Makale

TIP VE KUR’AN’DA İNSANIN YARATILIŞI

TIP VE KUR’AN’DA İNSANIN YARATILIŞI

Yazan: Dr. Hamid el-GUVABÎ

Çeviren: Muzaffer ÇOBANBEYLİ

( … )

“Andolsun biz insanı çamurdan (süzülmüş) bir hülâsadan yarattık. Sonra onu sarp ve metin bir karargâhta bir nutfe yaptık. Sonra o nutfeyi bir kan pıhtısı haline getirdik, derken o kan pıhtısını bir çiğnem et yaptık, o bir çiğnem eti de kemik (ler) e kalb etdik de, o kemiklere de et giydirdik. Bilâhare onu başka yaratılışla inşâ ettik. Sûret yapanların en güzeli olan Allah’ın şanı (bak) ne yücedir !”1

Bu âyet-i kerimelerdeki tertipte, parçaların birbiri peşisıra gelmesi bir mûcizedir. Bunu ancak (Gen) ilminde yüksek derecelere varan âlim­ler anlayabilir. Bunlar, beliğ bir (gen) ve muazzam bir (anatomi) dersi vermektedirler.

Şimdi ben, bu âyet-i kerîmelerin insanın yaratılışını en iyi îzah eden ilim olduğunu, uzun çağlardır gücünü araştırmalara sarfeden tıp ilminin neticede, Kur’ân’ın öğrettikleri arkasında yürüyebildiğini, delil ve netice­lerle ispatlamaya çalışacağım.

“Andolsun biz insanı çamurdan (süzülmüş) bir hülâsadan yarattık.”2

Allâhü Teâlâ, Âdem Aleyhi’s-selâm’ı topraktan yarattı. Âdem’in nesli olan insanı da, topraktan yaratılan bir mahlûkun suyundan yarat­mıştır.

İnsanın veya hayvanın kimyevî tahlili yapıldığı takdirde, topraktaki unsurlardan müteşekkil olduğu meydana çıkar.

TOPRAKTA BULUNAN UNSURLAR:

Toprakta en fazla bulunan unsur, oksijen (O) unsurudur. Bundan başka büyük miktarda klor (Cl), fosfat (P), flor (FI), kalsiyum (Ca), magnezyum (Mg), potasyum (K), sodyum (Na), demir (Fe), manga­nez (Mn), baryum (Ba), silisyum (Si), kükürt (S) bulunmaktadır.

Daha az nisbette diğer tuzlar da bulunur. Bunlardan nitrat (N), kar­bon monoksit (CO), magnezyum (Mg) ve diğer madenlerin klorid, fosfat ve oksitleri bulunur.

Tefsir kitapları “nutfe”yi erkeğin suyu veya meni olarak söylemek­tedirler. Bense, bu sudan maksat, bu sıvının içinde bulunan protozonlardır, diyorum. Buna delil olarak, Kur’ân-ı Kerîm’in şu âyetlerini göstere­bilirim:

( … )

“Hakikaten meniden, (rahme) döküldüğü zaman, erkek ve dişi iki çifti O yarattı.”3

( … )

“İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanıyor?”4

Bu âyetler, Allâh’ın; meniden çıkan bir nutfeden insanı yarattığını gösterir. Yâni, bu meninin içinde bulunan hayvanlardan... Nutfenin, me­niden başka bir şey olduğu da, şu âyet-i kerîmeden anlaşılmaktadır:

( … )

“O, akıtılan bir meni damlası değil miydi?”5

Bir kimse, “Bu hastalık yoğurttaki bir mikroptan veya sudaki bir kurttan meydana gelmiştir” dediği zaman bunun mânâsı, hastalığı mik­roplu olan yoğurdun veya kurtlu olan suyun değil, yoğurtta yaşayan mikrobun veya suda yaşayan kurdun yaptığıdır. Aynen bunun gibi, menide yaşayan hayvan “protozon”dur.

Bütün bu âyetlerden anlaşılıyor ki, Allah (C.C.) nutfe ile meni ara­sındaki farkı göstermiştir. Allah (C.C.); “İnsanı akıtılan menîden ya­rattık” dememiş;

“O, döl yatağına dökülen meniden bir damla su değil miydi?” bu­yurmuştur.

Yâni sıvı ile protozon arasında fark göstermiştir. O zaman meni ile nutfe arasındaki fark bilinmiyor, meninin yalnız bir sıvı veya su olduğu zannediliyordu.

Ancak, 1680 senesinde protozonlann mikroskopla görülmesiyle, nut­fe ile sıvı arasında fark bulunduğu anlaşılmıştır.

Şimdi de içindeki suyu ve nutfesiyle birlikte, meni sıvısından bah­sedelim. Kur’ân-ı Kerîm buna da işâret ederek şöyle buyurmuştur:

( … )

“(Eğer siz bir meniden yaratıldığınızı iddia ediyorsanız) O halde (ra­himlere) dökmekte olduğunuz (o) meni nedir? Bana haber verin. Onu siz mi (düzgün bir insan sûretine getiriyorsunuz), yoksa (o sûrete getirip) yaratanlar biz miyiz?”7

Bu âyetin “akıttığınız” kelimesi, nutfe ile menîyi anlatmaktadır.

