Makale

ALKOL VE UYUŞTURUCU

Doç. Dr. FAHRİ KAYADİBİ / Kocaeli İl Müftüsü

ALKOL VE UYUŞTURUCU

Tarih boyunca bilim ve din insanları iyiye, güzele, doğruya ve huzura götürmek için uğraşmışlardır. Bu bakımdan insan sağlığını ve huzurunu bozan alkol ve uyuşturucu ile de mücadele edilmiştir. Günümüzde de toplumları tümüyle tehdit eden sigara - alkol ve uyuşturucu ile hemen hemen bütün dünya ülkeleri mücadele etmektedir. Gençliği bu tehlikenin pençesinden kurtarmak için tedbirler almaktadırlar. Ülkemizde de çeşitli şekillerde uyuşturucu ile mücadele çalışmaları yapılmaktadır. Aileyi ve gençliği korumak için çeşitli yasalar çıkarılmakta, düzenlemeler getirilmektedir. Genel merkezi İstanbul’da bulunan Yeşilay Cemiyeti bunun için kurulmuştur. Okullarımızda da Yeşilay Kolları vardır. Fakat bütün bu mücadelelere rağmen tehlikenin önüne geçilemiyor. Her gün basın organlarında içki yüzünden yıkılan yuvaları, ölümle biten felâketleri, trafik kazalarını, uyuşturucunun pençesinde can veren gençlerin acılı haberlerini okuyup durmaktayız. Bu konudaki çalışmalarımızı daha çok artırmalıyız. Biz burada konuyu din ve bilim açısından ele alacağımız gibi alınması gereken önlemleri de ortaya koymaya çalışacağız...

DİNİ AÇIDAN

İlahî dinlerin gelişindeki asıl amaç insanlara tek Allah inancını benimsetmek ve onları kötülüklerden uzaklaştırarak iki dünya mutluluklarını sağlamaktır. Son gelen İslam dini ve onun peygamberi de bu konularda çok uğraşı vermiştir.
İslâm bilginleri dinin gayesini anlatırken Kur’an-ı Kerim ve hadislerden istifâde ederek şu beş ana hususun muhufaza edilmesinin ana hedef olduğunu belirtmişlerdir.

1. Dini muhafaza
2. Aklı muhafaza
3. Nesli muhafaza
4. Nefsi (canı) muhafaza
5. Malı muhafaza

Şimdi burada dinin muhafaza edilmesini istediği ana hedefler açısından alkol ve uyuşturucuya bakacak olursak bu beş temel esasa ters düştüğünü görürüz. Alkolü ve uyuşturucuyu kullananlar önce akıl nimetini sarhoşlukla gidermektedirler. Hz. Peygamber (S.A.S.) “insanı insan yapan aklıdır, aklı olmayanın dini de yoktur.’’1" buyurmuştur.
Uyuşturucu ve diğer zararlı maddeler kullanıldığında can tehlikeye atılmakta, nesil hem sağlık yönünden hem de manevî yönden bozulmaktadır. Üstelik malî yönden de israfa girdiğinden zarara uğramaktadır. Zaten aklı ve sağlığı bozulmuş kişi malını muhafazada da güçlük çekecektir. İşte bu ve benzeri sebeplerden dolayı yüce dinimiz alkollü içkiler gibi insana zarar veren her şeyi yasaklamıştır.
İslam Dini, İnsanlar önceden elde ettikleri alışkanlıkları kolay kolay atamadıklarından dolayı içkiyi tedrici olarak safha safha yasaklamıştır. Birden yasaklama alkole alışmış vücutlarda sıkıntılar meydana getireceğinden ve bu insanlar İslâmiyeti kabulde zorlanacaklarından içki ile alakalı beş ayet-i kerime aralıklı olarak inmiştir. Fakat en son inen ayetle alkol kesin olarak yasaklandığından ondan önce gelen ayetlerin hükmü kaldırılmıştır. Sırayla Nahl Suresinin 67. ayeti, Baraka Sûresinin 219. ayeti, Nisa Sûresinin 43. ayeti, Maide Sûresinin 90. ayeti ve en sonunda Maide Sûresinin 91. ayetinde “Şeytan içkide ve kumarda aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah’ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık siz hepiniz vazgeçtiniz değil mi?”2 buyurularak sarhoşluk veren içki kesin olarak yasaklanmıştır.
Sahabelerden Hz. Enes (r.a.) anlatıyor: “Biz içki alemindeydik. Ben dağıtıyordum. Bir adam geldi “İçki haram edildi" dedi. Arkadaşlar derhal “şu içki kablarını dök, temizle" emrini verdiler. O haberden sonra kimse ağzına içki almadı.
İçki hakkında Peygamberimiz (S.A.S.)’in çok sözleri vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:
“Sarhoşluk veren her şey haramdır." (Buharı)
“Bir şeyin çok miktarda alınması insana sarhoşluk veriyorsa onun azı da haramdır." (Ebu Davud, Tirmizî)
“Şüphesiz buğdaydan da içki olur, arpadan da içki olur, kuru üzümden de içki olur, hurmadan da içki olur, baldan da içki olur. Ben her sarhoşluk verenden sizi men ediyorum.’’3
“Ümmetimden bir taife olur ki alkollü içki içerler ve içkinin namını tebdil edip istedikleri bir ismi ona takarlar.’4
“İçkiden sakınınız. Allah’a Yemin ederim ki, içki ile iman bir yerde birleşmez. Yani biri diğerini çıkarır.’"5

