Makale

İslam Dininde Maddi Temizlik

İslam dininde maddi temizlik

Cemal KARACA
Gebze Müftülüğü Şefi

Günümüzde bazı kurum ve kuruluşlar ile gönüllü bazı şahıslar çevre, çevre kirliliği ile bunlara etki eden maddi unsurlardan bahsetmekte hatta bizatihi temizlik mefhumuna özenle yer vermektedirler. Sözü edilenlerin bu gibi tutum ve davranışları bir takım kişiler tarafından dikkatle İzlenmekte ve takdirle karşılanmaktadır.
Bugün çevrecilerin üzerinde durdukları meselelerden hiçbiri Islami kaynaklarda ihmal edilmiş değildir. İslam dini çevre ve temizlik konusuna hassas bir şekilde yaklaşmış ve titizlikle bunun üzerinde durulmasını emretmiştir.
İslam dininde, çevreye etki eden ve mutlaka kaçınılması gereken maddi unsurların neler olduğu hususunda şimdi bazı konulara değineceğim.
İslam dini temizliği namazın şartlarından saymıştır. Yapılan ibadetlerin makbul olabilmesi için manevi temizliğin yanında, maddi temizliğin de çok mükemmel bir şekilde yapılması gerekmektedir. Necasetle kirlenmiş yerlerde namaz kılınamayacağı gibi, pis olarak bilinen yerlerde Allah-ü Teala’nın zikr edilmesi yasaklanmıştır.
Ayrıca ibadetlerin kabul olması için, İmanda kemalin şartı da temizliktir. Peygamberimiz (S.A.S) bir hadis-i şeriflerinde;
"Temizlik İmanın yarısıdır.”(1) buyurmaktadır.
Konumuz açısından maddi temizliği dört ana bölümde incelememiz mümkündür. Bunlar:
♦ Bedenin temizliği,
♦ Elbisenin temizliği,
♦ Mekanın temizliği,
♦ Gıdanın temizliği,
Yukarıda saydığımız dört unsura dikkat edilmediği zaman yapılan ibadetlerin kabul edilmeyeceği birçok hadis-i şeriflerde beyan edilmiştir. Sözünü ettiğimiz yukarıdaki bölümlerden "Mekan Temizliği" nden bahsedelim.
İslam dini açısından mekan temizliği denilince ilk aklımıza gelen, ibadet yapılacak yerlerin temizliğidir, özellikle namaz kılınacak yerlerin temizliği bunun başında gelmektedir.
Namaz kılınacak yerler her yönüyle temiz ve bakımlı olmalıdır. Necasetten temizlenmiş olması gerekmektedir. Necaset olan yerde, ibadet de Allah’ı zikretmek de kesinlikle yasaklanmıştır. Bu yerlerden “Ağıl, Mezbaha, Makbere, Hamam ve Mezbele" özellikle hadislerde belirtilmektedir. Sözü edilen bu yerlerde ibadet yapılmaz.
Oturulan evin temizliği de ayrıca çok önemlidir. Bu gibi mekanları ve havayı kirletecek şeylerden korunulması gerekmektedir. Ayrıca kerih sayılan kokulardan da uzak durulması lazımdır. Cemaate devam edenlere sarımsak ve soğan kokuları rahatsız edici olduğu için bunlardan imkanlar ölçüsünde kaçınmaları tavsiye edilmektedir. Peygamberimiz (S.A.S), insanları rahatsız eden herşeyin Melekleri de rahatsız ettiğine işaret etmiştir.
Bugünkü ortamda ise; umuma hizmet eden yerlerin epey çevreye ve insanlara hatta tüm canlılara rahatsızlık verdiği bilinmektedir. Umuma hizmet eden bu gibi yerlerin temizliği ise ayrı bir önem arzetmektedir.
