Makale

Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Sayın Mehmet Nuri YILMAZ ile Röportaj

RÖPORTAJ:


“Vakıflar Haftası" miinasebetiyle Türkiye Diyanet * Vakfı’nm hizmetleri konusunda Diyanet işleri Başkanı ve Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Sayın Mehmet Nuri YILMAZ ile, sorumlu Yazı işleri Müdürümüz Gaffar TETİK görüştü.

Sayın Başkanım! Malumları olduğu üzere 6-12 Aralık tarihleri arası ülkemizde her yıl "Vakıflar Haftası" olarak kutlanıl- maktadır. Siz Diyanet İşleri Başkanı olarak, Türkiye Diyanet Vakfı’nın da Mütevelli Heyeti Başkanısınız. Bu sebeple, ülkemizin en güçlü kuruluşlarından biri olan Türkiye Diyanet Vakfı’nın hizmetleri konusunda değerli görüşlerinizi almak istedik. Fakat önce:
Vakıf nedir, ilk vakıf ne zaman kurulmuştur ve Millet Hayatımıza nasıl girmiştir. Bu hususta genel bir bilgi verebilir misiniz?

Bugünkü anlamda vakıf, sosyal bir güvenlik kurumudur. İnsanların gerek aile ve gerekse toplum olarak karşılaştıkları sosyal ve ekonomik problemleri,, birbirleriyle yardımlaşarak, destekleşerek çözdüklerini göz , önüne alırsak, ilk vakfın tarihçesinin insanlık kadar eski olduğunu söyleyebiliriz.
Konuyu İslam Dini açısından ele alacak olursak, sosyal yardımlaşmanın en güzel örneği olan zekât başta olmak üzere; Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in:
"Sana (Allah yolunda) ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: Maldan harcadığınız şey ebeveyn (anne-baba), yakınlar, yetimler, fakirler ve yolcular için olmalıdır. Şüphesiz Allah yapacağınız her hayrı bilir" “Bakara: 215) "Onların mallarında muhtaç ve yoksullar için bir hak vardır" (Zariyat ;19) vb. gibi içtimai dayanışmayı, yardımlaşmayı ve böylece de kaynaşmayı emreden ayet-i Celilelerine dayanılarak yoksulları, borçluları, darda ve yolda kalmışları; köleleri, cihada katılanları ve geride kalmışlarını gözetip korumak gayesiyle kurulan ilk vakfın "Beytü’l- Mâl" olduğunu görürüz.
Peygamberimiz Hz. Muhammad (S..A.S.)‘in zamanında tesis edilen "Beytü’l Mâl" önderliğinden sonra, yine Kur’an-ı Kerim’in, Ayet-i Kerimelerine ve Peygamberimizin Hadis-i Şeriflerine dayanılarak, Hicretten sonra çeşitli İslâm vakıfları ortaya çıkmıştır.
Bu vakıflarda renk, dil, ırk, hatta din farkı gözetilmeksizin hasta, sakat, fakir, kimsesiz, köle, vb. gibi korunmaya, bakıma ve elinden tutulmaya muhtaç her insan ve hatta insanların yanında diğer canlı ve bitkiler de güvenlik kapsamına alınmışlardır.
Yanlız İslam Dininde "Ey İman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan hayra harcayın. Size verilse gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah zengindir, övgüye layıktır" (Bakara:267); "veren el alan elden daha hayırlıdır" (Bu- hari, Tecrîd, c.5 s.178) temel görüşünden haraketle müslüman, yardım alma değil de, yardım etme esası üzerine terbiye edilir. Böylece müslüman, her yönden çok çaresiz kalmadıkça yardım almanın iyi bir iş olmadığını bilir.
Türklerde ise, çeşitli kaynaklardan edindiğimiz bilgilere ve elde bulunan verilere göre, İslamiyeti kabul etmeden önce, sosyal yardımlaşmayı sağlayan kurumlar ve en önemlisi töreler vardı. Bilindiği gibi töre, Türklerde çok önemliydi ve törelere karşı gelenler, idamla cezalandırılıyordu.
