Makale

PROF. DR. BEYZA BİLGİN İLE ENGELLİLERLE İLGİLİ YAPILAN RÖPORTAJ

PROF. DR. BEYZA BİLGİN İLE ENGELLİLERLE İLGİLİ YAPILAN RÖPORTAJ

Röportaj:
Ali YILDIRIM

Bir eğitimci olarak günümüzde toplumun engellilere karşı davranışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizim toplumumuzda genel olarak engellilere davranış, onları insanlardan saklamak, dışarı çıkarmamak, bazen de bir odaya kapamak şeklinde kendini göstermektedir. Onların eğitimlerine yapılan masraf bile genelde çok görülmektedir. ‘Neyi değiştireceksin’, ’Allah’ın verdiğini sen kabul etmekten başka birşey yapamazsın”, ‘Niçin bu kadar para harcıyorsun’ gibi akla hayale gelmeyecek sözler sarfedilmektedir. Meselâ benim çocuğumu özel hocaya gönderip, masraf etmemi bile çok görmüşlerdir. Sonra toplum engelli insanlara gerektiği gibi davranmıyor. Ben engelli bir çocuk annesi olduğum için bu durumu hemen hemen her zaman yaşamaktayım. Mesela bir lokantaya gitsek herkes size bakıyor. Herkesin gözü sizin üzerinize çevriliyor.
Toplumun bu bakışlarından, mesela sizin çocuğunuz nasıl etkileniyor ve nasıl bir tepki gösteriyor?
Çocuk kalabalık bir ortama girdiği zaman genellikle gülmeye başlıyor, biz onu durduramıyoruz, susturamıyoruz. Etraftaki insanların çocuğa gözlerini çevirmesi bir anda çocuğun böyle bir hal içine girmesine neden oluyor. Çünkü herkes ona bakıyor. Gözlerdeki bakışlar ona yönelince çocuk da inanılmaz tavırlar içerisine giriyor. Bazen ağlama, bazen gülme, bazen de bağırma şeklinde, bazen de çirkin sözler şeklinde tezahür edebiliyor. Siz gidiyorsunuz bir köşeye oturuyorsunuz, ama insanlar dik dik size bakıyorlar, yanınızdakinin engelli olduğunu anladıkları halde yine bakıyorlar. Tamam bir kere baktınız, normal davranışları olmayan birisi olduğunu anladınız, neden defalarca bakıyorsunuz?
Çocuğunuzla toplum içerisine sık sık çıkıyorsunuz galiba?
Evet sık sık çıkarırım onu dışarıya. Bazen kadın derneklerinin hayır için düzenledikleri toplantılar t olur, oralara gideriz. Onu da götürürüm, oldukça sevinir. Beraber gideriz, otururuz bir yere. Çocuğum biraz büyük olduğu için ilk bakışta anlamıyorlar. Biraz sonra onun farklı olduğunu anlıyorlar. Sonra be- ’ ni teselli etmeye başlıyorlar. r
Neler diyorlar mesela?
İşte ‘haline şükret, falanın çocuğu şöyle şöyle, . ihtiyaçlarım gideremiyoruz.’ gibi şeyler söylüyorlar. Şükürler olsun bizim çocuk iyi kötü okuma yazma biliyor, ilkokul diploması var yani. Bana tavsiyelerde bulunanlardan birinin çocuğu lise mezunu, üniversiteye birinci derecede giremiyor, diye kendine dert ediyor. Bunu kendisi ve çocuğu için büyük bir felaket olarak görüyor. Allah’a şükretmiyor. Ben daha beterlerine bakıp şükredeceğim de sen niye üniversiteyi kazanamayanlara bakıp şükretmiyorsun. Bir keresinde aynen bunları söyledim. Toplumun tepkisi bu işte, hiç kimse kendi sahip olduğu nimetleri düşünmek istemiyor. Eğer insan kendisi düşünemiyorsa ona düşünmesini öğretmek lazım. Bu yönde gerek basılı yayınlar aracılığı ile gerekse görüntülü yayınlar vasıtası ile halk bilinçlendirilebilir, programlar yapılabilir, yazılar yazılabilir.
Türkiye’de engellilerin en başta gelen problemi sizce nedir?
Türkiye’deki engellilerin en başta gelen probleminin kişinin engeline göre değiştiğini düşünüyorum. Benim kızım gibi psikolojik engelli olanların başta gelen problemi sosyalleşme ise diğerlerinin, mesela bir ortopedik engelli için yolların müsait olmaması, apartman merdivenlerinin onların hareketlerine izin vermemesi gibi problemleri var. Ben Di- yanet’in düzenlediği birinci din şurasında camilere, engellilerin rahat girebilmeleri için düzenlemeler yapılması gerektiği şeklinde öneride bulunmuştum.
O insan cemaatin içinde kendini hissedince ne kadar sevinecek. Biz dindar insanlar, güzel insanlar, duygulu insanlar olmamız lazım. İşe önce kendimizden başlamamız gerekmektedir. Engellinin de sosyalleşmesi, başta gelen bir problemdir. Herkes için başta gelen problem farklıdır. Önce ayakta durabilmesi için teşvikler var. Şu kadar engelli çalıştırana vergi indirimi var. Diyanet İşleri Başkanlığı da engelli insanları göreve alıyor. Artık bazı şeyler çözülme yolunda. İyiliği, karşıdakinin de yararını düşünerek yapmak lazım. O insanı iş sahibi yapacaksın, o kazanarak helalinden yiyecek, kazanıp giyebilecek. Bunu sağlayabilirsen eğer hayır yapmış olursun.

