Makale

PEYGAMBERİMİZİ ANMAK VE ANLAMAK

Merhaba

PEYGAMBERİMİZİ ANMAK VE ANLAMAK

Harun ÖZDEMİRCİ
Dini Yayınlar Dairesi Başkanı

Başkanlığımız 1989 yılından beri 20-27 Nisan tarihlerini Türkiye Diyanet Vakfı ile işbirliği içerisinde "Kutlu Doğum Haftası” olarak hem ülke içinde hem de yurt dışında birçok etkinliklerle kutlamaktadır. Bunun milletimiz açısından tarihi arka planı da vardır. Şöyle ki: Yüce milletimiz tarihi geçmişinde uzun yıllardan bu yana Peygamberimizin doğumunu büyük bir coşku ile kutlamıştır. Bütün bu merasimlerde peygamberimiz anılmış ve onun her yönüyle anlatılmasına gayret gösterilmiştir.
"Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah’ın ayetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkardan) kendilerini temizleyen, kendilerine kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah müminlere büyük lütufta bulunmuştur." (Âl-i İmran, 164) ayet-i kerimesinde de belirtilen büyük lütuf zincirinin son halkası Hz. Muhammed (S.A.S.), yine Kur’an-ı Kerim’in beyanına göre bizim için güzel bir örnek (Ahzap 21), en yüce ahlaka sahip (Kalem, 4), Hak için şahid, müjdeleyici ve uyarıcı, da- vetçi, aydınlatan bir ışık (Ahzap, 45-46), insanları hayat verecek olan şeylere çağırıcı (Enfal, 24) ve alemlere rahmet olarak gönderilmiş (Enbiya 107) son peygamberdir.
Bizler; iyiyi kötüden ayırt etmeyi, birbirimizi sevmeyi, paylaşmayı, yardımlaşmayı, ahlakın güzelliklerini, dürüstlüğü, doğruluğu, erdemli bir davranışı, hoşgörünün en mükemmelini, insana saygının en yücesini, şefkat ve merhametin sınır tanımayan boyutunu, adaletin en güzel tatbikatını, kısacası her şeyin en iyisini ve en güzelini, o rahmet Peygamberinin tebliğ, tavsiye ve uygulamalarından öğrendik. Hayatımızı anlamlı kılan değerlerimizi, dünya ve ahiret dengesini, insan onuruna uygun yaşama sanatını bizlere hep o gösterdi.
Daha önce de bu köşede yazmıştım, yine tekrar etmek istiyorum, doğan oğlumuza Ahmet, Mehmet, Mustafa; kızımıza gül ismini, ona sevgimizin bir nişanesi olarak biz verdik. Bahçemize, evimizdeki saksımıza rengarenk gülleri ona olan muhabbetimizden diktik. Yüreğimizin sesini göz yaşı ile ıslattığımız sayfalara mısra mısra "Na’t" olarak döktük. Onu anlatıyor diye sevincimizde ve hüznümüzde mevlid merasimleri tertipleyip, şefaatini umarak bu duygularımızı paylaştık. Sınırda nöbet tutan askerimize, vatan için şahadet şerbeti içmeye hazır erimize Mehmetçik adını biz verdik. Evet bütün bunları biz yaptık. Bu hasletimizle Millet olarak birlikte sevindik, birlikte ağladık.
O bizi hayat verecek şeylere çağırmıştı. O bize sevgi ve barış dini olan İslâm’ı tebliğ etmişti. Bir cahili- ye toplumundan medeni bir millet oluşturmanın sırlarını öğretmişti. İnsanların birbirini göz kırpmadan boğazladığı bir dönemde barış içerisinde yaşamanın yollarını insanlığa sunmuştu. Birbirine düşman olan kabileleri kardeş yapmış, yüreklere çöreklenmiş kin ve nefret tohumlarının yerine sevgi ve hoşgörü duygularını ekmişti.
Ancak bugün münferit veya taraftan az da olsa bazı harici yaklaşımların varlığı, O’nu anmadığımızı veya tebliğini anlatamadığımızı ortaya koymaz. Çünkü hep anlattık, en azından anlatmaya çalıştık. Ama andığımız ve anlattığımız kadar anlamaya çalıştığımızı söylemek, İslâm aleminin manzarasını göz önüne getirdiğimizde maalesef mümkün değil. Bugün İslâm’ın adını kullanarak, birtakım dini kelime ve kavramların arkasına kendilerini gizleyerek insan onuruna yakışmayan davranışlar sergileyebiliyor ve İslâm alemi içerisinde az da olsa taraftar bulabiliyorsa Rahmet Peygamberini ne kadar anladığımızı sorgulamamız ve bu konu üzerinde kafa yormamız gerekiyor demektir.
"Andolsun size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız, ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir" (Tevbe, 128^ İlahi buyruğunu hiçbir zaman hatırdan çıkartmamalıyız. Bir inanç asrı olacak olan 21. yüzyılın, İslâm alemi için önemi büyüktür. Zira Peygamberimizin örnek hayatını ve O’nun tebliğindeki evrensel ilkeri anlayıp, ona uygun yaşamayı becerebilirsek, dünya insanlığına tekrar bir ümit ve ışık olmamız kaçınılmazdır.
Bize düşen sadece O Rahmet Peygamberini anlamaktır.
Her şey gönlünüzce olsun. Hoşça kalınız.