Makale

Bilgisayar Vasıtasıyla Sünnet-i Şerife’yi Toplama ve Tasnif için Bir Tasarı

Bilgisayar Vasıtasıyla Sünnet-i Şerife’yi Toplama ve Tasnif için Bir Tasarı [*]

Yazan:
Dr. Abdü’l-azim ed-Deyb
Çeviren :
Dr. Abdullah AYDINLI

Besmele, Hamdele ve Salveleden sonra;

Değerli kongrenin huzuruna, "bilgisayarı”, sünneti toplama, tasnif etme ve konularına, ayırma hususunda bir tasarı ile çıkıyorum. Bunun, Peygamberimi­zin (s.a.s.) sünnetine hizmet yolunda atılmış bir adım olmasını; söyleyecekle­rimiz, yazacaklarımız ve yapacaklarımız işlerde muvaffak kılınmamızı ümit ederim. Yardımcımız Allah Teâlâ’dır.

I — GİRİŞ

Allah’ın İslâm ümmetine bahşettiği lütuflardan bazıları; Son Peygam­berin (s.a.s.) sünnetini korumak için isnat sistemini onlara nasip etmesi, onları buna muvaffak kılması ve bu hususta onlara yardım etmesidir. Peygambe­rin sünneti ise dinin ikinci aslıdır ve din onsuz ayakta duramaz.

Sünneti toplama, muhafaza etme, tetkik edip zayıfını ayırma konusunda bezledilen samimi gayretlere insaflıca bakan kimse, nesillerimizin tevarüs ettiği bu semerenin ardında Allah’ın tevfik, yardım ve ilhamının öldüğünü an­lamış olur. Zira bilinmektedir ki bütün aslî ve fer’î meseleler; bilen, takdir eden ve anlayan kimseleri hayrete düşürecek bir dikkatle kaydedilmişlerdir.

Allah, selefimiz büyük imamlara sünnet uğrunda çalışma ve gayret etme gücünü verip, onlara, hayret ve şaşkınlık uyandırıcı haberleri bize ulaşan hafızalar bahşetmişti. Bize de şu zamanda böyle bir hayat yaşamayı takdir etti. Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki zihinler her tarafa dağılmakta, her an üzücü ve rahatsız edici haberler ortaya çıkmakta, sonunda sinirler gerginleşmekte, ruhlar hasta olmaktadır. Bunun sonucu ezberleme kabiliyeti ender bir şey halini almış bulunuyor. Artık hafızalar kısa müddetler için, cüz’i ve dağınık ilmî meseleleri ezberleyebilmektedirler.

Ümmetimiz her ne kadar ilim meydanından uzak kalmışsa da şaşkınlık ve gaflet içinde durması doğru olmaz.

Etrafımızdaki insanlara ve eşyaya bakmalı ve hayatımızın her yönü hak

(*) Bu makale, Katar/Doha’da-akdedilen 3. Siret ve Sünnet-i Nebeviyye Kon­feransına 26 nolu tebliğ olarak sunulmuştur (Çeviren).

kında asrın basanlarından yararlanmalıyız. Tâki bu teknik başarılar ünündeki tavrımız, büyük atalarımızın Yunan, Roma medeniyetleri, Hind ve Iran kültürleri önündeki tavırları gibi olsun. Onlar bu medeniyet ve kültürleri reddetme­diler. Aynı zamanda onlara boyun da eğmediler. Aksine onları kendilerine musahhar kılıp İslâmi bir açıdan ele aldılar ve onlara kendi ruh ve renklerini verdiler. Bu şekilde onların önünde boyun eğmiş, şaşkın bir halde değil muzaf­fer bir halde kaldılar.

Asrın medeniyeti ile bu çıkış noktasından hareketle muamele yapabiliriz:

Biz onu kullanacağız, o bizi değil. Biz ona mâlik olacağız o bize değil. Ücret olarak ona mallarımızı vereceğiz fakat ona boyun eğerek ruhlarımızı verme­yeceğiz.

İşte bu şekilde kompüterden veya elektronik beyinden yahut bilgisayardan yararlanabiliriz. Bu âletten; sünnetin bir araya toplanması, korunması, kolay elde edilmesi, hatta tasnifi ve tedrisi konularında istifade edebiliriz. Ben ilk adım olarak bir tasavvurda bulunmaya veya tasavvur ettiğim plânın ilk projesini vermeye gayret edeceğim. Tatbik sahasına konulması için bu iş henüz bir grup mütehassısa muhtaçtır.

