Makale

CAMİ EKSENLİ DİN HİZMETLERİ

CAMİ EKSENLİ DİN HİZMETLERİ

Dr. Ahmet ONAY
DİB. Teftiş Kurulu Üyesi

Cami dışında yürütülen sosyo-kültürel ve sosyo-psikolojik yönlü hizmetler
Başta imam-hatip ve müezzin-kayyımlar olmak üzere, vaizden müftüye, hizmetliden Diyanet İşleri Başkanına kadar geniş bir yelpaze içerisinde yer alan Başkanlık personelinin tamamı cami içinde olduğu gibi cami dışında yürütülen sosyo-kültürel ve sosyo-psikolojik yönlü hizmetlerde de etkin rol oynamaktadır. Bu tür hizmetler, Diyanet işleri Başkanlığı’nın aslî ve en önemli görevleri arasında yer almaktadır. Biz bu yazımızda, konuyu cami görevlileri açısından ele alacağız.
Cami görevlileri, doğumdan ölüme kadar,
hem iyi günde hem de kötü günde insanların yanındadır. Evden camiye, camiden eve giden, cami dışında herhangi bir şeye karışmak istemeyen imam-hatip ve müezzin-kayyımlar, ideal din görevlisi modeli oluşturmadıkları gibi, halk arasında da pek sevilmezler. Zira toplumumuz, çocuğunun doğumunda, sünnetinde, nişanında, düğününde, askere uğurlanmasında, sosyal yaşamın bütünlüğü içerisinde vazgeçilmez bir unsuru olan mahallesinin imam-hatip veya müezzin- kayyımını yanında görmek, onun manevî desteğini ve duasını almak ister. Evini veya işyerini hocanın ziyaret etmesini bir şeref ve bereket vesilesi sayar. Cami görevlilerinin çalışma ve telkinleri sonucunda dargınlık ve kırgınlıklarına son veren, zararlı alışkanlıklarını terk eden, kişi sayısı toplumumuzda hiç de az değildir.
Cami görevlileri tarafından cami dışında yürütülen sosyo-kültürel ve sosyo-psikolojik yönlü faaliyetleri, a) sosyo-kültürel yardım hizmetleri,
b) dinî ağırlıklı sosyal yardım hizmetleri ve c) psikolojik yardım hizmetleri olmak üzere üç alt kategoride değerlendirmek mümkündür.
a) Sosyo-kültürel yardım hizmetleri
Cami görevlileri, nikah, nişan, sünnet, askere uğurlama gibi törenlere katılma, kişiler arası yardımlaşmayı teşvik gibi adet ve geleneklerin yaşatılması ile tarihin derinliklerinden gelen Müslüman-Türk kimliğinin devamı ve pekiştirilmesini sağlayan faaliyetlerde rol alma, sosyokültürel yardım hizmetler cümlesindendir.
Toplumsal kültürün ve kimliğin temel öğelerini taşıyan örf, adet ve gelenekler, hem millî hem de dinî esasların toplumsal coşku ve heyecana dönüşmüş göstergeleridir. Bu coşku ve heyecanın oluşumu ve sürekliliğini sağlamada din görevlilerinin katkısı büyüktür. Bu sayede, karşılığında hiç bir dünya menfaati beklenmeksizin, can pahasına Çanakkale’de destanlar yazılabilmektedir. Zira, anne-babalar "haydi yavrum git, ölürsen şehit kalırsan gazisin" diye oğullarını askere uğurlarken, cami görevlimiz de vatan savunmasının imandan olduğunu, cephede bir saat nöbet tutmanın bin rekat nafile namazdan daha efdal olduğunu hatırlatarak, hayır dualarla onları yolcu etmektedir.
Bunun yanında cami görevlileri, nişan ve nikah törenlerine katılıp toplumun temel taşı olan ailenin dinimiz açısından önemini vurgular ve kurulan yuvaların saadeti için dua ederler. Bunun yanında, eşlerin birbirlerine karşı görevlerini dile getirip toplumun temelden sağlam yapıya sahip olması için çaba gösterirler. Sünnet törenlerinde de din görevlilerinin manevî desteği ve duası büyük önem arz eder.
Genellikle tören şeklinde icra edilen bu tür sosyo-kültürel faaliyetlerde dinin ve din görevlisinin önemli bir yeri bulunmaktadır. Halkımızın önemli bir kısmı, cami görevlisinin (hocanın) bulunmadığı bu tür törenleri yapılmış saymamakta veya büyük bir eksiklik görmektedir. Cami görevlisinin bulunmadığı durumda, uzak yakın demeden komşu yerleşim birimlerinden bir cami görevlisi getirmek istemesi bu hassasiyetin hangi boyutlarda olduğunun ipuçlarını vermektedir.
b) Dinî ağırlıklı sosyal yardım hizmetleri
iş yeri açılışlarında dua etme, dinî sorulara cevap verme, içki ve kumar gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durulması için telkinlerde bulunma gibi faaliyetler de dinî ağırlıklı sosyal yardım hizmetlerini oluşturmaktadır.
