Makale

Milli Eğitim Bakanı Turhan TAYAN: “Yeni düzenleme ile imam hatip liselerimizden alan kaldırılması ya da alanlarının daraltılması söz konusu değildir ”

RÖPORTAJ:

Abdulbaki İŞCAN Sami YAPRAK


Milli Eğitim Bakanı Turhan TAYAN:

“Yeni düzenleme ile imam hatip liselerimizden alan kaldırılması ya da alanlarının daraltılması söz konusu değildir ”

İM AM-HATİP LİSELERİ YİNE GÜNDEMDE

Yeni bir öğretim yılının başında herhangi bir imam hatip lisesinin önünden geçmişseniz, mutlaka o kalabalıkları görmüş, velilerden yükselen o sitemli haykırışları duymuşsunuzdur. Ya da çocuğunuzun kaydını yaptırmak için bir imam-ha- tip lisesine gitmişseniz, siz de saatlerce kapılarda beklemiş, acaba kayıt yaptırabilecek miyim? diye defalarca içinizden tereddütler geçirmişsinizdir.
Kurulduğu ilk günden beri artarak devam eden bir ilgi ile büyüyüp gelişmiştir, imam-hatip liseleri. Halkımızı kendine bir ışık gibi çekmiş, adeta onların gözbebeği durumuna gelmiştir. Milli eğitimimizin en gözde, halkımızın en çok rağbet ettiği okullardan biridir, imam-hatip liseleri. Ve ona gösterilen bu ilginin başında dini, milli, sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel sebepler gelmektedir.
Teknoloji çağı, bilgi çağı gibi birçok isimlerle adlandırılan çağımızda, bizlere düşen; bilgili, araştırmacı, girişimci, kendine güvenen, inançlı, ülkesine ve milli-manevi değerlerine bağlı gençler yetiştirmektir. Bu süreç içinde de yasaklayıcı, sınırlayıcı ve engelleyici olmak, birçok problemi beraberinde getirecektir.
Çocuklarımızın hem dinini, örfünü, adetini gereği gibi öğrenmesi hem de iyi bir eğitim alarak geleceğe hazırlanmasını isteyen halkımız, bu yüzdendir ki imam-hatip liseleri konusunda son derece hassastır. Aleyhine olabilecek en küçük bir karar alınmaya çalışıldığında, bu yüzdendir ki halkımız son derece duyarlıdır.
“...Türk Milleti’nin bütün fertlerini; millî, ahlakî, İnsanî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan geliştiren, ailesini, vatanını, milletini seven (...) yurttaşlar olarak yetiştirmek."
Yetiştirilmek istenen üstün nitelikli insan tipi, özünde var olan kültür ve değerlerden beslenerek olgunlaşmasını esas alan bu sözlerle, Milli Eğitim Temel Kanunu’n- da net bir biçimde ifadesini bulmuştur.

1923TEN GÜNÜMÜZE
İlk açılışından günümüze imam hatip liselerine bir göz atalım.
3 Mart 1924 Tarih ve 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu ile ülke genelindeki bütün okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır. Aynı kanunun 4. maddesi ile ülkemizin orta derecede öğrenim görmüş din görevlilerini yetiştirmek üzere imam-hatip okulları açılması, yüksek derecede öğrenim görmüş din görevlilerini yetiştirmek üzere de İstanbul Üniversitesine bağlı bir İlahiyat Fa küte si açılması görevi
Milli Eğitim Bakanlığı’na verilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı bu görevi yerine getirmek üzere 1923-24 öğretim yılında ilkokula dayalı 4 yıllık imam-hatip okulları açmıştır. Bu okullar 1930’lu yıllarda kapanmış ve din görevlisi yetiştirme görevi böy- lece Kur’an Kursları üzerine kalmıştır.
20 yıllık boşluktan sonra doğan din görevlisi ihitiyacını kapatmak üzere, 1951’ lerde dönemin Milli Eğitim Bakanı Tevfik İLERİ’ nin fevkalade gayret ve maharetleriyle imam-hatip liseleri bugünkü seviyesine ulaşmıştır.

