Makale

Nesilleri Tehdit Eden Felaket

Nesilleri Tehdit Eden Felaket

Şükrü ÖZBUĞDAY
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi

İnsanı insan yapan en önemli özelliklerin başında onun aklı ve fikri gelir. İnsan hem dünya, hem ahiret saadetini bu vasıtayla kazanır. Onun için dinimiz, tıpkı insan hayatı gibi, aklı ve fikri korumak için de bir takım tedbirler almıştır. Şöyle ki:
1. İslam önce batıl inanışlara, hurafelere, insan zihnini körelten ve zekayı söndüren müneccimlik ve kehanet gibi temelsiz şeylere, cehalete, taassuba karşı çıkmış, bu tür şeylerden aklı ve fikri korumuştur.
2. İslam aklı ve fikri devamlı veya muvakkat olarak faaliyetten alıkoyan, işlemez ve görevini yapamaz hale getiren, muhakeme kabiliyetini körelten, zekayı söndüren ve zihni uyuşturan her çeşit uyuşturucuyu yasaklamıştır. Morfin, afyon, kokain, eroin ve esrar... haram kılınmıştır.
3. Yine İslam, sarhoşluk veren bütün maddeleri ve alkollü içkileri (müskiratı) yasaklamıştır. 0>
Kur’an-ı Kerim alkollü içkilerin yasak oluşunun gerekçesini şöyle açıklar: “Ey inananlar! İçki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir, bunlardan kaçının ki, saadete eresiniz. Şeytan şüphesiz içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah’ı anmaktan, namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçersiniz değil mi?”(2)
Hadislerde içki bütün kötülüklerin anası (kaynağı) (ümmül-habais), her çeşit şerrin anahtarı ve bütün günahların toplandığı şey olarak nitelendirilmiştir.(3)
Alkol ve uyuşturucu bugün toplumları içten içe kemiren felaketlerin başında geliyor şüphesiz. Son yıllarda başta ABD olmak üzere birçok Avrupa ülkesini içten içe çökertmeye başlayan alkol ve uyuşturucu, İslam ülkelerini, özellikle de Türkiye’mizi ciddi anlamda tehdit etmeye başladı. Bugün uyuşturucu maddeler okul önlerinde satılır hale geldi.
Aklı ve fikri işlemez hale getiren, düşünme kaabiliyetini dumura uğratan uyuşturucu maddeler ve alkol, gençlerimizin sağlıklı bir şekilde eğitimlerini sürdürebilmelerinde önemli bir engeldir.
Yapılan bir araştırmaya göre; Türkiye’de alkol kullananların sayısının 13 milyona ulaştığı ve dünya alkol tüketiminde, Türkiye’nin 3. sırada yer aldığı ve uyuşturucu kullananların % 73 ünü de 20 yaşın altındaki gençlerin oluşturduğu bildirilmektedir. Yine bu araştırmaya göre, trafik kazalarının % 60’ı, cinayetlerin % 85’i, tecavüz olaylarının % 50’si, boşanma olaylarının % 80’i alkol kullanımından kaynaklanmaktadır. Alkol kullananların çocuklarında zeka gerilikleri ve kalp hastalıkları daha fazlaca görülmektedir. <4)
Devlet ve toplum olarak bu tehlikeyi görmezlikten gelemeyiz. Bunun için gerekli tedbirler mutlaka alınmalı ve uyuşturucu maddeler ile mücadeleye devam edilmelidir.
Uzmanların belirttiğine göre; alkol ve uyuşturucu madde talebinin yapısını açıklayan ekolojik örnek, fert, çevre ve uyuşturucu madde gibi üç unsurdan oluşmaktadır. Tecrübeler bu üç unsurun birbiriyle olan ilişkilerini olumsuz yönde etkilemenin uyuşturucu kullanım ve bağımlılığını önemli ölçüde yok edebileceği yolundadır.