Rasulüllah (S.A.S), uzak kabilelere göndermiş olduğu mesajlarda, umuma hizmet eden yerlerden “Mescid”lerin temiz tutulmasını emretmiştir. Buna örnek olarak “ Mescid-i Nebevilin temizliğini ve bakımını en iyi bir şekilde yapan “ Ümmü Mihcen” gösterilmiş ve kendisine çok alaka gösterilmiştir. Bu mübarek zat vefat ettiği zaman Peygamberimiz (S.A.S)’e haber verilmeden defnedildiği için, Peygamberimiz (S.A.S), cemaati toplayarak yeniden cenaze namazı kıldırmıştır. Bu husus, cami ve mescidlerin temizliğine ne kadar önem verildiğinin bir örneğidir.
Sadece evlerin ve camilerin içinin temizliğinde kalınma- yıp, bunların uzantısı olan dış kısımlarının da temizlenmesi gerekmektedir. Bezzar’ın Müsned’inde yer alan bir rivayette şöyle buyrulur: "Allah pak ve naziftir, paklık ve nezafeti sever; kerim ve cömerttir, kerem ve cömertliği sever. Öyle ise, avlularınızı ve boş sahalarınızı temiz tutun. Yahudilere de benzemeyin, onlar çöplerini evlerde toplarlar.”(2)
Mekan temizliğinde mesire (Piknik) yerlerinin temizliği de herkes için ayrı bir önem taşır. Bu gibi yerleri yarın buralara geldiğimizde nasıl bulmak ister isek, öylece oradan ayrılmalıyız. Yani bu gibi yerleri temizlemeliyiz. Oralarda piknik yapıldığı zaman çöplerimizi, çevreyi ve insanları rahatsız edecek şekilde bırakmamalıyız. Günümüzde piknik yapmak artık hemen hemen zorunlu hale gelmiştir. Bilhassa şehirlerde yaşayanlar haftalık yada aylık olarak gezip görme ve dinlenip eğlenme gibi bir takım özel isteklerini gerçekleştirmek istemektedirler. Bunlar da piknik yapılmak suretiyle olmaktadır. Gidilecek bu yerlerin temiz, bakımlı güzel ve sakin bir yer olması ise, insana ayrı bir duygu vermektedir. İşte istediğimiz bu vasıfları elde edebilmemiz yine bizim elimizdedir. Gidilen yada gidilecek yerler bizimdir. Oralarda ona göre hareket etmeliyiz. Zaten bu İslam dininin gereklerindendir.
Bu gibi yerlerde İslam dini açısından önce temizlik aranmaktadır. Çevre, kirli ve necaset dolu ise burada huzur bulamazsınız, ibadet edecek yer temin edemezsiniz. Mesire yerlerinin, hayatın bir parçası olduğunu hepimiz kabul etmek zorundayız. Çünkü o gibi yerlere ihtiyacımız vardır. Ayrıca buralarda bırakılan cam maddeler, sıcağın etkisiyle kızıp yangınların çıkmasına sebep olmakta ve epey bir alanın yanmasına neden olduktan sonra buraların piknik alanı olarak, hasretini çekmemize vesile olmaktadır. Bu ise maddi bir kayıp olup, memleketin trilyonlarca zarara sokulması demektir. Dolayısıyla çevremizin kirle- tilmemesi elzemdir.
Müslim’in bir rivayetinde Peygamberimiz (S.A.S) şöyle buyurmuştur:
“Lanete uğramışlardan olmaktan sakının.”
Ashabı bunlar kim ya Rasu- lallah deyince; Rasulüllah ( S.A.S) açıkladı:
“Halkın gelip geçtiği yola, gölgelendikleri (kuytu) yerlere abdest bozanlardır.” buyurmuştur.(3)
