Makale

Hz Peygambere On Sene Hizmet Eden Sahabe: ENES (R. A.)

Hz Peygambere On Sene Hizmet Eden Sahabe:
ENES (R. A.)

Dr. Durak PUSMAZ
Haseki Eğitim Merkezi Müdürü

Yüce Peygamberimizden en çok hadis-i şerif rivayet eden sahâbîlerden biri olan Enes b. Mâlik (r.a.) anlatıyor:
"Peygamber Efendimiz insanların en güzel ahlaklısı idi. Bir gün beni bir işi için göndermek istedi. Ben:
- Vallahi gitmeyeceğim" dedim.(1)’ İçimden de Peygamber Efendimizin emrettiği yere gitmek istiyordum. Efendimizin yanından çıktım. Sokakta oynayan çocuklara uğradım. Onlara takılıp kaldım. Aradan epey zaman geçti. Birden Peygamber efendimizin ensemden tuttuğunu gördüm. Hemen ona baktım. Gülümsüyordu.
- "Ey Enescik! Gönderdiğim yere gittin mi?" dedi.
- "Evet gidiyorum, ya Rasulallah" dedim.
Enes sözlerine devamla demiştir ki:
"Rasulüllah’a on yıl hizmet ettim. Her işim onun arzu ettiği şekilde olmuyordu. Yaptığım bir şey için "bunu niye böyle yaptın?" Yapmadığım bir şey için de "niye şöyle yapmadın?" demedi."
"Resûlüllah beni ne dövdü, ne bana kötü bir laf söyledi ne de yüz ekşitti. Bir kere bile bana öf demedi. Beni hiç bir zaman ayıplamadı."(2)
Bu hadis-i şeriften Peygamber efendimizin:
a- İnsanların en güzel ahlaklısı olduğunu,
b- Çocuklara ve hizmetçilerine karşı gayet yumuşak davrandığını, son derece şefkat ve merhametli olduğunu öğreniyoruz.
Gerçekten Peygamber efendimiz son derece mütevazi, alçak gönüllü idi. Çocuklarla bile ilgilenir, onlarla şakalaşır, latifede bulunurdu.
Yukarıdaki hadîs-i şerifi rivayet eden Enes (r.a.), kendi sözlerinden de anlaşıldığı üzere Peygamber efendimize on sene hizmet etme şerefine kavuşan bahtiyar bir sahâbîdir. Bundan dolayı kendisine “hâdimu Rasûlillah: Resûlüllah’ın hizmetçisi” denilmiştir. Enes, kendisinin müslüman olan sahabi- lerdendir. Bu yüzden küçüklüğünden beri İslâmî bir ortam içerisinde yetişen sahâbîlerden biri olmuştur. Peygamber efendimiz Medine’ye hicret ettikleri zaman Medineli müslümanlar ona hediyeler getiriyorlardı. Enes’in annesi Ümmü Süleym’in Resülüllah’a götürebileceği bir hediyesi yoktu. Herkes Resülüllah’a bir hediye takdim ederken Ümmü Süleym bundan mahrum kalamazdı. Düşündü, taşındı, oğlu Enes’i yanına alarak kâinatın efendisine götürdü ve: “Yâ Rasûlallâh! Bu, oğlum Enescik’tir. Onu sana hizmet etmesi için getirdim. Onun için Allah’a dua buyurunuz.” dedi.(3)
O zaman Enes on yaşında idi. Böylece Enes, Peygamber efendimize Medine hayatı boyunca hizmet etme bahtiyarlığına erişmiştir. Enes (r.a.) Resûlüllah (s.a.s.)’in yanında uzun müddet kalmıştır. Bunun Enes (r.a.) üzerinde çok müspet tesirlerinin olacağı tabiîdir. Bunları özetle şöyle ifade edebiliriz:
a- Enes Resûlüllah (s.a.s.)’ den çok hadis rivayet eden sahâbîlerdendir. Peygamber Efendimizden 1000 den fazla hadis rivayet eden sahâbîlere, çok hadis rivayet eden sahâbîler anlamında “el-müksirûn” denilir. Bunlar çok hadis rivayet etmelerine göre sırasıyla; 1- Ebû Hüreyre, 2- Abdullah b. Ömer, 3- Enes b. Mâlik, 4- Hz.Aişe, 5- Abdullah b. Abbas, 6- Câbir b. Abdullah, 7- Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.)’dır. Görüldüğü gibi Enes b. Mâlik (r.a.) da kendisinden çok hadis-i şerif rivayet edilen sahâbilerin üçüncüsüdür, Kendisinden 2286 hadis-i şerif rivayet edilmiştir. Böylece Rasûlüllah (s.a.s.)’in sünnetinin ümmete intikalinde büyük hizmetleri olmuştur. Yukarıdaki rivayette olduğu gibi Enes’den nakledilen hadislerin bir çoğu Resûiüllahın hal ve davranışlarıyla ilgilidir. Buna misal olarak onun Resû- lüllah (s.a.s.) hakkındaki aşağıdaki sözlerini kaydetmek istiyorum:
“Resûlüllah (s.a.s.) insanların en güzel ahlaklısı idi.”(4)
“Hz. Peygamberin elinden daha yumuşak ne bir atlas ne de bir ipeğe dokunmadım. Onun kokusundan daha hoş bir koku da koklamadım.”(5)
