Makale

Yalnız Çocuklar

GENÇ KALEMLER

YALNIZ ÇOCUKLAR
A. Baki İşcan

ÇOCUK bir tohumdur. Toprağı iyi, bakımı iyi olursa açar. Çocuk bir fidandır. Işığını. Isısını, iyi alamazsa solar. Çocuk bir sudur. Doğru zeminde bulunursa, doğru yöne akıtılırsa coşar. Yatağı iyi olmazsa, seti düzgün olmazsa taşar ve bu taşkınlık elde avuçta ne varsa alır götürür. Siz de oturur bir köşede ancak seyretmekle, dizinizi dövmekle yetinirsiniz.
Yıllar yılı emek verip yetiştirdiğimiz, her konusuyla geleceğimiz dediğimiz çocuklarımız, ulaşamadığımıza ulaşsın, bizden daha iyi yetişsin, yapamadığımızı yapsın diye hiçbir fedakârlıktan kaçınmadığımız çocuklarımız...
Bu fedakârlığın sonuçlarını da fazlasıyla beklediğimiz, ister istemez bu duyguların altında ezdiğimiz, çocuklarımız.
Ülkeler arasında özellikle suç işleyen çocukların sayısındaki artış, gün geçtikçe önemini artırmakta, bu konuda alınan tedbirlerin ne derece yararlı ve etkili olduğu sorusunu karşımıza çıkarmaktadır. Suç unsurlarını teşkil eden maddeler de ülkeden ülkeye değişiklik gösterebiliyor. Aile sistemleri açısından farklılık teşkil eden toplumlarda, ahlâkî değerlere ne derece önem verildiği ve bunların etkinlik gücü, çocukların kişiliğini, geleceğini ve dolayısıyla da ülkelerin eğitim sistemleri konusundaki meseleleri ortaya koyuyor.
Aile içerisinde çocuklara karşı davranışlar, tutumlar, normaldir ki onların çevreyle iletişimini, arkadaşlık bağlarını, menfi ya da müsbet bir şekilde etkiler. Baskı ile verilen bir terbiye varsa, anne-baba arasındaki anlaşmazlıklar, çocuğun gözü önünde cereyan ediyorsa, onun üzerinde olumsuz yönde etkiler bırakacaktır. Yine çocuğun büyükleri İle konuşması, tabu durumunda iken fikir alışverişi yapması, yeni fikirler üretmesi, düşüncelerini açıkça ifade edebilme hali oldukça az veya hiç yok gibidir. Bu gibi etkiler çocukla çevresi ve ar-kadaşları arasında bir uyumsuzluk, bir uçurum teşkil edecektir.
Konunun bu yönü, toplum olarak fazla önem vermediğimiz bir yön.. Aile olarak da pek ilgilenmiyoruz. Bazı çocuklar zamanlarının büyük bir bölümünü geniş arkadaşlık çevresi içerisinde, yaşıtlarıyla güle oynaya geçirirken, arkadaşları tarafından reddedilen, arkadaşsız kalmış diyebileceğimiz yalnız çocuklar, bu imkânı bulamamakta.
İlkokul sıralarında başlayan; dışlanma, reddedilme ve önemsenmeme... gibi davranışların sonuçları, çocuğun yaşı ilerledikçe üzerinde etkisini artırarak olumsuz yönde devam etmektedir. Bu olumsuzluklar da işlenen bazı suçlarla gün yüzüne çıkmakta, kendisini böyle göstermektedir.
Eğer çocuk aile içerisinde, anne-babanın yanında, yani evinde kendini emniyette, güvende hissetmezse, yaratılışı icabı, muhtaç olduğu şefkati, merhameti yuvasında bulamazsa, yalnız bırakılırsa, problemli çocuklar arasına giriyor.
İlkokul 5. sınıf düzeyindeki öğrenciler üzerinde yapılan bir çalışmanın sonucu hayli dikkat çekicidir.
Arkadaşı olmayan, kendisi ile fazla ilgilenilmeyen çocukların okuldaki başarı durumları oldukça düşüktür. Okuldan kaçma, ilişki kesme oranları da diğer çocuklara göre 7 kat daha fazladır. Okul içerisindeki tutumları da diğer çocukların haklı tepkilerini alacak türden Saldırgan, hırpalayıcı ve emsallerine hükmetme havası hakim davranışlarında.
Tabiî bu çocukların bu tür davranışlara girmelerine, anne-babaların çocuk eğitimi konusundaki vurdumduymazlıkları, hataları ve yetersizlikleri de en başta gelen neden.
Emsalleri arasında uzun süre reddedilen, kabul edilmeyen, dışlanan bu çocukların şüphesiz ki ilgiye ihtiyaçları vardır. Çünkü bu çocukların arkadaşları arasında tutunamamalarının, sevilmemelerinin nedeni, yapılan araştırmalara göre, davranış bozukluklarıdır. Öğretilmeyen bazı bilgilerin, verilmeyen bazı duyguların yaşanmasına imkân tanınmayan, manevî sorumluluğu yüklenmemesinin sonucudur. Aile neyi yapıyorsa çocuk ta onu yapıyor. Anne-baba neyi yaşıyorsa çocuk da onu yaşıyor. İnsan tabiatı üzerinden örnek almak, öğüt ve uyarılardan daha etkili oluyor.
Sevgi ve şefkat çocuğun ekmeğidir, suyudur. Teneffüs ettiği hava, almaya mecbur olduğu gıdadır. Bu nimetlerin çocuklardan esirgenmesi, onların aile dışı hayatlarına yansıyacak, haylaz, hırçın ve problemli dediğimiz davranış bozuklukları ile kendini gösterecektir.