Makale

HURAFENİN CAZİBESİ

HURAFENİN CAZİBESİ

Prof. Dr. Şerafettİn Gölcük
Din işleri Yüksek Kurulu Üyesi

BİZE göre insan, inanan varlıktır. İnsanın değişik tarifleri yapılmıştır, ancak "inanan insan" tarifi onu en iyi tanımlayan tariftir. Başka bir deyişle; insan inanmak mecburiyetinde olan varlıktır, hamuru öyle yoğrulmuş, yapısı öyle biçimlenmiştir. O, inanmadan, birşeye bağlanmadan edemez. İnsan doğru veya yanlış, hak veya bâtıl, mutlaka birşeylere müsbet veya menfî anlamda inanmak veya bağlanmak ihtiya-cındadır. "Putunu kendisi yapar, kendisi tapar" şeklindeki bir tekerleme, en alçaltıcı tarzda insandaki inanç şuursuzluğunu ortaya koyma bakımından ilginçtir.
Hurafe dün cazip olduğu gibi, bugün de cazibesini, çekiciliğini korumaktadır. Hurafenin çekiciliği, insanın his dünyasına hita-betmesinden kaynaklanır. Hurafe inançaltı bir yan üründür, bir sapma işaretidir.
İnanç denilen üstün ve insanı yücelten ulvî atmosferin yerine geçme gayreti vardır hu-rafede... Bir tür oyalanmadır. Asla ve esasa, insan yüceliğine ters bir davranış şeklidir hurafeye duyulan ilgi... Sabahleyin gazetedeki falına bakmadan evinden ayrıla-mayan, telefonla medyumdan günlük fal bilgilerini almadan işine başlayamayan insanın psikolojisini daha başka nasıl izah etmek mümkündür?
Hurafeye inanmak, insanın aslî imanına bir perdedir, bir hicaptır. Hurafeyle kendini tatmin etmek isteyen tip, gerçekte beden ve ruh dünyasının arzularına set çekmektedir, âdeta onlara kulağını tıkamaktadır. Oysa bu tarz bir hareket, iç dünyanın kavgalarını sona erdirmez, aksine bir davranış şekli, yangına körükle gitmektir. Hurafenin geçici cazibesi bir tarafa bırakılarak, gerçeğin, hakkın güler yüzüne teslim olmak gerekir.
İnanan insanın veya öyle olması gereken insanın yücelmesi, nezih, temiz, şahsiyetine uygun bir itikadla ancak mümkündür. Din hurafeye asla yer vermez, din ile hurâfe birlikte yan yana bulunamaz. Dinin asıl amacı insanı hurafeler batağına düşmekten kurtarmaktır. Dinin olduğu yerde hurafe bulunamaz. Hurafe sahih inancın, geçerli imanın bulunmadığı ortamda ancak yeşerir, filizlenir. İnsanın inanç dünyasında hurâfenin yer bulması, sahih ve nezih itikadın ve bulunmamasından veya sağlam yer tutmamasından kaynaklanır. Su kapları misali, boş kap mutlaka doldurulur. Nezih itikaddan boşalan yere ancak hurafeler gelebilir.
Hurafenin cazibesine kapılmamak için, sağlıklı bir din eğitim ve öğretimi gerekir. Hurafeye inanmanın ve bağlanmanın ferdî ve içtimaî büyük bir hastalık olduğu unutulmamalıdır. Bu hastalı-ğın tedavisinde gerek fert, gerekse toplum kendini sorumlu hissederek, hurafenin geçici, hissî cazibesine kapılmamanın yol ve çarelerini aramalıdır.