Makale

Editörden/Bilgiye ulaşımın kolaylaştığı ancak sağlıklı bilgiyi elde etme konusunda yaşanan zorluklar................

Editörden

Bilgiye ulaşımın kolaylaştığı ancak sağlıklı bilgiyi elde etme konusunda yaşanan zorluklar sebebiyle zihin dünyamızın karıştığı ve bilgi kirliliğinin oluştuğu bir çağda yaşıyoruz. Bilgi hakikatin ifadesi, aklı ve gönlü aydınlatan bir nur, doğruya götüren en sağlam kılavuzdur. Bilgi, heva ve heveslerin aracı olmadığı gibi, güç, kuvvet devşirme vasıtası da değildir. Akıl, doğru bilgiye ulaşmada önemli bir vasıta olduğu gibi, kalp de aklın danışmanı ve âdeta aklın yapıp ettiklerinin bir sağlamasıdır. Akıl ve kalp, yüzleri birbirlerine dönük aynalar gibi bir etkileşim içerisindedirler. Bu etkileşimden de zevkiselim tevarüs eder. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde aklıselim, kalbiselim ve zevkiselim âdeta birbirini tamamlayan birer unsur olarak görülür. Nitekim akıl, kalp ve zevkiselim; İslam’ın yüksek hakikatlerinden beslenen medeniyet tasavvurunun birer sacayağını oluşturur.
İslam’ın bireye huzur ve mutluluk, topluma barış ve refah getiren evrensel ilkelerinin sosyal hayata yeteri kadar yansıtılamadığı, hoşgörü ve ince düşüncenin bir zafiyet olarak görüldüğü, kalbin zekâtı olan şefkat ve merhametin esirgendiği modern çağda, makul düşünceye, kalp safiyetine ihtiyacımız var. Zira kişi; aklıselim ile hakikati bulur, kalbiselim ile yüksek insani vasıfları olumsuz etkileyen ve gönül aynasını kirletip Rabbinden uzaklaştıran her şeyden uzak kalarak Allah’ın rızasına erer. Zevkiselim ile de aslında insan tabiatına yabancı olan şeylerden uzak kalarak iyi, güzel ve hayırlı olana yol bulur. Bu yüzden yüce Kitabımız; bizden, insanı diğer yaratılanlardan ayrıcalıklı kılan aklımızı iyi kullanmamızı ister, bu nimeti zayi edip akletmeyenleri kınar. Yine mal ve evlatların fayda vermeyeceği kıyamet gününde ancak kalbiselim sahiplerinin kurtuluşa ereceğini beyan eder.
Son zamanlarda İslam dünyası olarak içinden geçtiğimiz süreçler, İslam ülkelerinde yaşanan ve bütün Müslümanları derinden yaralayan baskı, şiddet, hak ihlalleri ve Müslümanlara yönelik karalama ve itibar kaybı meydana getiren hadiseler ve sağduyuyu göz ardı eden yaklaşımlar aklıselime ve kalbiselime ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu sayıda Müslümanın akıl ve kalp ile ilişkisini ortaya koymak, yine kalp rikkatinin ve safiyetinin bir nişanesi olan zevkiselimi ele almak üzere gündem konumuzu “Aklıselim, Kalbiselim, Zevkiselim” olarak belirledik.
Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz, “Akıl ve Kalp Ekseninde” adlı makalesi ile aklın kalp önünde verdiği imtihanı kaleme aldı. Prof. Dr. Mustafa Tekin, “Dinamik Aklın Sosyal Hayatiyeti” yazısıyla aklın sosyal hayattaki işlevine dair tespitlerde bulundu. Dr. Savaş Barkçin, “İşi Güzel Eylemek” yazısıyla, zevkiselim sahibi olmanın hayatımızdaki yansımalarını dikkat çekici örnekler üzerinden bizimle paylaştı. Ayşe Şener, “Akıl Ne Arar, Akıl Ne Arar?” başlığıyla kaleme aldığı makalesinde, aklın, kalbiselime giden yoldaki işaretlerini konu aldı. Selahattin Çelebi, “Zevkiselim; Hayatı Ulvi Gayelerle Yaşamak” başlığıyla zevkiselimi ihlas ve ihsan penceresinden değerlendirdi. Ayrıca dergimizin bu sayısında Dr. Lamia Levent’in kısa bir süre önce Türkiye’nin öncülüğünde İstanbul’da gerçekleştirilen “Latin Amerika Dinî Liderler Zirvesi”ne katılan Latin Amerikalı bazı dinî liderler ve konuklarla gerçekleştirdiği söyleşilere yer verdik.
Her sayıda insanımızı ruh ve gönül dünyasına mütevazı bir katkı ve güncele dair samimi bir hatırlatmada bulunan Dergimizi ilginize sunarken, bir sonraki sayıda tekrar buluşmak dileğiyle.