Türkler İslamiyet! kabul ettikten sonra bu töreler, İslam’ın bu husustaki emirleriyle pekişerek günümüze kadar devam etmiştir. Ve inşallah bundan sonra da daha yaygın bir şekilde devam edecektir.
Bugüne kadar vakıflar, eğitim- den-sağlığa, yiyecektengiyeceğe; yolcuya, yoksula; vatanımızın bölünmemesi, Milli birlik ve beraberliğimizin parçalanmaması, ezanlarımızın susmaması, Bayrağımızın yere düşmemesi için yaz-kış, gece-gündüz demeden Din ve vatan uğrunda mücadele ederken şehit düşen güvenlik kuvvetlerimizin ve diğer görevlilerimizin ailelerine yardıma kadar toplum um uzun her yönüne nüfuz etmiştir.
Sayın Hocam! “Din ve Vatan uğrunda şehit düşen görevlilerimizin" dediniz de hatırıma geldi.
Bilindiği gibi, ülkemizin Güneydoğu Bölgesinde bir terör örgütü var ve bu örgüt çocuk, yaşlı, kadın demeden bölge halkı insanlarımızı, askerimizi- polisimizi, öğretmenimizi imamımızı şehit ediyor. Ve siz de gerçekten İslamda ırkçılık olmadığını, her ne suretle olursa olsun insan öldürmenin haram olduğunu üzerine basa basa her zaman dile getiriyorsunuz.
Burada sormak istediğim şu: Bu bölgemizde, bu terör örgütü tarafından şehit edilen kaç din görevlimiz var ve bunların geride kalan ailelerine ne gibi yardımlar yapıldı veya yapılacak?
Bu soruyu sorduğun iyi oldu. Cennet vatanımız Türkiye’mizin Güneydoğu Bölgesinde kundağında bebek, yatağında hasta; kadın , ihtiyar demeden yöre halkımızı; askerimizi-polisimizi, öğretmenimizi -din görevlimizi acımasızca şehit eden eli kanlı bir terör örgütü var. Bu terör örgütünün yaptığı katliamlar gerçekten din dışı, insanlık dışıdır.
Bunlar, kalbinde Allah inancı olan insanın yapabileceği şeyler değildir.
İslam Dini’nde insan öldürmek, ırk ayrımı yapmak haramdır. Allah katında üstün ırk yoktur, üstün insan vardır. Kur’an-ı Kerim bunu şöyle açıklıyor: "Ey insanlar! Doğrusu Biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki birbirinizi kolayca tanıyasınız. Şüphesiz Allah katında en değerliniz, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızda. Allah bilendir, haberdardır" (Hucurat:13)
İslâm Dini, topyekün yapılan bir savaşta bile çocukları, kadınları, ihtiyarları öldürmeyi yasaklamıştır.
Bu terör örgütü dine de karşıdır. Çünkü minarede ezan okuyan, camide namaz kıldıran yani yöre halkına Allah’ın emirlerini öğretmekten başka hiçbir suçu olmayan din görevlilerini de hunharca şehit etmektedir.
Bu güne kadar bu terör örgütü tarafından şehit edilen din görevlilerimizin sayısı 38’dir. Biz Diyanet işleri Başkanlığı olarak şehit edilen bu Din Görevlilerimizden 20’sinin ailesine, fitre-zekat fonundan; yurtiçi ve yurtdışında tertiplediğimiz yardım kampanyalarından elde ettiğimiz yardımlarla, ikamet ettikleri yerlerde ev satın alarak tapularını kendilerine verdik. 12’sine yine aynı fondan 580.000.000 (beşyüz seksen milyon) tutarında nakdi para yardımı yaptık.
Ev, ya da nakdi para yardımı yapamadığımız 8 görevlimizden 4’ünün ailesine yakında ev alınacak, 4’ünün ailesine de nakdi para yardımı yapılacaktır. Bu husustaki çalışmalar tamamlanmıştır.
