Makale

ÇALIŞMA VE VERİMLİLİĞİN ÖNÜNDEKİ BAZI ENGELLER

ABDULLAH CEYHAN / Dini Yayınlar Dairesi Başkanı

ÇALIŞMA VE VERİMLİLİĞİN ÖNÜNDEKİ BAZI ENGELLER

Çalışmada, işte uyum ve verimliliğin temini için gerekli faktörler hemen hemen herkes tarafından aşağı yukarı bilinir. Ancak bilinen bu faktörler sohbetlerde, toplantılarda dile getirilir de, çalışma ve verimliliğe dair ilmi verilere dayanan bilim dalı gözardı edilir. Bu amaçla kurulmuş olan Milli Prodüktivite Merkezi nedir, ne değildir, kimse üzerinde durmaz. İşçi de işveren de, memur da amir ve yönetici de, elyor- damı ile çalışır ve yönetir. Planlı bir iş düzeni, çalışma standardı, daha çok verim ve netice almak için çaba sarfedilmez. Dolayısıyla iş kendiliğinden akar, kazanç kendiliğinden elde edilir sanki. Neticeye razı olmuşluğun miskinliği toplumumuzun adeta kaderidir.
Bu nedenledir ki, amele ya da Devlet dairesinde çalışan bir odacı kendi yapması gereken işi bir tarafa bırakarak patron veya amir olması halinde işleri nasıl düzelteceğini önüne gelene anlatır durur. Bir tabib hiç alanı olmadığı halde, şehir plancılığı konusunda ahkam keser. Mühendis müftülük yapmaya kalkar. Daha da önemlisi bizim halkımızın tamamı Devleti idare etmeye taliptir.
Halbuki herkes bulunduğu görevi en iyi şekilde yapmanın şuur ve azminde olsa, yani haddini bilse işler daha iyi olacak, gelişme ve ilerleme daha tez gerçekleşecektir.
Bizim millet olarak önemli diğer bir zaafımız da, nasihat etmeyi çok sevmemizdir. Bildiğimiz ya da bilmediğimiz her konuda konuşur, öneriler sıralarız. Bu sahanın en verimli alanı da din konusudur. Önüne gelen bu konuda konuşur. Bu yüzden din, istismara en müsait alandır. Herkes o mukaddes inanç sisteminin bir kenarına yapışmaya yeltenir. Zira az veya çok herkes dinle ilgilidir.
Böyle bir girişten sonra, verimlilikten ve verimliliğe engel bazı unsurlardan bahsedebiliriz.

İŞ VERİMİ GELİŞME VE İLERLEME İÇÎN GEREKLİ BAZI ÖĞELER

Öncelikle her iş ve ticarette, Devlet hizmetinde esas amaç, dürüst çalışma, iyi kazanma, başkalarına faydalı olma, ülkesine ve ülkesinin ilerlemesine katkıda bulunma istek ve arzusu hatta ülküsü esas olmalıdır. Gayesiz ve amaçsız çaba, kişilere bazı şeyler kazandırsa bile, uzun vadeli fayda sağlamaktan uzaktır.
İş veriminde istenilene ulaşabilmek, gelişebilmek ve ilerleme kaydedebilmek için şu hususlara uymak ve bunları hayata geçirmek kaçınılmazdır.
1. Çalışma ortamında karşılıklı güven ve itimat
2. Ehil kişilerin istihdamı
3. Gerekli sosyal ve fiziki ortam
4. Çalışanlar arasında adaletli davranmak
5. Başarılı olanları taltif etmek
6. Çalışanlarla yöneticilerin iyi diyalog kurması
7. İyi bir planlama yapmak
8. Hizmetiçi eğitime önem vermek
9. Sorumluluk yüklemek ve iş istemek
10. Çalışanların ve ülkenin yararını gözetmek
Bu maddeler daha da çoğaltılabilir. Ancak dikkat edilecek olursa, görülecektir ki, hemen hemen her ilave edilecek husus bu maddeler içerisinde bir yere sıkıştırılabilir.
Biz maddeleri teker teker ele almadan konuyu paragraf başlıkları altında dramatize etmeye çalışacağız.
Eğer yapılan çalışmadan netice alınmak isteniyorsa, bunun en önemli şartı, çalışma ortamında karşılıklı güven ve itimadın temini ve tesisidir. Şüphe, iş verimini yarı yarıya azaltır.
Ehil ve becerikli kişilerin seçilip işe alınması, bunlara imkan verilmesi, ehil kimselere yöneticilik, dolayısıyla sorumluluk yüklenilmesi başarı için önemli şartlardandır. Ancak günümüz insanı bu güzel ölçüyü çeşitli manevralarla kendi lehine çevirebilecek bece- rikliktedir. Onun için uyanık olmakta fayda vardır.
Zira kötü ve beceriksizler bu taraflarını gizleyerek netice alabiliyorlar. Bu durum iyi ve ehil kimselerin gözünden kaçmamaktadır. Buna rağmen yapacakları fazla bir şey de yoktur. Zamanla değerlendirilemeyen bu iyi yetişmiş insanlar, kötü ve yetersiz insanlara benzemeyi tercih etmek zorunda kalmaktadırlar. Yani kötüler emsal alınınca da iyiler kötüleşebilmektedir.
İyi iş yapabilmek, kazanabilmek, gelişip serpilebilmek için sosyal ve fiziki ortamın hazırlanması da şarttır. Sıcak, sevecen, huzur dolu ortamda çalışmak kişiye güven verir. Sonuç almada etkili olur.
Adalet ise, başarının ana kaynağını teşkil eder. Çalışanları cezalandırmak çıkar yol değildir. Ancak affetmenin sınırı da bellidir. Çalışanlar arasında adaletli davranıldığı hissini vermek bile önemlidir. Onun için çalışan ile tembel arasında farklı davranış sergilenmezse, ’ başarılı olanlarda tembelleşme izleri görülür. İş ve çalışma hayatında bu durum olumlu karşılanmaz.
j- Gerek işçi, gerekse memur olsun 1 çalışan ve başarılı olanlar taltif edilmelidir. Çoğu zaman kuru kuru bir teşekkür bile gönülleri almaya yeter. İşte ! verimliliği artırıcı unsur olur. Biz millet olarak bu konuda biraz ketum ve bağnazız.
İşçi-işveren, memur-amir iyi bir diyalog içinde olmak zorundadırlar. Yönetici ve amir konumunda olanlar, maiyetlerindekilerin çoluk çocuğuna varıncaya kadar ilgilenmeleri, problemlerini çözmek için çalışmak mecburiyetindedirler.
İş yerinde, dairede iyi bir plan yapmak modern işletmeciliğin ve gelişmiş yöneticiliğin vazgeçilmez şartlarındandır. Teknoloji bu hususta en etkili unsurdur. Yapılan plan ve projenin takibi .ise başlı başına bir iştir.
Her şeyde eğitim önemli olduğu gibi, iş hayatında da eğitim ilk ve öncelikli, temel öğelerdendir. Eğitim sosyal bir olgu olup, iş hayatının bütün alanlarını kapsamalıdır.
İşten netice almak, başarılı sonuçlar alınmak isteniyorsa, o işi yapana yetki ve sorumluluk vermek gerekir. Yetki ve sorumluluk başarının elde edilmesinde önemli faktörlerdendir.
Gerek iş yerlerinde gerekse Devlet dairelerinde çalışırken, ülke yararını gözetmek hem ideal hem de ahlak- etik değer olarak algılanmalıdır. Çünki üzerinde yaşanılan ülke, canımız kadar Önemli, anamız kadar mübarektir. Hep birlikte bu cennet ülke için çalışmak mecburiyeti vardır.

