Makale

İSLAM DİN DERSİ PROGRAMININ HAZIRLANMASI

İSLAM DİN DERSİ PROGRAMININ HAZIRLANMASI

Doç. Dr. Mehmet Zeki AYDIN*

Bu makalede, önce çok kısa olarak eğitimde program geliştirme hakkında bilgi verilecek ve ardından din dersi öğretim programlarının nasıl hazırlanması gerekti­ği konusu tartışılacaktır.

EĞİTİMDE PROGRAM GELİŞTİRME

Program, yapılması gereken bir işin bölümlerini, her bölümün yapılış sırasını, zamanını ve nasıl yapılacağını gösteren bir tasarıdır. Her önemli iş gibi eğitim de programlı olarak yapılması gereken işlerdendir. Çünkü toplumların geleceği, yeni yetişen neslin eğitimlerine göre şekillenmektedir. Bu sebeple eğitim tesadüfe bıra­kılamaz; planlı, düzenli ve kontrollü olmalıdır. Zaten insanın doğumundan ölümü­ne kadar geçen süreci kapsayan eğitimin, okullarda planlı, düzenli ve kontrollü bir şekilde yapılan şekline öğretim diyoruz.

Eğitim alanında, eğitim programı, öğretim programı ve ders programı kavram­ları kullanılmaktadır. Genel çizgileriyle eğitim, bireyin içinde yaşadığı toplumda davranış biçimleri kazandığı süreçler toplamıdır. Eğitim kavramı bu kadar geniş ol­duğu için eğitim programı da böyle geniş bir alanı içine almaktadır. Öğretim prog­ramı da, eğitim programı içinde yer alan ve öğrenme süreçleri ile ilgili tüm etkin­likleri kapsar.1 Ders programı: Öğretim programı içinde yer alan ve dersle ilgili olan eğitim faaliyetlerinin sistematik bir şekilde düzenlenmesidir.2 Diğer bir ifade ile ders programı, bir dersin amaç, muhteva, öğretme-öğrenme süreçleri ve değer­lendirmeden oluşan programıdır.3

Program Geliştirme Nedir?

Program geliştirme, en genel anlamıyla, eğitim programlarının tasarlanması, uygulanması, değerlendirilmesi ve değerlendirme sonucu elde edilen veriler doğ­rultusunda yeniden düzenlenmesi sürecidir.4 Oğuzkan,5 program geliştirmeyi; “Toplumdaki yeni gelişmeler göz önünde tutularak belli bir öğretim programının ya da bütün programların genel ve özel amaçları, ders konuları, öğretim yöntemleri ve değerlendirme yolları vb. bakımından araştırına ile düzeltilmesi, yenileştirilme­si ve önerilen değişikliklerin denendikten sonra genelleştirilmesi işi" şeklinde ta­nımlanmaktadır. Fatma Varış ise, “düzenlenmiş programın, uygulamada, araştırma sonuçlarına göre sürekli olarak geliştirilmesi”6 olarak tanımlamakta ve program geliştirmenin temelinde, sosyo-kültürel ve bilimsel/teknolojik dinamizmin, her ge­çen gün daha nitelikli insan gücü gerektirmesinin yattığını belirtmektedir.

Bu görüşlerden hareketle eğitim programını, programın unsurları olan amaçlar, muhteva, öğretme-öğrenme süreci ve değerlendirme boyutları arasındaki dinamik bir ilişkiler bütünü olarak ele alabiliriz. Buna göre, program boyutlarından birinde olan bir değişme, sistemde yer alan tüm boyutları etkilemektedir. Sözgelimi, değer­lendirme sisteminin değişmesi, sistemin bütününü belli bir oranda etkilemekte ve değişmesine sebep olmaktadır.7

Eğitim Programının Özellikleri

Eğitim programı, belli bir eğitim kurumunda, ders içi ve ders dışı tüm eğitim öğretim etkinlikleriyle ilgili olmak üzere, belirlenen eğitim amaçlarını, ilkelerini, amaçları gerçekleştirecek olan dersleri, ders konularını, bunların gerçekleştirme za­manını, sırasını, eğitim-öğretim uygulamalarıyla ilgili diğer bilgi ve öğeleri içeren bir eğitim rehberidir. Okul eğitimini düzenli, planlı, sistemli hale getiren eğitim programlarıdır. Programlar, bir ülkedeki sosyal ve kültürel bütünleşmeyi, süreklili­ği sağlayan en önemli dokümanlardır.8

