Makale

Kur'an Okuyormuyuz?

Kur’an Okuyor muyuz ?

Dr. Fahri DEMİR
Din işleri Yüksek Kurulu Üyesi

Ramazan ayı Kur’an ayıdır. Ramazan’da hemen her ibadet hem de en çok yapılır: Beş vakit namaza ilaveten her akşam 20 rek’at teravih namazı, hem de cemaatle kılınır.
Müslümanlar zekatlarını büyük bir çoğunlukla bu ayda verirler.
Bu ayda umreye giden müslümünlar, nerede ise hacca giden müslümanların sayısına yaklaşır.
Oruç ise zaten bu ayın ibadeti.
Demek oluyor ki İslam’ın beş şartı olan ibadetlerin tamamı en çok bu ayda yapılmaktadır.
Onun için Ramazan’ a ibadetler ayı demek, doğru bir isimlendirme olur.
Bütün bunlar doğru.
Ancak, bir başka doğru var ki Kur’an ayı olan Ramazan’da Kur’an en çok okunur.
Herkes tek tek hatim indirmeye çalışır.
Camilerde mukabele dediğimiz gelenek sürdürülür ve okunan hatimler cemaat halinde, kimi elinde Mushafı ile kimi açıktan, huşu içinde okunan hatmi dinler; takip eder.
Mukabele geleneği ne güzel gelenektir. Bu gelenek, Cebrail ile Resulullah’ın kurduğu gelenektir: Her ramazan, o zamana kadar inen ayetleri Resulullah okur; Cebrail dinlerdi. Bir rivayete göre bir de Cebrail okur; Resulullah dinlerdi. Mukabele, Karşılaştırma, demek oluyor. Resulullah, Cebrail’in kendisine Allah’tan getirdiği mesajları Ramazan münasebetiyle Cebrail’e okuyor ve doğruluğunun teyidini, onayını alıyor.
İşte, Resulullah ile Cebrail arasında başlayan bu gelenek, her Ramazan hep böyle süregelmiş.
Güzel Kur’an okuyanlar, Resulullah gibi okumuşlar; cemaatler de Cebrail gibi, dinlemişlerdir. Üstelik, ellerinde Mushaf’larla.
Mukabele dinlerken hiç nezaket düşünülmez. Yanlış okuyan, isterse bir harfi yanlış okusun, düzeltilir. Bu düzeltme hiç de nezaketsiz olarak algılanamaz.
Günde bir cüz bazen biraz fazla okunur; bir ayda hatim tamamlanır.
Bazı muktedir hafızlar ise Teravihin her rek’atinde bir sayfa; yirmi rek’atte yirmi sayfa yani bir cüz; otuz günde otuz cüz okumak suretiyle, Ramazan gecelerinde, namazda hatim ederler.
Çok nadir de olsa, gecede bir hatim yapanlar da olur.
Bütün Bunlar çok güzel.
Resulullah’tan bu yana bu güzel dini gelenek sürer gelir.
Kur’an okumak, bu şekliyle de çok güzel.
Kimsenin ortaya çıkıp, okuyan da bir şey demese de okuyanı ve dinleyeni ile müs- lümanlar, kendi kendilerine sormalıdır:
Ben Kur’an okuyor veya dinliyor muyum?
Tekrar edelim, hiç şüphesiz, anlayanı anlamayanı ile herkes Kur’an okumak veya dinlemekle, okuma ve dinleme sevabı alır.
Sevap başka amellerle de alınır.
Onun için müslüman, Kur’an okurken ve dinlerken sadece sevap almakla yetinmemeli; Kur’an okumalıdır.
Ne demek Kur’an okumak?
Kur’an okumak onu anlamak; mesajlarını, ilahi mesajı algılamaktır.
Biliyoruz ki, Kur’an sadece böyle okunsun diye gelmedi.
Kur’an okunsun, anlaşılsın, üzerinde düşünülsün ve ondan ders alınsın diye geldi.
Kur’an Hidayettir Yani insanı en doğruya yöneltendir.
Kur’an’ı anlamazsak, onun hidayetinden nasıl yararlanacağız?
Öyle ise her gün okuduğumuz kadarının anladığımız dilden mealini de okumalıyız.
Her gün okuduğumuz veya dinlediğimiz kadarının mealini okumayabiliriz.
O zaman hiç olmazsa senede bir, hiç olmazsa bir meal hatmi yapmalıyız.
Hele hele Kur’an-ı bir kere olsun başından sonuna kadar anlayıp okumadan bu dünyadan göç etmemeliyiz.
Zira biliyoruz ki Kur’an Allah’ın bize gönderdiği Kutsal Mektuptur.
Allah o mektubu bir cemaate, bir millete değil; tek tek her insana gönderdi.
O kutsal mektubu bana gelmiş bir mektup olarak okumalı, anlamalı ve ondan yararlanmalıyım.
Kur’an’da her insana yol gösterilmektedir. Hem de her insana hitap edecek zenginlikte örneklerle ve uyarılarla.
Ramazan münasebetiyle, hatmimizi inelim; mukabelemizi dinleyelim; Resulullah ile Cebrail’in başlattığı sünneti sürdürelim.
Bunun yanında Kur’an-ı anlamak için okumaya başlayabiliriz.