Makale

Temizlik İmanın yarısıdır

LÜTFİ ŞENTÜRK
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi

"Temizlik
İmanın Yarısıdır."

Müslim’in Ebû Mâlik el-Eş’arî (R.A.) den rivayet ettiği bir Hadis-i Şerif meâlen şöyledir:
’Temizlik, imanın yarısıdır."
Peygamberimiz bu sözü ile temizliğin dinimizdeki yerini en çarpıcı bir şekilde ifade buyurmuş; temizliği, insanı dünya ve âhirette mutlu kılacak imanın, yarısı saymıştır. Çünkü Cebrail (A.S.)ın Peygamberimize Allah’tan getirdiği ikinci mesajı, "Elbiseni temiz tut"tur.(1)
İslâm’ın beş esasından biri namazdır ve günde beş ayrı vakitte kılınmaktadır. Bu namazın sahih olmasının şartlarından birisi, temizliktir, Hatta bu temizlik kendisiyle yapılacak suyun da temiz ve temizleyici nitelikte olması lâzımdır. Bu konuda sadece vücut ve elbise temizliği de yeterli değildir, namaz kılınacak yerin de temiz olması gereklidir.
Temizlik, sağlığın korunması için uyulması gerekli en etkili kurallar arasında yer alır. Temizliğe riâyet etmeden toplumun sağlığını korumak mümkün değildir.
Bunun içindir ki Peygamberimiz temizliğe büyük önem vermiş, her vesile ile temizliği tavsiye etmiştir. O, temizliğe dikkat etmeyenleri ve önem vermeyenleri gördükçe onları kırmadan ve incitmeden uyarırdı. Hz. Aişe validemiz diyor ki; Medine çevresinde oturan halk, cuma namazı için Mescîd-i Nebî’ye gelirlerdi. Genellikle bunların üst başları toz toprak içinde bulunur ve vücutlarından ter kokusu çıkardı. Bir defa, Resûlullah’ın yanında bulunduğum sırada bunlardan biri böyle üstü başı toz toprak içinde çıkageldi. Peygamberimiz onu bu halde görünce üzüldü ve:
"Bari bugün yıkansaydınız" buyurdu(2) ve o şekilde cemaate gelmesini uygun görmedi. Çünkü onun bu hali, cemaati rahatsız eder. Cemaatın, toplu halde yapılan ibadetten haz duymasına engel olur. Bu sebeple Peygamberimiz: "Sizden cumaya gelen kimse yıkansın."(3) buyurmuştur.
Dinimiz, sadece vücut ve elbise temizliğine değil, çevre temizliğine de büyük önem vermiştir. Bakınız Peygamberimiz ne buyuruyor:
"iman yetmiş küsur şubedir. Bunların en faziletlisi "la ilahe illallah" sözüdür. Fazilet itibariyle en son şubesi ise yoldan başkalarına eziyet verecek (taş, diken, moloz gibi) şeyleri gidermektir."(4)
Görülüyor ki, çevre temizliğinde çok kolay bir iş olan; bir dal, diken ve taş parçası gibi başkalarına’ zarar veren bir şeyi yoldan alıp atmak bile îmanın bir bölümü sayılmakta ve Cenâb-ı Hakk’ın bağışlamasına vesile olmaktadır.
Peygamberimiz, çevre temizliğine dikkat edenlere özel ilgi duyar ve onların bu davranışı onu çok memnun ederdi. Bir zencî kadın vardı. Peygamberimizin mescidini ve çevresini temizlerdi. Bu kadın öldü.
Fakat ölümünü Peygamberimize duyurmadılar. Halbuki kadın, mescidin ve çevresinin temizliğine gösterdiği özen sebebiyle Peygamberimizin takdirini kazanmıştı. Peygamberimiz kadını göremeyince sordu:
- Mescidi temizleyen kadın ne oldu?
- Öldü, elediler. Peygamberimiz üzüldü ve:
- Bana ölümünü haber vermeli değil mi idiniz? Şimdi kalkın, bana kabrini gösterin, buyurdu. Kabrinin başına gelince üzerine namaz kıldı ve ona dua etti(5).
Çevre deyince ne anlaşılır ve nasıl temiz tutulur? En dar anlamıyla çevre, insanın oturup kalktığı, gelip geçtiği ve bulunduğu yer demektir. En geniş anlamıyla çevre ise, yer küresidir. İnsan, en yakın çevresinden başlayarak her yeri temiz tutacak, kirletmiyecektir. Çünkü hastalıklara karşı alınacak en etkili önlemlerin başında çevrenin temiz tutulması gelir. Çevre kirlenirse mikrop yuvası haline gelir; orada yaşayan insanların da hayvanların da sağlığını olumsuz şekilde etkiler. Peygamberimiz:
- "Çok lanete vesile olan iki şeyden sakınınız, buyurdu. Sordular:
- Ey Allah’ın Resulü, insanların çok lanet etmesine vesile olan bu iki şey nedir?
Peygamberimiz, cevap verdi:
- İnsanların gelip geçtiği yolu veya gölgelendikleri
(dinlendikleri) yeri kirletmektir."^) buyurdu.
Yollara ve insanların oturup dinlendikleri yerlere çöp ve sanayi artıkları atmak, tükürmek, sümkürmek, pis olan sular dökmek, meyve kabukları atmak, buraları kirletir, kokutur ve sağlığa zararlı hale getirir. Çocukların bu konularda uyarılması, eğitilmesi gerekir.
İnsanın sadece çevreyi kirletmemekle görevi bitmiş olmaz, başkalarının kirlettiği çevrenin temizlenmesinde ilgililere de yardımcı olması gerekir. Bu konuda herkes üzerine düşeni yapmadıkça çevre temizliği sağlanmış olmaz. Çevre temiz olmayınca da sağlığımız korunmuş olmaz.
Bugün müslüman olan toplumların temizlik ve çevre düzeni bakımından diğer toplumlara örnek olmaları gerekir. Çünkü önemine binaen Kur’an-ı Kerim daha ilk inen âyetlerinde bu konuya dikkat çekmiş ve Peygamberimiz bunu fiilen uygulayarak örnek olmuştur.
Bu itibarla bizler müslümanlar olarak Kur’an-ı Kerimin beyanına ve Peygamberimizin her konuda olduğu gibi bu konudaki uyarılarına da dikkat ederek, çevremizi temiz tutmalı, örnek olmalıyız.

(1) Müddessir:4
(2) Buhârî, Cuma, 15
(3) Buhârî, Cuma, 12
(4) Müslim, İman, 12
(5) Buhârî, Cenâiz, 67; Müslim, Cenâiz, 23
(6) Müslim, Tahâre, 20