Günümüzde, eskiden olduğu gibi okullarda her çeşit bilgileri öğretmek yerine, öğrencilere içinde yaşadıkları hayata uyum göstermelerini sağlayacak bilgi ve be­cerilerin kazandırılmasına önem verilmektedir. Buna bağlı olarak, eğitim program­larında bazı özellikler aranmaktadır.9 İyi bir eğitim programında şu özellikler bu­lunmalıdır:

1. Eğitim programı işlevsel olmalıdır.

2. Esnek olmalıdır.

3. Toplumun görüş ve isteklerine uygun olmalıdır.

4. Uygulayıcılara yardımcı olmalıdır.10

Programların temeli “ne, niçin, nasıl, ne zaman, kim ve ne ile” sorularının ce­vapları üzerine kurulur. Bu soruların cevaplarını, sırasıyla, sosyal çevre, konu ala­nı, eğitim felsefesi, eğitim psikolojisi, bireylerde ve eğitim ekonomisinde bulabili­riz.11 Bu sebeple, eğitim programlarının dört temeli vardır:

1. Programın felsefi temelleri: Her eğitim uygulaması, bir insan anlayışını, in­san felsefesini, yani bir dünya görüşünü, bir kültür ve uygarlık anlayışını yansıtır.

2. Programın psikolojik temelleri: Programlar, öğrenme ve gelişim psikolojisi­nin ilkelerine ve hitap ettiği öğrencilerin bedensel, zihinsel ve duygusal bakımın­dan gelişmişlik, olgunluk düzeyine uygun olmak ve bireysel farkları dikkate alarak hazırlanmak zorundadır.

3. Programın ekonomik temelleri: Programın ekonomik temelleri iki boyutlu­dur. Birincisi, eğitim yaşantılarının hangi imkanlarla gerçekleştirileceği ile ilgilidir. Bu bağlamda, programlar hazırlarken, programın hangi ekonomik imkanlarla yapı­lacağı dikkate alınmalıdır. İkinci boyut, eğitilen öğrencilerin, üretime dönük bilgi, beceri ve tutumlarla donatılması demektir. Buna göre, programların içeriği, birey­lere, üretime dönük, geçerli iş ve mesleklere yönelik davranışlar kazandıracak ni­teliklerde olmalıdır.

4. Programın sosyal (toplumsal) temelleri: Eğitim, sosyal bir kurumdur. Eğiti­min bir görevi de, yeni yetişen kuşağa, toplumun kültürünü aktarmaktır. Eğitilen bi­reyin, toplumun etkin, uyumlu bir üyesi olacağı düşünülerek, toplumun özellikleri­ni tanıtabilecek programlar hazırlanmalıdır. Ancak, bunun yanında, programların hazırlanmasında, çağdaş, evrensel gelişmeler de programa yansımalıdır.

Günümüzde genel olarak öğretim programlarında şu öğeler bulunmaktadır:

1. Amaçlar (Hedefler)

2. Davranışlar

3. Konular

4. Açıklamalar, İlkeler

5. Eğitim-öğretim durumları

6. Değerlendirme.

Program Geliştirme Süreci

Program geliştirme süreci, program hazırlama, uygulama ve değerlendirme ça­lışmalarını içine alır. Bu sıireçde, eğitim programlarının dayandığı temellerle ilgili “niçin, ne, nasıl, ne zaman, kim ve ne ile öğreteceğiz ve öğretimin sonunda ne ka­dar öğrettik?” sorusuna cevap aranır. Eğitimin amaçlarını belirlemek, örgün eğitim faaliyetlerinin dayanaklarıdır. Amaçlar büyük ölçüde, ülkenin eğitim felsefesini de ortaya koymaktadır. Programın içerik boyutunda, “belirlenen amaçlara ulaşabil­mek için ne öğretelim?” sorusuna cevap aranır. Büyük oranda da amaç-araç ilişkisi kurularak, amaca uygun bilgilerin aktarılması istenir. Programın süreç boyutunda ise, “içeriğin öğrenciye nasıl aktarılacağı" belirlenir. Yani, “öğretim yöntem ve tek­nikleri He araç-gereç ve kaynaklar neler olacaktır?” sorusu cevaplandırılır. Progra­mın son boyutu olan değerlendirme boyutunda ise, “yapılan öğretimin kalite kont­rolü” yapılır. Değerlendirme sonuçları da eğitimin amaçlarına ne kadar ulaşılıp ula­şılmadığını oıtaya koyar.

Eğitimin amaçlarını belirlemek örgün eğitim faaliyetlerinin dayanağıdır. Eğitim programlarında yer alan üç amaç vardır:

1. Uzak amaç: Devletin eğitim politikası (eğitim felsefesi).

2. Genel amaç: Uzak hedef doğrultusunda belirlenen okulların amaçlan.

3. Özel amaç: Genel amaçlar doğrultusunda belirlenen derslerin hedefleri.

