Makale

BOSNA-HERSEK’E YARDIM

BOSNA-HERSEK’E YARDIM

Halit Güler
Diyanet İşleri Başkan yardımcısı

l. Bosna-Hersek Dramı:
Konumuz Bosna-Hersek’e yapılacak her türlü yardımın organize edilmesidir. Bu konuya geçmeden önce Bosna-Hersek’te yaşanan dramı, duyulan ızdırabı birkaç cümle ile de olsa dile getirmek istiyorum. Nitekim Bosna-Hersek’e yapılan yardımın problemi çözecek düzeyde olması, bu ızdırabın içtenlikle duyulmasına ve bu heyecanın Mü’min gönüllerde yer etmesine bağlıdır. Bu önemli noktayı ifade ettikten sonra düşüncelerimi arzetmek istiyorum.
Bosna-Hersek’te Müslüman Boşnaklara reva görülen zulmü, yapılan korkunç haksızlığı hepimiz biliyoruz. Zulme uğrayanlar da biliyor, zulmedenler de biliyor. Seyredenler de biliyor. Özetle bütün dünya biliyor.
Bunun bir tek faydası oldu, bu sayede biz dünyayı biraz daha yakından tanımış olduk.
Bosna- Hersek’te yeni bir soykırımı ile karşılaşırız korkusuyla yerli yabancı televizyonla-nn haberlerini dinleyemez, gazetelerin dış haberler sütunlarına bakamaz hale geldik.
Hergün acımasızca bombalanan yerleşim merkezleri, yakılıp yıkılan camiler, havaya uçurulan tarihi köprüler, tahrip edilen yollar, zehirlenen içme sulan, yerlerde sürünen bacağı kopmuş yaşlı insanlar, top mermilerine hedef olan kadın ve çocuklar... ırzları-namusları payimal edilmiş genç kadınlar ve körpe kızlar...
Bu olanlar, ne korkunç şeyler. Savaş desen savaş değil. Sabotaj desen sabotaj değil. Kadınlara tecavüz edenlere insan desen insan değil. Esir kamplarında ölüme terkedilenlerin başlarında bekleyenlere asker desen asker değil. Ana karnındaki veya emzikteki çocuklan acımasızca öldürenlere canavar desen canavar değil. Öyleyse bunlar nedir? Bu soru daha çok cevapsız kalacak. Ne olduğunu zamanımız dünyası galiba anlayamadı. Geleceğin dünyası belki anlar.
Bu facia, şimdiye kadar yapılan savaşlara da benzemiyor. Savaş, sabotaj, terör, sürgün, ölüm soykırımı gibi terimler Bosna-Hersek’te Müslüman Boşnakların yaşamaya mecbur kılındıkları hayatı ifade etmeye yetmiyor.
Bosna-Hersek cehennemi acaba bu bölgede hiç Müslüman kalmayıncaya kadar yanacak mı?
Herhalde insanlık Müslüman kanı dökmekten, hatta içmekten zevk duyan gözü dönmüş Sırplara bu fırsatı vermeyecek ve bu şansı tanımayacaktır.
Biraz da kendimize seslenelim. Ìslam dünyasının Bosna-Hersek’te yaşananlara, Müslüman Boşnakların ölüm feryatlarına ilgi duymaması ayrıca üzerinde durulması gereken düşündürücü bir ihmaldir.
Halbuki İslâm dini yerine göre ferdi, yerine göre içtimai ölçüler içerisinde kardeşliği ve yardımlaşmayı tavsiye ediyor.
2. Bosna-Hersek’ telciler Dahil Müslümanlar Kardeştir:
Allah-ü Teâla Hucarat Sûresi’nin 10. ayeti kerimesinde mealen şöyle buyuruyor: "Şüphesiz müminler birbiri ile kardeştirler."
Kur’an-ı Kerim’in buyruğu, kardeşliği bizzat yaşayan Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S) de şöyle buyurur: "Müslüman, Müslümanın din kardeşidir. Müslüman din kardeşine zulmetmez ve onu düşman eline vermez. Her kim bir Müslüman kardeşine yardım eder ve onun ihtiyacını giderirse, Allah da ona yardım eder. Her kim bir Müslümanın sıkıntılarından birini giderirse, Cenab-ı Hak buna mukabil onun kıyamet sıkıntılarından birini giderir. Her kim bir kimsenin ayıbım örterse, Allah-u Teala da ahi-rette onun ayıbını örter."