Halkın istifade edeceği ağaçların gölgelerine ve diğer istifade edilmekte olan ağaçların diplerine ve etrafına, duvar gölgelerine, kaya vs. gibi yerleri de bu şekilde kirletmek yukardaki hadis-i şerifin beyanını kapsamaktadır. Bu ve buna benzer şekilde çevreyi kirletmek dinen de büyük bir hata ve insanlarımızın eksikliklerindendir.
Maddi temizliğin diğer bir kısmı ise geçit ve yolların temizliğidir. Peygamber efendimiz (S.A.S) yolların temizliğine bir çok defa temas etmiştir. Rahatsızlık veren şeyler “Eza” diye ifade edilmektedir. Hergün gelip geçtiğimiz yolları imkanlar ölçüsünde genişletilmeli, temiz ve bakımlı tutulmalı, inşa edilmeli, başkalarına eza verecek maddeler kaldırılmalı ve bu devamlı adet haline getirilmelidir.
Hepimizin de bildiği gibi iman’ın yetmiş küsür şubesi vardır. Bunların en üst şubesi “La ilahe illallah” sözüdür. En aşağısı olan da, ezayı yani yolda bulunan rahatsız edici bir şeyi kaldırmaktır. Yoldaki bir ezayı kaldırmak bir sadaka vermek gibidir.
Peygamber Efendimiz (S.A.S), yolda rastladığı bir ağaç dalını insanlara zarar vermesin diye kaldıran kimsenin, bu ameliyle cennete gittiğini haber verip, bir hadis-i şerifte şöyle buyurmaktadır.
“ Ümmetimin iyi ve kötü bütün amelleri bana arzedilip gösterildi. İyi amellerin arasında, yoldan atılmış olan “Eza" yı da gördüm. Kötü amellerin arasında ise, (herkesin gözüne çarpan) yere gömülmemiş tükrük de vardı."(4) Yine Peygamberimiz kendisini cennete götürecek bir ameli sorana “Müslümanların yolundan eza’yı kaldır.”(5) buyurmuştur.
Eza denildiği zaman aklımıza sadece yolda bulunan taş, diken, pislik gibi şeyler gelmemelidir. Eza denilince yolda yada bu hükümdeki yerlerde bulunan herşey aklımıza gelmelidir. Bunları buralardan kaldırıp, yolları canlıların istifadesine sunmak ise, müslümanın en güzel bir hizmetidir. Yoldaki ezayı kaldırmak ne kadar güzel bir hareket ise, yolu kirletmek de o kadar kötü ve çirkin bir harekettir.
Hiçbir zaman Cenab-ı Allah, müslümanlara eziyet edilmesini sevmez.
İşte yukarıda izah etmeye çalıştığımız maddi temizliğin mekan temizliğine ait bölümü iyi idrak edilmelidir. Bunların hepsi başlı başına bir kuraldır. Olgun mü’minin bu temizlik kurallarına riayet etmesi ve karşılığını Cenab-ı Allah’tan beklemesi gerekmektedir. Her yapılan iyiliğin mutlaka bir karşılığı olacaktır. Her yapılan kötü ve çirkin işlerin de hiç şüphe yok ki bir ceza-i müeyyidesi olacaktır.
Yukarıda açıkladıklarımızı kısaca özetlersek; ibadek yapılan cami ve mescidlerin, ikamet edilen evlerin, umuma hizmet eden sair yerlerin, ev ve camilerin avlu ve bahçelerinin, mesire (piknik) yerlerinin ve devamlı gelip geçtiğimiz yolların maddi temizliğine dikkat etmemiz, her müslümanın asli görevlerinden olup, temiz bir çevre, temiz bir toplum, sağlıklı bir nesil elde etmek için mutlaka bu hususlara riayet etmeliyiz. ♦

(1) Kütüb-I Sitte, C: 10, S: 118.
(2) Kütüb-i Sitte, C: 10, S: 119.
(3) Kütüb-i Sitte, C: 10, S: 120.
(4) Kütüb-i Sitte, C: 10, S: 121.
(5) Kütüb-i Sitte, C: 10, S: 121.