Öğretim programlarında yer alan bütün derslerin ulaşmak istediği bir hedef var­dır. Her ders, ulaşmak istediği kendine has özel hedefini gerçekleştirirken okulun genel amacına ve uzak amacına, yani devletin belirlediği eğitim politikasının ger­çekleşmesine katkıda bulunmak durumundadır. Böyleee her dersin programının üç basamaklı amaca yönelik olarak yapılması gerekmektedir.12

TABLO 1

Eğitim Amaçlarının Düzenlenmesi ve Uygulanması

Belirleyiciler

Uygulayıcılar

Alan

Eğitim Politikası

Program

Geliştirme

Eğitim

Yönetimi

Eğitim

Etkinlikleri

Kişi ve Kuruluşlar

Siyasetçiler, Sivil Toplum Kuruluşları, Yurttaşlar

Programcılar,

Eğitim Bilimciler,

Psikologlar,

Sosyologlar,

Öğretmenler,

Konıı Alanı

Uzmanları

Yöneticiler,

Müfettişler

Öğretmenler,

Müfettişler

Amaç

Düzeyi

Uzak Amaçlar

Tiım Amaçlar

Tum Amaçlar

Dersin Hedeflen

Tablo I ’de görüldüğü gibi, eğitim amaçlarının düzenlenmesi konusunda sadece eğitimcilerin değil, toplumun her kesiminin etkisi vardır. Siyasetçiler, sivil toplum kuruluşları ve tüm yurttaşlar eğitimle ilgili görüşlerini açıklayarak eğitim politika­sını ve eğitimin uzak amaçlarını belirlerler. Bu uzak amaçlar doğrultusunda, prog­ram geliştirme alanında, programcılar, psikologlar, uygulayıcı öğretmenler ve konu alanı uzmanlarından oluşan komisyon eğitimin tüm amaçlarını belirleyerek yazılı hale getirirler. Basılı hale gelen programın uygulanması eğitim yöneticileri ve mü­fettişler ile öğretmenlerin görevidir. Eğitim yöneticileri ve müfettişler, uzak amaç­ların, okulların genel amaçlarının ve derslerin amaçların gerçekleşmesinde alt ya­pının hazırlanması, rehberlik ve kontrol görevlerini üstlenirler. Öğretmenler ise, uzak ve genel amaçlar çerçevesinde dersin özel hedeflerini gerçekleştirirler.

Bu çerçeve içinde hazırlanmış din dersi programlarında, genel olarak dini ve ah­laki bilgilerin yanında bir çok tutum, alışkanlık ve değerlerle ilgili davranışların da kazandırılması amaçlanmaktadır. Ancak öğrencilere bu davranışların kazandırılma­sı, çağın şartlarına uygun, bilimsel bulgular ışığında hazırlanmış programların uy­gulanmasıyla sağlanabilir.

DİN DERSİ PROGRAMININ HAZIRLANMASI

Program geliştirmenin esasları ışığında İslam din dersinin programının gelişti­rilmesi ele alındığında, dersin amaçlarının ve içeriğinin tespit edilmesinden önce, dersin teorisinin iyi bir şekilde ortaya konulup geliştirilmesine ihtiyaç vardır.

İslam Din Dersinin Teorisi

İslam din dersinin teorisi, çok amaçlı (plüralist) toplumun, onun uzantısı olan okulun ve İslam dininin amaçlarının birlikte düşünülüp değerlendirilmesi ile geli­şir. Başka bir ifade ile, böyle bir teori için genel eğitim felsefesinin (uzak amaç), okulların genel amaçlarının ve İslam dininin özel hedefinin birbirini zedelemeye­cek bir biçimde bir araya getirilmesi gerekir.13 Yani, din dersi, anayasa ve diğer ya­salarla çelişmeksizin mevcut eğitim sisteminin içerisinde kendi özel amaçlarını gerçekleştirmek durumundadır. Bunu gerçekleştirirken, din dersi, öğrencilerin ve onların velilerinin istek ve ihtiyaçlarını da karşılayacaktır.

Bu çerçeve içinde, Türkiye ve Almanya’da ilk ve orta dereceli okullarda okutu­lan din dersinin programını hazırlamak istediğimizde, karşımızda bu devletlerin ge­nel eğitim felsefeleri içinde din dersine verilen rolün belirlenmesi konusu çıkar.