Kişi başına düşen millî geliri 15-16 bin dolardan 78 bin dolara düşen bir ülkede halk dükkânları yağmalayıp, kargaşalar çıkarırken, zaman zaman ekonomik krizlerin yaşandığı ülkemizde kişi başına düşen millî gelirin 2 bin doların altına indiği dönemlerde bile halk arasında böylesi olaylar asla yaşanmamış ve yaşanmayacaktır. Zira din görevlilerimiz, komşusu aç yatarken tok yatmanın doğru olmadığı, hangi sebeple olursa olsun fitne ve kargaşa çıkarmanın adam öldürmekten daha ağır bir günah olduğu şeklindeki mesajları hutbe, vaaz ve sohbetlerinde sık sık vurgulamaktadırlar. Böylece, din görevlilerimiz millî birlik ve beraberlik içerisinde toplumsal dayanışma ve huzurun sağlamlaştırılmasında önemli fonksiyon icra etmektedirler.
Ayrıca cami görevlileri, iş yeri açılışlarında veya çeşitli vesilelerle yaptıkları esnaf ziyaretlerinde, hem helal kazanç için dua ederler, hem de ticarî hayata ilişkin temel ahlâkî ölçüleri onlara hatırlatırlar. İnsan her zaman nasihate ve uyarılmaya muhtaç bir varlık olduğundan, ölçü ve tartıda eksik yapılmaması, gerçeğe aykırı beyanda bulunulmaması, gereksiz yere yemin edilmemesi gibi ticarî hayatın belli bir ahlâkîçiz- gide sürmesi bakımından son derece önem arz eden ilkeler hususunda din görevlileri tarafından yapılan ikazlar büyük önem taşımaktadır.
Çeşitli vesilelerle karşılaşıldığında, genellikle din görevlilerine, dinî ve ahlâkî konularda sorular yöneltilir. Bu yönüyle cami görevlileri, toplumda ’aydınlatıcı ve yardım edici insan’ olma fonksiyonunu icra ederler.
c) Psikolojik yardım hizmetleri
Dargınların barıştırılması, hastaların ziyaret edilmesi, kişisel ya da ailevî sorunların çözümü için destek olunması gibi daha çok bireylere ve ailelere yönelik faaliyetler ise psikolojik yardım hizmetlerini oluşturmaktadır.
Din görevlileri, saldırgan ve agresif eğilimler içerisinde olan kişilere sakin olmayı, anlayış göstermeyi ve hatta affetmeyi Müslüman olmanın bir gereği olarak telkin ederler. Vurma, kırma ve intikam alma gibi saldırgan ve agresif davranışların günah olduğuna, anlayış göstermenin, affetmenin ecir ve sevabının büyük olduğuna inanan kişilerin dinin telkinleri karşısında olumlu tutum takındıkları görülmektedir. Dolayısıyla, ortaya çıkması muhtemel pek çok olay, büyüme ihtimali olan nice problem, adlî birer vaka haline dönüşmeden engellenmiş olmaktadır. işte bu ve benzeri durumlarda, dinin ve sorumluluk içerisinde hareket eden nitelikli din görevlilerinin, toplumdaki asayiş ve huzurun sağlanmasında yapmış oldukları katkı açıkça görülmektedir. Polis ve jandarmanın olmadığı binlerce köy ve kasabada cami ve cami görevlilerinin bulunduğu dikkate alındığında, cami görevlilerince yürütülen sosyo-psikolojik yardım hizmetlerinin önemi daha iyi anlaşılacaktır.
İnsanların kendilerini en zayıf hissettikleri ve manevî desteğe en çok ihtiyaç duydukları zamanlardan birisi de hastalık halidir. Ziyaret edilmek, hastalar için büyük bir moral kaynağıdır. Din görevlilerinin hastaları ziyaret etmesi ise daha da anlamlıdır. Onların duası ve manevî desteğiyle moral bulan, daha çabuk iyileştiğini ifade eden kişilerin sayısı az değildir. Nitekim bu durum, ülkemizde ve Batı’da yapılan bilimsel çalışmalarla da doğrulanmış bir husustur.
Bazı kişisel ve ailevî sorunların kaynağında dinî-ahlâkî bilgi ve motivasyon eksikliğinin önemli payı olduğu görülmektedir. Bu noktada özellikle saygı, sevgi, hoşgörü, affetme, sabır, şükür ve tevazu gibi kavramlara işlerlik kazandırılmasının kişisel ve ailevî sorunların çözümünde son derece etkili olduğu görülmektedir. Bu gibi durumlarda en büyük görev, yine hiç şüphesiz din görevlilerine düşmektedir. Bu görev çoğu kere gönüllü olarak din görevlileri tarafından yerine getirilmektedir.
Sonuç
Cami dışında yürütülen sosyo-kültürel ve sosyo-psikolojik yönlü faaliyetler toplumu zinde tutan ve halk arasında kaynaşmayı sağlayan temel dinamiklerdendir. Görmeye alışık olduğumuz ancak, çoğu kez varlığının ve devamlılığının kaynağı araştırılmayan millî dayanışma, toplumsal huzur ve bireyler arası hoşgörü ortamının sağlanmasında bu dinamiklerin payı büyüktür. Dinî esaslarla anlamlandırılan bu dinamiklerin, kültür zenginliklerimiz arasında nesilden ne- sile aktarılmasında, başta imam-hatip ve müezzin-kayyımlar olmak üzere din görevlilerinin cami dışında yürüttükleri söz konusu faaliyetlerin önemli bir yeri bulunmaktadır.