Devletimiz, şehit ailelerini yalnız bırakmıyor. Müşfik elleriyle onların yaralarını sarıyor. Bunun için çıkarılan 2330 sayılı, “Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hak- kındaki Kanun"un 2. maddesine 07.06.1990 tarih ve 3658 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile eklenen (g) ve (h) fıkraları ile Devlet güçlerini sindirme amacına yönelik olarak yapılan saldırılara maruz kalan Kamu Görevlileri ile bunların eş, füru, ana, baba ve kardeşlerine de yardım edilmesi ve tazminat verilmesi öngörülmüştür.
Bu kanun muvacehesinde Devlet bütçesinden 30 şehit görevlimizin ailelerine 280.500.000 (ikiyüzseksen milyon beşyüzbin) TL. olmak üzere toplam: 8.415.000.000 (Sekiz milyar, dörtyüzonbeş milyon) nakdi para yardımında bulunduk.
Ayrıca adı geçen Kanunun öngördüğü şekilde, Emekli Sandı- ğı’na: Şehitlerin geride kalan dul ve yetimlerine, emekli maaşının % 25 artırılarak bağlanmasını teklif ettik.
Bütün bunlara ilaveten yine aynı Kanuna dayanarak 7 din görevlimizin ailesine, kendilerinin tercih ettikleri yerlerde ev kiraladık. İlk yapılan yıllık sözleşmelere göre kiralanan bu evlere toplam olarak 144.000.000 (yüzkırkdört milyon) TL. kira bedeli ödenmiştir. Ev kiralama süresi on yıldır.
Tabii yapılan yardımlar gideni geri getirmiyor ancak, geride kalanların sıkıntılarını gidermelerinde az da olsa, yardımcı oluyoruz.
Efendim, genel anlamda vakıflar, insan ruhunun en asil taraflarından biri olan iyilik yapma, yardım etme hasletinin bir ürünü olarak ortaya çıkıyor.
Bu meyanda kurulan Türkiye Diyanet Vakfı’nın yurtiçi ve yurtdışı hizmetlerini özet olarak anlatabilir misiniz?
1975 yılında mütevazi bir kaynakla kurulan Türkiye Diyanet Vakfı, hamiyetperver halkımızın gösterdiği büyük ilgi ve alaka sayesinde bugün, ülkemizin en güçlü kuruluşlarından biri haline gelmiştir. Türkiye içinde cami- okul yapımı, öğrencilere burs, hastalara ilaç, yoksullara para, yiyecek-giyecek, gerektiğinde çeşitli afetlere uğrayanlara çadır, battaniye vb. gibi insanlarımıza iyilik, güzellik yönünden aklınıza gelebilecek her türlü yardımı yapmaktadır. Bunların hepsini burada isim isim saymak mümkün değil. Ancak 1994 yılı Ocak-Eylül arasında Vakfımızın sadece "Hayır İşleri Şubesi’nce yapılan yardımları kategorilerine göre şöyle sıralamak ve 9 aylık genel toplamını vermek mümkündür:
1- Vatandaşlarımıza Yapılan Yardımlar:
Sağlık ve Tedavi, yakacak, özel günlerin faaliyetleri, afetzedelere ve yabancı uyruklu öğrencilere;
2- Diyanet İşleri Başkanlığı Hizmetlerinin Desteklenmesine Yapılan Yardımlar:
Eğitim Merkezi Müdür ve Öğretmenlerine, araç ve gereç, irşad, yurtdışı görevlilerine ve personelin desteklenmesine;
3- Yurtiçi Yardımları:
Cami inşaat ve onarımları, Kur’an Kursu inşaat ve onarımları, Müftülük sitesi inşaat ve onarımları, öğrenci yurdu inşaat ve onarımları, iaşe-ibate ve selatin camilerin temizliğine;
4- Özel ve Resmi Kurumlara Yapılan Yardımlar:
İlahiyat Fakültelerine, Sağlık Kurumlanna, diğer kurumlara (İmam-Hatip Liseleri), özel Kurumlara olmak üzere 9 aylık genel toplam: 22.088.777.146 (Yirmiiki milyar seksensekiz milyon, yediyüzyetmişyedi bin yüzkırkaltı) TL. dir.