Din eğitimi uygulamaları açısından her ülkenin kendi tarihsel, siyasal ve top­lumsal yapısına göre farklılıkları bulunmaktadır. Buna göre, ülkeler kendi devlet yapısına göre din dersine yer vermişlerdir.

Türkiye’de Din Dersinin Statüsü

Türkiye’de din dersinin temel felsefesi ya da teorisinin ortaya konulması nok­tasında geçmişine fazla inmeden şu andaki statüsü ile ilgili şu temel tespitleri say­malıyız:

Türkiye’de din eğitimi ve öğretimi devletin denetim ve gözetimi altında yapıl­maktadır. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri ilk ve orta dereceli okullarda oku­tulan zorunlu dersler arasındadır. Din derslerinin programları diğer tüm derslerde olduğu gibi Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılmaktadır. Ders kitapları ise ya doğrudan Bakanlık tarafından üretilmekte ya da özel yayınevlerince üretilenler kontrol edilerek onaylanmaktadır. “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersi tüm öğren­ciler için zorunlu bir derstir. Dersin adı, İslam Din Dersi değil “Din Kültürü ve Ah­lak Bilgisi” dir. Buna göre, ders bir dini benimsetmek için verilen mezhebe dayalı bir din dersi değil (non-confessionelle), tüm dinlerin öğretildiği genel bir din ve ah­lak dersidir. Ayrıca bağımsız bir ahlak dersi de söz konusu değildir.14

Almanya’da Din Dersinin Statüsü

Almanya’da eğitim uygulamaları eyaletlere göre farklılık arz etmesine rağmen tüm eyaletlerde ilk ve orta dereceli okullarda öğrenci, din veya ahlak derslerinden birisini seçerek okumak zorundadır. Din dersi, devletin denetimi ve gözetimi altın­da olur, ancak dersin programı ve öğretmenleri ile ilgili son sözü ilgili dinin tem­silcisi kurum verir. Din dersi seçilerek okunduğu için mezhebe dayalı (confessi- onelle) bir derstir ve (Protestan Din Dersi, İslam Din Dersi gibi) seçilen dinin adı ile anılır. Bunun anlamı, bu ders, seçilen dini benimsetmeye ve sevdirmeye yöne­lik bir içerik ve yöntemle işlenebilir.

Almanya’da Protestan ve Katolik Din derslerinin programları ilgili mezheplerin kiliseleri tarafından yapılmaktadır. İslam din dersinin programını kim yapacaktır? Bu sorunun cevabı, ayrı bir tartışmanın konusudur,15 burada buna girmeden teknik bilgilere yer verilecektir.

Türkiye’de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersinin Teorisi

Türkiye’de din dersleri tüm öğrencilere zorunlu bir kültür dersi olarak okutul­maktadır. Dersin adı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’dir. Bunun sonucu, dersin amaç­ları ve içeriği belirlenirken herhangi bir mezhebe ya da dine dayalı olmayacaktır (non-confessionelle).

Türkiye’de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu olması şöyle temel- lendirilmektedir: Din dersinin teorisi, çok amaçlı toplumun, onun uzantısı olan okulun ve dinin amaçlarının birlikte düşünülüp değerlendirilmesi ile geliştirilebil- diğine göre, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin amaçları belirlenirken çağımız­da okulun genel olarak işlevleri ve Türk Milli Eğitiminin amaçlarına bakmak ge­rekmektedir. Çağımızda eğitimin amaçları, insandaki yetenekleri dengeli bir şekil­de geliştirmek, topluma uyumunu sağlamak ve onun gelişmesi ve kalkınmasına destek olmak, kültür değerlerini korumak, geliştirmek, yeni kuşaklara aktarmak, milli birlik ve bütünlüğü sağlamak olarak algılanmaktadır. 1739 sayılı Kanunda ifa­de edilen Türk Milli Eğitimin Genel Amaçları da eğitimin bu genel amaçlarına pa­ralel bir şekilde belirlenmiştir. Genel olarak eğitimin ve özel olarak Türk Milli Eği­timinin amaçlarının gerçekleştirilmesinde din dersi de üzerine düşeni yapacaktır. O halde din dersi hangi görevleri yerine getirecektir?