Peygamber efendimizin bu hadisi karşısında başta Bosna-Hersek olmak üzere Arnavutluk’ta, Batı Trakya’da, Kırım’da, Dağlık Karabağ’da, şiddete marız kalan, Somali’de açlıktan ve susuzluktan ölen din kardeşlerimizi neden yalnız bıraktığımızın ve bırakmaya devam ettiğimizin hesabını vermek kolay olmayacaktır.
Müslüman kardeşliği; diğer konuların basan şansı, Müslüman toplumlann moral ve dayanışma kaynağıdır. Kardeşlik Kur’an-ı Kerim’in mesajı, Allah Rasulü’nün müjdesi, ashabın hayet tarzı, Müslüman toplumların sigortasıdır.
İslâm dini, bütün Müslümanla-n; coğrafya, ırk, renk ve dil farkı gözetmeden kardeş kabul ederek beynelmilel bir organizasyona örnek teşkil edecek ilk adımı atmıştır. Madem ki kardeşiz, Bosna-Hersek için de kardeşliğin gereği yapılmalıdır.
3. İslâm Dini Bosna-Hersek’e de Yardımı Emreder:
İslâm dini, sosyal dayanışma ve yardımlaşmaya büyük önem vermektedir. Muhtaç kimselere yardım etmek, onları görüp gözetmek hem dini ve hem de insani bir görevdir.
Ekonomik yardımlaşma ve mali dayanışma İslam dininin önemli ve öncelikli emir ve tavsiyeleri arasında yer almaktadır.
Zekat, fitre, sadaka, karşılıksız borç para verme (karz-ı hasen) ve Kurban kesme gibi mali vecibeler, İslam’ın sosyal karakterini ve insan sevgisini ortaya koyan delillerdir. Kur’an-ı Kerim’de 200’den fazla ayet-i kerime mali görevlerden ve bu görevlerin yerine getirilmesinden bahsetmektedir. İslâm’ın bu mali potansiyelini bugün daha çok ve daha çabuk işletmek durumundayız.
Allah’a, peygambere ve ahiret gününe inanmış kimseler olarak malımızın ve kuvvetimizin sadakasını vermeye, bu imkânlarımızdan başkalarını da faydalandır-maya mecburuz. Bu bir dini emirdir.
Nitekim Mukaddes Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyurulur:
"Siz sevdiğiniz mallardan Allah yolunda sarfetmedikçe iyiliğe ulaşamazsınız. Her ne sarfederseniz şüphesiz Allah onu bilir."
Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S.) de aynı konu ile ilgili şöyle buyurur:
"Yalnız iki kimsenin durumu gıpta edilmeye değer. Biri Allah’ın vermiş olduğu Kur’an’ı gece gündüz okuyan kimsedir. Diğeri de Allah’ın kendisine vermiş olduğu malı gece gündüz in fak eden kimsedir."
4. Manevi Yardım Yeterli mi?
Takdir edersiniz ki insanların ihtiyaçlarını ve sıkıntılarını yalnız güler yüzle ve tatlı sözle gidermenin mümkün olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. Güler yüzün ve tatlı dilin yanında dini gayretlerle insanların ceplerine birşeyler koymak ve midelerine inecek birşeyler vermek gerekiyor. İslâm getirdiği dini sorumluluk ve ibadet anlayışı ile ekonomik dengeyi sağlamış, insanı ruh ve beden olarak ele almıştır. İnsanî amaçlarla kanayan bir yarayı sarma, bir kaşık sıcak çorba, tedavi için araç gereç, sıcak bir çatı. Bosna bunların hepsine muhtaçtır.Uzanacak eller, mutlaka yükselecektir.
İslâm dininde yardımlaşma, kardeşliğin tabii bir neticesidir.
Sevgili Peygamberimiz zengin Müslümanlara, hali vakti yerinde iş adamlarına şöyle sesleniyor:
"Kesenin ağzını bağlama, senin rızkında bağlanır. İnfak et sayma, sana da sayı ile verilir. Malını, kilere kapatma, senin de rızkın kapanır."