Bilindiği gibi Milletlerin ayakta kalmasını sağlayan unsurlardan biri de kendi kültürlerine sahip çıkmalarıdır. Tüık-İslam medeniyetinin tezahürü olarak ortaya çıkan Türk- İslam kültürünü korumak ve bu kültürü geliştirip, gelecek nesillere aktarmak suretiyle milletimizin geleceğine yardımcı olmak, vakfımızın en önemli amaçları arasındadır.
Bu itibarla, Türkiye Diyanet Vakfı dini, ilmi, kültürel ve sosyal muhtevalı basılı, sesli ve görüntülü yayınlar yapmakta, yayınevleri açmaktadır. Halen 500’e yakın kaynak eserin taranması ile, 15 ayrı bilim dalında 22.000 madde başlığı tespit edilen, yurtiçi ve yurtdışından 1000’in üzerinde Türk ve müslüman ilim adamı tarafından yazılan ilk telif eser olan "İslâm Ansiklopedisinin yayınını sürdürmektedir.
Hiçbir ticari endişe gözetilmeksizin hazırlanan 155 basılı yayın, 28 sesli yayın, 5 adet de görüntülü yayın halkımızın istifadesine sunulmuştur.
Bu yayınlarımızın halkımıza en kestirme ve ucuz yoldan ulaştırılması maksadıyla, halen
İstanbul’da 3, Ankara’da 2, Aydın, Adana, Diyarbakır, İzmir ve Trabzon’da birer yayınevimiz bulunmaktadır.
Yine bu kategoriden olarak, yurt çapında yüksek öğrenim öğrenci yurtları açma gayretini yürütmekte ve halen 250 öğrenci kapasiteli Kastamonu kız, 200 öğrenci kapasiteli Ankara kız, 340 öğrenci kapasiteli Kayseri kız ve 500 öğrenci kapasiteli Konya erkek öğrenci yurtları hizmet vermektedir.
Bunun yanısıra Bursa ve Afyon’da da yurt inşaatları çalışmaları sürdürülmektedir.
Ayrıca, İzmir Bornova’da bir özel okul açılmış, 1994-1995 eğitim döneminde faaliyete geçmiştir.
Vakfımızın yurtdışı hizmetlerine gelince:
Balkanlardan Ortadoğu’ya, Ortaasya’ya, Çin ve Rusya’nın içlerine kadar, dünya yüzünde çok geniş bir yelpazede yaşayan Müslüman-Türk toplulukları, dinlerini öğrenmek, milli kimliklerini geliştirmek ihtiyacı ve arzusundadırlar.
70 sene komünizmin ezici esareti altında yaşadıktan sonra istiklallerine kavuşan Orfaasya Türk Cumhuriyetlerine mensup soydaşlarımız; ve bilhassa evlerinden, yurtlarından sökülüp atılan, açlığa ve katliama terkedilen Bosna-Hersek’li ve Azerbaycan’lı; Arnavutluk, Makedonya, Bulgaristan, Kırım ve Irak’lı kardeşlerimiz çok zor şartlar altında yaşamaktadırlar.
Bu sebeple 1993 yılında Bos- na-Hersek ve Azerbaycan’a yardım edilmek maksadıyla bir kurban kampanyası başlattık. Buradan elde edilen gelirden adı geçen ülkelere 2 milyar TL. nakdi para, 90 ton gıda maddesi ve ilaç, ardından 370 ton gıda maddesi yardımında bulunulmuştur.
500 yıl Osmanlı Devleti çatısı altında yaşadığımız, acı ve tatlı günleri birlikte yaşadığımız Arnavutluk’a 90 ton gıda maddesi ve 1000 adet battaniye gönderilmiştir.
Türk Cumhuriyetleri ve diğer topluluklara, başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere 150 binden fazla yayın gönderilerek ücretsiz dağıtılmıştır.
Azerbaycan’da açılan 4 adet İmam-Hatip Lisesi’nin ders kitapları, laboratuvar malzemeleri, araç, gereç, bakım-onarım, bo- ya-badana ihtiyaçları vakfımızca karşılanmıştır.