Bu çerçeve içinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde öğrencilere genel an­lamda din kurumu, dinler ve ağırlıklı olarak İslam dini hakkında bilgiler verilecek, ahlak konuları hakkında hem bilgi verilecek hem de bazı ortak milli duygular ile tutumlar benimsetilmeye çalışılacaktır. Böylece öğrenci, sosyal bir kurum olarak dini tanıyacak, içinde yaşadığı ortamda bulunan din mensuplarının inanç, ibadet, hayata bakış ve günlük davranışları hakkında bilgi sahibi olacaktır. Aynı şekilde öğ­rencileri bu bilgiler sayesinde, hem içinde bulunduğu topluma kolaylıkla uyum sağ­layabilecek hem de hayata anlam kazandırmada dinden gelen cevaplan öğrenmiş olacaktır. İnsan, hayatı yorumlamak ve yaşantısına bir anlam kazandırmak ihtiya- cındadır. Okulun görevi, öğrencilerin, gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarına yardım­cı olmaktır. Bu bütünlük içinde İslam dininin getirdiği dünya görüşünün temel il­kelerini tanıtmak, onlara gerçeğin dini açıdan nasıl yorumlandığı konusunda bilgi vermek durumundadır. Okul, din ile ilgili sorular yokmuş gibi davranamaz. Bu se­beple, din dersi dinin toplum içinde sahip olduğu yere uygun bir biçimde okulda da temsil edilmelidir.10

Din dersi, öğrencilerin eleştirel bakış açısı kazanmaları açısından da yardımcı olabilir. Değişik felsefi görüşler ve ideolojiler, insanın varlığı, geleceği ve mutlulu­ğu ile ilgili değişik yorumlar getirirken, dinin getirdiği yorum da din dersi yoluyla onların yanında yer alacak, onların da eleştiri konusu yapılabileceğini ortaya koya­caktır. Böylece, gerçeğin henüz çözümlenmemiş olduğu, ona bakışların ve onu yo- ıumlayışların tek türlü olmadığı olgusu ortaya konularak, tartışma konusu yapıl­makla yeni yetişenlerin ufkunun açık olduğu, kendilerinin de bu konuda düşünüp katkıda bulunabileceği belirtilmiş olacaktır.17

Müslüman Türk toplumu içinde yaşayan bir kişinin, toplumun değerlerini, hiz­met edeceği ve sürekli karşılıklı ilişki içinde bulunacağı kişilerin davranışlarına yön veren dini inançlarını ve esaslarım tanımaması, bilmemesi düşünülemez.18 Hangi görevde ve sosyal çevrede olursak olalım, arkadaşlık ve komşuluk ilişkile­rinde bile davranışlarımıza yön veren inanışlarımızı karşılıklı tanımak ve hesaba katmak durumundayız. Ayrıca, küçülen diinyda ve uluslararası ilişkilerin yaygın­laştığı günümüzde sadece İslam dinini değil, çevremizde yaşayan veya sanal ortam­da bile olsa karşı karşıya geldiğimiz dinleri de tanımak gerekmektedir. Bu nedenle Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde bu bilgilere de yer vermek zorunludur.

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi, Türk kültürünü, büyük ölçüde etkilemiş olan İslam dinini, yetişmekte olan kuşağa tanıtmalıdır. Türk edebiyatında, müziğin­de, mimarisinde, hatta toplumda insanların niçin öyle değil de böyle davrandığın­da ve konuşma biçiminde, dinle ilgili motifler, sembolik ifadeler, çok yönlü izler vardır. İslam dinini bilmek, bütün bunları anlamak için kaçınılmazdır.

Okul, toplumu hiçe sayıp onu görmezlikten gelemeyeceği gibi, toplumun ço­ğunluğunun isteklerini de göz ardı edemez. Bu nedenle, Din Kültürü ve Ahlak Bil­gisi dersi programı, toplumun çoğunluğunun inancı olan İslam dininin ibadetleri ile günlük davranışlarla ilgili konulardaki bilgi istek ve ihtiyaçlarını karşılamak duru­mundadır. Ancak bunu yaparken, isteyen öğrencilerin, dinin gereklerini rahatça ye­rine getirebilecek, niçin inandığını, ibadet yaparken bunun ne anlama geldiğini, okuduğu dua ve surelerin anlamlarını düşünebilecek, inançlarıyla davranışları ara­sında bir bütünlük sağlayabilecek şekilde yetişmelerine özen gösterilmelidir.

Yukarıda açıklanan hususlardan dolayı, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin İslam dinini benimsetmeğe veya empoze etmeye yönelik olduğu, bunun da dini bir zorlama olduğu itirazı yapılabilir. Ancak, bugünkü ders programında “ilkeler”19 başlığında da vurgulandığı gibi öğrenciler bu derste inanmaya ve uygulamaya zor- lanmamaktadır. Zaten din dersi zorlamayı değil, bilgilendirmeyi amaçlamaktadır. Buna rağmen, şu andaki uygulamada olduğu gibi (Hıristiyan ve Yahudi gibi) İs­lam’dan başka dine mensup olduğunu belgeleyen öğrenciler derse devam etmeye­bilirler.20

Şu andaki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin yukarıda açıklanan durumu sebebiyle, isteyen öğrencilerin inandıkları İslam dini ile ilgili daha geniş bilgi edin­melerini sağlamak için seçmeli İslam din dersleri konulabilir. Aynı şekilde, tüm İs­lam toplumlarında olduğu gibi Türk toplumunda da oldukça önemli görülen Kur’an’ın Arapçasının yüzünden okunması ihtiyacı da, seçmeli bir ders konularak, öğrencilerin devletin kontrolünde ve sağlıklı bir ortamda karşılanabilir.

