Makale

KAMERÎ AYLARIN TESBÎTİ

KAMERÎ AYLARIN TESBÎTİ

Diyanet İşleri Başkanlığı 36 Kânunu evvel 1341 (1926) tarihinde kabul edilen “Beyne’l-milel takvimin kabûlü” hakkındaki kanun gereğince dinî gün ve geceleri Kandilli Rasathanesinin hesaplarına göre tesbit ve ilân etmektedir. Oysaki kameri ayların tesbitinde dolayısıyla dinî günlerin, özellikle Ramazan’ın diğer İslâm ülkelerinden bir gün sonra başlatıldığı halkımız tarafından Baş­kanlığa müracaat edilmiştir. Durumun ehemmiyetini dikkate alan Başkanlık, mes’eleyi yetkili ve mes’ul olan Kandilli Rasathanesine bildirmiştir. Rasathane müdürlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı eski muvakkiti Y. Ziyaeddin Gökçe’nin itirazlarına madde madde cevap vermiş ve tesbitlerinin doğruluğunda ısrar et­miştir.

Okuyucularımızın ve Müslüman milletimizin bu konudaki endişelerini gi­dereceği düşüncesiyle Başkanlığımıza verilen cevabı aynen neşrediyoruz.

__________________________________

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI

Astronomi ve Jeofizik

İSTANBUL KANDİLLİ RASATHANESİ

Sayı: 1279

Çengelköy, 2 Kasım 1970

Diyanet İşleri Başkanlığı

Ankara

27 Ekim 1970 tarihlİ telinize cevaptır.

İstanbul Müftülüğü tarafından 606 sayı ile Rasathânemize gönderilen Emekli Muvakkid Yusuf Ziyaeddin Gökçe’nin 15.10.1970 tarihli yazısındaki iddiaların doğru olmadığı Rasathane Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Tarık Gökmen’in ilişik olarak sunu­lan yazısında madde madde izah edilmiştir.

Ekli yazıdan anlaşılacağına göre Rasathanemizce tesbit edilmiş olan aybaşları doğrudur.

Bilgilerinize arzolunur.

Ek: 1 adet yazı.

Rasathane Müdür Vekili

Doç. Dr. Muammer DİZER

KANDİLLİ RASATHANESİ

ZAMAN BÖLÜMÜ

Çengelköy - İstanbul

28 Ekim 1970

Kandilli Rasathanesi Müdürlüğüne

İstanbul Müftülüğü tarafından 606 sayı ile gönderilen Emekli Mu­vakkit Yusuf Zİyaeddin Gökçe’nin 15.10.1970 tarihli yazısı incelenmiştir.

Yazıdaki maddeleri cevaplandırmadan evvel yeni ayın görülebilmesi için Rasathânece kullanılan kriterlerin özelliklerini belirtmek gerekir. Bunlardan biri olan bu’dünuaddel yeni ay batıncaya kadar havanın karar­ma derecesini belirtir. Bu’düsiva ise yeni ayın parlak kısmının büyüklüğü ile ilgili bir kriterdir. Kamerî aybaşlarının hesabında her kriterin de birden gözönüne alınması gerekir.

1 — 27 Mayıs 1968 günü için yapılan hesaplarda güdüsiva 5°C’den küçük bir değer olarak bulunmuş ise de, yeni ayın görülebilmesini sağ­layan yeni ayın kalınlığı, ayın güneşten açısal uzaklığıyla ölçüldüğü için, bu açısal uzaklık da tarafımızdan hesaplanmış ve aynı güneşe göre du­rumunun çok husûsî bir şekilde olması sebebiyle 7°C gibi büyük bir de­ğer bulunmuştur. Ayrıca bu’dümuaddel de 7°C’den fazla olduğundan ayın 27 Mayıs 1968 akşamı görülebileceği sonucuna varılarak 1 Rebîülevvel 1388, 28 Mayıs 1966 olarak tesbit edilmiştir. Böylece söz konusu aybaşının hesabında ay ve güneş durumunun özel bir hali olmasını gözönüne almayarak yazı sahibinin açısal uzaklığı hesaba katmadığından böyle bir iddiada bulunduğu anlaşılmaktadır.

2 — 2 Ağustos 1970 günü bu’dümuaddel 5°C 21’ ve bu’düsiva da ancak 6°C kadar olduğundan yeni ayın görülebilmesi mümkün değildir. Yeni ay ertesi günü görülebilecek ve 1 Cümâde’l-âhire 1390, 4 Ağustos 1970 gününe rastlayacaktır. Bu bakımdan yazı sahibinin iddiası vârit değildir.

3 — 1 Eylül 1970 günü için hesaplanan bu’dümuaddel 4°C kadar ol­duğundan yeni ayın görülebilmesi mümkün değildir. Yeni ay ertesi günü görülebilecek ve 1 Recep 1390, 3 Eylül 1970 gününe rastlayacaktır.

4 — 1 Ekim 1970 günü için hesaplanan bu’dümuaddel de 4°C 11’ ol­duğundan yeni ayın görülebilmesi mümkün değildir. 1 Şaban 1390 da 3 Ekim1970 gününe rastlayacaktır. Yazı sahibinin bu iddiası diğerleri gibi vârid değildir.

5 — 29 Kasım 1970 günü (söz konusu yazıda yanlışlıkla Ekim ola­rak yazılmıştır) bu’dümuaddel 5°C 02’ olarak hesaplanmıştır. Buna göre yeni aym görülebilmesi mümkün değildir. Yeni ay 30 Kasım günü görü­lebilecek ve 1 Şevval 1390 günü, 1 Aralık 1970 gününe rastlayacaktır.

6 — Buraya kadar yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere iddia sahibi, yeni ayın görülebilmesini tesbit için kriterleri ayrı ayrı nazar-ı dikkate alacağı yerde yukarıda sözü geçen bu’düsiva kriterini bu’dümuad­del kriterine teşmil etmiş olduğu ve bu yüzden de doğru olmayan sonuç­lara vardığı görülmektedir.

Bilgilerinize arzolunur.

Müdür Yardımcısı

Doç. Dr. Tarık Gökmen