Sözü edilen okullarda görev yapmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı’nca gönderilen Meslek Dersleri öğretmenlerinin maaşlarına ilave olarak, yurtdışı ücretleri vakfımızca verilmektedir.
Bakü Üniversitesi İslâmî ilimler Fakültesi, Kırgızistan ve Türkmenistan’daki İlahiyat Fakülteleri için de durum aynıdır. Kazakistan, Özbekistan ve diğer Cumhuriyetlerdeki ilgili makamlarla da aynı okulların açılması temaslarımız sürdürülmektedir.
Bulgaristan’da dinî hizmetlerin ve din eğitimi kurumlarının desteklenmesi için 300.000 Amerikan Doları tahsisat ayrılmıştır. Bu ülkede yaşayan soydaşlarımızın İmam-Hatip Liseleri ve İslam Enstitüsünde okuyan çocukları için ders kitapları gönderilmiş; görev yapan din Görevlilerinin Başmüftülükçe ödenemeyen maaşlarının bir bölümü ödenmiş; Başmüftülükçe talep edilen araç-gereç ve benzeri ihtiyaçlar karşılanmıştır.
Batı Trakya’daki Türk-İslam varlığının korunması için gerekli yardımlar yapılmaktadır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki soydaşlarımıza Din hizmetleri sunmak amacıyla Başkanlığımızca gönderilen görevlilerimizin yurtdışı ücretleri Vakfımızca ödenmekte; inşâ edilmekte olan camilerin ve din eğitimi kurumlarının ihtiyacı olan kitap, araç-gereç ve benzeri malzemeleri imkanlar ölçüsünde karşılanmaktadır.
Kırım’a Başkanlığımızca gönderilen din görevlilerinin yurtdışı maaşları da Vakfımızca ödenmekte, ayrıca bu ülkedeki bazı tarihi camilerin onarım işleri yürütülmektedir.
Batı Almanya, Belçika, Hollanda ve Danimarka’da satın alınan hizmet binaları için, dini hizmetlerin daha etkili ve yaygın bir hale getirilmesi maksadıyla büyük miktarda maddi katkı sağlanmıştır.
Kafkasya, Ortaasya ve Balkanlarda cami ve kültür merkezleri yapımı için; yurtiçinde ve yurt- d ışında açılan kampanyalardan elde edilen yardımlarla Kazakistan, Azerbaycan, Kırım ve Rusya Federasyonu, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan, Dağıstan ve Arnavutluk’ta olmak üzere 27 cami yapımı çalışmaları sürdürülmektedir.
Sayın Başkanım! Siz anlattıkça ben şaşırdım gerçekten. Anlaşılan Vakfın hizmetlerini anlatmak için böyle kısa metrajlı bir söyleşi değil de, kitap yazmak gerekecek. Peki Efendim, bu kadar büyük harcamalar yapan vakfın gelir kaynakları nelerdir?
Türkiye Diyanet Vakfı’nın en büyük gelir kaynağı hamiyetperver halkımızın, vakfımıza karşı gösterdiği sıcak ilgi, güven ve bunların neticesinde de yaptıkları yardımlardır. Halkımız biliyor ve inanıyor ki, Türkiye Diyanet Vakfı’na yapılan büyük-küçük her yardım boşa gitmemekte, mutlaka hayırlı bir iş için kullanılmaktadır.
Türk Milleti gerçekten çok büyük meziyetlere sahip olan bir millettir. Dindardır, vatanperverdir, yardımseverdir, kadirşinastır. Tarihler şahittir ki, renk, dil, din, ırk farkı gözetmeksizin düşene yardım etme, zulme uğrayana acıma, ezileni ayağa kaldırma meziyetlerine, Türk Milleti kadar sahip olan başka bir millet yoktur.