II — Plânın Projesi:

Genellikle araştırmacı aşağıdakilere benzer sorularla veya bunların çoğuy­la, ekseriyetle de hepsiyle karşı karşıya gelir. Sorular şunlardır:

1. Falan konudaki hadîs-i şerifler nelerdir?

2. Bunlardan her bir hadisin sıhhat derecesi nedir?

3. Bunların zâhiren zıt gibi görünenleri nasıl telif edilir?

4. Bunlarm müşkil (anlaşılması güç) yönleri nasıl açıklanır?

5. Bunlardaki garip kelimelerle ne kastedilmiştir?

6. Falan hadîsi bize ulaştıran bütün senedler nelerdir?

7. Baş tarafını bildiğimde bir hadisi nasıl bulabilirim?

8. Sadece râvîsini bildiğimde hadîsi nasıl bulabilirim?

9. Ne lafzını ne de râvîsini bilmeyip de yalnız manasını bildiğim bir ha­dîs nasıl bulunabilir?(1).

10. Söz konusu hadîsin râvîlerinden her biri hakkında ne denmiştir?

11. Cerh ve ta’dîl âlimleri, râvîlerden: birinin durumu hakkında ihtilâf ettiklerinde çözüm nasıl olacaktır.

12. Dahası var: Râvîlerden birinin durumu hakkında ihtilâf edilir de ih­tilâf edenler râvîlerde yer değiştirirlerse hal çaresi nasıl olacak? Şunu demek istiyorum: Meselâ, hadîsin râvîlerinden biri hakkında Ebû Hâtim er-Râzî “meçhûl” derken İbn Hibbân "sika” derse ve aynı hadîsin râvîlerinden bir diğeri hakkında ise İbn Hibbân "meçhûl” derken Ebû Hâtim "sika” derse çözüm nasıl olacak?

(1) Bu soruların bir kısmına, eldeki imkânlar ölçüsünde cevap bulmak için bkz.: Hadislerin Bulunması ve Tespit Konusunda Yapılan Çalışmalar, Abdullah Aydınlı, Fikir ve Sanatta Hareket, Sâyı : 24, Eylül 1981, (Müt).

Örnek :

Bu güçlüklere ilmî bir örnek vereceğim. Araştırmacılardan biri bir gün hicri 5. asırda yaşamış usûl imamlarından birine ait yazma bir eseri okurken O’nun "Yolcu ve malı, Allah’ın koruduğu müstesna, helâktadır.” hadisini delil olarak kullandığını görmüş. Kaynağını vermek için hadîsi araştırmaya başla­mış fakat o an için bulamamış. Ne “Miftahu Künûzi’s-Sünne”, ne “el-Mu’cemu’l-Mufehres li-Elfâzı’l-hadisi’n-Nebevî”, ne Sünen kitapları, ne de Sahih, Etrâf ve Cami’ tarzındaki eserler onun işine yaramadı. Hâlbuki hadîs kaynak eserler­de olmalıydı. Böylesi bir imamın bu derece bir yanılma içine düşmesi de zannedilemez. Sonradan İbnu’l-Esîr’in bu hadîsi, “en-Nihâye”sinin (4/98 ) "Ka-La-Te” maddesinde zikrettiğini görmüş. İşte bu, hadis bulmanın güçlüğünü ortaya koyan bir örnektir ve en basit güçlüklerdendir.

Diğer Hedefler:

Bilgisayarla diğer bazı hedefleri de gerçekleştirmek mümkündür. Meselâ; bütün hadîsler toplanır, sıhhat derecelerine göre tertip edilir. Bu şekilde bü­tün sahih hadisleri toplar (malumdur ki Sahîhân bütün sahih hadîsleri içine almaz.), onları konularına göre ayırırız. Sonra hasen ve za’îf hadîsleri toplarız.

III — Tarif ve Açıklama:

Bilgisayar cihazları aynı anda iki iş görürler. Bunlar şunlardır:

1. Bilgileri depo edip saklamak ve ihtiyaç halinde kolayca istifadeye sun­mak. Havayolları bürolarının cihazları buna örnek verilebilir. Buralardaki ci­hazlar; yolcuların isimlerini, yolculuk numarasını, tarihini, saatini, geçeceği ha­va alanlarını, ekseriya bilet ücretini, ödeme yolunu, yolcu ile hava yolu şir­keti arasında aracı olan seyahat acentasını bellemektedirler.