Almanya’da İslam Din Dersinin Teorisi

Almanya’da İslam din dersleri Katolik, Protestan gibi diğer din dersleri gibi seçmeli olduğu için mezhebe dayalı (confessionelle) bir derstir. Dolayısıyla, İslam din dersleri, derse katılan öğrencilerin İslam inanç, ibadet, ahlak ve muamelatla il­gili bilişsel ihtiyaçlarını karşılamanın yanında, öğrencilerin dini duyguları yaşama­larına, dini inanç ve tutumlar kazanmalarına da yardımcı olmalıdır.

İslam din dersi programının hazırlanmasında, yapılacak ilk iş yukarıda prog­ramların temelinde sorulması gereken sorulan cevaplandırmaktır. Programların te­melinde “Niçin din eğitimi ve bu programı bitiren öğrenciler hangi davranışları ka­zanmış olacaklardır” sorularını cevaplandırarak dersin genel ve özel amaçları be­lirlenecektir. Amaçları tespit ettikten sonra, bu amaçları gerçekleştirecek içeriğin yani konuların belirlenmesi gerekir. Burada önce amaçların mı yoksa konuların mı belirlenmesi konusunda program geliştirmeciler arasında değişik görüşler bulun­masına rağmen artık konudan hareketle amaçların belirlenmesi düşüncesi çok faz­la benimsenınemektedir. Ancak, genel olarak İslam eğitim geleneğinde dersin amaçlarını belirleyici olarak konu alanı ve dini metinlerden hareket edilmiştir. Bu iki anlayışı şema halinde şöyle gösterebiliriz.

TABLO 2

Din dersi programlarının amaç ve konularının belirlenmesi

Tablo 2’den de anlaşılacağı gibi, dersin amaçlarının belirlenmesinde ilk hareket noktası önemlidir. Merkeze dini metinleri (konu alanı) koyduğunuzda çocuğun dünyası ikinci plana, merkeze çocuğu koyduğunuzda dini metinler ikinci plana düşmektedir. O halde İslam din derslerinin amaçlarının belirlenmesinde bunların hangisi tercih edilmelidir? Bu soruya, İslam dini açısından baktığımızda tercih yap­mak zordur. Çünkü, ne çocuğun dünyasını ne de dini metinleri ikinci plana atama­yız. İslam dini gibi hayatın her anı ile ilgili söyleyecek sözü olan bir dinin öğretil­mesinde, dini metinleri hatta onların yorumları olan dini mirası ikinci plana atama­yız. Aynı şekilde, çocuğun dünyası ise hiç ikinci plana atılmaz. Çocuğun dünyası demek, onun psikolojisi, yaşadığı toplum, etkisi altında kaldığı gelenek-görenekler ve ailesi olmak üzere çocuğun her şeyi demektir. İşte bu noktada, çocuğun dünya­sı ile dini metinlerden birini diğerine tercih etmeden dersin amaç ve konularının be­lirlenmesi, İslam din dersi programının başarısı olacaktır.

Bu çerçevede, İslam din dersinin genel amacı; “öğrencinin içinde yaşadığı top­luma uyum içinde Müslüman bir kişilik kazanması” olmalıdır^ İslam din dersi öğ­rencilerin, Müslüman kimliği ile içinde yaşadıkları çoğulcu Alman toplumuna uyu­munu sağlamalıdır. Böylece, Alman devleti açısından uyumlu bir vatandaş yetişmiş olmasından dolayı eğitimin genel amaçlan gerçekleşmiş olacaktır. Müslümanlar açısından da öğrencilerin Müslüman bir kişilik kazanmalarından dolayı dersin özel amaçları gerçekleşmiş olacaktır.