FERT
Alkol ve uyuşturucu madde kullanımının tehlikeleri hakkında bilgi verilmemiş, ruh sağlığı iyi olmayan, hayat tarzından memnunluk duymayan, zayıf kişiliğe sahip, kötü ve alışkanlık oluşturacak maddelerin temin edileceği bir çevrede yaşayan bir kişi, bu şartlar ortadan kaldırılmadıkça, uyuşturucu madde bağımlısı olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Aksine, gerekli bilgiler verilmiş, sağlıklı kişilik sahibi, uyuşturucu madde temininin kolay olmadığı ve uyumlu bir çevrede yaşayan fert için tehlike oranı gayet azdır. (5)
Söz ferdin eğitimine gelmişken; din eğitiminden bahsetmemek mümkün değildir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan bir raporda, bu konu ile ilgili şu görüşlere yer verilmektedir: "Dini bilgilerin yetersizliği gençleri uyuşturucuya yöneltmektedir. Toplumda bireylerin davranışlarında geleneksel değerler, dini kurallar, aile, öğretmen, akraba ve tanıdıkların kontrolünün etkisi rol oynamaktadır. Yetersiz dini bilgiler, sosyal kontrolün azlığı ve sosyal değişmenin neden olduğu sorunlar uyuşturucu bağımlılığına neden olmaktadır.(6)

ÇEVRE
Bu konunun uzmanı olan bir bilim adamımız çocukların ve gençlerin alkole başlamalarındaki en önemli etkenin çevre olduğunu belirterek aile ve arkadaş çevresi ile birlikte aynı zamanda kitle iletişim vasıtalarının da alkol kullanımında son derece önemli bir rol oynadığını söylemektedir. Söz konusu uzmanın konuyla ilgili görüşleri şöyledir: "Televizyonlardaki bir çok dizide bir araya gelen insanların birbirlerine içecek bir şeyler ikram edecekleri zaman, "İçki içer misiniz?" değil de, içki çeşitlerini kastederek “Ne içersiniz." diye sorulmaktadır. Özellikle yılbaşı eğlenceleri ve başarı kutlamaları şampanya patlatılarak, içki içilerek izleyicilere sunulmakta, çocuklar ve gençler, üzüntüde de, sevinçte de hep içki içen film kahramanlarını izlemektedir. Bazı kanallardaki yerli dizilerde, alkol kullanımı çok yaygın ve çok normal bir uygulama olarak izleyiciye sunuluyor. Oğul, babasıyla rakı kadehini tokuşturuyor. Gelin kayınpederine ve kayınvalidesine içki ikram edebiliyor. Böylece içki, alkol herkesle her yerde rahatça içilebilecek bir meşrubat şeklinde dolaylı olarak zihinlere yerleştiriliyor. Bu şekilde verilen mesajlar daha etkili olabilmekte ve alkol hayatın çeşitli anlarında başvurulacak bir unsur olarak, çocuğun ve gencin zihninde yer etmekte, daha sonra kendisi de rahatlıkla alkole başvurabilmektedir. En azından böyle bir düşünce şuur altında yerleşmiş olacaktır. Zamanla da uygun bir ortamda genci denemeye kadar götürecektir.
Ayrıca, içki içmeye yönelik her çeşit reklam gençleri teşvik etmekte, gazete, televizyon ve dergideki reklamlarla birlikte, sokaktaki bira afişleri çocukları ve gençleri kesinlikle etkilemektedir.
Düğün gününün, yılbaşının ya da herhangi bir başarının içki içilerek kutlanmasının, gençlerin içkiyle tanışmasında ve içkinin onların hayatına girmesinde önemli bir rolü vardır. Son yıllarda okullarda, yıl sonlarında öğrencilerin içki içmelerine müsade edilmesi son derece yanlış bir durumdur. Gençler burada birbirlerinden etkilenerek içki içebilir ve bu da alkolün ilk basamağını oluşturabilir. Okul idarecileri, veliler ve basın organları buna kesinlikle müsade etmemelidir."(7)
İnsanlarda fıtri olarak merak ve özenme duygusu vardır. Ancak bu duygular, gençlerde daha ağır basmaktadır. Gençler veya gençlik dönemine girmekte olan çocuklar, kendileri için zararlı olan nesneler ve fiiller hususunda yeterli derecede aydınlatılamaz ve bilinçlendirilemezlerse diğer insanların yapıp ettikleri şeyler kötü de olsa, bu merak ve özenme duygusunun dürtüsü ile kötü olan şeye tevessül etmeleri kaçınılmazdır. Alkol bağımlısı olan gençlerin çoğu işte bu noktada ihmal edilmeleriyle, istikballerini yitirip, felakete doğru sürüklenebilmektedir. Gençler alkol ve uyuşturucu alışkanlığına genel olarak aile içerisindeki büyüklerine ve kendilerinden önce bu işe mübtela olan arkadaşlarına özenerek başlamaktadırlar.
Gençleri alkolizme götüren yolun önemli bir başlangıç noktasını bira teşkil etmektedir. Bira aynen diğer içkiler gibi, alkol bağımlılığına sebep olmaktadır. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümüne alkolizm sebebi ile müracaat eden veya klinikte yatırılan 70 alkolik hastada bira yönünden şu incelemeler yapılmıştır:
A- Bira genellikle alkolizme başlangıç teşkil etmektedir. 70 hastanın ekseriyeti içkiye bira ile başladıklarını belirtmişlerdir.
B- Bu alkoliklerin % 20 si bira mübtelasıdır. % 80 ’ni ise gene bira ile içkiye başlamış, daha sonra bira kifayet etmediğinden, daha yüksek konsantrasyonlu içkilere meyletmişlerdir.
C- Bira mübtelalarının, diğer içki mübtelalarından ruhi özellikler ve yan tesirler bakımından açık bir farkları yoktur. (Bira ve Alkolizm Raporu, S. 19)(8)

