Makale

DİYANET AYLIK DERGİ’NİN 14. SAYISI

BAŞYAZI


DİYANET AYLIK DERGİ’NİN 14. SAYISI

Diyanet İşleri Başkan Vekilliği görevime yeni başladığım sıralarda, "Diyanet Aylık Dergi’nin 14. sayısı hazırlanma safhasında bulunmaktaydı. Dergi, bir sene kadar önce yeni bir muhteva ve anlayışla, uzun yıllardan beri Başkanlığımızın aylık yayını olan "Diyanet Gazetesi" nin yerini almıştı. Gerek Gazete olarak, gerekse Dergi olarak çıkarken bu yayın organı Ül-kemizde önemli bir ihtiyacı karşılamış ve bir boşluğu doldurmuştur. Yayın misyonunu bugün de sürdürmektedir.
Şunu hemen ifade edeyim ki Dergi, günümüzdeki şekli ile; yani gerek mizanpajı, gerekse aktüel ve doyurucu muhtevası ile sevindirici bir noktaya gelmiştir. Hem Gazete döneminde, hem de Dergi döneminde bu yayının hazırlanmasında, basılmasında ve kamuoyuna ulaştırılmasında emeği ve katkısı geçen herkese teşekkür ediyorum. Şüphesiz bundan böyle de "Diyanet Aylık Derginin, mevcut imkânlarımızla daha ileri noktalara götürülmesine ve süreli yayın yolu ile insanımıza daha iyi hizmet sunulmasına çalışılacaktır.
Sadece yayın alanında değil. Başkanlığın her alandaki hizmetlerinde yeni projelerle yeni hamlelere girişilecektir. Esasen, tarihi boyunca Başkanlık, gelişmesi açısından başarılı bir grafik sergilemiştir. Bugün gerek personel sayısı, gerekse mevcut personelin ihlas, feragat ve fedakârlıkla yoğurulmuş Müslüman halkımıza hizmet sunma gayretleri küçümsenmeyecek seviyededir. Ancak bu, Müessesenin halledilecek sıkıntıları, karşılanacak ihtiyaçları bu-lunmadığı anlamına gelmemektedir. Bundan sonraki dönemde, Başkanlığı her bakımdan daha seviyeli duruma getirmek, insanımıza daha kaliteli din hizmeti sunmak, her seviyedeki mesai arkadaşımla beraber, -tabiî devlet yetkilileri ve halkımızın desteği ile- temel hedefimiz olacaktır.
Diyanet-Aylık Derginin 14. sayısında "Gündem", ağırlıklı olarak; "Ülkemizde Sesli ve Görüntülü Dinî Yayıncılık" ve buna bağlı olarak Radyo ve Televizyonlarda dinî programlar olacaktır. Bilindiği gibi, dünyada teknoloji baş-döndürücü bir hızla gelişmekte ve bu ge-lişmenin tabiî sonucu olarak iletişim vasıtalarını, özellikle televizyon yayıncılığının fert ve top-lum bazındaki tesir ve önemini ön plana çıkarmış bulunmaktadır. Halkımızdan Başkanlığımıza sık sık gelen istek, şikâyet ve hatta zaman zaman yoğun tepkilerden anlaşıldığına göre, Ül-kemizde sesli ve görüntülü yayıncılık alanında yapılması gereken çok şey bulunmaktadır.
Gerek konu ile ilgili yasal düzenlemelerde, gerekse sesli ve görüntülü yayıncılıkta muhatap kitleye verilecek mesajın, seçilecek hedefin ve hazırlanacak veya yayımlanacak programın muhtevası ve kalitesi konusunda halkımızın istek ve ihtiyaçlarına çok daha fazla yer verilmelidir. Demokrasinin, insan hak ve hürriyetlerinin, katılımcılığın, açıklığın ve şeffaflığın gereği de esasen bu olsa gerektir. Her kesimden halkımızın akl-ı seliminin çok düzenli ve hassas bir şekilde işlediğine ve nazar-ı dikkate alınması gerekli değerde olduğuna inanıyorum.
Açık ifadesiyle halkımız genel olarak, bu alandaki yayınlardan beklediğini bulamamakta, bilhassa genç kuşaklar için, sahip olunan manevî ve kültürel değerlerin erozyona uğramasından endişe duymaktadır. Böyle bir endişede hakikat payı olsa gerektir. Dinî program ve yayınlarda ise halkımız, daha iyi bir kalite beklemektedir.
Esasen, kültürler bir bütünlük arz etmektedir. Her kültürün millî ve dinî-manevî unsurları, onun oluşmasında ve yapısında vazgeçilmez parçalardır. Toplumun bütününe yönelik hizmet ve faaliyetlerde kültürümüzün bu iki temel unsuru, biri diğerini tamamlayan parçalar olarak beraberce ele alınmalıdır. Bu itibarla, sesli ve görüntülü yayın hizmetlerinde metin yazarı, programa, oyuncu, kısacası emeği ve katkısı geçen herkes, öz kültür değerlerimize dengeli bir şekilde sahip çıkmalıdır. Özellikle manevî değerleri, dinî temaların güzelliklerini sadece bu işlerde görevli olanlar değil, aynı zamanda kamu hizmeti yapan herkesin samimiyetle ele alması, işlemesi ve sahip çıkması, hem toplumdaki endişeleri giderecek, hem de sözlü ve görüntülü yayıncılığın nihaî hedeflerine ulaşmasını sağlayacaktır. Dikkatlice incelendiği zaman, gelişmiş ülkelerde topluma bu hizmetleri sunan herkesin kendi millî ve manevî değerlere nasıl sahip çıktığı görülecektir.
Konu, Dergimizin bu sayısında uzmanlarınca kamuoyu önünde tartışılacaktır. Bu tartışmanın yararlı olmasını niyaz ediyorum.

Mehmet Nuri YILMAZ
Diyanet İşleri Başkan V.