Biz, sınırlı malûmat sahibi bir görevlinin birçok düğmelere hafifçe do­kunduğunu, bu şekilde bu cihazın, verilen bütün bilgileri kaydettiğini görürüz. Aylar sonra birisi, depolanan bilgileri istemek için geldiğinde görevli düğme­lere yine dokunur. Bunun üzerine, sayfa çevirme sizin veya rakam araştırmaksızın yahut hataya maruz bırakıcı herhangi bir güçlüğe girmeksizin bilgiler, bütün açıklık ve dakikliği ile önüne çıkarlar.

Şaşılacak şeydir ki bu bilgiler, Allah’ın dilediği âna kadar uzun zamanlar, hacmi küçük bu cihanda saklı kalırlar.

2. Bilgileri değerlendirip sınıflandırmak ve bir netice çıkarmak. Bu, bu cihazın ikinci ve önemli görevidir. Bu hususta bu cihazlar şaşılacak şeyler yapıyorlar, insanların elindeki çok küçük cihazlara bir bakmak bile kâ­fidir. Yüksekliği yarım cm’yi, boyu ve eni 6x10 cm’yi aşmayan bir âlet! Bu âlet! nasıl birkaç saniye içinde büyük sayılan çarpıyor, bölüyor ve kök sayılarını bilebiliyor. İnsan bu rakamların sadece yazmasına teşebbüs etse yine de karıştırır. Dahası, bu küçük aletlerden, aynı zamanda bilgi depolayanları da var!

Bu aletler kümeleşip birleştiğinde onlardan efsanevî güçte modeller mey­dana gelir. Onlar elan milyonlarca mekanik ve elektronik ameliye ihtiva eden büyük sanayi kollarında mühendislik mercii rolünü ve büyük iş yerlerinde karmaşık deney sonuçlarını tahlil etme görevini îfa etmekte, insanların elde et­mekten âciz kaldığı neticelere ulaşmaktadırlar.

Bu âletler, son iki senede büyük gelişme göstermiştir. Öyle ki kullanılma­ları kolaylaşmış ve onlardan yararlanmak en küçük bir maharet kesbiyle müm­kün olmuştur. Bunlar üç şekilde; ya yazılı olarak, ya cihazın ekranı üzerine ve­ya her ikisini beraberce olmak üzere netice verirler.

Üstelik bu cihazlar, neticedeki veya kendilerine sorulan sorudaki hatayı ortaya çıkarıp buna dikkat çekebilmekte ve aynı anda araştırmacı, cihazın ken­disine, hata yerindeki cümleyi vermesini isteyebilmekte, parmağını düğmeden kaldırdığında ise, cümle yazılı olarak kendisine çıkarılmaktadır.

IV — Tasavvur ve Plân:

Bu cihazların uzmanları vardır. Bunlara, program, yapan manasına “prog­ramcı” denmektedir. İş sahibine, bu programcılardan, cevap almak istediği is­tekleri veya cihazdan elde etmek istediği şeyleri istemek düşüyor. O zaman is­tatistikçinin görevi şöyle olur:

1. Cihaza vermek için gerekli ve istenilen bilgileri ayırmak.

2. İstatistikçinin bulup ortaya koyduğu sistem ve sembollere uygun ola­rak bilgileri programlamak.

3. Bu bilgileri cihaza verip kaydettirmek veya onların ifadesiyle cihazı bu bilgilerle beslemek.

Diğer Bir Şekil:

Diğer bir durumda iş sahibi bilgisayar uzmanına gelir, yanındaki bilgileri ona verir ve bu bilgilerin verebileceği verileri tasavvur etmeyi ona bırakır. Bil­gisayar uzmanı bu durumda ekseriya, iş sahibinin verdiği bilgilerden bekledi­ği verilerin birkaç katı veriyi (cevabı) ister. Cihaz da yanındaki bilgilerden, her türlü cevab-cihazı bu bilgilerle besleme ânında hatıra gelmemiş olsa da, çıkarmaya kâdirdir.

Buna göre Proje Şöyle Olur :

A — Ehliyetli, muktedir ve geniş mütâlaa sahibi hadisçilerden bir iş grubu; bunlarla beraber tefsir, usûl ve kelâm ilmi gibi muhtelif İslâmî ilimler uzmanlarından ve lügat, tarih ilimleriyle yazma eserler ve kültür âlimlerinden bir heyet oluşturulur.

B — Bu mevzulara yakın meselelerde bilgi ve güç sahibi bilgisayar âlim­lerinden bir grup oluşturulur. Bunların güvenilir ve dindar olmaları da lâzımdır.