UYUŞTURUCU MADDELER
Uyuşturucu madde talebini azaltmaya yönelik plan ve programlar yapılmalıdır. Bunun için, gelişmekte olan talebin kaynakları aranmalı, üretim ve pazarlama gücünün kırılması sağlanmalıdır. Diğer taraftan uyuşturucu probleminin meydana gelmesinden toplumu korumak ya da rastlantıları azaltmak gerekir.
Bazı ülkelerde genelde ilaç kullanımına olan yumuşak tavır, o ülkenin uyuşturucu bağımlılığı problemlerinin büyüklüğü ile paralellik arzetmektedir. Bir başka deyişle, ilaçların günlük hayat meselelerinin çözümü için kullanılması yönünde gelişen toleranslı görüş, maddelerin satış ve dağıtımları üzerindeki yetersiz kontrol ve hekimlerin reçete yazmadaki gevşek davranışları, aşırı uyuşturucu madde kullanım ve bağımlılığının artmasında önemli rol oynamaktadır.

ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER
Ülkemizde alkol ve uyuşturucu kullanımının artması ve bu zehirli maddeleri kullananların gün geçtikçe çoğalması, özellikle bu belanın son zamanlarda ilim ve irfan yuvaları olan okullarımıza kadar sirayet etmesi, hepimizi ciddi olarak düşündürmelidir. Bunun için, uyuşturucu maddeler ile mücadele toplumun en gencinden en yaşlısına, en sade vatandaşından en üst makamdaki kişiye kadar, herkesin rol alacağı bir plan ve program dahilinde yapılmalıdır. Resmi ve gayri resmi kurum ve kuruluşlar uyuşturucu maddeler ile mücadele plan ve programı yaparak bir an önce koordineli bir şekilde uygulamaya koymalıdırlar.
Yalnız polisiye tedbirlerin yeterli olmadığı hususunda hemen hemen herkes görüş birliği içindedir. Türk polisi uyuşturucu maddelerle mücadelede zaman zaman mükafatlar alacak kadar başarılıdır. m
Alkol ve uyuşturucu maddelerin terkinde hiç şüphesiz inancın kesin rolü vardır. Böyle çok insanlar sefih bir hayat içerisinde iken dönüş yapmışlar, tövbekar olmuşlar, eski kötü hayatlarını terk etmişlerdir. Bilahare de tam dindarane bir hayat yaşamaya başlayıp, kendilerini kurtardıkları gibi, ailesini, çoluk çocuğunu ve komşularını da kendi zararlarından kurtarmışlardır.
Alkol ve uyuşturucu ile mücadelede, mevcut kanunlar işletilmeli, gerekiyorsa yeni kanunlar yürürlüğe konmalıdır. Alkol ve uyuşturucu ciddi bir gelir kaynağı olmasına rağmen, bu gelir, genç nesilleri kurtarma uğrunda feda edilmelidir.