İslam din dersi, öğrenciye İslam dininin inanç, ibadet, ahlak ve muamelat ile il­gili bilgileri öğretmesinin yanında bunlara inanma, uygulama, değerleri benimseme ve dini duygulan yaşama fırsatı da vermelidir. Bunun için de, bu dersi okutan öğ­retmen de Müslüman olmalıdır. İslam din dersi bunları gerçekleştirirken velilerin isteklerini de dikkate almalı onları da memnun etmelidir. Öğrenci velilerinin din eğitimi ile ilgili üzerinde durdukları önemli hususlardan birisi de çocuklarının Arapça Kur’an okumalarıdır. Bilindiği gibi velilerin bu istek­leri şu anda camilerde pek de sağlıklı olmayan şartlarda yapılmaktadır. Bu husus, İslam din dersi programını hazırlayacak komisyonun tartışması gereken sorunlar­dan birisidir. Bu tartışmalardan sonra, Arapça Kur’an okuma işi, şu anda olduğu gi­bi camilere bırakılabileceği gibi İslam din dersi programına da alınabilir.21

Programla ilgili, son olarak “programın amaçları ve konularının belirlenmesi ile ilgili bu çalışmaları yani programın hazırlanmasını kim gerçekleştirecek” soru­su cevaplandırmalıdır. Almanya’da din derslerinin programları ve öğretmeni ile ilgili son sözü ilgili dinin temsilcileri söylerler. Peki İslam din dersinin programını kim hazırlayacaktır? Bu sorunun cevabını da siyasilere bırakarak, İslam din dersi programını hazırlayacak komisyonda, İslam dini uzmanları, Müslüman din eğitimi bilimcisi, psikolog, sosyolog, dersi okutan öğretmen ve program geliştirmecilerden oluşmalıdır. Bu komisyonun yapacağı işleri tablo halinde (Tablo: 3) gösterebiliriz.

TABLO 3 Program Geliştirme Modeli

İHTİYAÇ BELİRLEME Öğrenci, veli, toplum ve konu alanı (dini metinler)

MUHTEMEL HEDEFLER VE KONULAR

Süzgeç

EĞİTİM FELSEFESİ VE EĞİTİM PSİKOLOJİSİ

T

E

ADAY HEDEFLER VE KONULAR

ÖĞRETME YAKLAŞIMLARI Yöntemler, teknikler

K

R

ÖĞRETİM MATERYALLERİ Ders kitabı ve diğer araç gereçler

A

PROGRAMIN DENENMESİ

R

KESİN HEDEFLER VE KONULAR

ÖĞRETMENLERE H1ZMETIÇ1 EĞİTİM

PROGRAMIN UYGULANMASI VE DENETLENMESİ

SONUÇ

Almanya’da İslam din dersinin diğer din dersleri gibi seçmeli dersler arasında yer alması bazı eyaletlerde başlamıştır ve diğer eyaletlerde de ciddi olarak tartışıl­maktadır. Artık sıra, bu dersin programının hazırlanması ve öğretmenlerinin yetiş­tirilmesine gelmiştir. Bu konuda, elbette sıfır noktas’ından başlanılıyor değildir; bü­yük ölçüde tecrübe kazanılmıştır, ancak, yapılacak çok ciddi işlerin olduğu da bir gerçektir. Bunun için bir din dersi program geliştirme komisyonu kurulmalı ve en kısa zamanda çalışmaya başlamalıdır.

*Cumhuriyet Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi.

1 Fatma Varı^. Eğilimde Program Geliştirme “Teori ve Teknikler". A.U. Eğitim Bilimleri Fak. Yay , 4. baskı, Ankara, 1988, s. 19.

2 Varış, Eğilimde Program Geliştirme "Teori ve Teknikleri”, s. 339

3 Savaş Büyiikkaragöz ve Cuma Çivi, Genel Öğretim Metotları, 3. baskı, Konya 1994, s. 184.

4 Muııire Erden, Eğitimde Program Değerlendirme, Ank.. 1993, s. 3.

5 A. Ferhaıı Oğuzkan, Eğilim Terimleri Sözlüğü, T.D K. Yay., 2. baskı, Ank., 1981, s. 129.

6 Fatma Varış, Programlara İlişkin Temel Kavramlaı ve Tanımlar, Eğilim Bilimlerinde Çağdaş Geliş­meler, A.U.A.Ö.F. Yay., s. 7.

7 Özcan Demirel, Genel Öğretim Yöntemleri, Ank , 1992, s. 5.

8 Aydın Yaka, “Türkiye’de Sosyal Yapı ve Eğitim Programları", I. Eğirim Bilimlerinde Çağdaş Bil­diriler, Adana, 1994, c. 1, s. 143.