Görüyorsunuz bugün, Bosna- Hersek’te, dünyanın gözleri önünde, Avrupa’nın ortasında bir insanlık dramı yaşanıyor. Azerbaycan’da bir insanlık dramı yaşanıyor. Bu kardeşlerimize Türk Devleti olarak elden gelen her türlü yardım yapılıyor. Türk Dev leti onlara yaptığı bu yardımları sadece müslüman veya soydaşımız oldukları için değil, insan oldukları için yapıyor. Çünkü bu millet aynı yardımı, 500 küsür sene önce İspanya’da zulme uğrayan Yahudiler; Kore’de komünizm çizmesi altında zulme uğrayan insanlar için de yapmıştı. Somali ve Filistin insanı için de yaptı. Bugün de Bosna- Hersek, Azerbaycan ve diğer ülkelerdeki zulme uğrayan insanlar için yapıyor. Yani Türk Milleti insanın zulme uğramasına, ezilmesine karşıdır.
Biz de Diyanet işleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı olarak, karınca kaderince Devletimizin yükünü hafifletmeye,
Devletimizin yaptığı bu yardımlara katkı sağlamaya uğraşıyoruz. Allah razı olsun halkımız da bunu biliyor, bize inanıyor ve güveniyor. Ve böylece de, Vakfımıza yardım yapıyor. İşte kaynaklarımızın esası budur.
Bir de, Yayın Matbaacılık ve Ticaret İşletmesi, Vakıf Yayınları işletmesi gibi işletmelerimiz; Komaş, Gintaş, Temsaş, Divantaş gibi iştiraklerimiz var. Bunların faaliyet alanları da şöyle:
Yayın Matbaacılık ve Ticaret İşletmesi: Her çeşit dini, milli ve ilmi muhtevalı yayının basımını yapar. Bu eserleri, işletmesini yaptığı yayınevleri vasıtasıyla halka sunar. Yurti- çinde ve yurtdışında kitap fuarları, kitap sergileri düzenler. Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız için kitap ve takvim ihraç eder.
Vakıf Yayınları İşletmesi:
Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’nin ciltlenmesinde kullanılan hammaddelerin temini, depolanması, baskı işlerinin takibi ve depolanması, fasikül ve ciltlerin sevkiyatını yürütür.
Komaş: Kocatepe Camii altında bulunan 15 bin metre karelik kapalı alanın hipermarket olarak işletilmesini sağlamak amacıyla kurulmuştur. Bu mağazanın tüm işlerini tamamlayarak hizmete sokmuştur. Komaş şu anda bilgisayar ve fax satışı da yapmaktadır.
Gintaş: Vakfa ait inşaat işlerini yürüten bu şirket, halen Ortaasya Türk Cumhuriyetlerinde yaptırılmakta olan Cami ve Kültür Merkezi inşaatları ile, Vakfın diğer inşaatlarını yürütmektedir.
Temsaş: Başta büyük selatin camilerimiz olmak üzere, kültürel öneme haiz binaların her türlü temizlik, bakım-onarım ve bunlara ait taahhüt işlerini yürütür, temizlik maddeleri üretir.
Divantaş: İslam Ansiklopedisi başta olmak üzere, Vakfın kuruluş ve iştirakleri tarafından üretimi yapılan mamüllerin pazarlama ve dağıtımını yapmaktadır. Ayrıca uygun görülen kitap, teyp ve video kaseti vb. araçların pazarlama ve satışını gerçekleştirir.
Efendimi Konu uzun, hizmet büyük. Bu vesile ile Milletimize vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Burada yardımsever halkımıza vermek istediğim mesaj şudur: Diyanet İşleri Başkanlı- ğı’na ve Türkiye Diyanet Vakfı’na yaptığınız her kuruş yardım boşa gitmemekte ve mutlaka bir yaralının yarasını sarmada, bir dertlinin derdine derman olmada kullanılmaktadır. Bize inancınızı tam, güveninizi sağlam tutunuz.
Milli Birlik ve beraberliğimizi parçalamak isteyen kötü niyetlilere fırsat vermeyiniz. Bölünmeyiniz, parçalanmayınız.
Cenab-ı Allah yaptığınız her türlü yardımı kabul etsin. Devletimizi ve milletimizi kıyamete kadar payidar kılsın.
Verdiğiniz bu değerli bilgiler için Zat-ı Alinize çok teşekkürler ediyoruz Sayın Başkanım.