Makale

BALKANLARIN HAZİN DRAMI

BALKANLARIN HAZİN DRAMI

Aynur Yağbasan

Günümüz dünyasının kanayan bir yarası olan, Bosna-Hersek’teki müslüman katliamını ve
bu katliama neden olan faktörleri Aynur YAĞBASAN dergimiz için kaleme aldı.

Avrupa’nın ortasındaki Balkanlarda Bosna - Hersek’te on-binlerce Müslüman katle-dilmektedir. Hiç bir ülkenin kılım bile kıpırdatmadığı bu vahşetin kimler tarafından ve niçin yaptırıldığının tam anlaşılması için tarihe bakmak gereklidir.
19.yy.ın sonuna gelindiğinde yeryüzünde sömürgeleştirilecek alan kalmadı. Ve gözler yıkılmakta olan Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki topraklarında sabitleşti.
Almanya, ekonomik başarılarına rağmen diğer Avrupa ülkelerinin gözünde "büyük devlet" olamamıştı. "Üstün ırk" fanatikliği ve bütün Almanları tek ülkede toplamak amacıyla Avusturya ile ittifak yaptı. Ve Berlin Antlaşması (1878) ile Bosna-Hersek’in işgal ve yönetimi Avusturya’ya bırakıldı. 1881’de Sırbistan da ittifaka dahil oldu. Daha sonra Avusturya Sırbistan’ı ilhak edecektir. (1908)
Yeni dünya düzeninde pay sahibi olmak isteyen ve Yugoslavya’nın parçalanmasında büyük rolü olan Almanya, ta o zaman kendi çıkarları doğrultusunda, Avrupa’da söz sahibi olmak için düzenlemeler yapıyordu.
2. Dünya Savaşı sonrasında ülkenin 2’ye bölünmesiyle hasıraltı edilen bu zihniyet bugün, Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesiyle yeniden gündeme geldi. Slav ırkının tarih boyunca büyük destekleyicisi Sovyetlerin dağılmasından doğan boşluktan faydalanan Almanya, yeniden şekillenen Avrupa’da süper güç ve söz sahibi olabilmek için Yugoslavya’nın parçalanmasında rol almaktan çekinmedi.
2. Dünya Savaşı sonrasında Doğu Avrupa ülkeleri teker teker Sovyet uydusu haline gelirken, Yugoslavya bağımsızlık için direndi. Ve 1945 Kasımında yapılan seçimleri "Halk Cephesi" kazandı. Sovyet modeline uygun federal bir anayasa hazırlanarak, 6 devletten oluşan "Yugoslavya Federal Halk Cumhuriyeti" kuruldu. Bunlar; Bosna-Hersek, Hırvatistan, Make-donya, Karadağ, Sırbistan ve Slovenya sosyalist cumhuriyetleridir.
Bugün Bosna-Hersek’te Sırpların yaptığı vahşetin kaynağı tarihin derinliklerine uzanmaktadır. Ta 16.yy’dan kalan bir görüş vardır ki, bu; "Osmanlıların temsil ettiği Asya’ya ve Müslümanlığa karşı Avrupa’nın savunulmasıdır. 16.yy’ın ilk devletler hukukçusu Grobos’un, Avrupa devletler hukukunun kaynağını "tek dinde aramak gerekir" görüşünün bir uzantısıdır Bosna - Her-sek’teki katliamlar.
Bugün Balkanlarda sergilenen vahşetle varılmak istenen nokta, yüzyıllar boyunca Müslümanları sindirme, ezip yok etme planının tekrarıdır. Ve saldırganların hiç biri yalnız de-ğildir. Başta Almanya, ABD ve Fransa olmak üzere bütün Hristiyan ülkelerin desteği arkalarındadır. Bizim, meselenin çözümü için umut bağladığımız AGİK ve Birleşmiş Milletler ise aynı zihniyeti taşıyan kuruluşların ta kendisidir. Biraz düşünülünce bu gerçek hemen anlaşılacaktır. Hangi konuda Müslümanlar yararına bir karar çıkmıştır bu sözde kuruluşlardan? Ermeniler, Azerî Türklerini vahşice katlederken ses çıkarmayıp, Azeriler kaybettikleri yerleri geri almaya başlayınca, çifte standart uygulayarak, uluslararası barış çığırtkanlığı yapan aynı kuruluşlardır. Hristi-yanların, Müslümanları yoketme planı her devirde, değişik kılıflarda kendini göstermektedir ve maalesef devam edeceğe benzemektedir.