Makale

DİN VE AİDS

DİN VE AİDS

Dr. Vahdettin AKGÜN

DİNİN, insanın maddî ve manevî gelişmesini temin ve gaye edinen ilâhi emirler olduğu bilinmektedir. İnsanın beden ve ruh sağlığı din ile yakından ilgilidir. Daha doğrusu dinin emir ve yasaklarına ancak ruh ve beden sağlığı yerinde olanlar muhataptırlar. Bu bakımdan, genelde bütün dinler ve özellikle en son din olan İslâm dini fertlerin sağlıklı olmasına çok önem vermiştir. Hatta sevgili Peygamberimizin aması Ibni Abbas (RA)’ın anlattığına göre-,
"Peygamberimize dedim ki; Ya Rasulallah, bana, Allah’tan dileyeceğim bir dua öğret"
"Allah’tan sağlık iste" dedi.
Aradan nice zaman geçti ve Allah’ın Resulü önceki sorumu unutmuştur diye düşünerek aynı şeyi sordum ve bana yine "Allah’tan sağlık iste" dedi. Ben bunu tekrar ettikçe hep aynı şeyi söylüyor ve "Allah’tan isteyeceğin şeylerin en hayırlısı sağlıktır" diyordu. (1)
Ancak tarihin her devrinde olduğu gibi, günümüzde de insanların çare bulanmaz dertlere uğradıkları ve tedavi imkânı (şimdilik te olsa) bulunmayan hastalıklara tutuldukları gö-rülmektedir. Zaman içinde verem, kalp krizi, kanser vs. en öldürücü hastalıklar iken günümüz insanını tehdit eden en önemli hastalıklardan birisi de AİDS denen hastalıktır.
AİDS hastalığının bilinebilen belli başlı sebepleri arasında, gayr-i meşru ilişkiler, sapık-çarpık cinsel temaslar, uyuşturucu kullanımı (aynı şırınganın birçok kişi tarafından kullanılması) her türlü temizliğe dikkat edilmemesi ve kan yoluyla bulaşmayı sağlayabilecek her türlü dik-katsizlikler sayılmaktadır. Ancak, kamuoyunun en çok bildiği ve korktuğu konu. "AlDS ’nin gayri meşru ve sapık ilişkiler (homoseksüellik v.s.) ile uyuşturucu kullanan fert ve cemiyetlerde yaygın olduğudur.
Özellikle ahlâkı değerlerin yıprandığı ve her türlü cinsel ilişki ile uyuşturucunun yayıldığı batılı toplumlarda AİDS’ten ölenlerin çoğalması ve yüzbinlerce AİDS’imin bulunduğu bi-linmektedir
İşte İslâm Dini’nin, asrın en amansız hastalığı ve belası olan AİDS’e karşı korunmakta sağladığı avantajın emsalsizliği burada ortaya çıkmaktadır: İslâm Dini, her türlü gayr-i meşru ilişkiyi, alkollü içkileri ve uyuşturucuyu yasaklamakla, bunları en büyük günah olarak ilan etmekle, AİDS ve benzeri yaygın toplumsal hastalıklara ve ahlâksızlıklara karşı inananları ve insanları korumayı amaçlamıştır.
Zaten "Makasıd-i hamse" denen Dinin Beş Gayesi de çok açık olarak bunu ifade etmektedir. Dinin beş gayesi:
1. Aklı muhafaza,
2. Dini
3. Nefsi "
4. Nesli "
5. Malı muhafazadır.
Aslında İslâm Dini’nin getirdiği ö-nemli haram ve yasaklar da, bu beş gayeyi temin ederek insanı ve onun ruh ve beden sağlığını korumaktadır. Aklı muhafaza için, her türlü al-kollü içki ve uyuşturucuyu, nefsi ve nesli korumak için her türlü cinsel sapıklık ve gayr-ı meşru sapık ilişkileri "haram" diyerek yasaklamıştır. Bunun sonucu olarak müslüman toplumlarında AİDS hastalığına yakalananların yok denecek kadar az olması, dinî inancın bu tür hastalıklara karşı insanları nasıl koruduğunun en açık göstergesidir.
Her ne kadar ülkemizde dinî inancın hastalıklara karşı ferdi ve toplumu korumaktaki etkisi ilmî bir araştırma ile ortaya konamamışsa da; her türlü uyuşturucu ve sapık ilişkilerin Müslüman toplumlarında çok daha az görülmesi dinimizin bu konudaki önemini fert ve toplum gözünde yüceltmektedir. Bu arada Amerika Cleveland Hastanesi doktorlarından Conrad C Simpfondorfer: "Türk hastalarının kalplerindeki Allah’a olan sonsuz inancın onlara hastalıklarıyla mücadele etmeleri için büyük güç verdiğini" (2) ifade etmesi de fikrimizi teyid etmektedir.
Aynı şekilde, ABD’nin Pensilvanya eyaletine bağlı Roseto’da incelemelerde bulunan ilim adamlarını şaşkınlığa sevk eden sonuç ta, dinî inancın hastalıklara karşı bir güç verdiğini ortaya çıkarmasıdır. ABD’de kalp krizinden ölüm oranı binde 3,5 olmasına karşılık, dinine ve geleneklerine daha çok bağlı İtalyan asıllı Amerikalıların yaşadığı Roseto’da bu oran binde birdir. Roseto’da ayrıca başta ülser olmak ü-zere daha bir çok hastalık, Amerika ortalamasının çok çok altındadır. (3)
Amerika’da yapılan bu ve benzeri araştırmalar, dinî inancı hastalıklara yakalanmaya karşı koruyucu etkisi ve dinî inançların zayıflamasının da yine çok çeşitli hastalıklara yakalanmaya vesile olduğunu, dinî inancın hastalıkların iyileşmesinde etkili olduğunu (4) gösterdiği gibi, özellikle İslâm Dini, müslüman fert ve top-lumları AİDS gibi her türlü hastalığa karşı korumakta en büyük etken olmaktadır.
AİDS’e karşı en büyük çare her türlü gayr-i meşru yaşantıdan ve haramlardan uzak, ahlâkî bir hayat tarzıdır.
***
1. Hadis kitaptan
2.21 Kasım 1986 tarihli TERCÜMAN Gzt.
3. BALTAŞ, a, BALTAŞ, 2; Başarılı olmak için Stres ve Başa çıkma Yollan, Remzi Kitabevi, İstanbul 1969, s. 96-97,
4. CARREL, A, Dua, çer. TENDAR, N. Amerikan Bord Neşriyat Dairesi, İst. 1972, aynca Fransa’nın Lourd şehrindeki manevi tedavi merkezinin faaliyetleri ve yayınları.