Makale

EĞİTİM HİZMETLERİ

B A Ş Y A Z I

MEHMET NURİ YILMAZ
Diyanet İşleri Başkanı

EĞİTİM HİZMETLERİ

Fertlerin ve toplumların ruh ve karakterlerini şekillendiren eğitim, ilk insan, ilk peygamber Hz. Adem ile başlayan ve günümüzde, nüfusun artması, sosyal talebin fazlalaşması, ihtisas sahalarının çoğalması ve teknolojinin hızla gelişmesi gibi sebeplerle planlı ve programlı bir şekilde devam eden, toplumlar için önemli bir faaliyettir.
Dünyada, ülkelerin gelişmişlik düzeyleri eğitime verdikleri önemle doğru orantılıdır. Geri kalmış ülkelerdeki insan kaynaklarına ait yetişkinlik seviyesinin düşüklüğü sebebiyle meydana gelen müşterek rahatsızlıkların temelinde eğitime gereken önemin verilmeyişi bulunmaktadır.
Günümüzde, bir ülkedeki okuma- yazma oranının yüksek olması eğitimli insanların çokluğu anlamına gelmemektedir. Nitekim son onbeş yıl içinde ülkemizde, okuma-yazma ve temel eğitim konusunda büyük hamleler gerçekleştirildiği halde, kitap ve gazete okuma oranında ciddi hiçbir artışın olmadığı müşahede edilmektedir.
İslam Dünyasının belli bir dönemden sonra çeşitli sebeplere bağlı olarak ilme ve eğitime gereken önemi vermemesi, bugünkü hazin ve trajik manzaranın oluşmasına sebebiyet vermiştir. Ondokuzuncu asırdan beri İslam aydınları geri kalmışlığın sebepleri ve çareleri konusunda yorumlar getirirken, eğitim-öğretim konusuyla yakından ilgilenmişler, olayı sadece ekonomik boyutlara indirgememişlerdir. Böyle yapmakla da isabetli davranmışlardır. Mehmet Akif’i, EmirŞekip Arslan’ı, Ebu’l Haşan Ali en-NedvPyi bu vesile ile takdirle anıyoruz.
Psikologlara, tabiatçılara, sosyologlara ve pedegoglara göre farklı şekilde tanımlanan, kısaca “İnsan Yetiştirme düzeni” olarak da tarif edilen eğitime büyük önem veren atalarımızın, tarihte muazzam bir İslam Medeniyeti meydana getirdikleri ve bir çok alanda ilkleri gerçekleştirdikleri bilinmektedir.
Tarihimizde medreselerin resmen kurdurulmaya başlamasında ilk büyük hizmetleri geçen Selçuklu Türk Sultanı Alparslan’ı, oğlu Melikşah’ı ve Baş veziri Nizamülmülk’ü rahmet ve saygılarla anıyoruz. Atabeğlik döneminin hükümdarlarından Nureddin Zengi’yi de takdirle yâd ediyoruz. O, bazı devlet tahsisatını sürekli olarak vakıf ederek, "İrsâdât" denilen yeni bir mali uygulama yöntemi getirerek, bilginleri ve eğitimcileri desteklemekle, kalıcı bir hizmeti gerçekleştirmiştir. 1980’li yılların ortalarında ülkemizde başlatılan “Türk Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları” uygulamasının da tarihteki ilk örneği olan "İrsâdât" uygulamaları, fıkhî yönden tartışmalı olsalar da, toplumsal adalet ve eğitim açısından önemli görevler îfa etmişlerdir.
21. yüzyıla hazırlandığımız bu zaman diliminde toplum olarak ilmin beşikten mezara kadar devam ettiği gerçeğini iyi kavrayarak her sahada eğitime büyük önem vermeliyiz. Özellikle örgün eğitim çağında bulunan çocuklarımızın eğitim ve öğretimi üzerinde gereken hassasiyeti göstermeli, onları yaşayacakları zamana göre yetiştirmeliyiz.
1965 yılında çıkarılan 633 sayılı Diyanet Teşkilat Kanunu, Başkanlığımıza-, " Toplumu Din Konusunda Aydınlatma" görevini vermiştir. Diyanet Teşkilatı sadece bir istihdam müessesesi değil; aynı zamanda yaygın eğitim hizmeti veren bir kuruluştur.
Cami görevlilerimiz yaz aylarında, cami ve mescitlerimizde, isteyen çocuklarımıza İslâm’ın esaslarını, namaz surelerini ve Kur’ân-ı Kerim’i okumayı öğretmektedir. İklim ve doğal şartların eğitimi zorlaştırdığı bir dönem olan yaz mevsimi içinde bu eğitimin en uygun olarak nasıl yapılması ve nelerin öğretilmesi konusunda geçen yıllarda Başkanlığımız, bir müfredât çalışması başlatmıştır. Peygamberimizin (S.A.S.); Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz!" şeklindeki Hadis-i Şerifleri bu konudaki temel ölçümüz olmalıdır.
Yeni başlayacak eğitim ve öğretim yılında, bütün öğretmen ve öğrencilerimize başarı ve kolaylıklar diliyor, bütün meslektaşlarımı “ toplumu din konusunda aydınlatma" hizmet ve faaliyetlerinde daha gayretli ve üretken olmaya ve toplumu da faydalı olan her konuda bilgi sahibi olma yolunda gayret sarfetmeye davet ediyorum.