Buraya kadar söylediklerimi, Bosna- Hersekle ilgili yardım organizasyonuna basamak teşkil etsin, yardımla İlgili düşünceler bunlar üzerine bina edilsin diye söyledim.
Buradaki yardım projesi büyük çaplı ve geniş kapsamlıdır. Yoksa zengin bir komşunun fakir bir komşuya, varlıklı bir insanın öksüz bir yetime, genç bir kimsenin yaşlı bir kimseye, sağlıklı bir şahsın hasta ve sakat bir şahsa otomobilde olan bir sürücünün, yolda kalmış bir yabancıya yardım etmesi seviyesinde değildir. Bunlar ferdi plandaki iyilik ve yardımlardır. Bu türlü ferdi yardımlar da olsun, ama bu kadarını yeterli görmeyelim.
Bosna-Hersek için düşünülen, deprem sonrası açıkta kalmış kimselere, yangın ve sel felaketi neticesi evini barkını kaybetmiş insanlara, savaş zedelere yapılacak yardım hacminde olmalıdır. Bosna-Hersek’te yalnızlığa itilmiş, tankların homurtularına, silahların gürültülerine terkedilmiş Müslümanların acılarının dindirilmesi, Müslüman ülkeler arasında sağlanacak mükümmel bir destek ve yardım organizasyonu ile mümkün olur. Bu organizasyon bunu te’min etmelidir.
5. Sırbistan’a Sağlanan Destek Bosna-Hersek’e de Sağlanmalı:
Alınan haberlere göre dünyanın birçok ülkesi Sırbistan ile işbirliği içindedir ve Sırplara yardım etmektedir. Dengeyi sağlamak ve haksızlığı ortadan kaldırmak için Müslüman ülkelerin de din kardeşleri Boşnaklara yardım etmeleri gerekmez mi? Gerekir ama maalesef böyle olmuyor. Çünkü, Sırbistan’a yardım edilmesini sağlayan beynelmilel örgütler, Bosna-Hersek’e yardım edilmesine mani oluyorlar. Bu şartlarda Müslüman Boşnakların dünyanın büyük bir kesiminin yardımcı ve destek olduğu kesin olan Sırplarla başa çıkmaları mümkün olur mu? Elbette mümkün olmaz. 21. Asra girmek üzere bulunan dünyanın gözü önünde cereyan eden bu uğraşta Müslüman Boşnaklar maddi ve manevi yönden desteklenerek yalnız bırakılmamalı.
6. Müslüman Boşnaklar Bizden Ne İstiyorlar, Biz Ne Yaptık?:
Bosna-Hersek Cumhuriyeti Büyükelçiliği, Bosna Hersek Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı, Bosna Hersek Cumhuriyeti Merhamet Müslüman Yardımlaşma Kurumu mensuplan ile defalarca yapılan görüşmelerden yardım taleplerin’: daha çok şu konulara münhasır kaldığı görülmüştür.
a. Bosna-hersek’e yapılacak yardımların başında gıda maddelerine duyulan ihtiyaç gelmektedir. Halen, bu ihtiyaç da giderilmiş değildir.
b. Nakdi yardım: Çok iyi bilinir ki parasız hiçbir şey olmaz. Bosna Hersek’e ayni yardım yapıldığı gibi nakdi yardım da yapılmalıdır.
c. Bosna- Hersek’te kaybolan çocuklar, medeni olduklarını söyleyen ülkeler için büyük bir yüz karasıdır. Çok sayıda yaralı asker ve sakat kalmış sivil insan var. 25 binin üzerinde çocuğun nerede olduklan bilinmiyor.
Etnik arındırma ile Balkanlarda Müslüman Boşnak nüfusu yok edilmek isteniyor. İnsanların hakkını korumak, zayıf düşen toplumları savunmak için kurulan şu anda isimlerini sayıp dökemeyeceğim o büyük beynelmilel kuruluşlar acaba neden ses çıkarmıyorlar?