Birinci grubun görevi aşağıdaki hususlardır:

1. Muhtelif sünnet kitaplarını ve hadislerle eserlere dayanma hususunda sünnet kitapları gibi olanları tamamen toplamak; Rasûlullah’a (s.a.s.) veya sahâbeden birine nispet edilmesi mümkün olan haberleri bir araya getirmek. Burada, sıhhat derecesi ne olursa olsun bulunan malzememin hiçbiri terkedilmemelidir.

2. Bütün ricâl kitaplarını; nerede bulunursa bulunsun, cerh ve ta’dil âlim­lerinin muhtelif yerlerde verdikleri hükümlerin, söyledikleri sözlerin hepsini ta­mamen toplamak.

3. Nihayet ve Garîbeyn gibi, hadîs ve eserlerdeki garip kelimelerle ilgili kitapları tamamen toplamak. Hatta, müstakil kitaplarda olmasa da —nerede olursa olsun— bu konuda rivâyet edilen her şeyi toplamak.

4. Ibn Kuteybe ve Tahâvî’nin yazdıkları gibi, muhtelifu’1-hadis ve müşkilu’l-hadis konusunda yazılanların hepsini tespit etmek, bu meselede değişik yerlerde rivayet edilenlerin hepsini tamamen toplamak.

5. Toplanan bu temel eserin hareke, nokta ve harf yanlışlıkları ile baskı hataları taşımadıklarından emin olmak.

6. Emîru’l-mü’minîn fi’l-hadîs’ten başlayıp en alt mertebeye doğru, râvîlerin lakablarını derecelerine göre tertibe koymak.

7. Hadis çeşitlerini, muhtelif kısımlarından herbirinin derecesine göre bir tertibe koymak.

İkinci Grubun Görevi de Şöyle Olacaktır:

1. Birinci grubun işine muvafakat etmek ve bu isin boyutlarını kavramak. Tâ ki bu, işin özellik ve mahiyetini anlamada kendilerine yardım etsin.

2. Lakap (ünvan) ve mertebelere semboller, onların ifadesiyle “kodlar koymak ve temeli üzerine cihazı “besleyecekleri" durumun projesini yapmak.

3. Bu durum ve fikirleri birinci grupla münakaşa etmek.

Bundan Sonra:

İki grup, cihazı "besleme” esnasında beraber çalışırlar. Burada birinci grup; isimlerin doğru okunması, lafızların sağlamca tespiti, herhangi bir kelimenin tahrif edilmemesi veya herhangi bir cümlenin düşmemesi yahut her­hangi bir rakamın değişmemesini sağlar. Ve iki grup, açıklandığı şekilde aşa­ğıdaki hususları kaydederler:

1. Bütün rivâyetleri ile Resûlullah’a (s.a.s.) nispet edilen her hadis ve sahabeden gelen her eser.

2. Bütün tarîkleriyle hadîsin senedi.

3. Hadîs râvîlerinden her birinin neseb ve hayatı.

4. Ta’dil edenler ister İttifak etsin ister ihtilâf etsin, her râvi hakkında cerh ve ta’dîlle ilgili söylenen sözler.

5. Hadîsin garip kelimelerinin açıklanması hususunda söylenenler.

6. Anlaşılma güçlüğünün bulunduğu yerde hadisin müşkilini hal husu­sunda söylenenler.

7. Tearuz halinde te’lîf ve cem’ hususunda söylenenler.

8. Nasih ve mensûh hakkında söylenenler.

V — Çalışmanın Merhaleleri:

Komisyonu oluşturup işini bitirmeden önce aşağıdaki şeylerle işe başlamak mümkündür :

1. Cihazın cinsini ve hacmini belirtmek. Bereket versin ki bu, orta cinsden veya ortadan aşağı cinsden bir şey olacak. Hâlihazırda ise, hafızası milyon­larca kelime alabilen orta cinsden cihazlar var.

2. Beraberinde bir veya daha fazla hadisçi yahut İslâmiyetçi bulunan bu mevzuda ehliyetli bir programcı ve tamamen matbaa âletine benzeyen “cihaz harfleri”ne göre yazmayı öğrenmesi için bir tekniker ile anlaşmak.

3. Cihaz önce sahîhân ile beslenir. Sonra Kütüb-i Sitte’nin geri kalanı verilir. Cihaz başta basit sorulara cevap vermede kullanılabilir. Bu durumda o, Kütüb-i Sitte’yi senedleriyle beraber ezberleyip de herhangi bir kelime veya mevzu sayısı hakkında istatistik bilgi verebilen bir adam gibi olmuş olur.