8 YILLIK ZORUNLU EĞİTİM VE “ALAN" SİSTEMİ
Özellikle son günlerde yazılı ve görüntülü basında imam-hatip liseleri hakkında bir takım haberler yer aldı ve bu haberlerin odak noktalarını “8 yıllık zorunlu eğ iti m”in ka- bulu halinde imam-hatip liselerinin orta kısımları ile Kur’an Kurslarının kapatılması tehlikesi ve imam-hatip liselerinin “alan" sistemi dışında bırakılarak yüksek öğretimin çeşitli dallarına geçişin son derece zorlaşacağı, endişesi oluşturuyordu.
Kamoyunda uzun bir süredir yer alan imam-hatip liseleri ile ilgili, zihinlerde oluşan tereddütleri gidermek üzere, Milli Eğitim Bakanı Sayın Turhan TAYAN’la bir görüşme yaptık. TAYAN, konu ile ilgili sorularımızı cevaplandırdı.

♦ Son Milli Eğitim Şurasında 8 yıllık zorunlu eğitimin uygulanması kararı alındı. Bu karar gereği diğer meslek liseleri ile birlikte
■ imam hatip liselerinin orta kısımlarının durumu ne olacak?
♦ 15. Milli Eğitim Şurasfnda 8 yıllık zorunlu eğitimin kabul edilmesinin imam hatip liselerinin ortaokul bölümlerini kapatma amacıyla hiç bir ilgisi yoktur, 8 yıllık zorunlu eğitim, 1961 yılında çıkarılan 222 sayılı İlköğretim Kanunu ile 1973 yılında çıkarılan Milli Eğitim Temel Kanunu1 nda öngörülmektedir. 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı ile 53. Hükümet Programında da vurgulanan bu husus, 15. Milli Eğitim Şurasfnda tamamen bilimsel ve pedagojik yönden ele alınmış ve be: nimsenmiştir. Bu kararın uygulamaya geçirilebilmesi için 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile 222 sayılı ilköğretim Kanunu’nun ek . maddelerinin TBMM’de değiştirilmesi gerekmektedir.
♦ Son günlerde imam hatip liselerine alan verilmemesi veya bu okullarda alan daraltılması yapıldığına iliş> kin iddialar ortaya atılmaktadır. Bu iddialar doğru mudur?
♦ Bu iddialar doğru değildir. Bilindiği gibi, 1995-1996 öğretim yılından itibaren . ortaöğretimde kademeli olarak "Sınıf Geçme Uygulamasına geçilmiştir. Ortaöğretim kurumlarının özelliklerine göre genel liselere "alanlar" , mesleki ve teknik liselere ise "bölümler" getirilmiştir. Alanlar, Fen Bilimleri, Sosyal Bilimler, Türkçe-Matematik, Yabancı Dil, Sanat ve Spor alanlarıdır. Bakanlıkça alınan son karar, yönetmelik gereği liselerin 10, 11 ve 12. sınıflarında okutulacak "alan-bölüm derslerinin" belirlenmesinden ibarettir.
Yeni düzenleme ile imam hatip liselerimizden alan kaldırılması ya da alanlarının daraltılması söz konusu değildir. Çünkü imam hatip liselerinde, gerek ders geçme ve kredi sisteminden önce, gerekse söz konusu sistemde , alan ya da bölüm uygulaması hiç olmamıştır. Ders geçme ve kredi sistemi uygulanırken de hangi dersleri seçmiş olurlarsa olsunlar , bu okullarımızdan mezun olan öğrencilerin diplomalarına genel liselerde olmayan, ancak ÖSS için gereken "sosyal bilimler ve edebiyat kolu" yazılmıştır. Bu da ders geçme ve kredi sisteminden önceki sistemde diplomalara yazılan alan adı değil , kol adının aynısıdır.
Yeni uygulamada, bu okullarımızdaki "bölüm-alan seçmeli" ve “seçmeli" ders saati diğer okullarımızdan daha fazladır. Lise öğretimi boyunca genel liselerin fen bilimleri alanında 20 saat, diğer alanlarda an fazla 34 saat seçmeli ders alınabilirken, imam hatip liselerinde alınabilen seçmeli ders, 36 saat olarak belirlenmiştir. Böylelikle yeni uygulamaya göre imam hatip lisesi öğrencileri, genel liselerde okutulan kültür derslerini alabilecekler, ayrıca meslek dersleriyle de meslek alanlarında iyi yetişme imkanı bulabileceklerdir. Görüldüğü gibi, yeni kararla bu okullarımızda alan kaldırılması ya da daraltılması değil, aksine eğitim imkanlarının zenginleştirilmesi sağlanmıştır.