Bosna-Hersek’te savaş sebebiyle yetim kalan çocukların, işsiz kalan gençlerin problemlerini çözecek çapta olmasa da Türkiye’de Kur’an kurslarında okuyan öğrencilerin her birine Türkiye Diyanet Vakfı’nca beşyüzbiner TL. burs verilerek ihtiyaçları karşılanmaya çalışılmaktadır. Türkiye üniversitelerinde okuyan 50 civarında Bosna-Hersekli öğrenciye de Türkiye Diyanet Vakfı’nca yüksek öğrenim bursu verme çalışmaları sürdürülmektedir.
Bunların dışında Bosna-Hersek Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayın ihtiyaçları özellikle bol miktarda Kur"an-ı Kerim göndermek suretiyle karşılanmaktadır.
Savaşta yıkılan camiler, medreseler, köprüler gibi dini ve tarihi binaların yeniden hizmete sokulması konusunda nasıl işbirliği yapılacağı, imam ve ailelerinin asgari geçimlerinin temini için neler yapılabileceği gibi konulardaki görüşmeler devam etmektedir.
d. Evlerinden kovulmuş Müslüman-Boşnaklar, Müslümanların çoğunlukta oldukları köylere ve şehirlere sığınmışlar ve bu sığınma işi artarak devam etmektedir. Bunların barındırılması ve doyurulması vicdani ve insani bir görevdir. Böylece Müslümanlar vatanlarını zalimlerin saldırısından kurtarmak için savaşsınlar mı, yoksa mültecilerin, sakatların, dul kalan kadınların, yetim kalan çocukların yardımlarına mı koşsunlar?
Takdir edersiniz ki ikisinden birisini tercih etmek zor. Cephede savaşan cesur insanların zihninden geriye bıraktıkları yakınlarının endişesi gitmelidir, omuzlarındaki manevi yük azaltılmalı ki rahat savaşa bilsinler veya kuvvetleri birleştirebilsinler.
7. Bosna-Hersek’e Yardım Etmenin Zorlukları:
a. Korkunç abluka: Bosna-Hersek’e yardım gönderme işi bilerek zorlaştırılmıştır. Dikkat buyrun silah gönderme demiyorum. Yiyecek, giyecek ve ilaç gibi insanî yardımların Müslüman Boşnaklara ulaştırılması kolay değildir. Çünkü Bosna- Hersek korkunç bir abluka altında bulundurulmaktadır. Bu sebeple Müslüman Boşnaklar hür dünyaya seslerini duyuramamakta ve ihtiyaçlarını bildirememektedirler. Böylece Müslüman Boşnakların hiçbir şeye ihtiyaçları yok zannedilmekte veya o hava meydana getirilmekte. Dolayısıyla Avrupa’nın göbeğinde bir topluluk bu sefer açlık, yokluk ve hastalıkla imha yoluna gidilmektedir.
b. Koordine eksikliği: Onsekiz İslâm Ülkesinin yardım kuruluşlarının Zağrep’te şubeleri var. Bu yardım teşkilatlarının birbirlerinden haber u çalıştıkları, Merhamet Müslüman Yardımlaşma Kurumu ile koordine yapmadıklan için yardımlar faydasız kalıyor deniyor. Demek ki Bosna-Hersek’e yapılacak yardımlar ilgili kurumlarla koordine edilerek mahallince gönderilmeli
c. Yardımların dağıtımı: Beynelmilel bağlantısı olan kuruluşlar aracılığıyla bölgeye gönderilen yardımlar, Boşnak, Hırvat, Sırp aynını gözetmeden yapılıyor. Yapılıyor ama adil davranılmıyor. Çoğu zaman Boşnaklara hiç yardım gitmiyor. Sırplar, Hırvatlar, Boşnaklara göre çok farklı imkana sahipler.
Bu duruma göre Bosna-Hersek’e yapılacak yardımların Bosna-Hersek Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği veya Merhamet Müslüman Yardımlaşma Kurumu aracılığıyla gönderilmesi uygun olur.
8. Bosna Hersek’te Olanlardan İbret Alınmalı:
Bosna-Hersek’te bu zamana kadar cereyan eden olaylardan anlaşılıyor ki Sırplar nasıl mümkün olursa o tarzda Boşnak Müslümanları bitirmek niyetindeler. Bosna Hersek’te Müslüman kanı akıtılmaya devam edildiği sürece Avrupa bu suçlamadan kurtulamaz.