9 Nelsoıı L. Bossiııg, çev. Necmı Sarı, Orta Dereceli Okullarda Öğretim, M E. Basımevi, İst., 1959, c. I, s. 30.

10 N. Kemal Önder, Öğretimde Program, İlke ve Yöntemler, Konya, 1986, s. 62; Buyukkaragoz ve Çi­vi, Genel Öğretim Metotları, s. 186-188.

11 Buyiıkkaragoz ve Çivi, Genel Öğretim Metotları, s. 188-196.

12 Selnhattın Erturk, Eğitimde Program Geliştirme, Aıık., 1975, s. 14-15

13 Beyza Bilgin, Eğilim Bilimi ve Din Eğnimi, A.U. ilahiyat Fak. Yay., Ankara, 1988, s. 43.

14 Ayrıntılı bilgi için bkz. Mehmet Zeki Aydın, “Din Derslerinin Gelişimi ve Teorik Yapısı”, A1EB Dm Öğretimi Dergisi, sayı: 37, Ankara, 1992, s. 55-60.

15 Almanya’da İslam din dersleri ile ilgili tartışmalar için bak: N. Yaşar Aşıkoğlu, Almanya’da Temel Eğitimdeki Tiırk Çocuklarının Din Eğitimi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 1993.

16 Bilgin, age, s. 44.

17 Bilgin, ııge, s. 44.

18 Mustafa Tavııkçuoğhı, “İlköğretimde Dııı Eğitimi ve Program Geliştirme Uzeriııe Bazı Düşünce­ler’’. MEB. Din Öğretimi Dergisi, Sayı 43, Ankara. 1993, s. 25. 24-35.

19 Milli Eğitim Bakanlığı, 13 Nisan 1992 tarih ve 2356 sayılı Tebliğler Dergisi.

20 Milli Eğitim Bakanlığı, 27 Temmuz 1990 tarih ve 2317 sayılı Tebliğler Dergisi.

21 Almanya’da cami ve Kur’an eğitimi ile ilgili ayrıntı için bkz. Cemal Tosun, Diıı ve Kıınlik, Türki­ye Diyanet Vakfı Yay., Ank. 1993.

KAYNAKLAR

Aşıkoğlu, N. Yaşar, Almanya ’da Temel Eğitimdeki Turk Çocuklarının Din Eğitimi, Türkiye Di­yanet Vakfı Yay., Ankara, 1993.

Aydın, Mehmet Zeki, “Din Derslerinin Gelişimi ve Teorik Yapısı”, MEB Din Öğretimi Dergi­si, sayı: 37, Ankara, 1992, s. 55-60.

Bilgin, Beyza, Eğitim Bilimi ve Din Eğitimi, A.Ü. İlahiyat Fak. Yay., Ankara, 1988.

Bossing, Nelson L., Orta Dereceli Okullarda Öğretim, çev. Necmi Sarı, Milli Eğitim Basıme­vi, İst., 1959, c.I.

Büyiikkaragöz, Savaş ve Çivi Cuma, Genel Öğretim Metotları, 3. baskı, Konya, 1994.

Demirel, Özcan, Genel Öğretim Yöntemleri, Ders Notları, Ank., 1992.

Erden, Münire, Eğitimde Program Değerlendirme, Ankara, 1993.

Ertürk, Selahattin, Eğitimde Program Geliştirme, Ankara, 1975.

Milli Eğitim Bakanlığı, 13 Nisan 1992 tarih ve 2356 sayılı Tebliğler Dergisi.

Oğuzkan, A. Ferhan, Eğitim Terimleri Sözlüğü, T.D.K. Yay., 2. baskı, Ank., 1981.

Önder, N. Kemal, Öğretimde Program, tike ve Yöntemler, Konya, 1986.

Tavukçuoğlu, Mustafa, “İlköğretimde Din Eğitimi ve Program Geliştirme Üzerine Bazı Düşünceler”, MEB Din Öğretimi Dergisi, Sayı: 43, Ankara, 1993, s.24-35.

Tosun, Cemal, Din ve Kimlik, Türkiye Diyanet Vakfı Yay., Ankara, 1993.

Varış, Fatma, Eğilimde Program Geliştirme “Teori ve Teknikler" A.Ü. E. Bilimleri Fak. Yay., 4. baskı, Ankara, 1988.

Varış, Fatma, “Programlara İlişkin Temel Kavramlar ve Tanımlar”, Eğitim Bilimlerinde Çağ­daş Gelişmeler, A.Ü. Açık Öğretim Fakültesi Yay., Eskişehir, 1991, s.7.

Yaka, Aydın, "Türkiye’de Sosyal Yapı ve Eğitim Programlan”, I. Eğitim Bilimleri Kongresi Bildiriler, Adana, 1994, c.l, s 143.