Enes’in çok hadis rivayet etmesinin üç sebebi vardır:
Birincisi, Rasûlüllah’ın hizmetinde uzun müddet bulunmuş olması,
İkincisi, kuvvetli bir zeka ve hafızaya sahip olması,
Üçüncüsü de, Rasûlüllah’ın vefatından sonra da uzun müddet yaşamış olmasıdır. Enes Resülüllah’ın vefatından sonra Hz. Ömer’in hilafetinin sonlarına doğru Dımeşk’a göçmüş, daha sonra da Basra’ya yerleşmiş, orada hicrî 93 tarihinde 100 yaşını aşkın olduğu halde vefat etmiştir. Basra’da vefat eden en son sahâbî Enes (r.a.) olmuştur.
b- Enes çok müttakî idi. Resûlüllah (s.a.s.)’in sünnetine son derece bağlı idi. Rasûlüllah (s.a.s.)’in vefatının üzerinden henüz çok zaman geçmiş olmamasına rağmen insanların amellerinde ve ibadetlerinde gevşemeler olmuştu. Enes bu durumu tasvib etmez ve insanları uyarırdı. Onlara: “Siz birtakım ameller işliyorsunuz ki onlar sizin gözünüzde kıldan daha incedir (yani bunları önemsemiyorsunuz). Oysa Hz. Peygamber zamanında biz bunları büyük günahlardan sayardık.”(6) derdi.
Enes namazını Rasûlüllah’ın kıldığı gibi kılmaya çalışırdı. Bu konuda Ebû Hüreyre (r.a.): “Kıldığı namaz Resûlüllah (s.a.s.)’in namazına Enes’inki kadar benzeyen birini daha görmedim.” demiştir. Enes diğer amellerinde de Resûlüllah’a benzemeye çalışırdı. Bu- hârî’nin “Çocuklara selam vermek” başlığı altında rivayet ettiğine göre Enes b. Mâlik, çocuklara uğradığı zaman selam verir ve: “Hz. Peygamber (s.a.v.)’de böyle yapardı.” derdi.(7)
Enes, haklarında Rasûlüllah (s.a.s.) in özel olarak dua ettiği sahâbe-i kiramdan biridir. Kendisini annesi Resûlüllah’a götürdüğü zaman:
“-Yâ Rasûlallâh! Bu, oğlum Enescik’tir. Onu sana hizmet etmesi için getirdim. Onun için Allah’a dua buyurunuz.” demiş, Resûlüllah da:
“- Ya Rabbîl Bu çocuğun malını ve evladını çoğalt.” diye dua buyurmuştur. Resûlül- lah’ın bu duasının kabul edildiğini görüyoruz. Nitekim Enes demiştir ki: “Allah’a yemin ederim ki benim malım çoktur.”
Bugün çocuklarımın ve torunlarımın sayısı da yüz kadardır.”(8)
Bir rivayette de Enes (r.a.): “Rasûlüllah (s.a.s.) benim için üç dua etti. Onlardan ikisini dünyada iken gördüm. Üçün- cüsünün de ahirette olacağını umuyorum.”(9) demiştir.
Enes’in yaşı küçük olup henüz oyun çağında bir çocuk olmasına rağmen Rasûlüllah’ın özel işleriyle ilgili sırrını kimseye söylemezdi. Bu hususta Enes’ten şöyle nakledilmiştir: “Ben çocuklarla beraber oyun oynarken Rasûlüllah (s.a.s.) yanıma geldi ve bize selam verdi. Sonra beni bir ihtiyacı için gönderdi. Bu yüzden ben annemin yanına dönmekte geciktim. Eve geldiğim zaman annem bana:
“-Niçin geciktin, seni bu zamana kadar alıkoyan nedir?” diye sordu. Ben de:
“- Resûlüllah beni bir iş için göndermişti, dedim. Annem:
Resülüllah’ın işi ne idi?” diye sordu. Ben:
“- O bir sırdır.” dedim. Bunun üzerine annem:
“- Sakın Resülüllah’ın sırrını kimseye söyleme.” diye bana sıkıca tenbih etti. Enes bu olayı kendisine anlattığı Sabit’e:
“- Ey Sabiti Bunu bir kimseye söyleyecek olsaydım, sana söylerdim.” demiştir.(10)
Hz. Peygamberin terbiyesinde yetişen Enes; yaşayışına, hal ve hareketlerine ve sözlerine çok dikkat ederdi. Son derece müttakî idi. “Hiç bir kul diline sahip olmadıkça takva sahibi olamaz.” derdi.(11)
(1) Enes Peygamber efendimizin emrine uymanın gerekliliğini anlayamayacak kadar küçük yaşta idi. Onun için böyle demişti.
(2) Ebû Dâvûd, Edeb, 1 (IV, 246).
(3) Müslim, Fedâilu’s-Sahabe, 143,
(4) Müslim, Fedail, 55.
(5) Riyazü’s-Sâlihin Tercemesi., II, 49.
(6) Buhârî, Rikak,32 (VIII, 128).
(7) Buhârî, Isti’zân, 15 (VIII, 68).
(8) Müslim, Fedâilu’s-Sahâbe,143.
(9) Müslim, Fedâilu’s-Sahâbe, 144.
(10) Müslim, Fedailu’s-Sahâbe, 145.
(11) Hayâtu’s-Sahâbe, Sahabiler Ans. 221.