Eğitim Kurumlarında konu ile ilgili dersler konmalı, özellikle televizyonlar, terör olaylarında can verenler gibi, alkol ve uyuşturucu tuzağında ölümle pençeleşenleri de sık sık ekrana getirmelidirler. Ekranda gösterilen kutlama törenleri ve her türlü reklamlar, alkole teşvik niteliği taşımamalı, toplumu alkolizme götüren yollar tıkan- malıdır.
Yeni nesiller inanç boşluğundan kurtarılmalı, onlara büyük idealler, büyük hedefler gösterilmelidir. Anne ve babalar, çocuklarının kimlerle arkadaşlık yaptığını, hangi çevrelerde gezip dolaştığını takip etmeli, çocuklarının bu zehirli tuzaklara düşmemesi için ellerinden gelen tedbirleri almalıdır. Satırlarımı gençlere nasihat babındaki şu sözlerle bitirmek istiyorum:
Sevgili Gençler! Vatanımızı batırmak için adeta hevesli çocuklar gibi bekleyen ve seyreden bedhahların oyunlarına gelmeyiniz. Hepsi de zehir olan bu maddelerden uzak kalınız. Manevi sıkıntı ve problemlerinizi inançla, ibadetteki huzurla telafi ediniz. Hem kendi sağlığınızı, hem ahiretinizi hem de memleketimizin istikbalini muhafazaya çalışınız.
Kimse alkolik olacağım diye içkiye veya eroinman olacağım diye de uyuşturucu maddelere başlamamıştır. Bu gibi zararlı maddelere hep küçük heveslerle başlanmış; bir, üç, beş, yedi derken şahıs günün birinde alkolik veya eroinman olmuştur. Alışmış, bağımlı olmuş insanların bu maddeleri bırakması mümkün, fakat oldukça zordur. En tesirli çare ise, bu maddelere hiç başlalamak, baştan uzak kalmaktır. Herhangi bir maddenin şayet yüzlerce zararı var, hiç bir faydası yoksa ve alışan insanlar da bu maddelerden zor vazgeçiyorlarsa, herhalde akıllı olmanın icabı bu maddelere hiç başlamamak, bunlara hiç yanaşmamaktır. (10)

1) Prof. Dr. Süleyman Uludağ; İslam’da Emir ve Yasakların Hikmeti; TDV Yayınları Ankara, 1989, S. 144-146
2) Maide Suresi; Ayet: 90-91
3) Acluni; Keşf’ul-Hafa, C. 1, S:382.
4) Psikiyatri Uzmanı Dr. İsmail Gökşen; "Alkol, Uyuşturucu ve Terör’ konulu konferans, (13.1.1996, Zaman)
5) Doç. Dr. Yaşar Salih Ûzden; Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Klinik Şefi; "Uyuşturucu Maddeler ile Mücadele Nasıl Yapılmalıdır" başlıklı Makale (19.11.1995, Zaman)
6) "Okul Gençliği ve Uyuşturucu ile Mücadele" başlıklı rapor, (16.1.1996, Siyah-Be- yaz)
7) Prof. Dr. Hüseyin Peker; 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi; *TV Filimleri ve Alkol" (24.1.1995, Zaman)
8) Prof. Dr, Alpaslan Özyazıcı; Alkollü İçkiler, Sigara ve Diğerleri, M.E.B Yayınları, Ankara 1993, S,66
9) Doç. Dr. Yaşar Salih Ûzden; a.g. makale.
10) Özyazıcı a.g.e., S.97