4. Cihazı beslemeye sürekli devam etmekle ondan, araştırmacının istediği her bilgiyi almamız mümkün olur.

İşte beklediklerimizden numuneler:

VI — Sonuçlar ve Umutlar:

Bu iş bittiğinde aşağıdaki sonuçlara ulaşmayı bekleyebilirim:

1. Örneklerini sunmuş olduğum basit sorulara kolayca ve aynı zamanda dikkatle cevap vermek.

2. Diğer araştırmalar ve ihtimallerin önüne imkân açmak. Buna, bu hay­ret verici cihaz yardım edecektir. Bu cihaz bize, insanın normal çalışmasıyla ulaşması mümkün olmayan istatistik sonuçlar verebilecektir. Meselâ:

A — Herhangi bir şehir veya bölge ahalisinin (Şamlıların, Iraklıların, Mekkelilerin) rivayet ettikleri hadisler.

B — Bir sahabînin, iki sahabinin, üç sahabînin... Resûlullah’dan naklettikleri hadîsler.

C — Meselâ Ebû Hureyre’nin Îbn Abbâs’la, sonra Îbn Abbas ve İbn Ömer’­le müştereken rivayet ettikleri hadislerin sayımı.

D — Bazı râvîler özellikle belirli bir konudaki belirli hadisler mi rivayet ettiler.

E — Sahîh hadîslerin kelimelerinin ve her kelimenin kaç defa geçtiğinin tam sayımı. Bu suretle mevzû hadîslerin kelimeleri ile sahîh hadîslerinkilerin mukayesesi yapılarak mevzû hadîsleri ortaya çıkarmak mümkün olur mu?

Hakikat şu ki düşünceler sınırlandırılamaz. Araştırmacılar bunun benzeri cevapları çabucak ve kolayca alınca farklı, çeşitli araştırma ve tasavvurlar or­taya koyabileceklerdir.

VII — Sakıncalar ve Endişeler:

Bu plâna karşı şu korkular ileri sürülebilir:

1. Bu plân ihtimamları dersten, tahsilden ayıracak, değerli kitaplardan kesecek ve bilgisayarın vereceği not fişleri ile ömür geçirtecektir.

2. Bu plânın faydası az olacaktır. Şöyle ki; bilgisayarın semeresi bir üni­versiteye veya kendilerinde bilgisayar bulunan bir gruba, en iyimser düşün­ceyle bilgisayarın bulunduğu şehre münhasır kalacaktır.

3. Bu iş hataya marûzdur. Herhangi bir hata da tekrar edip duracak, üzerine hükümler bina edilecek, hâlbuki bu hatayı ortaya çıkarmak mümkün olmayacaktır.

Bu endişelere şöyle cevap verebiliriz:

Cihaz, ihtimamları dersden, tahsilden ayırmayacaktır. Bilakis ak­si olacaktır: Araştırmacı araştırma ve ders yolunu dümdüz bulacaktır. Aynı şekilde bu cihaz aslî kitap ve kaynaklardan müstağni de kılınacaktır. Aksine, hadîsin bab ve numarasını yahut sayfa ve cildini verince, bu eserlere yol aç­mış olacaktır.

Hadislerin ezberlenmesinden yüz çevirmeye gelince, takdir Allah’ındır, bu zaten olmuştur. Yoksa Allah aşkına, bana söyleyin; günümüzde, bırakın hafızı, muhaddis sıfatını kaç Müslüman âlim taşır? Hadîs usulü âlimlerinin belirttiği şekilde kaç Müslüman âlim bu sıfatı haizdir?

İkinci endişeye gelince: Bunun işi çok kolaydır. Şöyle ki; bu cihazlar bugün kendilerindeki bilgileri çok basit ve çok ucuz kaset şeritlerine kaydetmek, tedbirler. Nerede olursa olsun, bir âleti alıp diğer bir cihaza takmak mümkün­dür. Cihaz bu şekilde aynı cevapları verebilecektir. Hatta her araştırmacının bir şerit edinmesi de mümkündür. İhtiyaç ânında cihazın bulunduğu bir yere gider ve basit bir kayıt cihazı gibi onu kullanabilir.

Son endişenin cevabı çok daha basittir: Bu işin kaideleri, gerçekten kolay müracaat yolları vardır. Her bir hatanın, bir müddet sonra da olsa, tashihi mümkündür. Ayrıca cihaza verilen şeylerin bir kısmını "ekran”, üzerine geri alıp, ondaki hatayı düzeltmek de mümkündür. Filhakika bu, programcıya bil­gileri verecek komisyonun en mühim görevlerindendir.