AKAN SIVININ ÖZELLİKLERİ:

Beyazla karışık, sarı, grimsi renkte, özel kokulu bir sıvıdır. Bu sıvı yumurtalıkların ifrâzâtından koper, prostat, üretre bezlerinden hâsıl olur. En fazla prostat bezinden hâsıl olur. İnsan menisinde protozonlarla bir­likte bâzı vücut hücreleri, akyuvarlar, protein, karbonhidrat ve bâzı tuz­lar da bulunur. Bir defada çıkan menide en az 220 milyon protozoon bu­lunur. Kadının gebe kalması için lâzım olan ise, tek bir protozoondur. Bu protozoonlar çıplak gözle görülemez. Boyu 1-1000 mikron olup, baş, göv­de ve kuyruk olmak üzere üç bölgeden müteşekkildir.

Nutfenin teşekkülü ise, uzun ve büyük bir konudur. Tafsilâtı tıp ki­taplarında mevcuttur.

NUTFE KARIŞIMI:

Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulur:

( … )

“İnsanın üzerine uzun devirden öyle bir zaman geldi ki (o vakit) o, anılmaya değer bir şey bile değildi. Hakikat, biz insanı birbiriyle karı­şık bir damla sudan yarattık. Onu imtihan ediyoruz. Bu sebeple onu işitici, görücü yaptık.”8

Müfessirlerin çoğu, nutfe karışımının, erkeğin menisi ile kadının su­yunun karışmasından meydana geldiğini söylemektedirler. Lûgatta “emşac”, karışım demektir. Nutfe kelimesini anlatırken, nutfeden mak­sat protozoondur, demiştik. Yâni bu erkeğe has bir şeydir. Emşac ise, nutfenin sıfatıdır. Nutfenin erkeğe has olması şu hadîs-i şerif ile sâbittir:

“Nutfeleriniz için seçiniz ve lâyık olmayan yere koymayınız”.

“EMŞAC, NUTFE” ne demektir? Bu bir karışımdır ve kompleks bir nutfedir. Şekli basit olmakla beraber yapısı geniş ve kompleks­tir. Birkaç maddeden müteşekkildir. Protozoon esasen bir hüc­re olup; protein, nişasta, hidrokarbon, tuz ve sudan müteşekkildir. Bu hücrenin nukleus, cidar, nukleolus ve sentropol’ü de vardır. Bundan baş­ka birçok husûsiyetleri varsa da, burada bahsedilmesine lüzum yoktur. Zaten burada nutfenin genetik özellikleri hakkında geniş bilgi vermek, okuyucuları nutfe karışımı hakkında kesin delillere kavuşturmak içindir. Nutfenin teşekkülü ve karışımının vücûda gelmesinden de bunun için bahsedilmiştir.

Protozoon denilen yaratık, ince başıyla dişinin yumurtasını delerek içine girer. Onunla birleşerek erkeğin sıfatlarını dişi yumurtaya nakle­dip meydana gelecek yavrunun babasına benzemesini sağladığı gibi, onda bulunan hastalıkları da irsî olarak yavruya nakleder.

Tıp ilmi, protozoonun nukleus’u ile dişi yumurtanın nukleus’unun, irsî sıfatlara sebep olan kromozomlara bölünerek, irsiyet özelliklerine mâlik olduklarını bildirmektedir.

Nutfeyi mikroskop altında incelediğimizde, canlı, hareketli, şekil ba­kımından olduğu kadar hacim bakımından da birbirlerine benzer oldu­ğunu görürüz. Birbirlerine benzeyen bu protozoonlar, dişi yumurta ile birleştikten sonra, çeşitli ve muhtelif genleri meydana getirirler. Bunun neticesi; bâzı yavrunun siyah bazısının beyaz, bâzısının dişi bâzısının er­kek, bâzısının deli bâzısının akıllı olması ortaya çıkmaktadır. Bütün bun­ların meydana gelmesi, nutfenin karışık hale girerek bu neticeleri doğur­ması insanoğluna büyük bir delil ve Kudret-i İlâhiyeyi gösteren tasvir olarak kâfi gelmiyor mu?

Bu genleri, birbirine benzer halden çıkararak, büyük değişikliklere sokan nedir? Hilkat başlangıcında birbirine benzeyenler, sonunda çeşit çeşit ayrılıklara sebep olmaktadırlar. Bunları meydana getiren âmil nedir?

Muhakkak ki, nutfeden ve dişi yumurtadan vücûdu meydana getiren Allah (C.C.)’ın, yaptığı gizli bir şey, o karışık nokta, sağlam bir yere bırakılmış ve saklanılmıştır. İlim bunu hâlâ bulmuş değildir.

_____________________________________

(1) Mü’minun Sûresi 12-14.
(2) Mü’minun Sûresi 12.
(3) En-Necm Sûresi 45-46.
(4) El-Kıyame Sûresi 36.
(5) El-Kıyame Sûresi 37.
(6) El-Kıyame Sûresi 37.
(7) El-Vakıa Sûresi 58-59.
(8) El-İnsan Sûresi 1-2.
( … ) Arapça metinler içermektedir. Lütfen orjinal dergi sayfalarına gidiniz!!!