkarılması ve ciddiyetle uygulanması sağlanmalıdır.
‘Bira ve diğer alkollü içkiler ile sigaranın her türlü reklamları bütün medya birimlerinde ve diğer yerlerde yasaklanmalıdır.
*En güçlü yönlendirme kurumu olan medyaya bu konularda mutlaka bir disiplin getirilmeli...
‘Ayrıca ilk ve orta öğretim gençliğine zararlı alışkanlıklar konusunu en faydalı biçimde işleyecek zorunlu 1-2 saatlik ders konulmalıdır.
‘Yeşilay kolları bütün okullarda kurulmalı, bu kolda görev alacak rehber öğretmene konularda uzmanlaşma imkanı sağlanmalı ve bu konulardaki etkinlikler bütün yıl boyunca tesirli ve ciddi biçimde sürdürülmelidir. Konulacak zorunlu derslerin büyük ölçüde bu öğretmenlerle götürülmesi düşünülmelidir.
‘Trafik kazalarında % 61 payı olan alkollü sürücü konusu, alınacak ciddi ve caydırıcı tedbirlerle ve kesin olarak önlenmelidir.
‘Her çareye başvurularak aile yapımızın güçlenmesine, anne, babaların bu konularda görev ve sorumluluklarına sahip çıkmalarına çalışılmalıdır.
*Bu konularda hizmet veren kuruluşlara (Yeşilay gibi...) devletçe de yardım edilmelidir.

Hamilelikte İçki Kullanan Hanımlarda Durum
İçki ve sigara tüketimi anormal doğumlara neden oluyor.
Genel Merkezimize son zamanlarda ulaşan bir haberde alkol kullanmaya devam eden 100 hamile hanımın dünyaya getireceği 100 çocukta muhtemel arıza toplamı 850 olarak ifade edilmektedir.
Bunlardan bazılarının % rakamları şöyle:
Normalden küçük doğum: % 98 İllerde ortaya çıkacak psikolojik sorunlar: % 89
Küçük kafa (bu küçük beyin demek olup genelde akli ve zihni arızalar demektir): % 84 Kalp rahatsızlığı: % 29 Doku bozukluğu: % 80 Saldırgan davranışlar: % 72 Ortopedik bozukluk ve kemik deformasyonu %33
Cinsel ve hormonal bozukluklar: % 46
Ve böylece 19 arıza türü... 100 çocukta 850 arıza ve her bir çocukta 8,5 arıza söz konusu. Bu hale göre alkol kullanmaya devam eden hanımlar için sağlıklı çocuk doğurma ihtimali: 0 (sıfır)

Hamilelikte Sigara Kullanan Hanımlarda Durum
Sigara içen annelerin çocuklarında sakatlık ihtimali: % 65...
Sigara içen annelerde kısırlık: 10 kat fazla...
Erken doğum ve düşüklerde sigaranın payı: % 80...
Sigara içen annelerin çocuklarının tiryaki olma ihtimali: % 80...
Ülkemizde mevcut 7,5 milyon özürlü insanın en az 6 milyonu bu kanallardan gelen arızalılardır. Elimizdeki ciddi haberlere göre alkol ve sigara kullanan babaların da özürlü doğumlarda önemli yapları var. Bu gerçekler muvacehesinde adı geçen zararlıların kullanılması akıllı insanlar için kabullenilecek şeyler olmasa gerek.