“Üç grup cennete giremez:
1. Minnet edici (başa kakıcı),
2. Anne, babasına isyankâr olan,
3. İçkiye devam eden.”6

“Cenab-ı Hak, şaraba, içene, dağıtana, satana, alana, saklamasını isteyene, yüklenip götürene, satıp parasını yiyene lânet ediyor.”7
"Sarhoşluk veren şeylerin on zümreye zararı dokunun Bizzat sarhoşluk veren şeye, ham maddesini ezen veya sıkana, ezip sıkıştırana, satıcısına, satın alana, nakliyesi ile uğraşana, kendisine götürülen kimseye, bütün bu işlerden elde edilen kazancı yiyene, içene, içilmek üzere ikram edene.”8
“Alkollü içkiler yasaklandığına dair vahiy geldiğinde, Resulüllah (S.A.S.) pazara çıktı ve bunun alışverişinin de yasaklandığını bildirdi.’’9
“Şu muhakkak ki, hamr (içki) deva değildir, bilakis marazdır (hastalık vericidir). (Müslim, Ebu Davud, Tirmizî)
“İçkiden sakınınız. Çünkü içki her türlü kötülüklerin anasıdır.” (Sünen-i Nesâi)
“Hem sarhoşluk verici, hem uyuşturucu maddelerden ümmetimi men ederim.” (Buharı)

TIP VE SOSYOLOJİK AÇIDAN ALKOL VE UYUŞTURUCU

Hiç bir bilim adamı yoktur ki içkiyi ve uyuşturucuyu insana tavsiye etsin. Aksine yasaklamışlar, kullanılmamasını istemişlerdir. Sigarayı da sağlık açısından tehlikeli görmüşlerdir.
Dinen haram edilen alkolü tıp da insan vücudu için zehir gibi zararlı olarak göstermiştir. Alkol deyince, midede gastrit ve ülser, bağırsaklarda iltihap, karaciğerde siroz, kalpte kalp kası bozukluğu, beyinde telâfi edilemeyen sinir dokusu tahribatı ve sinir bozuklukları hatıra gelebilen hastalıklardan sadece bir kısmıdır. Bu ise “Şu muhakkak ki, hamr (içki) deva değildir, bilakis hastalık vericidir.”"01 hadis-i şerifini açıkça teyid etmektedir. Yıllarca alkol konusunda çalışma yapan Amerikalı bir tıp profesörü beyin hücrelerindeki tahribatın daha ilk kadeh içkide başladığını ispat etmiştir."11
Amerika Birleşik Devletleri 1919 yılında alkollü içkilerin yapılmasını ve kullanılmasını yasaklamıştır. Ama neticede mücadele konusunda gene mağlup düşmüşler ve 1933 yılında kaldırılmıştır. Bu konuyu Amerikalı Profesör Julius Hırsch şöyle açıklıyor: “Hz. Muhammed (S.A.S.) Kur’an vasıtasıyla içkiyi men etmiş ve asırlarca büyük insan kitlelerini içkinin zararlarından korumuştur. Bu netice 20. asırda münevver Amerika’da her nevi propagandaya ve fennî terakkiye rağmen elde edilememiştir.’12
Alkollü içkilerin sindirim sistemi, sinir sistemi, solunum sistemi, dolaşım sistemi, cilt ve metabolik bozuklukları, adale bozuklukları meydana getirdiği tespit edilmiştir. Ayrıca vitamin eksikliği yaptığı, bağışıklık sistemini bozduğu, nesli tahrip ettiği, üreme sistemini bozduğu yapılan tespitler arasındadır.
Amerika Kanser Cemiyetinin 276.000 erkek üzerinde yapmış olduğu çalışmaların neticelerine göre, günde sadece tek kadeh içki kullanan şahıslarda ölüm nispeti, içki kullanmayanlara göre açık bir şekilde artmıştır."13’ Her kadeh içki beyinde 2000 kadar sinir hücresinin ölümüne yol açmaktadır."14’
Alkol ve uyuşturucunun sağlık açısından olduğu kadar sosyal açıdan da zararları tamir edilemeyecek ölçüde büyüktür. Ahlâkî, ticarî, maddî, manevî, ailevî ve dinî yönden zararları tarif edilemiyecek ölçülerdedir. Aile kavgaları, boşanmalar, boşanan ailelerin çocuklarının sefaleti, yaralamalar, öldürmeler, trafik cinayetleri, iş kazaları, uyuşturucuya alışanların para temini için akıl almaz yolsuzlukları, israflar bunlardan bazılarıdır.

UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞININ SEBEPLERİ

1. Özenti: Basın, televizyon, video ve sanatkarların kullandığının teşhiri, (reklam)
2. Başıboşluk ve tatminsizlik.
3. Çevresi: Ailesinin ve arkadaş çevresinin uyuşturucu kullanması
4. Gençlik Grupları: Gencin bir takım gruplara girmek için bunu kullanarak girmesine vasıta yapması.
5. Aile, kültür, din ve ahlakî zayıflık.
6. Reklamlar.
7. Ticarî çıkarlar.
8. Bir defa kullanmayla ne olur? düşüncesi. (Halbuki delik küçükten büyür.)
9. Psikolojik Sebepler: Gençlik dönemindeki fırtınalı ruhî haller, merak, çatışmalar, karışık duyğular, kendine güven ihtiyacı, kendisini ispatlama çabası, sosyal hayatta etkinlik kazanma, karşı cinsle yeterli ilişki kurma çabası. Gençlik tutkunluklara açık bir çağ olduğundan bu tutkunluklardan birisi de uyuşturucu olabilir. Kişilik sorunları, problem ve çatışmalardan kurtuluş çıkışını uyuşturucuda bulur.
10. Özendirici filim ve sanat adı altındaki faaliyetler.
11. Gençlerin sosyal, politik, ’ ekonomik ve kültürel düzenden memnuniyetsizliklerini tatmin edecek yer aramaları.
12. Mutsuzluklarını uyuşturucuda giderme hisleri.

ÖNLEMLER

1. Tedbirlerin Devlet Eğitim . Politikasına dayandırılması.
2. Ailenin güçlendirilmesi.
3. Okul-aile ve öğrenci işbirliğinin sağlanması.
4. Medyanın uyuşturucu konusunda halkı sürekli ve yeterli bir biçimde bilgilendirmesi.
5. Gençlerin bu maddeleri kolaylıkla edinebilecekleri yolların ve or’ tamın kaldırılması, denetim altına alınması.
6. Millî ve manevî değerlerin güçlendirilmesi.
7. Halk-polis işbirliğini sağlamak.
8. Uyuşturucu kullanılabilir yerlere sıkı denetim.
9. Uyuşturucuya hammadde teşkil eden bitkilerin yetiştirilmesinin denetim altına almak.
10. Uyuşturucu taşıyan turistleri ve transit geçişleri denetim altına almak.
11. Uyuşturucu ile mücadelede ülkece donanımlı olmak.
12. Uluslararası mücadele."5’
13. Türkiye’de yoğun genç nüfusu tüketici olarak gördüklerinden ticarilerin gençliğimize yüklenmesini önlemek.
14. Büyüklerin ve çevrenin küçüklere iyi örnek olması.
15. İşsizliğin önlenmesi.
16. Gençlere boş zamanlarını iyi kullanma alışkanlıkları kazandırılmalı. (Hobi merkezleri kurulmalı)
17. Dinimizin bu konudaki değerlerinden faydalanılmalı.

SONUÇ

Kendimiz, gençlerimiz, neslimiz ve bütün insanlık için uyuşturucunun her türlüsüne dur diyebilmeliyiz. Alkol ve uyuşturucunun zararları sınır tanımadığından bu konuda bütün dünya müşterek tedbirler almalıdır. Önce kendimizden başlıyarak uzaklara doğru uyuşturucu belasını insanlıktan def etmeliyiz. Din, bilim, akıl ve her türlü menfaat çıkarları bunu gerektiriyor. Öyleyse topyekûn bu kötü tuzaktan kurtulmanın çarelerini arayalım. Bulalım, uygulayalım. Böyle yaparsak gelecek nesillere karşı da görevlerimizi yerine getirmiş oluruz.

(1) Beyhakî, Şuab-ı İman
(2) Maide: 91
(3) Buharı, Eşribe, 74/2; Ebu Davud, Eşribe, 20/4, Hadis NO: 3677
(4) Nesâi, İbn-i Hibban, Ebu Davud, Eşribe, 20/6, Hadis NO: 3689
(5) Nesâi, Eşribe, 51/44
(6) Nesâi, Eşribe, 51/46
(7) Tirmizî, Ebu Davud, Eşribe, 20/2
(8) Ibn-i Mâce, Tirmizî, Ahmed b. Hanbel, Eş
ribe, 30/6, Hadis NO: 3380
(9) İbn-i Mâce, Eşribe, 30/7
(10) ibn-i Mâce, Tıp, 27
(11) Prof. Dr. Melvin Knisely, Brain Demago Strarts With the First Drink, Listen, 22:26, 1969
(12) Ord. Prof. Dr. Julius Hırsch, Hıfzısıhha Ders Kitabı, İstanbul Univ. Yay. No: 34, sh.242.
(13) Marmot, M., A. not-so-Sensible Drinks Policy, The Lancet, 346:1643, 1995.
(14) Marmot, M., A. a.g.e. s.49-54
(15) Resmi Gazete, Uyuşturucu ve psikotrop Maddelerin Kaçakçılığına Karşı birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin Onaylanması Hakkında Karar, Sayi: 22551, Sh.1, Yıl: 1996