Makale

Hayatı Kucaklarken göz ardı ettiklerimiz

F. Nevsun Duman
Uzm. Psikolog

Hayatı Kucaklarken
göz ardı ettiklerimiz

Genç dünyanın en iyi iş idaresi okullarından birinde okuyordu, işletme branşı da bu dönemin en gözde bölümlerinden birisiydi. Gencimizde bu itibarlı okulun başarılı öğrencilerinden biriydi. Okulun ikinci senesiydi. Yıl sonu sınavlarından birine girmişti. Soru kağıtları dağıtıldığında son soru olan onuncu soru bütün sınıfın aklını karıştırmıştı.
Soru şöyleydi: Her gün sınıfı temizleyen görevlinin adı neydi? Öğrenciler şaşkınlık içinde itiraz etmek istediler, bu sorunun yanıtı onları uzaktan yakından ilgilendirmiyordu. O dersten o dönem hiç kimse tam puan alamadı. Fakat sınavdan çıkarken profesörün söylediklerini hiç birisi hayat boyu unutmadılar.
"Hayatınız süresince pek çok insanla karşılaşacaksınız. İki insan asla birbirine benzemeyecek hepsi de birbirlerinden farklı olacaklar. Bu insanlar da özünde sizin ilgi ve sevginize layık insanlar. Yaşarken onları görmezden gelmemeyi prensip edinmelisiniz."
Hayatımıza yön veren olayların çok büyük olduğunu düşünürüz çoğunlukla. Büyük olayların temelinde ise daima gözden kaçırdığımız, göz ardı ettiğimiz küçük şeyler yatar. Önemsiz gibi görünen, o an için pek de dikkat etmediğimiz olaylar hayatın bir dersi olarak çıkabilir.
Sizin için köşede duran bakkal amca, değer vermediğimiz kişi konumunda olabilir. Ama bir gün hiç ummadığımız bir anda derdimize deva olacak adres olarak da karşımıza çıkabilir. Yolumuzu süpüren temizlik işçisi, mektubumuzu getiren postacı, sütümüzü taşıyan sütçü, hatta kalaycı. Bunların ve ürettikleri hizmetlerin ne kadar farkındayız?
Belirli okullara gidip bilgi ve görgümüzü arttırabiliriz. Bu bize paye kazandırabilir. İltifatı da beraberinde getirebilir. Fakat erdem sahibi, işini çok iyi yapan birisi yapmayabilir.
Hayatı kucaklarken göz ardı ettiğimiz bir çok insanın ne denli değerli olduklarını, onlara gereksinim ortaya çıktığında fark ederiz. Daha önce önünden defalarca geçtiğimiz, görmezden geldiğimiz taksi durağındaki şoförün, bir gece hastalanan eşinizi hastahaneye götürürken, sizinle birlikte kaygı yaşadığını, telaş yaşadığını bir an fark eder ve yüreğiniz daralır. Neden ben daha önce bu insanlara her gün önlerinden geçmeme rağmen selâm vermedim diye üzülürsünüz.
Hiçbir konuda çok geç kalmadık. Sadece biraz daha yakın çevremize farklı gözlüklerle bakabilmeyi alışkanlık hâline getirebilmeliyiz. Bu bizi değersiz gibi görünen nice sönük yıldızların, aslında ne kadar da parlak olduklarını anlamayı da beraberinde getirecektir.
Öyleyse hadi hemen şimdi;
Hergün masamıza çay getiren çaycımıza, odamızı ve binamızı temizleyen temizlik görevlisine, binamızın güvenliğini sağlayan güvenlikçiye telefonlarımızı bağlayan sekreterimize ve diğerlerine....
Hiç değilse gülümseyerek bir selâm verelim. Ona iyi ki varsın ve ben senin varlığının farkındayım diyelim.
Mutlu etmek o kadar kolay ki aslında. Dünya paylaşımlarımızla güzel, paylaşmak ise bizim erdemimiz.
58