♦ Anadolu öğretmen liselerine alan verilmesine rağmen imam hatip liseleri bu uygulama dışında bırakıldı. Bunun sebebi nedir?
♦ Bakanlığımızı haksız yere suçlayan çevreler, yaptıkları açıklamalarda imam hatip liseleriyle, Anadolu öğretmen liselerini bir tutmaktadırlar. Oysa bu liselerin aynı olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Çünkü hem genel liseler, hem de Anadolu öğretmen liseleri sadece bir üst öğretim kurumuna öğrenci hazırlayan okullarımızdır. Oysa 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda ve 1972 yılında çıkarılan "İmam Hatip Okulu idare Yönetmeli- ği"nde, imam hatip liselerinin hem mesleğe, hem de yükseköğrenime öğrenci hazırlayan programlar uyguladığı belirtilmektedir.
Genel liseler ve öğretmen liselerinin mezunları, bu okulları bitirmelerinden dolayı bir mesleğe sahip olamazken, imam hatip lisesi mezunları, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olarak imamlık, hatiplik ya da Kur’an kursu öğretmenliği gibi çok önemli görevler üstle- nebilmektedirler. Bu nedenle, imam hatip liselerimizde yüce dinimizin çok iyi öğretilmesi için bu okullarımızın programlarında mesleki niteliği ihmal etmek mümkün değildir. Bu sebeple öğretmen liselerinde meslek dersleri ağırlığı yüzde 10 iken , imam hatip liselerinde meslek dersi ağırlığı bu okullarımızın kurulduğu yıldan bu yana yüzde 40 olarak belirlenmiştir.
♦ Yeni uygulama ile imam hatip lisesi mezunlarının sadece ilahiyat fakültelerine gire-bilecekleri, diğer fakültelere alınmayacakları şeklindeki iddialar doğru mu?
♦ İmam hatip liselerinin haklarının alındığını iddia eden çevreler, "3 yıl sonra imam hatip lisesi mezunlarının üniversiteye geçişte önlerinin kesileceği, eğitim reformu gereği yükseköğretim kurumlarının bölüm ve alanlara göre mezun almaya başlamaları durumunda yüksek öğretime gidemeyecekleri" şeklinde tamamen gerçek dışı açıklamalarda bulunuyorlar. Oysa, öğrencileri belirli alanlara hapsedecek böyle bir uygulama çağdaş eğitime tamamen aykırıdır. Türkiye’de bu uygulama denenmiş, ancak sakıncaları görülmüştür. Böyle bir uygulamaya dönülmesi kesinlikle mümkün değildir. Öte yandan, 15. Milli Eğitim Şurası’nda böyle bir karar da alınmamıştır. Bakanlığımız da bu yönde ne bir çalışma, ne de bir düşünce bulunmaktadır.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanu- nu’nun 31, maddesinde , "lise ve dengi okulları bitirenlerin yükseköğretim kurumları- na girmek için aday oldukları" hükmü yer almaktadır. Üniversiteye giriş sınavlarının ortaöğretim ku- rumlarını bitiren tüm öğrencilere açık olduğu da bilinmektedir. Derginiz amcalığıyla, yükseköğretime geçişte yeni bir uygulama ve değişiklik olmadığını bir defa daha vurgulamak istiyorum. Üstelik yükseköğretime geçişle ilgili düzenleme yetkisi, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 45. maddesi gereği YÖK’e aittir. Bu maddede sınavların nasıl yapılacağı bile belirtilmiştir. Söz konusu yasa değişmeden, uygulama değişikliği mümkün değildir.
Şuradan bu yönde bir karar çıkmadı mı?
