Alp Arslan’ın oğlu Melikşâh ile İmâmü’l-Harameyn Cüveynî arasında cereyan eden bir hâdise âlimlerin ne derece itibar gördüklerini göstermek bakımından kayda şâyandır. Filhakika rivâyete göre Melikşâh hilâlin görünmesi üzerine bayram gününü ilân eder; fakat Cüveynî, buna aykırı olarak, ertesi günün Ramazan olduğuna dâir bir fetvâ verir. Melikşâh otorite ve haşmetinin bahis mevzuu olduğu bu hassas mes’ele karşısında Cüveynî’yi nâzikâne bir şekilde, saraya dâvet eder. Büyük âlim:
“Sultâna âit işlerde fermana itaat bizim vazifemizdir. Fakat fetvaya taallûk eden mes’elelerde de Sultânın bize sorması lâzımdır” der ve Melikşâh âlimi haklı bularak onun fetvâsına uyar.
Sultan bir Cuma namazında zâhidâne bir hayat yaşayan Ali bin Haşan el-Sandalî’yi görür ve onun kendisini ziyâret etmediğinden dolayı serzenişte bulunur. O da sebep olarak:
“Sizin padişahların en iyisi olmanız ve benim de âlimlerin en kötüsü olmamaklığım içindir” der ve ilâve eder: “Zîrâ hükümdarların en iyisi âlimleri ziyaret eden ve âlimlerin en kötüsü de onların ziyaretlerine düşkün olandır” tarzında kanâatini söyler.
Bu misâller Melikşâh’ın yüksek vasıfları hakkındaki medihleri te’yid eder.
NOT: Bu iki fıkra Prof. Osman Turan’ın Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkuresi Tarihi. Cilt: 1, Sh. 198- 199’dan alınmıştır.
____________________________________