İşitme Engellilerle Konuşurken
- İşitme cihazı kullanan birisiyle konuşurken anlaşılır bir şekilde konuşun, sesinizi yükseltmenize gerek yok, bağırmayın.
- Yüksek sesle konuşmanın büyük rahatsızlıklara, bazı durumlarda acıya dahi sebebiyet verebileceğini aklınızdan çıkarmayın.
- Konuşurken normal konuşmalarınızdan farklı olarak daha yavaş ve daha vurgulu konuşun.
- Kelime seçimine dikkat edin. Dudaktan okunması zor olabilecek kelimeleri kullanmamaya gayret gösterin.
- Sağır olarak doğan birisinin kelime dağarcığının geniş olmayabileceğini unutmayın.
- Konuşurken yüz.ünüz.iin muhatabınız olan işitme engelli kişi tarafından açık bir şekilde görülmesine dikkat edin.
- İletişim kurmada yapabileceklerinizin en önemlisi sabırlı olmanız ve karşınızdakinin sizi anlayamamasından dolayı rahatsız olmamanız.dır. Rahatsızlığınızın iletişimde işleri kötüleştirmekten başka bir işe yaramayacağını bilin.

TÜRKİYE DİYANET VAKFI TARAFINDAN ENGELLİ VATANDAŞLARIMIZA YÖNELİK OLARAK YAPILAN
BAZI YARDIMLAR

1975 yılında İslam-Türk vakıf geleneğinin Cumhuriyet dönemindeki temsilcisi olarak kurulan TDV, kuruluş amacına uygun olarak DİB’nın yurt içinde ve yurt dışındaki hizmetlerini de desteklemektedir. Ayrıca TDV sosyal, kültürel ve eğitim konularında da çeşitli faaliyetler yürütmektedir.
Ülkemizdeki sosyal barışın sağlanmasına büyük katkıda bulunan TDV, fakir ve muhtaç vatandaşlarımıza imkanlar ölçüsünde maddi yardımlarda bulunmakta, bu vatandaşlarımızın gıda ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamakta, tabii afetlerde zarar gören afetzedelere de acil yardımda bulunmaktadır.
Fakir ve kimsesiz hastalann ilaç ve hastane masrafları ile bazı sağlık kuruluşlarının tıbbi cihazlarının da temininde yardımda bulunan TDV’nın engelli vatandaşlarımız için gerçekleştirdiği yardımlardan bir kısmını şu şekilde özetleyebiliriz:
* TDV’na müracaat edip, işitme engelli olduklarını beyan ederek yardım talebinde bulunanların dilekçelerine istinaden 1993 yılından bu yana 55 kişiye, işitme cihazı almaları için toplam 1.200.000.000 TL.,
* 1997-1998 yıllarında ortopedik engellilere beyanları üzerine 26 sakat arabası,
* 1.1.1993 tarihinden bu güne kadar sağlık raporu ve fakirlik belgeleri ile hasta ve yoksul oldukları tesbit edilen 181 kişiye 4.708.817.530.-TL. Sağlık yardımı,
* Ayrıca 1997 yılında Ankara Trafik Hastane - si’nde kullanılmak üzere; 7 adet katlanır sakat arabası, 4 adet dört ayaklı (katlanır) yürüteç, 5 adet destekli koltuk değneği, 1 adet üç tekerlekli yürüteç, 1 adet dört tekerlekli yürüteç,
* 1997 yılında Ankara Fizik ve Rehabilitasyon Merkezi’nde kullanılmak üzere; 9 adet katlanır sakat arabası, 4 adet katlanmaz sakat arabası, 2 adet üç tekerlekli yürüteç, 1 adet dört tekerlekli yürüteç, 2 adet iki tekerlekli yürüteç, 3 adet dört tekerlekli katlanmaz yürüteç, 6 adet katlanır yürüteç, 1 adet destekli tuvalet eki, 6 adet katlanmaz yürüteç, 1 adet hasta kaldırma lift, 1 adet havalı yatak,
* Yine 1997 yılında Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde tedavi gören gazilerimizin hizmetinde kullanılmak üzere; 8 adet katlanır sakat arabası, 2 adet katlanmaz dört tekerlekli yürüteç, 1 adet iki tekerlekli yürüteç, 1 adet katlanır dört tekerlekli yürüteç, 2 adet katlanmaz dört tekerlekli yürüteç, 1 adet dörtlü denge basıcı, 7 takım koltuk değeneği, 2 adet üç tekerlekli yürüteç, 1 adet katlanır yürüteç, 1 adet destekli tuvalet eki, 1 adet katlanmaz sakat arabası yardımı yapılmıştır.