♦ 15. Milli Eğitim Şurası’nda alınan tavsiye kararı, meslek lisesi mezunlarının üniversiteye geçerken kendi bölümlerine yönelmelerinin teşvik edilmesine ilişkindir. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na dayalı olarak alınan bu karar, öğrencilerin başka alanları seçebilmelerine engel olma amacı taşımamaktadır. İmam hatip lisesi mezunlarının üniversiteye geçişlerinde hiç bir kısıtlama getirilmemiştir. Bu okullarımızın mezunları herhangi bir sınırlama olmaksızın yine üniversitelerin istedikleri bölümüne gidebileceklerdir.
İmam hatip lisesi mezunları "sadece din adamı olsun, diğer alanlara girmesin" şeklindeki görüşe katılıyor musunuz?
♦ Önceki sorunuza verdiğim cevapta da belirttiğim gibi, öğrencileri belirli alanlara hapsedecek bir uygulamayı benimsememiz mümkün değildir. Böyle bir düşüncemiz ve çalışmamız bulunmamaktadır. 15. Milli Eğitim Şurası’nda alınan kararlar ve Bakanlığımızın uygulama hedefleri, temel eğitimden sonra sistem içinde yatay ve dikey geçişlerle bütün vatandaşlarımızın önünü açmak, istedikleri yükseköğretim programına yönelmelerini sağlamak ve onlara en iyi eğitim imkanları sunabilmektedir.
Milli Eğitim Bakanı olarak imam hatip liselerine bakış açınız nedir?
♦ İmam hatip liseleri, Bakanlığımızın okullarıdır. Buradaki öğrenciler, bizim öğrencilerimizdir. Bakanlığımızca son 4 yılda , 2 imam hatip lisesi, 2 müstakil Anadolu imam hatip lisesi, imam hatip lisesi bünyelerinde 62 Anadolu imam hatip lisesi açılmış, daha önce İHL bünyesinde olan 4 Anadolu imam hatip lisesi müstakil hale getirilmiştir. Ayrıca 29 çok programlı lise bünyesinde imam hatip programı açılmıştır. Son olarak da 15 yıldan beri şube olan ve çok kötü şartlarda eğitim veren 73 imam hatip şubesi, bağımsız okul statüsüne kavuşturulmuştur.
Bakanlığımız, diğer okullarımızın öğrencileri gibi, kısıtlama olmaksızın imam hatip lisesi öğrencilerinin de üniversitelerimizin istedikleri bölümünde en iyi şekilde öğrenimlerini tamamlamalarını sağlama kararlılığında- dır.
İmam hatip liselerimizi ve öğrencilerini diğer eğitim kurumlarımız ve öğrencilerimizden ayırmaya, Devletçe ve Bakanlığımızca bu okullarımıza sahip çıkılmıyor- muş gibi sahiplenmeye, bu yönde izlenim yaratmaya hiç kimsenin hakkı yoktur.
Ayrıca, Anayasamızda zorunlu olduğu ifade edilen ve okullarımızda okutulan Din Kültürü ve Ahlak bilgisi derslerinin varlığı unutularak, din öğretiminin sadece imam hatip liselerimizde verildiği, diğer okullarımızdaki öğrencilerimizin dini öğretim görmedikleri şeklindeki bir yaklaşımı vatandaşlarımıza benimsetmeye çalışmak da büyük bir haksızlıktır.
İmam hatip liselerinin üniversiteye giriş imtihanlarında gösterdikleri başarıyı nasıl değerlendiriyorsunuz? Halkın imam hatip liselerine gösterdiği yakın ilginin sebebi sizce nedir?
♦ Üniversiteye giriş sınavlarında imam hatip lisesi öğrencilerimiz gerçekten önemli başarılar elde etmektedirler. Bu okullarımızın öğretim yılı içindeki yüksek oranlı başarısı, haliyle üniversite giriş sınavlarına da yansımaktadır. Ben, bütün imam hatip lisesi öğrencilerini kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.
Halkımızın bu okullarımıza gösterdiği yakın ilgiden memnuniyet duyuyorum. Halkımız eğitime çok değer ve önem veriyor. Bu çerçevede bütün okullarımız gibi imam hatip liselerimizi de önemseyip sahipleniyor.