BAŞARININ ÖNÜNDEKİ BAZI ENGELLER
Gerek iş hayatında gerekse memuriyette istenilen neticenin alınamamasının önemli bazı sebebieri vardır. Bu sebeblerden bazılarını satırbaşları halinde şu şekilde sıralamak mümkündür.
1. Bürokratik engeller
2. Siyasi atamalar
3. Çağa ve teknolojiye ayak uyduramama
4. Eğitim yetersizliği
5. İnsiyatif kullandırmama, yetki ve sorumluluk vermeme
6. Çalışanlar arasında ayrımcılık yapmak
7. Karamsarlık içerisinde bulunmak, başarıya inanmamak
8. Dayanışma ve işbirliğinden uzak hareket etmek
9. Yeni fikirlere açık olmamak
10. İş ve çalışma ahlakının yeterli olmaması
Çalışma hayatında istenilen netice alınamıyorsa, bunun en önemli sebeplerinden birisi bürokratik engellerdir. Yazışmalar, belge temini, mevzuat çokluğu ve kargaşası, yapılan işlerde kolayı tercih, bilgisizlik vs. başarılı netice almada handikaplardır.
Adam kayırma ve siyasi atamalar, ilerlemenin önünde birer set olarak durmaktadır. Dolayısıyla “adama göre iş bulma" formülü öne çıkmaktadır. Böyle olunca da ilerleme, gelişme mümkün olmamaktadır.
Çağa ve teknolojiye ayak uyduramama, gelişmeleri yakından takip edememe, ülkenin yerinde kalması anlamına gelmektedir. Herşeyi ben bilirim devri kapanmıştır. Günümüzde her şeyi herkes teknoloji yoluyla bilebilmektedir.
Eğitim, başarının anahtarıdır. Binaenaleyh insan eğitimi her şeyden önceliklidir.
İnisiyatif kullandırmama sanki bizim insanımızın hastalıklarındandır. Herşeyi işin başındaki bilir. Başkası o işi bilemez. Dolayısıyla o amir giderse iş durur, o iş yapılamaz gibi bir inanç adeta içimize sinmiş, ruhumuzdan çı- karılamamaktadır. Hele hele sorumluluk vermek, çok önemli bir başarıyı gerektirir. İnsana güvenmek, çok şeyi halledebilecektir.
Çalışanlar arasında ayrımcılık yapmak, iş hızını ve başarı çizgisini aşağıya doğru götürür. İyi çalışan ile çalışmayan mutlaka farklı değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.
Karamsarlık da başarının önündeki engellerdendir. Bittik, biz adam olmayız. Biz başaramayız. İflah olmamız mümkün değildir, gibi ümitsizlikler hiç hoş değildir. İyimser olmak, bardağın dolu kısmını görebilmek esastır. Başkalarının başarısına sevinebilmek bir erdem, haset etmek ise ruhi hastalıklardandır.
Başarmak için işbirliği ve dayanışma şarttır. Ülke olarak istediğimiz başarıyı elde edemiyorsak bilinmelidir ki, kollektif çalışma şuur ve azmimiz kısırlaşmıştır. “Bir elin nesi var, iki elin sesi" bilinci yeniden canlandırılmalıdır.
Yeni fikirlere açık olmamak önemli noksanlıklarımızdandır. Fikir değerli ise, kimden gelirse gelsin önemli değildir. Hemen kabul edilmelidir. Herşeyi ben bilirim devri kapanmıştır. Herşeyi başkaları da bilebilir.
Herşeyin başı güzel ahlaktır. Bu erdeme sahip olanlar, haksızlık yapamazlar. Başkasının hakkını yiyemezler. Doğru ve dürüst çalışırlar. Başkalarına yardım etmeden zevk alırlar. Ülkelerinin yücelmesini ve ilerlemesini can-u gönülden isterler.
.