Müslüman-Türk milletinin tarihin derinliklerinden gelen kültür mirası ile millî duygu ve heyacanının korunmasında ve pekiştirilmesinde din görevlileri oldukça önemli bir fonksiyon icra etmektedirler. Milletin birlik ve beraberliğinde, toplumun dirlik ve düzeninde, zorluklar karşısında ulusça gösterilen sabır ve metanette, bireylerin huzur ve mutluluğunda din görevlilerinin yıllardan beri sessizce yürüttüğü hizmetler her türlü takdirin üstündedir.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI
CAMİ BİLGİ BANKASI PROJESİ
Başkanlık hizmetlerimizin planlanması, yürütülmesi ve değerlendirilmesi gibi amaçlar için kullanılmak üzere, Başkanlığımız merkezinde ve bilgisayar ortamında bir Cami Bilgi Bankası (CBB) oluşturulmuştur. Oluşturulan bu veri tabanında ülkemizdeki tüm camilerin, cemaat durumları, fiziki yapıları, cemaat kapasiteleri ve çevre özellikleri ile ilgili 80 ayrı değişken ile ilgili bilgiler yer almaktadır.
2002 yılı içerisinde gerçekleştirilen bu proje sonucunda, Türkiye genelinde 71.085’i yıl boyu, 1424’ü belli mevsimlerde, 2929’u sadece Ramazan ayında ibadete açık ve 1414’ü de tamamen kapalı olmak üzere, 76922 cami bulunduğu belirlenmiştir.
Cami Bilgi Bankası Projesinin -veri girişleri dışında- tamamı Başkanlığımız personeli tarafından mevcut kaynaklar kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Proje kapsamında, Başkanlığımızın merkez ve taşra birimleriyle koordinasyon; APK Dairesi Başkanlığınca sağlanmıştır. Projenin tasarımı, araştırma için gerekli yöntem ve tekniklerin geliştirilerek toplanan verilerin analizi ile raporda yer alan değerlendirme ve sonuçların çıkarılması gibi hususlar Proje Sorumlusu Dr. Ahmet ONAY tarafından yapılmıştır.
Cami Bilgi Bankasındaki verilerin kaynağını oluşturan Cami Bilgi Formlarının doldurulması ve gönderilmesi il ve ilçe müftülüklerinde görevli hemen tüm personelin katkısıyla gerçekleşmiştir. Cami ve mescit sayısı 30’un altında olan yerlerde, Cami Bilgi Formları bizzat o yerin müftüsü ve ilgili cami görevlisi tarafından caminin bulunduğu mahalde doldurularak imza edilmiştir. Cami görevlisi olmayan yerlerde ise, muhtar, öğretmen, emekli din görevlisi veya cemaatten uygun birisi ile birlikte formlar doldurularak imza edilmiştir. Bu şekilde doldurularak hazır edilen formlar il ve ilçe müftülüklerince Diyanet işleri Başkanlığı’na gönderilmiştir.
Cami Bilgi Formlarında yer alan bilgilerin güvenilirlik ve geçerlilikleri, tespit edilen 10 ilde (Samsun, Trabzon, Erzurum, Bingöl, Kahramanmaraş, Nevşehir, Bolu, Edirne, Çanakkale ve Denizli’de) alan araştırması yöntemiyle, yine proje sorumlusu tarafından bizzat test ve kontrol edilmiştir. Ayrıca, istatistiğe dayalı test yöntemleri kullanılarak formlarda yer alan bilgiler arasında çapraz kontroller yapılarak hatalı ya da eksik bilgi içeren formların yeniden doldurulması sağlanmıştır. Yapılan bu kontrollerden sonra, Cami Bilgi Bankası veri tabanındaki bilgilerin güvenilirlik ve geçerlilik oranının %90’ın üzerinde olduğu görülmüştür.
Cami Bilgi Bankası Projesi kapsamında 76922 camiye ait Cami Bilgi Formlarındaki yaklaşık 231000 sayfa bilginin SPSS olarak bilinen istatistik programı dilinde bilgisayar girişleri, Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi İstatistik Bölümü’nce yapılmıştır.
Cami Bilgi Bankası veri tabanı, Camilerin puanlandırılması, sınıflandırılması ve norm kadro ihtiyaçlarının tespiti çalışmaları için temel bir kaynak olmuştur. Bu bilgiler, cami eksenli din hizmetlerinin rasyonel ölçülerle planlanması ve daha bilimsel bir tabana oturtulmasında Başkanlığımız için önemli bir kaynak teşkil etmektedir.
Cami Bilgi Bankasında yer alan bilgilerin güncellenmesi ve kullanımının etkin hale getirilebilmesi için çalışmalar devam etmektedir.