KUR’ÂN-I KERİMİN NÜZULÜNÜN 1400. YILI
M. Şevki ÖZMEN
İslâm Dîni’nin temel Kitabı, ana kaynağı olan Kur’ân-ı Kerîm, 1400 sene evvel, Levh-i Mahfûz’dan, Peygamberimiz Efendimiz Muhammed Mustafâ’ya —Salât ü Selâm kendilerine, âl ve ashâbına olsun— kısa sûreler, âyetler hâlinde, vahy yoliyle nâzil olmuştu.
Bu mübârek Kitâb’ın nüzûlü sırasında, insanlar insanlıklarını unutmuş, adetâ düşünen, konuşan, akıllı, zekâlı, iradeli birer hayvan derekesine düşmüş bir durumda idiler. Daha önceki semâvî kitaplar tahrif edilmiş, Tevhîd Dîni silinmiş, hakkın yerini kuvvet, adlin yerini zulüm, ilmin yerini cehil, Tevhîd’in yerini şirk ve putperestlik almıştı. Zayıflar, güçsüzler ezilmeğe mahkûm, kadınlar perîşân halde idiler, içki, kumar, fuhuş taşkın ve yaygın bir hal almıştı.
İşte tam bu sırada İlâhî rahmetin bir tecellîsi olarak, Resûlullah Efendimiz’e inmeğe başlayan sûreler, âyetler, insanlığı saran cehil, zulüm, şirk bulutlarım yavaş yavaş kaldırmış; cehlin yerine ilmi, zulmün yerine adli, kuvvetin yerine hakkı, vahşetin yerine medeniyeti ikâme etmişti, insanlık bugün ilimde ve medeniyette eriştiği yüksek seviyeyi Kur’ân’a borçludur.
Böylesine mübârek, böylesine mukaddes Kitâbımız Kur’ân-ı Kerim’in nüzûlünün 1400. yılı münâsebetiyle 1968 Nisan ayı ortalarında Madras’da bulunan “İslâm Edebiyatı Derneği” bir hâtıra yayım çıkarmayı düşünmüş ve bu yayına konulmak üzere tanınmış şahsiyetlerden mesajlar istemiştir.
1400 seneden beri, değil bir âyeti; bir harfi, hattâ bir noktası, bir harekesi bile değişmemiş bulunan, 1400 senedenberi ilâhî aslını aslâ kaybetmeden Resûlullah Efendimiz’e indirildiği şekilde ellerimizde bulunan ve bundan böyle de kıyâmete kadar asliyyetini ve sâfiyetini aslâ kaybetmiyeeek olan yüce Kitâbımızın bu mes’ud yıldönümünün milletimize, vatanımıza ve bütün İslâm ve insanlık dünyâsına hayırlı olmasını Cenâb-ı Hak’dan dileriz.